hesabın var mı? giriş yap

  • senin o dediğine "bir şeyin simgesi olmak" denir. ve bu çok değerli bir durumdur. halkın gözünde simgeleşen kişinin-şeyin değerini gösterir.

    ama siz namussuzlar bunu anlayamazsınız. o yüzden daha fazla açıklama yapamayacağım.

    madem editledin ben de editleyeyim editi : bak ben ne yazmışım gafil, bu tepkiye karşısın demiş miyim? dememişim. gereksiz bir ayaklanma olduğunu belirttiğini söylemiş miyim? onu da söylememişim. maktülün konumuyla ilgili olarak "özgecan aslan bu olay için sadece bir kukladır" demiş misin? demişsin. ben de sana ona kukla olmak denmez simge olmak denir, demişim. namus diye bir kavrama inanmam demişsin, ben de sana namussuz demişim. bunun karakterinle ne alakası olduğunu sormuşsun. literatürde bile yeri olan "simgeleşmek" kavramını bok atarak kirletmeye çalışman karakterinle olan alakasının en güçlü delilidir.

    çift haneli iqumla dalga geçeceğine üç haneli iqunla hayatı, insanlığı nasıl anladığına bak.

    not: 3 haneli demişsin ama hatırlatayım biz onluk sayı sistemi kullanıyoruz. yanlış olmasın.

  • kandırıldık türkiyem!

    -istanbul kalabalık.
    -15 milyon nüfusu var.
    -gezilecek çok yer var.
    -çarpık kentleşme de cabası...

    hadi ordan! bu saatten sonra bok inanırım size. gördük işte bu dizide asıl gerçekleri.

    -istanbul toplam 30 kişiden oluşuyor. bunların hepsi bir yerlerden birbirlerini mutlaka tanıyor (komşu kızı cansu ve emir hariç. onlar tanışmıyorlar bir tek.)
    -istanbul'da gidilecek bir otel, bir şeyler içilecek tek bir cafe var. herkes o otele geliyor, herkes o cafe'de takılıyor.
    -istanbul'da toplam 6 tane ev var ve bu evlerin temizliğine sadece feriha'nın anası gidiyor.

    artık bana "istanbul'da yaşam çok zor." demeyin lütfen. yemem.

  • kahve miktarındaki son fine tuning...

    en son bu ekleme yapılmazsa ayarı olmuyor kahvenin.
    herkes mi yapıyor, bir ben mi manyağım?

    önce kendi neşene göre silme, tepeleme, az neyse kaşıkla koyarsın, ama yetmez hemen kaşığın ucuyla son bir pinçik... hah oldu.

  • yarın akşam 2 tane bulgar dilberini istanbul'da ağırlayacak olmama vesile olan çağrı.
    1500 dolar yol parası gönderdim hesaplarına, yarın akşam gidip karşılıycam havaalanından kısmetse.

    az önce de bi siteye girdim, tak! siteye giren 1 milyonuncu kişiymişim, hediyeler filan. bu aralar acaip şanslıyım lan!

  • acayip bir operasyondur.

    aralik 1989’da, amerika, general manuel noriega’yi tahtindan indirmek icin panama’yi isgal etti. amerikan askerleri panama’ya girer girmez, noriega ve yandaslari, vatikan elciligine sigindilar. vatikan elciligi panama topraklari icindeydi ama uluslararasi kanunlara gore amerikan askerlerinin, elcilik binasina girme gibi bir yetkileri yoktu. yemezdi! salak bush babasi en buyuk push, "oglum, siz gidin din minle ugrasin. niye diktatore ev sahipligi yapiyorsunuz. ne is?" gibisinden vatikan’a noriega'nin teslimi icin ricada bulundu ama herhangi bir sonuc alamadi. vatikan, "yaziktir, bize siginmis, veremeyiz" dedi, isi kapatmaya calisti!

    amerikan askerlerinin, en buyuk silahlari kullanmaktan baska caresi kalmamisti!

    amerikan askerleri nasil bir silah kullandi dersiniz?

    --- spoiler ---

    rock muzik!

    --- spoiler ---

    evet rock muzigini silah olarak kullandi amerikan askerleri.

    elcilik binasinin etrafina cok guclu hoparlörler getirildi. hoparlörlere guclu bir radyo baglandi ve radyo da amerikan askeri ussu’nun radyo istasyonuna cevrildi. radyonun sesi sonuna kadar acildi ve sirasiyla van halen’den panama, the clash’dan ı fought the law, guns n’ roses’dan welcome to the jungle ve jethro tull’dan too old to rock’n roll calinmaya baslandi. butun mahalle gumbur gumbur sallaniyordu. 3 gun boyunca, gece gunduz, muzik devam etti... kulaklari sagir edecek bir ses tonda.

    vatikan buyukelcisi, her boka karisan, kil tipli ve sorunlu komsu gibi aldi eline telefonu, george h. bush’u aradi. aralarinda “ooolum, manyak misin? kissana muzigin sesini. yarin ise gidecem” gibi bir diyalog yasandi. bush "efendilik bende kalsin, komsuluk bozulmasin" dedi herhalde ve muzik 3 gun sonra durdu. buyukelci “lan simdi bunlar yeniden baslar” korkusuyla, noriega’ya “sen git teslim ol lan” dedi.

    noriega, 3 aralik 1990 gunu amerikan askerlerine teslim oldu.

    simdi kissadan hisse kismi - velvet ındiegroundun sahibi koreli kardesim... al sen plaklari, git saray'a. sen yapman gerekeni anladin!