ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
iki yumurta kırınca kardeşi kardeşe kırdırıyorum diye düşünüyorum, evet duygusal bir insanım.
mendil satan suriyeli çocuğu tokatlayan esnaf
-
soz konusu çocuklar olunca içime garip bir huzun cokuyor. klasik olacak ama baba olunca daha da uzuluyorsun cocuklara.
bu çocuğun varlıklı yaşdaşları dünyanın medeni ülkelerinde oyun hamurları, legolar ile oynuyor, iyi arabalara biniyor, guzel okullarda okuyor.
bu çocuğun günahı yok. suclu onu bu duruma dusurenlerde..
eğer ki cehennem diye bir yer var ise ateşle yanmasin buna sebep olanlar, senin gozyaslarinda bogulsunlar.
ingilizcede kullanılan kısaltmalar
-
pls = please = lutfen
fyi= for your information= bilginize
asap= as soon as possible= en kisa surede
encl = enclosed = ekteki, ili$ikte bulunan.
c/o = care of = ilgisine
pto = please turn over = lutfen sayfayi ceviriniz
pls cfm = please confirm = lutfen onaylayiniz
attn = attention = dikkat
b/w = between = arasinda
btw = by the way = bu arada
w/i =within= icinde
w/o = without= disinda, haricinde, onsuz
n/a = not applicable = konuyla ili$kilendirilememi$
ie = latince id est that is = yani
nb = latince nota bene = pay attention = dikkat ediniz
etc = latince et cetera = and so on = ve bu gibi
a.m. = latince ante meridiem = before the middle of the day, before 12 o'clock = gece onikiden sabah saat 12ye kadar
pm = latince post meridiem= after noon (12 o'clock)-before midnight = oglen saat 12den sonra.
eg = latince exempli gratia = for example = ornegin
pa (buyuk harfle arada nokta olmaksizin yazildiginda)(bkz: pa/23) = personel asistant = ki$isel sekreter
p.a. (kucuk harfle arada nokta ile yazildiginda)(bkz: pa/21)= per annum = yillik
pw = per week = haftalik
gmt = greenwich mean time = greenwich (ingilterede sifirinci boylamin gectigi yer) saatine gore
phd = doctor of philosophy = doktora
vip = very important person = cok onemli kisi
toefl = test of english as a foreign language
pd = paid = odenmistir
gmat = the graduate management admission test
gre = graduate record examinations
cp = compare (with)= kar$ilastiriniz
a/c = account = hesap
vat = value added tax = kdv
foc = free on charge = ücretsiz
fob = free on board = gemide teslim
cif = cost, insurance, freight = bedel, sigorta, nakliye
inc = incorporated = anonim, tuzel ki$ilikli
ltd = limited= sinirli $irket
abbr= abbreviation = kisaltma
jr = junior = cocugu, genelde oglu
thx= thanks = te$ekkurler
eta = estimated time of arrival = tahmini vari$ zamani
approx = approximately = yakla$ik
cod = cash on delivery = teslimde odemeli
lb = libra veya pound = 16 ons veya 453.59 grama esit agirlik birimi.
lbs = libre veya pounds (pound cogul)
mph = miles per hour = 1 saatte gidilen mil(1 mil = 1.60935 kilometre)
yd = yard = 1 yard = 91.44 santimetre
(bkz: muhtelif olculer ve tekabulleri)
ira = irish republican army = irlanda kurtulu$ ordusu
cia= central intelligence agency (bkz: #1050513)
fbi = federal bureau of investigation (bkz: #32405)
nato = north atlantic treaty organization = kuzey atlantik pakti
baba kız diyalogları
-
baya bi sıkıntılıyım dün akşam, buralar gereksiz ayrıntı. moda sahil'de oturdum biraz, eve dönmek üzere yoldayım yürüyorum. saat 8.30-9 arası bişey.
- alo kızıııım?
- efendim baba
- ne var ne yok bakim napıyosun?
- iyiyim baba sağol... (derken burada ağlamaya başlıyorum) sen nasılsın?
- haydaa... noldu kızım birden şimdi? dün sınavın varmış kötü mü geçti?
- yok baba ya öyle canım sıkkın işte.
- işyerinde biri sana bişey dediyse hemen yarın ilk iş ayrıl ordan. anında ayrıl.
