ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
neslican tay
-
yoğun bakımda olduğu söylenen güzel kızım.
biliyorum hastalığını.
kanserin ne kadar lanet bir tipinin sana denk geldiğini.
akciğer metastazlarıyla boğuştuğunu.
oksijen desteğiyle yaşatıldığını.
ağrıların için morfin verildiğini.
o morfinle kuşlar gibi uçtuğunu.
rüyalar gördüğünü, şarkılar söylediğini.
nereden mi biliyorum bunları?
biliyorum çünkü doktorum.
biliyorum çünkü milyonda 2 görülen bu lanet hastalıktan(osteosarkom) kurtulma olasılığı %1'dir.
biliyorum çünkü tam 2 yıl önce aynısını yaşadık.
17 yaşındaki oğlumun ölümünde.
kemoterapiler, ameliyatlar hepsini yaşadık.
fitoterapiler, envai çeşit ilaçlar.
iyi niyetli olmak, dualar okumak yetmiyor.
hatimler indirmek, kutsal topraklara gitmek falan.
hepsi yalan.
sen de insanları ve hayvanları seven ruhu güzel bir gençsin.
tıpkı oğlum gibi.
iyi insanlar çok fazla yaşamıyor kızım.
oğlum hep ''bu dünya adil değil baba'' derdi.
siz bu dünyaya fazlasınız.
bu dünya kötülerin cenneti ,iyilerin cehennemi kızım.
yine de inşallah ben yanılırım, iyileşirsin.
çünkü çok gençsin, hayat dolusun, yaşamayı seviyorsun.
allah senin için en hayırlısı neyse onu versin güzel kızım.
basur
-
bir fakir hastaligi. zenginlerinde gorulen sekline hemoroid denir.
voyage sorgun
-
1 saat içinde 3 farklı sağlık sorunu yaşayan yazar ortaya çıktığına göre ya çok fazla sağlık sorununa yol açan bir otel, ya da reklam yapan otel.
sözlük yazarlarının zenginlik kıstasları
-
ortak gidilen bir mekanda kim ne yedi ne içti hesaplamayıp en yüksek meblağı masaya bırakıp kapının önüne çıkıp telefonla konuşmaktır. daha napsın? 'ben zenginim' diye bağırsın mı?
kadınların çantalarındakiler
-
erkeklerin ellerini kollarını sallaya sallaya gezmelerine neden olandır.
dışarı çıktık. evin anahtarı uzatıldı.
-çantana koyar mısın ya?cebimi deliyor da...
+olur.
araba park edilir.anahtarı uzatılır.
-şunu da ev anahtarının yanına koyuver.
+tamam.
hapşurur.
-ya peçete versene bana!.
+al bakalım.
-ya aynanı versene.
+buyur.
-aa ! bu da nesi? çantandaki ıslak mendilden alayım mı?
derin bir iç çekiş.ve:
+tabi.
-kalem, kağıt var mı? şu yazıyı not alayım.
+olmaz mı?
-bozuk paralar sende kalsın.ağırlık yapıyor.
+peki.
-ağrı kesicin varmıydı senin?
+olmaz mı? sırf senin için taşıyorum bu çantayı ben!..
furkan bölükbaşı'nın fetö düşmanı olması
-
okumadım.
furkan murkan tanımam.
kişiden bağımsız tek diyeceğim şu ki;
bir insan gerçekten fetö düşmanı ise fetö düşmanıdır. bunu kanıtlamak için destan yazmasına gerek yoktur.
bir insanın geçmişinde fetö sempatizanlığı varsa bunun aksini kanıtlamak için destan yazar.
adios.
43 defa katlanmış kağıt ay'a ulaşır
-
-- evet arkadaşlar 43 defa katlanmış bir kağıt kalınlığı ay'a kadar ulaşır.--
bu arada kağıt katlama rekoru 13 defa ile kalakalmış. herhangi bir kağıt parçasının en fazla 7 defa katlanabileceği tamamen bir rivayet. videosu için
--hadi hızlı bir hesap yapalım.
genel bir sayfanın kağıt kalınlığı 0,05 mm'dir.
