hesabın var mı? giriş yap

  • ilber ortayli'nin direkt olarak cahilsiniz demesinden daha agir ifadedir.

    hocamiz bir muhabbete girer, fransa'nin tarihinden bahsederken fransizca kelimeleriyle zihinleri yorar ve ardindan "biliyorsunuz, puşkin bu okuldan (buraya fransizca bir sey gelecek) mezun olmustur ve hem fransizca ve hem rusca'ya hakim olmustur..."

    isin garibi, karsisindakiler de böyle konusuyor. insanda "ulan bir ben mi bilmiyorum bu bilgiyi" yükü olusturur, ic sikintisi yaratir.

  • kendisi aynı zamanda abd donanmasının 6. uçak gemisinin (cv-6) adıdır. bu adlı gemi denizcilik tarihinin efsane gemileri arasındadır. ikinci dünya savaşı pasifik cephesinin neredeyse tüm muharebelerinde öyle ya da böyle bulunmuş (pearl harbor'da saldırı sırasında limanda olmasa da limana girdiğinde baskının çıkardığı yangınlar devam etmekteydi) yakışıklı, güzel ve savaşçı bir gemidir. 20 battle star, presidential unit citation (kişilere verilen navy cross madalyasının birlikler için olan versiyonu) ve navy unit citation madalyaları ile abd donanmasının ve dünya donanmalarının en bol madalyalı gemilerindendir.

    her savaşçı gemi gibi hikayesi ve efsanesi boldur, fıkra kabilinden bir tanesini aktaralım.

    hikayenin geçtiği dönemde enterprise'ın hava grup kumandanı (air group commander) binbaşı william r. "killer" kane adında bir as pilottur. bu pilot, liderlik tarzı ve yeteneği ile mürettebat tarafından çok sevilirmiş. 1944'te abd donanmasının saipan adasını ele geçirmek için yaptığı saldırıda, enterprise ve hava grubuna çok iş düşmüş. iki gün boyunca sürekli muharebe halinde olan pilotlar ve mürettebat, ayakta zor duracak hale geldiklerinde, bir söylenti gemiyi sarmış: "killer kane kayboldu". zira son sortide çıkış yapan ve neredeyse iki gündür uyumamış olan kane, sortinin diğer uçakları ile birlikte geri dönmemiş. doğal olarak gemide moral dip yapmış. iki gün boyunca filoda düşen pilotları toplamaktan sorumlu destroyerlerden haber bekleyen mürettebat iyice umudu kesmişken, ufukta bir destroyer belirmiş. destroyer, enterprise'ı görür görmez ışıldakla sinyal vermeye başlamış:

    "killer kane ne kadar dondurma eder?"

    şöyle ki, küçük destroyerlerde gıda depolama alanı fazla olmadığı için, genelde sağlıklı beslenme için zorunlu yiyeceklerle (taze ve konserve sebzeler vb.) doldurulup, daha "keyif işi" yemeklere yer kalmazmış. uçak gemileri ise zebellah boylarıyla her şey için fazlaca yere sahip olduklarından, daha "lüks" gıdalar da bu gemilerde bolca bulunurmuş. bunun sonucu olarak, destroyerler, denizden topladıkları düşen pilotları için uçak gemilerinden dondurma ya da çikolata gibi fidyeler almayı alışkanlık edinmişler.

    meğer, kane, o gün sortisindeki diğer uçaklarla birlikte geri dönmüş. ama uçak iniş kalkışları nedeniyle son derece kalabalık ve karmakarışık güverte yüzünden, güverte ekibi kane'i "şimdi git sonra gel" kabilinden kovalamış. kane de motoru deponun son damlalarını çeker, kendisi de uyku gözlerinden akarken turlamaya başlamış. ama turlamanın sonu (artık kane'in ayıklığı mı, yoksa motorun benzini mi önce bittiyse) enterprise'ın güvertesinde değil, geminin bir kaç kilometre açığında yumuşak inişle denizde sonuçlanmış. lakin kane, inerken kafayı kabinin kenarına vurup bayılmış. gemiden açıkta uçaksavar devriyesinde olan destroyerlerden biri de, kane'in uçağının denize indiğini görünce, bunu denizden toplamış. ama filoda birden fazla uçak gemisi olduğu, kane de baygın olduğu için kime geri vereceklerini bilememişler. kane iki gün sonra ayılınca, ellerindekinin filonun sevgilisi as pilot killer kane olduğuna uyanan destroyer mürettebatı, tabii ki alelacele kane'i enterprise'a yetiştirmişler.

    killer kane hakkatten kıymetliymiş ki, dediklerine göre, kurtaran destroyer, enterprise'ın kaptanından, normalde bir pilot için ödenenin neredeyse dört katı, 100 kiloya yakın dondurma koparmış.