- yok ya valla öyle bişey yok, canım sıkkın işte.
- bak ben bu gece uyuyamam, 11'de filan uçak vardır kesin, geliyorum ben oraya.
- ya baba deli olma bi dur, işin gücün var
- ya işi gücü batsın, ben rahat etmem burda böyle valla geliyorum.
- yok baba gelme gerçekten gerek yok.
- e peki sen yolun ortasında niye ağlıyosun?
- baba anlatılacak bişi yok ki, bi an "ben nolucam" diye düşünüp kaygılandım, ondan...
- tamam bana anlatmak istemiyosun ama anlatmanı isterdim. neyse ben seni sonra ararım hadi sen şimdi eve git bi elini yüzünü yıka.
- sağol baba ama üzmiyim seni, vaktini de alıyorum hem
- vaktimi almak ne demek yavrum, biz sana canımızı vermişiz, vakit de neymiş, sıpaya bak.
bi saat sonra filan...
- kızım naptın evde misin?
- evdeyim baba, odamda oturuyorum.
- sen kocaman kızsın, okulunu bitirdin meslek sahibi oldun, yolun ortasında ağlaya ağlaya yürüyecek kadar ne üzdü seni?
- ya baba bu mudur yani, evde ağlasam bu kadar üzülmicek misin, sorun yolda ağlamış olmam mı?
- yok tabiki öyle değil de, çok endişelendim, çok üzüldüm. şimdi bak, sen gençsin, hayattan beklentilerin var. doğrudur. kadınsın, incinmişsindir, olur öyle şeyler. ama bak bir düşün, kendi koşullarını üst üste koyup bir bak, dünyada 3.5 milyar kadın var desek sen onların çok küçük bir bölümünün içindesin. kendini sakın yalnız hissetme, ben şu an bile atlar gelirim senin yanına.
- sağol baba.
*
ki gelir. gelmişliği vardır.
gitmişliği olmasın.
*
acil update:
babam "acem kızı" türküsünü çok sever, ona atfen "siz ağlarken gözünğzden inci mercan dökülüyor" der bize (ablamla bana) hep. tam entry'yi yazdım, başka bir başlıkta yine babamsal bişey daha yazdım, gönderdim okudum, gözlerim oldu yine, telefonuma babamdan mesaj geldi:
"yumdukça gözlerinden düşen mercanlar
bilesin ki bizleri hep yaralar" diye.
böyle bir babası olduktan sonra bir kadının, sevgilisinin başını tabi ki yer "sen beni sevmiyosun, hiç romantik değilsin" diye. *
bir istanbul masalı
-
ilişki iki kişi arasında yaşanan özel bir şeydir ve başkalarını buna karıştırırsan artık senin kontrolünden çıkar. maşallah kozan ailesi evinde ne var ne yok ilişkilerinde ne oldu herkesle paylaşıyorlar. yani kozan ailesinin ağzında bakla ıslanmıyor. misal,
esma ağlamış, üzgün bir surat ifadesiyle kapıyı çalar. anne kapıyı açar.
- aaa esma ne işin var kızım sabah sabah.
- hiç anne........anne
- efendim kızım
- anne ben birkaç gün burada kalabilir miyim?
- tabii kalabilirsin güzel kızım benim. (yanağını okşar) da ne oldu esma neden burda kalmak istiyorsun? selim’le tartıştınız mı yoksa?
- yok anne ya daha kötü.
- ne oldu kızım yaa annene de mi anlatmıycaksın?(kızgın)
- anne......selim.......bu sabah...........osurdu
- neeee?
- duydun işte. ben de çıktım buraya geldim.
- aaaa. tamam kızım sen git elini yüzünü yıka ben de kahvaltıyı hazırlıyayım.
biraz sonra yatak odası,
- cemal kalk canım esma geldi.
- canım kızım benim.... ama suzan neden gelmiş ki sabah sabah.
- cemal......bu sabah selim.............osurmuş. esma da....
- kalkmış buraya gelmiş. ah suzan ah suzan. hiç büyümüyecek senin bu kızların.....................gerçi alışkın değil bizim kızlarımız böyle şeylere. biz hiç osurmadık onların yanında.
- cemal ne yapacağız şimdi boşanırsa bunlar.