0 kat: 0.05mm
birinci katlama sonrası kalınlık : 0.1mm
ikinci katlama sonrası kalınlık : 0.2mm
3- 0.4mm
4- 0.8mm
5- 1.6mm
6- 3.2mm
7- 6.4mm
8- 1,28 cm (sadece birimleri değiştiriyorum)
9- 2.56cm
10- 5.12cm
11- 10.24cm
12- 20.48cm
13- 40.96cm
14- 81,92cm
15- 1.6384 m - metreye ulaşıyoruz ve minimal bir yuvarlama yaparak daha anlaşılır rakamlarla ilerleyelim. - 1.64m
16- 3.28m
17- 6.56m
18- 13.12m
19- 26.24m
20- 52.48m
21- 104.96m
22- 209.92m
23- 419.84m
24- 839.68m
25- 1.7 km (tekrar yuvarlanma)
26- 3.4km
27- 6.8km
28- 13.6km
29- 27.2km
30- 54.4km
31-108.8km
32- 217.6km
33- 435.2km
34- 870.4km
35- 1,740.8km
36- 3,481.6km
37- 6,963.2km
38- 13,926.4km
39- 27,852.8km
40- 55,705.6km
41- 111,411.2km
42- 222,822.4km
43- 445,644.8km
dünya'dan ay'a uzaklık yaklaşık 384.400 km'dir. (ayın yörüngesinin - çoğu yörüngede olduğu gibi - eliptik olarak, 356.400 km'den 406.700 km'ye kadar değişir).
bir kağıt parçasını 42 defa katlarsak, 2 ^ 42( dört kur'unu biraz aşıyor.) tam olarak kat sayısı 4 trilyon 398 milyar 46 milyon 511 bin 104 katman oluyor.
science alert bir makalede.
--benjamin johnson, eğer bir kağıt parçasını 103 defa katlayabilirseniz "93 milyar ışık yılı kalınlığında kağıt yapacağını" belirtti. gözlemlenebilir evrenden daha büyük. ancak, son derece geniş bir kağıt yaprağı ile başlamak zorundasınız.
efsane: bir kağıt parçasını 8 defa katlayamazsınız.
gerçek: yeterince büyük bir kağıt verildiğinde - ve yeterince enerji - istediğiniz kadar katlayabilirsiniz.
sorun: 103 defa katladığınızda, kağıdınızın kalınlığı gözlemlenebilir evrenden daha büyük olacak: 93 milyar ışıkyılı. “
ancak kağıdın boyutu bir atomdan daha küçük olurdu ...
detay.
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı
-
maç sonunda beni hüngür hüngür ağlatan yegane maç.
nasıl bir gün, nasıl bir akşam, nasıl bir maç sonuydu. anlatmak bir hayli zor... maçın uzatmaları bir şekilde bitmiş; ama benim de ömrüm gitmişti. maçı izlediğim odada abdürrahim albayrak gibi bir sağa bir sola koşturuyorum. soluklanmak için ara verdiğimde de arsenal'i, hakemi ve ingiliz seyircileri solo olarak kalaylıyorum. aklımda hem maç hem de kupa var. türk futbol tarihinde uluslararası arenada, kazanmaya en çok yaklaşılan kupa. uefa kupası. boru mu! yok değil. na böyle kafam kadar. yüksekçe ve genişçe...
penaltılar atılıyor, ben ise bildiğim duaları infinite loopa almış bir vaziyette okuyup duruyorum. galatasaray atıyor; arsenal atamıyor. dua etmemin işe yaradığını düşünerek yeniden dua etmeye başlıyorum. o anlar hıphızlı geçiyor. kendi kendime "ibre bizden yana" derken, "ibne arsenal" lafını da araya katık edip dua okumaya devam ediyorum.
ve sıra maçın kader penaltısına geliyor. popescu gerilmiş topa vuracak. benim popescu'dan tek farkım yay gibi gerilmem. o an bana dokananı lastik gibi gerecek vaziyetteyim... her neyse, popescu gerildi, topa doğru geldi, vurdu, zaman durdu. ve gol oldu. uefa kupasını ilk defa bir türk takımı, galatasaray, kazandı.
bir maçın tümünü hayatında ilk kez izleyen annem sevinçle bağırdı, ben bağırdım. balkonun kapısı açıktı, dışarıya kulak kabarttığımda mahalledeki herkesin bağırdığını duydum... bağırmaktan boğazlarım acıdığında duruldum, sonra birden bir şey oldu; anlayamadım. ekrana baktım, galatasaraylı futbolcular popescu'ya kavuşmuş bir o yana bir bu yana delice zıplıyorlar. fatih terim ise onlardan ayrı, çömelmiş tek başına ağlıyor.
işte fatih hocayı öyle görünce ben de tutamadım kendimi, başladım ağlamaya. fatih hoca ağladı, ben ağladım. o gece inanıyorum ki, pek çok kişi de bizler gibi sevinçten ağladı.
e uefa kupasını aldık. boru mu!
oy kullanılan okullardaki plakasız araçlar
-
kolayca lastikleri indirilebilecek araçlardır..
hiç "patlatmak" gibi sizi afişe edecek riskli bir işlem de değildir..
1. 2-3 kişi olun, biriniz eğilerek araca yaklaşsın belli olmasın, diğerleir etrafta yürüyor sigara içiyor gibi yapabilirler. "random" görünmeyi bilmiyorsanız yapcak bişey yok.
