hesabın var mı? giriş yap

  • el kitabini yapmislar bunun. bugun goz attim biraz. tam o sirada yengem.
    " su biyiklarimi alsana, hos tuy muy bisey kalmicak yakinda ama..."
    dedi.
    " olsun daha gur cikcak saclarin, hem bak kedi kuyrugu gibi kalmis"
    dedim.
    " haftaya abinle birlikte kazitcaz saclarimizi..."
    dedi.

    bana bugun, yillik aglama kotami doldurtan tedavi sekli.

  • 10 yıl önce filan, mahallenin bakkalının genç oğlu, mahalledeki havalı bir kızdan platonik olarak hoşlanmaktadır. ve beleş gazoz için bakkal önünde duran bizlere dert yanmaya başlar.

    - olm ben o kıza artık hiç yüz vermiycem!
    - niye lan ne yaptı kız sana?
    - geçen gün zengin bi herif, arabasıyla eve bıraktı bunu!
    - yapma yaaa! ee?
    - öyle işte. ben de artık yüz vermiycem. ama dur bak! yarın bi gün gelir buraya, pastırmayı çok seviyo o.. pastırma var mı diyecek bana, yok diycem! görsün bakalım. el mi yaman bey mi yaman!

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • alman disiplininin tum dunyaya naklen yayinlandigi mac.

    almanya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; hepsi trasli, efendi, isinde gucunde cocuklar.

    brezilya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; abuk subuk-karman corman sac modelleri, vucut gelistirmeye bulasip orantisiz kas yapmis, lakayit, karaktersiz, nereden geldigi belli olmayan bir ozguvene sahip, hemen hepsi ustun yetenek(!) pic kurulari.

  • nagehan alçı, habertürk’te katıldığı canlı yayında “suriyeli göçmenlere yönelik nefret dilini adeta bir alışkanlık haline getirenler, bakalım ukraynalı göçmenler gelince de aynı şekilde itiraz edecekler mi?”demiş.

    (bkz: kiev’den yola çıktılar kocanıza sahip çıkın)
    bu kadından ne farkı var nagehan alçı’nın?

    evet nagehan itiraz edeceğiz. eğer 20’li yaşlarında işsiz güçsüz, s*kini sallaya sallaya, milyonlarca, kayıtsız, kontrolsüz gelip orda burda kadınlara sarkıntılık ederlerse mesela itiraz edeceğiz.
    devletin fakir halkından esirgediği sağlık hizmetlerinden, bedelsiz faydalanırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    bankamatik kuyruklarında jöleli saçlarıyla devletin bağladığı maaşı yıllarca alırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    belli şehirlere, illere, nahallelere yerleşip demografik yapıyı bozarlarsa mesela itiraz edeceğiz….

    ayrıca merak etme gelmezler, çünkü avrupa’da serbest dolaşım hakları var.
    link

  • eksi sozlugu game of thrones dunyasi olarak goruyorum. hatta kafamda kralliklari, grallari ve sloganlarini bile buldum.

    owencanland
    lider: owencan
    nufus: 31.000.000
    slogan: your mum is coming

    cicisland
    lider:ssg
    nufus: 26.000
    slogan: our eyes are so anlamli

    entelia
    lider: otisabi
    nufus: n/a
    slogan: fular is ours

    atayizland
    lider: immanuel tolstoyevski
    nufus: 15.000- 25.000(with gizli atayizts)
    motto: we do not belive

    kanzukland
    lider: kanzuk
    nufus: 12.000
    motto: i see dead entries

    gurinho
    lider:guru
    nufus: 15
    slogan: facebook is ours, zynga- zuckerberg- facebook, facebook is coming, ccc facebook ccc, did i say facebook?