  • ya yine salak salak başlık açılmış yorum yapılmış. ya kardesim büyük ihtimalle zaten 1 5 yıldır tatilde bırakacakları büyükanne bakımı için destek oluyorudur. annenin ve babanın mental sağlığı için böyle aralar iyidir. kısa tatile gidecek ana babalar buradaki gerizekalı yorumlara kulaklarını tıkasınlar.
    tanım: mal beyanıdır.

    ekleme: yani bu konu ruhsuzluğa nasıl bağlanmış inanılmaz. çocuk yetiştirmenin anayasal kuralları yoktur. her aile, her çocuk kendine hastır.istisnaları saymıyorum ama her çocuk anası babası için biriciktir, onların canıdır, ciğeridir. insanlar kim oluyorlar, hangi hadle o aileleri ruhsuzlukla itam edebiliyorlar çok enteresan. 3 günle 5 günle ne çocuk bağlanma problemi yaşar ne de krize girer hele ki bakımına doğumundan dahil edilmiş bir büyükanne ile kalıyorsa. sağlıklı çocuklar sağlıkli ebeveynlerle mümkün. saçmalamayın.

  • final kağıdına yazdığım cümle. 18 aldım, 3 gundur evden cikamiyorum. buradan profesöre sesleniyorum su egolari bi kenara birakalim. bütünlemede diyelim 40 olmadı 35 oldu o da olumlu. ılk vizede aldığım 39'u yedirtmem ben kimseye. pazartesi görüşecegiz.

  • köyümün festivalindeki çekilişten leğen kazanmıştık. çok duygusal anlardı. annem: "koş oğlum git al!" dediğinde herkesin arasından sıyrılıp kürsüdeki adamın yanına çıkmıştım.. herkes bana bakıyordu. hayalimdeki leğene kavuşmak üzereydim.. teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes benim o leğeni iki elimle tutup adeta bir ülkenin bayrağı gibi taşıyor oluşuma şahit oluyordu. mikrofonu elime aldığımda ağzımdan şu cümleler dökülmüştü: "ben.. biz bugün sadece bir leğen değil, çok daha fazlasını kazandık.. köyümüzü!" teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes beni alkışlıyordu.

  • edit: #öyp50d twitter.
    edit: cinayet anının videosunun linkini ekledim en aşağıya. araç saatte 120 km hızdan aşağı gitmiyor.

    şehir içinde aşırı hızlı araç kullanırken bisikletliye arkadan çarparak ölümüne sebep olduktan sonra bisikletliden 50bin lira tazminat isteme olayı.

    konya'nın zenginlerinden bir çocuk, emekli astsubayın kullandığı bisiklete arkadan çarpıyor.
    polis raporunda bisikletliyi ağır kusurlu bulup aracın 50 km hızla gittiğine dair rapor tutuyor.

    saatte 50 kilometre hız ile gittiği söylenen ve bisikletliye çarpan aracın resmine bakalım:
    http://i.hizliresim.com/lqydvb.jpg

    çarpan eleman:
    http://i.hizliresim.com/mk0d17.jpg

    daha sonra şikayetini geri çekmeyen aileye karşı ölüden 50 bin liralık tazminat talebinde bulunuyorlar.
    eleman serbest. çünkü arkası sağlam.
    öyle böyle değil, hem de epey sağlam:
    http://i.hizliresim.com/3a7zlj.jpg
    http://i.hizliresim.com/zyz3j0.jpg

    emekli asker öldü ama onu öldüren serbest. 1 gün için bile içeri gireceğin sanmıyorum.
    öldürmekle yetinmeyip ailesinin üzerine kabus gibi çökme derdindeler.

    haber linki:

    kocasının ölümüne neden olan şahıs 50 bin tl araba masrafı istedi

    haberin içeriği;

    --- spoiler ---

    konya’da dört ay önce lüks bir otomobilin bisiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında kocası ölen kadın, sürücünün kendilerine 50 bin liralık araba masrafı davası açmasıyla ikinci kez yıkıldı.