2. lastikteki sibop kapağını çıkarın
3. içine minnak bir taş koyun, kapağı geri kapatın. bitti gitti 15dk içinde yavaş yavaş iner o lastik.
hbo max
-
abd versiyonunu bir süredir kullandığım video servisi. aynı anda hulu, disney+, netflix, amazon prime da kullandığım için karşılaştırma şansım oldu.
iyi tarafları:
-malum kaliteli hbo dizileri. bu konuda zaten fazla yazmaya gerek yok. imdb top 250'deki ilk 20 dizinin yarısı hbo yapımı.
-bünyesindeki filmler her ay değişiyor. her ay bir sürü yeni film geliyor ve bir sürü film ayrılıyor. yine de getirdikleri filmlerin büyük çoğunluğu belli bir kalite eşiğinin üzerinde oluyor. ıvır zıvır film fazla olmuyor.
-çocuklara hitap eden içerikleri hem zengin hem kaliteli. mesela susam sokağı'nın abd'de yayınlanan orijinal programının 1970'lerdeki bölümleri bile mevcut. bunun dışında türkiye'de 90'larda yayınlanmış olan ve herkesin severek izlediği flintstones (taş devri), şirinler, ayı yogi, looney tunes serisi, tweety, jetgiller, scoobie doo, bugs bunny, road runner gibi bir çok çizgi film serisi mevcut.
-bünyesinde south park var.
kötü tarafları
-arama motoru çok kötü. mesela netflix'te bir filmi arattığınızda o filmi bulamasa bile o filme stil veya konu olarak benzeyen veya aynı yönetmenin elinden çıkmış başka filmler buluyor. mesela tarantino'nun bir filmini arattığınızda bulamazsa başka filmlerini önerebiliyor. hbo max'te arattığınız bir filmi direkt bulamazsa "bulamadık kardeş, olsa dükkan senin" diye kesip atıyor. bir de aradığınız filmin ismini yanlış hatırlıyorsanız bulamama riskiniz yüksek. netflix'te filmin ismini yaklaşık olarak aratarak bulabilirsiniz.
-film ve dizi öneri algoritması çok iyi değil. netflix, hulu ve disney gibi servislerde bir film veya dizi izleyince ona benzer başka şeyler öneriyor ve genelde öneriler %70 oranında başarılı oluyor. hbo max'te ne izlerseniz izleyin aynı şeyleri öneriyor. mesela bugs bunny izledikten sonra south park öneriyor.
-hbo'nun yapımları çok kaliteli olsa da sayı olarak az. adamların 20-25 demirbaş dizisi var ve bunlar zaten herkesin bildiği yapımlar. bunları çoğu insan zaten izlemiştir ve bunları izleyip bitirince izleyecek şeyler çok kısıtlı oluyor. hbo'nun olayı az ama kaliteli içerik olduğu için içerikleri tükettiğinizde boşluğa düşebiliyorsunuz.
fiat egea'nın muazzam yol tutuşu
-
yol tutuştan daha çok muazzam bir şöför barındıran video.
o arabayı oradan kurtarmak gerçekten büyük iş.
yaran fıkralar
-
adamın biri berberin kapısından seslenir.
-işiniz çok mu?
-iki saç bir sakal
der adam teşekkür eder ve gider. geri gelmez. berber merak eder ama pekde önemsemez.
bir kaç gün sonra tekrar kapıdan bir ses duyulur.
-işiniz çok mu?
-bir saç bir sakal
diye cevap verir . adam teşekkür eder ve gider. yine geri gelmez. berber duruma biraz uyuz olur ama olayın üzerinden biraz geçine unutur. 15 gün sonra tekrar kapıdan aynı sesi duyar.
-işiniz çok mu?
berber sesi tanımıştır.
-bir saç kaldı der bu kez. adam teşekkür eder ve yine gider. bunun üzerine berber dayanamaz ve çırağına,
-koş şu adamı çaktırmadan takip et bakalım nereye gidicek.
diyerek gönderir adamın peşinden. çırak 10 dk olur gelmez, 20 dk olur gelmez, 30 dk olur gelmez, en sonunda soluk soluğa kapıdan içeri girer. usta sinirlidir, ulan eşek herif ben sana adamı takip et dedim sen bi gittin gelmedin. söyle bakayım nerdeydin der çırağına.
çırak cevap verir.
-usta adamı takip ediyordum, önce sola döndü, ordan kahvenin yanında sağa girdi, yukarı doğru çıktık. daha sonra bakkalı geçip çıkmaz sokağa girdi.
eeeee der usta.
çırak: valla sonra sizin eve girdi usta..