  • 2017 yılında bir adım fazla ve ileri attığı için 2019 play-off'larında çakılmış olan efsane takım.

    gm danny ainge'in nakış gibi işlediği "gerçek process"i hepimiz yıllar içinde gördük ve takdir ettik. bununla beraber boston'ın 2019 play-offlarında "iflas" etmesi biraz geçmişe ve hesaplanma şansı olmamış bazı kararların geç sonuçlanmasına bağlı. buradan da bu entry de geleceğe dair ne yapabileceklerine dair şahsi fikrimi sallayacağım.

    yapılanma:

    çok da geri dönmeyeceğim ancak 2017 yazı herşeyin düğümlendiği ve aslında sonuçlandığı dönem. boston'un bugünlere gelmesi ve aşırı büyümeden zehirlenerek çöküşü buradan itibaren başlamakta.

    free agent pazarından alınan gordon hayward, boston için modern basketbola dair inanılmaz bir kapının açılışı anlamına geliyordu. bir batı all-star'ını en iyi oynadığı sezonun ardından büyük bir kontratla kapmışlardı. all around bir isimdi ve topu o dağıtacak, takımda fizik ortalamada üste çıkmayı sağlayacak, oyun zekasını arttırması bir yana, sorun da çözecekti. 3 numarada hayward bu derece önemli bir oyun rolünde olacakken gereğinden fazla kullanılan isaiah thomas (bkz: king in the forth) daha az efor ortaya koyacaktı. daha verimli olacaktı böylece. aynı yaz jason tatum draft edildi. uğruna son yılların en büyük potansiyellerinden birisi olan markelle fultz'la kendisinin draft hakkı takas edilmişti. kendisi 2 ve 3 numaraların hücum ve savunmasında umut vadediyordu. ancak gelişimi hızlı olmayacak, biraz daha "cruise control" bir süreç geçirecekti çünkü takımda hiyerarşideki yeri, potansiyelinin tam ölçümmemiş/sınanmamış olması onu esas isimlerden birisi yapmayacaktı.

    bu esnada çok önemli 2 olay sırayla oldu ve 3 önemli sonucu oldu.

    olay 1- kyrie irving (haklı bir sebeple) takas edilerek thomas yollandı. bu fırsatınız varsa kullanırsınız ve ainge de kullandı. müthiş bir hamleydi. hiç kimse ama hiiiç kimse bu takası -thomas'ın yaşadığı ahlaki istismar haricinde- eleştiremezdi ve eleştirmedi de. nba finalleri 7. maçında yüzük getiren üçlüğü atabilecek muhteşem bir yetenek, bir clutch time harikası, all-star bir isim 24 yaşındayken boston'a geliyordu. anında bu fırsat değerlendirildi.

    olay 2- gordon hayward ligin ilk maçında, ilk çeyrek bitmeden sezonu komple kapattı. ötesi yok, korkunç bir sakatlıktı.

    ve bu dramatik 2 olay 4 sonuç yarattı

    1- top trafiği tamamen kyrie irving'in kontrolüne döndü. zaten öyle olması beklenen bir şeydi ancak boston bu noktada modern basketbolda olması gereken etkin ve hızlı top dağılımı trenini farkında olmadan kaçırdı.

    2- jason tatum bir all-star oyunu oynayarak takıma beklenmedik ve çok değerli bir katkı sundu. bu durum play-off'larda özellikle kendisini gösterdi çünkü kyrie irving de bir ameliyat geçirince kendisinin kişisel gelişimi bir anda tamamlanmayı da geçti ve başka bir seviyenin efsane adayı olarak ortaya çıktı.

    3- takım, 2018-2019 sezonu başladığında gereğinden fazla sulanan bir saksı bitkisi gibi aşırı beslemeden zehirlenmeye başladı. artık önemli bir isim olan tatum'un kullanması gereken şutlar ve setler vardı. hayward geri döndürülmeliydi, onun oynaması gereken oyunlar ve setler vardı, aynı zamanda brown, horford gibi isimleri -özellikle horford'ı beslemesi gereken- setler ve hücumlar vardı. bunun da üstünde kyrie irving'in oynayacağı oyunlar ve setler vardı. tüm bunlara ek olarak kalitesini ıspat etmiş terry rozier gibi isimlerin de alacağı süreler, oynayacağı oyunlar ve setler vardı. tüm bunları düzgün yönlendirmek imkansızdı. dolayısıyla da aşırı beslemeden dolayı içten zehirlenmeler başladı.

