hesabın var mı? giriş yap

  • genelde bati karadenizde, ilkbaharda kirac yerlerde yetisen minik, ve siddetli derecede aromatik mantar. latince bilenler icin: tricholoma terreum.

  • rize iyidere belediye başkanının açıklaması tamamı şu şekilde;

    "beyinkanaması geçiren ve 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra sağlığına kavuşan rize iyidere belediye başkanı ahmet mete, muhtarlara verdiği iftar yemeğinde, “öbür dünyaya gittim geldim; dedeleriniz 10 ağustos’ta başbakan erdoğan’a oy vermenizi istedi” dedi."

    haber

    insan evladının bambaşka bir canlı olduğuna delalettir. sen öbür tarafa gitmemişsin dostum bonzun yan etkileri hep bunlar. ufak çaplı bir badtrip diyelim...

    gerçek...

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • taşşak mı geçiyorsun cumhurbaşkanı? hangi olayda istifa ettiniz ki, biz mi kaçırdık? 301 kişinin boğulduğu soma'da mı istifa ettiniz? 35 kişiyi yanlışlıkla bombaladığınızda mı istifa ettiniz yoksa göz göre göre ortalarında bomba patlayan 32 vatandaştan sonra mı, reyhanlı katliamından sonra mı, gencecik çocuklar sınır boylarında kurşunlanınca mı?

    ankara'da bomba patladı ankara'da. ankara cizre'den daha önemli olduğu için değil, burnunuzun dibi olduğu için... bu ülkenin başkentinde 97 kişi öldürülecek, cumhurbaşkanı çıkıp "her olaydan sonra hemen istifa mı edelim yani" diyecek.

    ben artık algılamakta zorlanıyorum.

  • milli olduğunuz kızın özelliklerini yazın
    1.ben başlıyorum;

    adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51

    edit: oha allahsız huur çocukları benim kızı gibmeyen kalmamış. yeter
    (kuzeey tekinoglu ?, 02.12.2012 16:44 ~ 08.12.2012 21:37

    2.adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51
    (peki neden ?, 02.12.2012 16:45)

    3.adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51
    (giyaseddin mussolini ?, 02.12.2012 16:45

    25 sayfa böyle gidiyor. ne adamlar yahu :)))

  • atatürk havalimanının yıkılması üzerine siz kime sordunuz temalı tweet’lerdir. kaynak

    --- spoiler ---

    1912’de kurulan, osmanlı’dan miras alınan, dünyanın ilk 10 havaalanından birini yıkıyorsunuz. insan babasının malını bile yıkacak olsa kardeşine, akrabasına, eşine, dostuna danışır. siz bu milletin servetini yıkarken kime danıştınız? seçilmiş belediye başkanına sormadınız+++

    siyasetçilerine sormadınız, akademisyenine sormadınız, sivil toplumuna sormadınız. 16 milyona sormadınız. kime sordunuz? ortak akla başvurmadan, millete sormadan bunca büyük bir milli serveti tahrip eden akıl istanbul’un kutsallarını da yıkar. +++

    mehmet akif’in dediği gibi “hadi gel yıkalım şu süleymaniye’yi desen, iki kazma iki kürek, iki de ırgat gerek. ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, bir sinan, bir de süleyman gerek”. covid’i bahane edip pistin üstüne hastane yaptınız, içi bomboş.+++

    atatürk havalimanı’na özel yapılmış metro yatırımını, marmaray’ı boşa çıkardınız. şimdi havalimanını park yapacağım diyorsunuz ama şehrin kuzeyinde tam 136 katı büyüklüğünde bir alanda doğayı, tarımı, ormanı katledip, imara açıyorsunuz. +++

    niyetinizi iyi biliyoruz. iki dozer bir ekskavatörle hayat pahalılığını, işsizliği, geçim derdini unutturmak, milleti tahrik etmek ve kaos yaratmak istiyorsunuz. ama nafile! ne kadar çabalarsanız çabalayın millet bu tahriklere gelmeyecek, hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz! +++

    hala bir parça vatan, bir parça millet sevginiz, bir parça istanbul aşkınız kaldıysa, durun! kararı aziz millete bırakın.