- ah kadınım bu kadarcık şeyden boşanılır mı?
biraz sonra telefonda,
- alo çiçek uyandınız mı kızım?
(çiçekle kocası yatakta oynaşıyorlardır)
- uyandık tabii annem benim.......anne ne oldu sabah sabah kötü bir şey mi var.
- kızım bu gün işin var mı?
- önemli bir işim yok anne. ne oldu anlatmıyacak mısın?
- esma geldi bu sabah......
- eeee kötü bir şey mi var yoksa?
- selim osurmuş esma’nın yanında çiçek.
- neeee.. koskoca selim arhan.
- neyse sen gelde bir konuş kızım kardeşinle.
- tamam anne ben birazdan ordayım.
necati-çiçek,
- ne olmuş hayatım kötü bir haber mi?
- sayılır. selim esma’nın yanında osurmuş.
- hahahahaha çiçek bu mu yani?
- ne var necati biz alışkın değiliz böyle şeylere
- ama hayatım ben senin yanında hep osururum.
- (sevgiyle bakar) ben seni çok seviyorum o yüzden de....
- yani esma selim’i çok sevmiyor mu diyorsun?
- (kızgın) ben gidiyorum necati!
tekrar evde,
- anne ben dayıma yardıma gidiyorum.
- tamam oğlum.
- anne bir şey mi oldu?
- yok oğlum ne olsun?(küçükler her şeyi bilmez)
- anne.....esma ablam neden gelmiş?
- gelemez mi oğlum burası onunda evi.
- gelir de ağlıyordu sesini duydum ondan soruyorum.
- oğluuumm......bu sabah selim ablanın yanında osurmuş.
- neee....
- evet oğlum ablan da buraya gelmiş.
- anne ben gidiyorum akşama konuşuruz. vay terbiyesiz.....
biraz sonra arhan’ların mutfağı,
(suzan durgundur, dalıp dalıp gidiyordur)
- abla neyin var bugün senin durgunsun.
- yok bişeyim nazlı sen pirinçlerini ayıkladın mı?
- ayıkladık ya demin beraber abla.......abla senin birşeyin var anlatmıyorsun.
- yok birşeyim kızım sen ordan bana bir domates versene.
- ablaaaaaa
- tamam tamam. esma geldi bu sabah.
- eeeee
- selim sabah yanında osurmuş.
- inanmıyorum abla ya selim bey.
- evet selim bey
- valla hiç beklemezdim abla yaaa.
bu sırada ozan’la dayısı köfte arabasının başında,
- ozan neyin var be dayıcım. ceylan’la kavga filan mı ettiniz?
- yok dayı allah korusun.esma ablam gelmiş bu sabah.
- eeee
- selim abi....sabah ablamın yanında osurmuş.
- eh be dayım bu mu yani sorun
- ya dayı ya osurmuş diyorum sana.
- bu çok normal insansal bir davranış. gel sana evlilikte osurugu siradanlastirma sureci anlatayım........
işte böyle kozanlardan birinin evinde biri osursa* bütün herkes öğreniyor bunu.
20 şubat 2023 hatay depremi
-
biz orta asya'da mis gibi takılıp kımızımızı içip ata binecektik. her yer ova dümdüz, oh doğayla iç içe takılacaktık. bok vardı oradan kalktınız geldiniz de bula bula bu dandik anadolu coğrafyasını buldunuz yurt edinecek. ne depremi biter, ne afeti biter, ne savaşı biter, ne arabı biter, ne yunanı biter, deli olursun! sizin ben vizyonunuzu skeyim ata gibi! aq göçebesi otursana oturduğun yerde, sanki bana amerika'yı keşfedecekte yeni dünya'da alemlere akacak!
rus isim sistemi
-
açılın beyler ve bayanlar; rus yazarlarını okurken geçirdiğiniz delilik nöbetlerine ve nereden çıktı bu 120 +kişi serzenişlerinize cevap olmaya geldim. rusların isimlendirme sistemini öğreniyoruz:
örneğimiz: avdotya romanovna raskolnikova.
1. rusçada istisnasız her kişinin 3 ismi vardır: isim + babanın ismi + soyad.
örneğimizde avdotya kızın ismi, roman babasının ismi, raskolnikova ise soyadı oluyor.
