hesabın var mı? giriş yap

  • asansör fobimi depreştiren videoya konu olmuş asansör. ben hep kontrolsüz bi şekilde aşağı düşmesinden korkarım asansörün. hiç tavana çakılma korkum yoktu. teşekkürler ekşi sözlük!

  • üniversiteyi bitirdiğim sene bir tanıdığımız beni kanada'da yaşayan yeğeni ile tanıştırmak istedi. aracı ile tanışma ve kanada'nın uzaklığı vs. derken düşündüm taşındım aman alt tarafı bir tanışma diyerek kabul ettim. iletişim bilgilerimi verdim ve bana ulaşmasını istedim. ancak adamdan birkaç hafta hiç ses çıkmadı. sonra dediler ki bayram tatilinde geliyor arife günü kızılay'da buluşun. ok dedim.

    bir yandan hiç gidesim yok bir yandan adamı merak ediyorum. giyindim, hazırlandım ve buluşma yerine gittim. oturdum bir kahve söyledim bekliyorum derken telefonum çaldı, yurtdışı numarası. etrafa bakınıyorum geldi göremedi de arıyor diye. açtım telefonu bir kadın sesi, byk hanım siz misiniz diyor. ben ne oluyoruz yahu diyorum içimden. evet falan derken dedi ben x'in ablasıyım! neyse geldi karşıma oturdu. ben soruyorum x nerede diye. cevap şu: x hala kanada'da yarın gelecek!

    hemen o saatte kızılay'da olan ablamla kardeşimi aradım buraya gelin dedim. çünkü tek başıma bir yere kımıldayamayacak kadar şaşkınlık içerisindeyim. neyse bizimkiler geldi biz dört kadın oturduk sohbet ediyoruz ama bu işte bir yanlışlık var. en son dayanamadım ya dedim hayırdır ne oluyor burada. ablası dedi ki: x seninle önce benim tanışmamı istedi. bizimkilere dedim kalkın gidiyoruz. neyse kalktık biz mekandan indik aşağı.

    olay burada kapandı mı, hikaye burada bitti mi peki? hayır! bir baktık çıkış kapısının önünde orta yaşlı bir çift. kadın dedi ki: annemler de merak ettiler de seni görmeye geldiler! ablam kahkahayı patlattı, kardeşimin kolundan sertçe çektim hadi gidiyoruz diye. öylece ortamı terk ettik.

    biz eve ulaşmadan olayın haberi gitmiş. neymiş ben saygısızlık yapmışım bizim tanıdığın kanadalı akrabalarına. lan???

    randevulaşmayı umduğum kişinin bütün ailesi ile randevulaştım sözün özü. ik gibi çöktüler başıma. mülakata almaya gelmişler, açıkçası ben yazılı bir sınav da bekledim ama o kadar abartmak istememişler sanırım.

    yıllarca ailede alay konusu oldum, bir daha da hiç kimsenin beni tanıştırmak istediği birisi olduğunda ok demedim. ben o hatayı yaptım cicim thank you diyerek yolladım.

  • camını kapa yazan bir entry gördüm. neremle güleyim bilemedim. bir de titiz hanımlar yazmış. titizlik alt kattakinin çamaşırlarını toza bulamak mi demek ?yiyorsa balkonun içinde silkele halini ve dökülenleri topla faraşla ve çöpe at? off şu ayı davranışı bile savunanlar varken, bu ülkeden adam olmaz. ben mecbur muyum cam kapalı oturmaya? oldu olacak balkondan aşağı da sıç. tuvalet kirlenmesin. köyünüze dönün canlarım. bu ülkenin en büyük sorunu, köyde yasamasi gereken cahil cühelanin kente toplu göçüdür. titiz yazmış ya. hâlâ gülüyorum. hahahahhahahaha.

    edit: kız, debeye sokmuşsunuz bunu. halıları silkeleyen komşunuz var değil mi ? bende de var öyle bir manyak. allah kurtarsın hepimizi bacım.

  • all-star kapısına gelmiş oyuncudur. içeriye girişi ise şu anda kesin değil.

    all-starda en az 6 frontcourt(forvet ve uzun) oyuncusu alınıyor. 4 tane backcourt(pg-sg) oyuncusu alınıyor ve kalan 2 hak da wild-card olarak adlandırılıyor. wild-card haklarında pozisyona bakılmadan seçim yapılıyor. bu da en fazla 8, en az 6 frontcourt oyuncusunu all-starda göreceğimiz anlamına geliyor.

    alperen'in; jokic'in, lebron'un, anthony davis'in ve kevin durant'in koçlar nezdinde önüne geçme ihtimali yok. bu da alperen'i en iyi senaryoda 5. frontcourt oyuncusu yapacak.

    kalan haklar için rakipleri de domantas sabonis, kawhi leonard ve chet holmgren. bu 3 oyuncunun oynadığı takımlar da houston'dan daha yukarı sıradalar ve batı'dan ben 6 gardın alınacağını düşünüyorum. luka, sga, booker, fox, curry ve anthony edwards bu isimler olacak. bu da frontcourta ayrılan kontenjanın 6'a düşeceği anlamına gelir.

    o yüzden alperen'in işi hiç kolay gözükmüyor. şu an için tahminim alperen'in 7.sırada kalarak all-star snubs yazılarında ilk sırada yer alması ve önündeki 6 kişiden birinin sakatlanma senaryosunda all-star maçına dahil edilmesi.

    alperen'in 3.senesinde all-star kapısına gelmiş olması bile çok büyük bir başarı. fiziksel olarak ve oyun bilgisi yönünden zirveye daha çıkmadı. batı'da all-star olabilmek doğu'ya göre daha çok çaba gerektiriyor, hepsi bu.