    4- gordon hayward bir kambur haline dönüştü. büyük sakatlığının etkilerini atamadı ve oyuna kanalize olması çabalandıkça o takımı verimsizleştirmeye başladı. bu durum özellikle jason tatum, jaylen brown ikilisini olumsuz etkilemeye başladı ki kendileri aynı zamanda kyrie irving aşırı topu domine etme durumundan da etkileniyorlardı. çift kanallı olumsuz beslenme onları bitirdi.

    herşeye ek olarak ortaya çıkan sorun ise:

    sorun 5 - kyrie irving'in takımı parçalaması. any given sunday'i izleyenler bilir. takıma katılan willie beamen çok yeteneklidir, yeni nesli ve geleceği temsil ediyordur, bununla beraber yaptığı "liderlik" takımı parçalamaya başlar. işte irving resmen onun gibi diğer isimleri aslında küçülterek ve aşağılayarak, onları takımdan kopararak kadronun takım olma bilincini ve ruhunu yok etti. pek çok isim "basketbol oynamaktan zevk almıyoruz" dedi ve irving'in olmadığı maçlarda takım çok daha paylaşımcı bir oyun oynadı.

    sezon bir şekilde bitti ve boston son 2 sezonunda çok başarılı bulunan, doğu finallerine kadar gelen ve doğru basketbol oynayan harika bir ekipten şımarık, çabuk dağılan ve şu anda da komple dağılmanın eşiğine gelen bir takıma döndü.

    buradan sonra ne yapılması gerekiyor ?

    valla açıkçası buradan sonra takımda rotasyonun 1-2 kişi küçülmesi şart. kyrie, tatum, hayward, brown, horford, smart, rozier, morris gibi isimlerden bir kaç tanesinin "anlamlı bir plana bağlı kalarak" gönderilmesi gerekiyor. burada olağan şüpheliler irving ve rozier ancak asıl gönderilmesi isim şişkin kontratı ve verimsizliğiyle gordon hayward. onu gönderebilmek için de sağlıklı bazı parçalarından kurtulman gerekiyor ki burada işte boston parçalanma eşiğine geliyor. tahtaya isimleri ve senaryoları yazan ainge'in mutlaka düşündüğü 2 3 temel nokta vardır:

    1- kyrie irving ile yapılanma yapmalı mıyız?

    2- anthony davis takasını nasıl yapabiliriz?

    3- kyrie'yi göndererek daha iyi olmayı nasıl başarabiliriz?

    sırayla gidecek olursak irving gibi bir ismi feda edecekler gibi ama onu göndermek hakikaten çok zor bir karar. nba'in en önemli 10 isminden birisine "hadi sana bay baaay" demek sadece sizi zayıflatmadığı gibi gideceği potansiyel yeri de güçlendirip sizi zor duruma da sokuyor. irving 5 yıl sonrası için yeşilleri giyerse bir kere mutlaka davis takasını zorlamak zorundalar çünkü kadroda rol tanımları, şut ve set sayıları azaltılmış, daha kompakt bir kadroya ihtiyaçları var. olası davis takası kendilerinden brown ve tatum'ı alır bence ama davis için değer. irving planı davis siz işleyecekse de mutlaka rotasyondan brown-smart-tatum-hayward dörtlüsünden fedakarlık yapmak zorundalar. en az biri belki de ikisi rollerin daha iyi dağıldığı bir takım için gitmek zorunda. iki maddeyi birden topladım aslında. geleyim süper uçacağım 3. maddeye:

    kyrie'yi göndererek rekabetçi kalabilmek mümkün ama bu rozier'la olmaz çünkü modern oyunda 1 numara pozisyonu size yeri geldiğinde o gün 40 sayı atabilecek bir potansiyeli şampiyonluk için şart koşuyor. işte burada size çakma kyrie geliyor: kemba !!! evet çok salakça ve onun kyrie'nin olduğu kadar clutch olduğunu iddia da edemem ama elinizde irving varken sizi bırakıyorsa free agent pazarından alabileceğiniz 2. bir all-star isim var mı? dahası kemba walker takımın toplam yetenek tavanını biraz daha -ama çok az daha- aşağıya çekerken daha az dominant bir karakter sunuyor. daha az sorunlu bir karakter: boston'a gelip "buraların ağası benim biat edin" diye artislik yapmak yerine oturmuş bir takıma "merhaba beyler ben geldim" diyip karşılıklı saygıyı pekiştirmeyi daha mümkün kılacak bir kişilik. toplam yetenek seviyesi 105/100 olan bir takımın zehirlenip çökerek 75 seviyesine inmesiyle 98/100 olması ama daha verimli olması bence daha iyi bir plan. unutuyoruz ama davis takası da hala masada. seneye davis gibi prime bir ismin 36 yaşında bir efsane all-star'ın gönlü olsun diye free agent olduğunda başarılı bir takımı bırakması bana hiç ihtimal dahilinde gelmiyor.

    boston'ın ne yapacağına cesurca karar vermesi lazım bence. bir planı sadakatle uyguladıklarında o plandan verim elde edecek potansiyele sahipler. danny ainge eminim ki elendikleri gecenin ertesinde bir tahtaya ihtimalleri yazıp detaylı bir planı yine maharetle yürütmeye koyacaktır. yaptıkları yapacaklarının teminatı olan bir gm'le bence boston parçalanmadan bu süreçten çıkacaktır.

  • maymunla ortak atadan evrildik yerine aslan, kaplan, kartal gibi karizmatik hayvanlardan evrildiğimizi savunsaydı bu teori bu kadar çok karşıtı olmazdı.

  • cinnet halinde dile getirilen bir cümle.
    bombalı saldırı sonrasında çoğusu genç onlarca insan katlediliyor ve yakınını bu patlamada kaybeden bir insanın cinnet halinde ağzından çıkanlarla kendisini yargılıyorsunuz.
    "bu saldırıyı emrediyorsa, dininiz yere batsın" demeye getirmiş o acıyla. artık hangisine inanıyorsan, sence senin dinin, böyle bir patlamayı mı emrediyor? neden rahat koltuğundan acılı birine hakaret ediyor ve suçluyorsun?

  • sınıfta anıl var. anıl'ın cyborg olduğunu düşünüyoruz. anıl bir anadolu lisesinden bizim okula bizim bilmediğimiz bir puanı yükseltmek için gelmiş. anıl odasının duvarına güneş saati çizmiş.

    sınıfta gülcan var. matematik hocası gülcan'ı seviyor. bu dünyada belki de bir tek gülcan'ı seviyor. hatta gülcan'ın karnesine "unutma unutulanlar unutanları asla unutmaz" yazmış. (bkz: ibrahim erkal)

    hocanın sorduğu bütün sorulara ya anıl parmak kaldırıyor ya gülcan. biz de not tutmak zorunlu olduğu için deftere çizdiğimiz şekillere not süsü vermeye çalışıyoruz. figüranız biz.

    bir gün hoca tahtaya bir soru yazdı. yabancı bir ses "30 derece" dedi.

    hoca sınıfı bakışlarıyla taradıktan sonra sordu "kim dedi onu?"

    alper, anıl ve gülcan'ın sultasını kırmanın verdiği sevinçle "ben" dedi.

    hoca alper'in sırasına doğru ilerledi. hoca yaklaştıkça alper'in suratındaki zafer ifadesi yerini endişeye bıraktı. gelen bir aferinse şimdiye kadar gelmiş olmalıydı...

    hoca kendisinden beklenmedik bir çeviklikle alper'e dalıverdi. hem de ne dalmak... sağlı sollu. duvar tarafında oturan alper'in kafa lambrilerden sekip tekrar tekrar hocanın yumruklarıyla buluştu.

    alper büyük bir şok ve küçük bir beyin sarsıntısı yaşarken hocanın soluk soluğa sesini duyduk:

    "parmak kaldırmadan konuşma!"