    --- spoiler ---

    edit: spoiler

  • ön edit: kendi maaşından ne kesildiğini ve patronuna olan maliyetini görmek istersen lütfen seni bu linke alalım. brütten nete ya da netten brüte maaşına bakabilirsin. %5 indirim ve işveren maliyeti butonlarını değiştirebilirsin.

    bizim türk milletidir.

    bu durum devletin işçi maaşı üzerinden işçiyi resmen sömürmesidir.

    bir işçinin brüt maaşı üzerinden %22,5 işveren adına, %15 işçi adına kesinti yapılır ve devlete ödenir. bir örnek verelim.

    5.000 lira brüt maaşı olan işçiden 1,125 lira sgk primi işveren payı olarak hesaplanır. 750 tl de işçi payı olarak hesaplanır. ikisi toplanır, ay sonunda devlete ödenir. yani 5.000 brüt maaşı olan kişiden devletin sgk geliri 1.875 tl'dir. (ayrıca brüt 5000 diye yalan etiket var, devlet kendi payını da hesaplayıp alıyor, yani esasen 5.000 brüt bu örnekte 6.125 haline geliyor gizlice)

    bitmedi, işçiden kesilen sgk kesintisi olan 750 düşülmüş halinden bir de vergi hesaplanır. yani 4.250 tl üzerinden bir de vergi keserler. bu vergi başlangıçta %15 olmak üzere yıl sonunda aldığın maaşa göre %40'lara varır. hadi diyelim hep %15 ödedin. 637,5 tl de vergi kesilir maaşından.

    yani devlete giden toplam 2.500 küsur para. senin eline geçen de 3500 dür. devlet neredeyse senin kadar para kazanır senin maaşından daha eline geçmeden.

    bununla biter mi? hayır tabi ki..

    o harcayacağın 3.500 lira sana kalan tutardan yaptığın her harcamadan %1, 8 ve 18 kdv alır. ötv alır, emlak vergisi alır, motorlu taşıt vergisi alır. yani dostum, 5000 lira maaşından aslında sana 1500-2000 lira kalırsa öp ve başına koy. yılbaşı geldiğinde sana yaptığı zam aslında kendine yaptığı zamdır. çünkü kendi vergi gelirlerinden asla ödün vermez bu devlet.

    bu arada bu maaş üzerinden alınan vergiler bildiğim kadarıyla devletin en büyük gelir kalemini oluşturuyor. bir asgari ücretli gibi düzenli vergi ödemeyen binlerce işletme, ortalama maaşlı biri kadar vergi ödemeyen binlerce fabrika var.

    aşağıda kadrolu müptezel nickli biri var. kafası tam basmamış. devlet senin maaşın üzerinden sgk yı hesaplar, yarısını senden, yarısını patronundan alır. bunun neyini anlamadın da 3500+2500=5000 yazıp 50 iq seviyenle dalga geçmeye çalışıyorsun. a benim kardeşim, işvereninden o parayı kesmeseydi işveren o parayı sana vermeyecek miydi? senin patrona maaliyetin bu örnekte 6.125 tl + damga vergisi olur. yani seninle ilgili patronundan 5000 çıkmıyor direkt. sgk işveren payı da patronun için bir maliyet.

    edit: agi ve damga vergisi ve teşvikleri unutmadım arkadaşlar. hatırlatmalar için sağolun ama tabloyu ana hatlarıyla ortaya koydum. detaylara inersek ücret hesaplama platformu gibi olacak burası. benim 12.000 lira maaşımdan bana 286 tl agi'yi geri verse ne olur vermese ne olur. problem o değil, problem maaşımızın sadece 1/4 ünü kendimize ayırabilmemiz. devlet resmen mafya gibi neredeyse hepsini elimizden alıyor.

    debe editi: (bkz: tecavuzculere normal vatandasin bakmasi)

  • yunan efsanesine göre theseus gemisiyle birlikte girit'ten zaferle dönünce atinalılar, theseus'un gemisi'nin hatıra olarak korunmasına karar verirler. geminin tahtaları eskidikçe yenileriyle değiştirilir. (bkz: restorasyon) bir zaman sonra geminin tüm parçaları değiştirilmiş hale gelir. bu durumda gemi hala theseus'un gemisi midir?

    gemide girit'te fiziksel olarak bulunmuş hiçbir parça kalmamıştır. dolayısıyla artık bu gemi o gemi değildir diyenlere hak verebiliriz. öyleyse bu gemi tam olarak hangi tahtasını kaybettikten sonra theseus'un gemisi olma vasfını yitirmiştir? heraklitos bu durumu bir paradoks olarak kabul etmeyip, geminin zaten atina'ya geldiğinin ertesi günü bile aynı gemi olmadığını, aynı gemide iki defa yıkanılamayacağını söyler.*

    aristo maddeyi meydana getiren dört sebep sıralar: şekil, madde, amaç, etkin neden. maddenin ne olduğunu belirleyen şey şekli olduğuna göre gemi hala aynı gemidir. üstelik geminin bulunuş sebebi, amacı da değişmemiştir.

