hesabın var mı? giriş yap

  • bu tankın çok büyük bir eksiği var bu bu yüzden üretilemeyecek. alman mtu ve renk firmaları motor ve şanzıman vermiyor. biz bunu entrylerimizde yazdık.

    (bkz: küba'nın türkiye'den 212 altay tankı alması/#110283009)

    şimdi biraz detaya inelim. tank dediğimiz saldırı aracı, içten dışa tasarlanır. öncelikle motor ve şanzıman belirlenir, bunun üzerine diğer elemanlar yerleşir ve üstü çeşitli kalınlık ve tiplerde zırhla kaplanır. her bir bileşen ve hatta personel için dahi minimum alan verilir. çünkü tankın boyutunun ufak olması ve ağırlığının az olması hayatidir.

    (bkz: yürüyen palet zafere gider)

    otokar, tıpkı fırtına obüsü gibi güney kore alt yükleniciliğinde bu tankı tasarlarken alman mtu motoru ve alman renk şanzımanı üzerinden tasarladı. zaten şu anda dünyada 60 tonluk bir tankı yürütecek iki seçenek var.

    1- ingiliz challanger tankındaki perkins motoru. bu motor 1200hp gücünde, bizim istediğimiz motor 1500 beygir gücünde. zaten ingilizler de challanger tankını başka ülkelere sunarken 1500 beygirlik mtu motoruyla yeniden tasarlanmış olarak sunuyor. çünkü kimse 60 tonluk bir tankı 1200hp motorla kullanmak istemez. hareket kabiliyeti bir tank için ölüm kalım meselesi.

    2- sürekli bahsettiğimiz mtu motor. mtu firması gemilerden tutun hemen her şeye, özellikle ağır araçlara motor yapan, bu konuda lider bir firma. israil'den tutun ingiltere'ye, herkes bu motorları kullanıyor. amerika bile başka ülkelere kendi m1 serisi tankları önerirken kendi türbin motoruyla değil, mtu motorla beraber öneriyor.

    kısaca mtu motor ve renk şanzımana alternatif şu anda yok. kendimiz yapmak istersek belki 15-20 yıla yaparız, ama birebir aynı olması lazım. en ufak bir şekil ve boyut değişikliğinde tankı yeniden tasarlamamız lazım ki bunu bmc ya-pa-maz. otokar yapar ama akp bu işi otokar'a vermez. yani almanlarla arayı düzeltip alım yapmadan, bu tankı unutun.

    ama esas önemli konu şu. almanların 1979 yılında seri üretime başladıkları leopard 2 serisine alternatif bir tank tasarladık. eğer ihale süreci bmc ve katar'a verilmeseydi yıllar yıllar önce seri üretime başlamış, eski tanklarımızı emekliye ayırıp mümkün olan her yerde kullanıyorduk. çoktan combat proven yani kendini kanıtlamış bir tankımız olacaktı ve dış ülkelere yüzlerce sipariş almıştık.

    ancak şu anda almanlar, fransızlarla birlikte yeni nesil tankını tasarlıyor. bu tank insansız savaşkonseptine hazır, yeni nesil ağ temelli harp gereksinimlerini karşılayan, çok güçlü ve hızlı bir tank olacak. göklerdeki f-35 'in yaptığı game changer yani oyun değiştirici etkisini yapacak. biz ise hala elalemin 41 yıl önce üretmeye başladığı eski nesil tanklara alternatif üretemiyoruz.

    baştan şunu da söyleyeyim. biz bu tankı güney kore k2 tankı üzerinden geliştirdik. k2 tankında bazı yerlerde yerli motor kullanılıyor diyor ama o aldatma. o motor ve şanzıman alman mtu ve renk'in motor ve şanzımanının lisans altında üretimi. yani tofaş'ın fiat lisansıyla ürettiği kuş serisi gibi.

    her taşın altından mtu çıkıyor çünkü dünyada bunun alteratifi yok.

  • entry: devlete dava açmak üzereyim yardım edin

    entry: aranızda avukat var mı bilmiyorum, inşallah vardır ve bana yardım eder.

    beyler nüfus cüzdanımda kangurubu diye bi ifade yer alıyor, ben kanguru değilim!

    bi kaç avukata mail attım cevap bekliyorum..

  • sobanın üstüne tükürüp "tıpıstttt" sesini duymamış bi' çocuk. yazık. evet.

  • beynimizi soğutmak için esniyormuşuz, uykumuz geldiği veya uyanamadığımız için değil ancak gene de şöyle bir bağlantı kurulmuş uyumadan önce, uyandıktan sonra ve stresli durumlarda beyin sıcaklığı yükseliyormuş, yaklaşık vücut hacmimizin %2 sini kaplayan beynimiz, enerji tüketimimizin de %20 sinden sorumlu, yoğun faal olduğu durumlarda beyin sıcaklığı yükselince, kişi derin ve fazla nefes alma gereksinimi hissediyor böylece alınan hava, burun ve ağız boşluğundan -çeperleri ön beyinle doğrudan bağlantılı olan kan damarı ağlarıyla kaplıdır- geçerken damarlardaki kanın sıcaklığını değiştirip, beynin soğumasına yardımcı oluyormuş.
    empatik bir davranış olan esneme, otistik bireylerde, psikopatlarda, şizofrenik kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde ise hiç görülmüyor.

  • bildik klişe. ama anaya saygısızlık. ayrımcılık, haksızlık bu.

    ana yemeği yemekten de rahatsızlık duymak lazım bence. ama kimin umrunda, millet hiç utanmadan yumuluyor hazır sofralara, önlerine getirilmiş soyulmuş doğranmış meyve tabaklarına... babasının 1 lirasını yemekten rahatsızlık duyanların, annesinin 1 tencere dolmasını 1 oturuşta yiyip bitirmekten rahatsızlık duymaması büyük haksızlık bence.
    sizi gidi gizli emek sömürücü sinsiler sizi!
    (bkz: anne yemeği yemek)

  • el kitabini yapmislar bunun. bugun goz attim biraz. tam o sirada yengem.
    " su biyiklarimi alsana, hos tuy muy bisey kalmicak yakinda ama..."
    dedi.
    " olsun daha gur cikcak saclarin, hem bak kedi kuyrugu gibi kalmis"
    dedim.
    " haftaya abinle birlikte kazitcaz saclarimizi..."
    dedi.

    bana bugun, yillik aglama kotami doldurtan tedavi sekli.

  • şimdi şöyle bir şey var ki, kediler nereye def-i hacet edeceklerini bilmiyorlar. bu alışkanlıklarını yetişkin kedileri izleyerek öğreniyorlar. "hmm bir yere giriyoruz, oraya çömeldikten sonra sabit bir yere gözümüzü kırpmadan bakıyoruz ve işimizi görüyoruz. sonra da böyle fışı fışı kollarımızı oynatıyoruz" şeklinde bir öğrenim söz konusu.

    ancak olayı yanlış anlayanlar da yok değil.
    kum kabına giriliyor, orada hacet gideriliyor. buraya kadar normal. bu noktaya kadar bir problem yok. ders iyi tatbik edilmiş, özümsenmiş. uygulama da kusursuz.
    ancak bundan sonra kritik bir hata var; pisliğin üstünü kapatma maksadıyla yapılan fışı fışı hareketinin kumun içinde yapılması gerekiyor. kum kabından çıktıktan sonra, parkelerin üzerinde değil. o yanlış. orada ezbercilik var.