    kaza, 12 mayıs 2016 tarihinde merkez karatay ilçesi adana çevreyolu matbaacılar altgeçidi’nde meydana gelmişti. iddiaya göre, konya'nın tanınmış iş adamının oğlu mehmet ali yapıcı (21) idaresindeki 42 bjk 26 plakalı lüks otomobil, bisikleti ile ilerleyen emekli astsubay orhan özdemir’e (55) alt geçit çıkışında arkadan çarptı. çarpmanın etkisiyle metrelerce uzağa fırlayan bisiklet sürücüsü orhan özdemir ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    `otomobilde oluşan hasarın masrafını almak için dava açtılar`
    kazada orhan özdemir’in hayatını kaybetmesinin ardından otomobil sürücüsü mehmet ali y. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. nöbetçi mahkemeye çıkan mehmet ali y. bisiklet sürücüsüne arkadan çarpmasına rağmen az kusurlu bulunarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. kocasının ölümüne sebep olan kişinin serbest bırakılması üzerine acılı eş müzeyyen özdemir de hukuk mücadelesi başlattı. mehmet ali y.'nin cezaevine girmesi için uğraş veren müzeyyen özdemir, karşı taraftan gelen tazminat davasıyla ikinci şoku yaşadı. kazada ölen kocasının yasını tutarken bir de karşı tarafın otomobilde oluştuğunu iddia ettiği 50 bin liralık hasarın parasını istemesi acılı eşi ikinci kez yıkıma uğrattı.

    `güvenlik kamerasında otomobilin bisiklete hızla vurduğu görülüyor`
    mehmet ali y. kaza sonrası sevk edildiği nöbetçi mahkemede verdiği ifadesinde hızının 50-55 olduğunu söylediği öğrenildi. ancak ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntülerinde sürücünün ifadesinin aksine otomobilin hayli hızlı olduğu görülüyor. bir petrolün güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntülerde beyaz bir otomobilin alt geçitten çıkan bir bisiklete hızlı bir şekilde arkadan çarptığı ve bisikletin metrelerce uzağa fırladığı görüntülerde yer alıyor.

    “eşim resmen katledildi”
    kocasının ölümüne neden olan sürücüden davacı olduğunu söyleyen müzeyyen özdemir, "kaza ne zaman olur. çarptığın zaman frene basarsın tamam o kazadır. ama bununki resmen eşimi katletmektir. eşimi katlettiği için ben bu adamdan davacıyım. ikinci olarak kaza tutanağı tutan polis ağır kusurlu olarak eşimi göstermiş. araç, bir başka araca arkadan çarptığı zaman çarpan suçlu olduğu halde, eşimi ağır kusurlu nasıl gösteriyor ki. benim eşim gerçekten feci şekilde can vermiş. bütün kemikleri kırılmış. iç organları parçalanmış. her yer kan içinde kalmış halde bulduk biz eşimi. biz daha eşimi defnetmeden '500 bin lira aileye verdik, aileyi susturduk' deyip de yalan haber yaptılar. böyle bir şey yok. biz onlardan bir ekmek parası dahi almadık. hiçbir şekilde bizim yanımızda olmadılar" diye konuştu.

    "beni yıldırmak için 50 bin liralık dava açtılar"
    eşinin mezarı başında gözyaşı dökerek dua eden özdemir, kocasının acısı dinmeden 50 bin liralık otomobil masrafı davasıyla ikinci şoku yaşadığını ifade ederek, "son olarak eşime arkadan çarpan arabanın masrafını üstümüze yıkarak 50 bin lira masrafı ödemek için bize dava açtılar. ben artık bu aileden de, çevremdeki insanların iki yüzlülüğünden de bıktım. eğer bu aile benden arabasının masrafını karşılamamı istiyorsa tamam ben razıyım, karşılayacağım. yalnız eşimi bayram sabahı getirsinler, çocuklarım on dakika görsün. ben başka bir şey istemiyorum bu aileden. yapabiliyorlarsa bunu yapsınlar. biz güçlüyüz her şeyi yaparız demekle bu iş olmuyor. adalet nerede o zaman. nerede bu adalet. ben adalet istiyorum. eşimin kanının yerde kalmamasını istiyorum. bunlar sadece beni yıldırmak için davadan geri çekilmem için yapıyorlar. hiçbir zaman yanımda durmadılar. hiçbir pişmanlık dahi hissetmediler bunlar" dedi.
    --- spoiler ---

    edit: amacım bu mağdur insanları bu insafsız insanların eline bırakılmaması. biliyorsunuz cumhurbaşkanımız, başbakanımız gereksiz davalara müdahil olabilmektedirler.
    isteğim bu davaya milletvekillerinin, sivil toplum kuruluşlarının sahip çıkarak adaletin sağlanması yönünde baskı yapmalarıdır.

    cinayet anının videosunu buldum:

    https://www.youtube.com/watch?v=wjzs_qgkbiy