    paradoks bu kadarla sınırlı değildir. geminin değiştirilen her parçası saklanmış olsa ve bunlarla ikinci bir gemi yapılırsa ne olur? eski parçalarla yapılan gemi theseus'un gemisi olur mu? cevap evetse, bu durumda iki tane mi theseus'un gemisi olur? yoksa eskinin dirilmesi yeni parçalara sahip geminin sıfatını kaybetmesine mi sebep olur?

    1 yılda vücudumuzdaki atomların neredeyse hepsi değişmiş oluyor. yeni atomları genlerimizdeki kodlara göre -ki genlerimizi oluşturan atomlar da değişiyor- tekrar dizdiğimizden aynı görünüyoruz ama 1 yıl önceki yapı taşlarımızın hiçbiri bizimle değil.

    konu bir bakıma madde ve mana çatışmasıdır. atinalılar theseus'un gemisi'nin onlara kazandırdıklarını unutmamışlardı. zamanla parçaları değişse de taşıdığı anlam onlar için değişmemişti.

    bizi biz yapan nedir? sevip değer verdiğimiz insanlar tam olarak hangi noktadan sonra o artık benim sevdiğim x değil noktasına ulaşır? hangi tahtaları değiştikten sonra? veya bizim hangi tahtamız değiştikten sonra?

  • ah sizin derdiniz dert midir, benim derdim yanında?

    çıktığım ilk kızdı, ilk ve son randevumuz oldu...

    danışman göreviyle midir, bodyguard niyetiyle midir bilmem, yanında çam yarması gibi bi kızla çıkageldi. davet benden gelmişti, serde de centilmenlik var, hayatta hesabı ödetmem ama bu üçüncü şahıs yoktu ki gündemde? bütçe desen kısıtlı, finans nanay o günlerde...

    sonradan öğreniyorum yemek işini halletmişler; benimle buluşmadan önce ikisi kadıköy’ün ara sokaklarından birinde bişeyler atıştırmak istemişler, abla da orda dört tane kıymalı gözlemeyi gömmüş. yarasın.

    ama yaramamış işte... biz oturduk kafeye, bişeyler içtik, lakin iki lafın belini kırmak ne mümkün? abla devamlı karnını tutup inliyor. ben o an gözleme olayından bihaberim, regl sancısı diyorlar bana. abla gözlerimin önünde boncuk boncuk terliyor, titreme de var hafiften, durum iyi değil...

    derken bi hışım kalkıp tuvaletin yer aldığı ikinci kata yöneliyor, fakat döner merdivenin metal basamağına attığı ilk adımla beraber tökezleyip düşüyor ve düştüğü yerde bildiğin altına sıçıyor abla.

    çıkmaya çalıştığım kızla kafeden çıkıyoruz, karşı sokağa geçip cebimdeki son parayla alış veriş yapıyoruz, uygun bi don seçip ablaya getiriyoruz. özürler, kusura bakmalar, mahcup oldumlar... ya gözleme dokundular, ya açık ayran bozdular...

    ne demek canım diyorum, insanlık hali. apar topar vedalaşıyoruz çıkmaya çalıştığım kızla, artık kafam nasıl allak bullak olduysa bilek güreşi tutuşu gibi bi tokalaşmayla ayrılıyorum mekandan. bir daha ne o beni arıyor, ne ben onu soruyorum...

  • sonra doğu dünyası niye gelişemiyor? e sikinden başka yere kan gitmiyor da ondan.

    önce mesaj yoluyla hakaret edip sonra da ispiyonlayan ezikler için gelen tanım editi: eleştirilmesi bazı cibiliyetsizlerin zoruna gitmiş tecavüzdür.

  • bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.

    "köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."

    gibi

    (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)

  • belki askerimizi şehit etmeye çalışan birinin cesedini toplamak için vakit ayırmaya bile gerek yok... sonuçta cesede bile patlayıcı düzeneği kurabilen bir bozuk zihniyet o yüzden geberdiği yerde bırakmak en iyisi.

    edit: başlığı açan kişi entrisini silmiş.