2. bu isimlendirme biçimi ise erkek ve kıza göre değişiklik gösterir:
erkek ise, babanın ismi -oviç ile biter.
kızlarda ise -ovna olarak biter:
avdotya + roman(ovna)
radyan roman(oviç)
3. yine soyadlarda da erkek ve kıza göre ufak bir fark vardır, kız soyadları sonuna -a alır. erkek soyadları almaz.
avdotya romanovna raskolnikova
rodion romanoviç raskolnikov
bu ikisi kardeşler bildiğiniz gibi.
-------------------------------------------
4. peki rus film ve edebi eserlerinde neden sürekli iki isim görürüz?
avdotya romanovna şunu yaptı, radyan romanoviç bunu yaptı vs gibisinden.
çünkü ruslarda bizdeki gibi - bey, -hanım kullanılmaz.
bunlara denk düşen gaspadin ve gaspaja var ama kullanılan yere göre şöyle oluyor: konuştuğunuz kişi rus ise ve sizden yaşça büyükse veya yeni tanıştırılmışsınız aranızda bir konuşma geçiyor ise veya aranızda belirli bir saygı mesafesi var ise, bu kişiye "avdotya hanım" yerine geçen "avdotya romanovna" şeklinde seslenirsiniz. türkçede sanki saygı göstermeniz gerek ama siz bu kişiye ismiyle sesleniyormuşsunuz gibi bir hava oluyor ama öyle değil. dediğim şekilde kullanılır ve abartmadan ama mümkün olduğunca konuşurken bu isim dile getirilir.
- avdotya romanovna, geçen gün bir makale okudum, bu konuda size bilgi vermek isterim.
gibi.
------------------------------------------------
5. şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.
siz bu insana avdotya romanovna şeklinde hitap ediyorsunuz, fakat rusçada kişinin yakınları, kendisine asla formal ismiyle hitap etmez. o ismin mutlaka kısaltılmış ya da sevimlileştirilmiş bir versiyonu vardır.
elena: lenoçka
maria: maşa
anna: aniçka
daria: daşa
natalya: nataşa
ivan: vanya
dimitry: dima
gibi. ve fakat bazı isimlerin bu hali, ismin kendisine benzemeyebilir:
alexander: saşa
avdotya: dunya
gibi.
bu hadisenin kötü tarafı ise, bu şekildeki isimlerin tek versiyonu yoktur, ismi mariya olan birine arkadaşı: maşa, annesi marunya, kardeşi maruşka diye seslenebilir.
---------------------------------------------------------
dolayısıyla, avdotya romanovna raskolnikova'nın maceralarını okurken:
avdotya romanovna raskolnikova
avdotya romanovna
dunya
dunechka
aynı kişidir.
bir rus kitabında ortalama 50 karakter olduğunu düşünürsek, işte bu edebiyatı takip etmek isteyip delirenlere yol gösterecek olan kılavuz budur.
sonuç: not alınız)
esenler otogarı tuvaletinde yere düşmek
-
chernobyl santralinde patlamadan sonra çatıyı temizlerken yere düşen işçinin akıbetinden bile daha kötü sonuçlar verebilecek elim olay.
düşüncesi bile korkunç.
aykut erdoğdu'nun iddialarını belgelemesi
-
sanırım bu durumda ayhan ogan bir sıfat sahibi oluyor. hayırlısı.
edit: canlı yayında ilgili şahsın kendi ağzından sarf edebildiği kelimeyi ben burada kullanınca hukuki bir problem olabiliyormuş. bu hususta uyarı veren ekşi yönetimine de selam ederim.
gece yarısı whatsapptan mesaj atan öğrenci
-
terbiyesizdir. gerçek anlamda terbiyesizdir. ailesi terbiye vermemiştir. kişisel alan nedir bilmez. saygı nedir bilmez. her an her şeyi yapabileceğini sanır. burada onu savunan saygısızlar da vardır. bu ego değil arkadaşlar bu özel hayattır. öğretmenin de özel hayatı var. saygı duymanız gerekiyor.
benim de bir öğrencim gece 3 te ödev göndermişti ertesi gün neden bu saatte gönderdin diye sorduğumda “daha erken ben 5 te uyuyorum” demişti. işte dünyayı kendi etraflarında dönüyor sanıyorlar. o uyumamışsa kimse uyumamıştır sanıyor.