  • bir fenerbahçeli olarak teşekkür ettiğim açıklamadır.

    bu söylem, seviyelerine inmiyoruz demekten çok;
    -" 100 yılı aşmış dostluğumuz bulunan fenerbahçe camiasına yakışmayan bir açıklama ile karşı karşıya kaldık" cümlesiyle gerçek fenerbahçe bu değil ve beyler yakışmıyor demektir.

    -beşiktaş'ın ve yöneticilerinin camia ile bir problemi olmadığını, kişilerle problemi olduğunun göstergesidir.
    -sportif bir rekabet varsa sahada halledelim demektir.
    -kişisel probleminiz varsa da bunu, camianın arkasına saklanmadan halledin mesajıdır.
    -çocuklaşmayın, basitleşmeyin mesajıdır.
    -100 yıldan fazla tarihi olan camialar böyle yönetilmez demektir.

    tabii ki anlayana.

    ben bir fenerbahçeli olarak, beşiktaş yönetimine son dönemdeki, taraftarlar arasındaki barış ve dostluk ortamını* koruma çabalarından dolayı teşekkür ederim.

    ülke olarak, gerginlikten ve kavgalardan, ayrımcılıktan nemalanan insanlardan bir an önce kurtulmamız dileğiyle.

  • modern insanın sistem ve düzen algısını merkeze yerleştirip onun etrafında sistemi derinlemesine eleştiren bir yapıya tanıklık ediyoruz bu filmde..

    yetmiyor.. bu film bize yalnızlık kavramı üzerinden çoğulcu fakat eklektik bir yapılanmanın asla mümkün olamayacağını haykırıyor, gözümüze sokuyor.

    yetmiyor.. kurmacanın bütün imkanlarından faydalanarak gerilim ve korkunun sınırlarında iğrençlik tanımını yeniden yapıyor..

    bu da yetmiyor.. temelinde oldukça esnek olduğu halde, aynı kalıplarla topluma rehberlik etmeyi sürdürebilen geleneksel ahlakın suratına bir tokat indiriyor..

    yetmiyor.. umudun tükendiği yerde yeni bir umut varolabilir mi sorusunu kazıyor belleğimize.. elbette cevap veremiyoruz..

    yetmiyor.. insan hayvan ikilemiyle yüzeysel indirgemeciliğin kitabını yazan elitizmin içten pazarlıklı algısına acımasızca meydan okuyor..

    bitti mi.. bitmedi..

    yetmiyor.. dünyayı, karanlık odalarda hazırlanmış global soslu yapay kültürlere mahkum eden, egemenlerin kucağına iten masonik üst yapıyı deşifre ediyor.. doktor figürüyle simgelediği bu mekanizmayı seyirciyi yerine mıhlamak için kullanıyor...
    ...

    şaka len şaka... ben böyle filmin taa avradını skeyim...

  • 15.10.1988 dogumlu, 1.82 boyunda schalke'nin bu yil profosyonel sözlesme imzaladigi türk oyuncu. galatasaray'in da katildigi daimler crysler gencler turnuvasinin tevfik köse ile en göze batan futbolcusuydu. nuri sahin'den sonra akillanan alman futbol fedarasyonu alman milli takiminda oynatmak icin simdiden calismalara baslamis durumdalar.

  • - sonra dedimki siz teksasliysaniz ben de kasimpasaliyim
    - hadi ya, iyi demişsin
    - bu titredi ben böyle diyince
    - korktu tabi
    - hem nasıl, boncuk boncuk terledi bi görsen
    - sonra ne dedin?
    - dedim önce o eli bi indir
    - hah
    - sonra dedim, bizi düşman etme kendine, akıllı ol
    - helal recep abi.
    - böle karşımda ezildi bu, bi görsen
    - sen neymişin abi ya, çayın bitmiş abi tazeletiyim dur.
    - açık olsun, çarpıntı yapıyo
    - tamam abi.. abi be çaylar gelince şu ingilz başbakanının ensesine patlattığın bi hikayen vardı onu da anlatsana
    - anlatırım tabi,
    - aslansın abi ya. ustaa 2 çay gönder, biri açık recep abime.

  • bilgi sosyoloji ve açıköğretim 2 yıllık mezunuymuş, yani kız torpilli...

    edit: bunu bile eksilemişler, kardeşim sıradan bir üniversitede sosyoloji okuyan kişi teknoloji şirketinde işe giriyorsa torpillidir, bunda kompleks yapacak bir şey yok.