hesabın var mı? giriş yap

  • hamit altıntop sakatlandığında halama akciğer kanseri teşhisi koymuşlardı.

    halam, onca kemoterapi gördü akciğer kanserini yendiğini öğrendim bugün, bu hamit hala iyileşemedi.

    bacağı komple koptu yeni bacak mı diktiler bu adama nasıl bir sakatlık bu amk.

    edit: adam yılda bi kere aklıma gelir entry yazarım, bileğini kırar. adını anmamı istediğiniz kaynananız filan varsa söyleyin yani.. biraz okkalı anarım adını direk mefta.

  • bir mühendis bir rahip ve bir doktor bowling oynamaya giderler. gelin görün ki bowling salonu doludur. bir iki saat bekleyip de sıranın kendilerine gelmediğini görünce salon sahibinin yanına giderler ve durumu anlatırlar. adam bunları dinler ve açıklamasını yapar:
    - bakın arkadaşlar sizleri anlıyorum, lakin durum sizin bildiğiniz gibi değil, içeride bowling oynayanlar aslında itfaiyeciler. bundan yıllar önce burada bir yangın çıkmıştı ve bu arkadaşlar canları pahasına yangını söndürdüler. ama ne yazık ki kör oldular. ben de onlara olan borcumu ödemek için istedikleri kadar bowling oynama hakkı tanıdım onlara.
    demiş.

    bunun üzerine rahip:
    - çok acıklı bir hikaye, bütün rahip arkadaşlarıma haber verip onlar için dua edeceğim. tanrıya gözlerinin açılması için yalvaracağım, demiş

    ve doktor da:
    - evet tam bir drama ne yazık ki. ben de doktor arkadaşlarla düşünüp ve tıbbın bütün imkanlarını zorlayıp bu insanlara gün ışığını bir kere daha göstermek için çalışacağım.

    bunları dinleyen mühendis biraz düşünür ve konuşmaya başlar:
    - bu arkadaşlar neden gece oynamıyor...

  • filmden çıktığınızda bir süre pantolonunuzun yaptığı hışırtıya, tuvalet kağıdının yırtılma sesine, florasan lambanın vızıltısına, arabanın havalandırma sesine kulak kabartırken bulacaksınız kendinizi.

    belirtilmiş ama tekrar yazalım, korku filmi değil; sağlam bir gerilim.

  • farkındalık yaratır. "aa süleyman kızmış lan" dersiniz. sen 4 yıl boyunca gün aşırı converse'le kampüs yollarını arşınla, saçın sakalın birbirine girmiş olsun... sonra mezun olurken topuklu ayakkabıyla çık karşımıza. sakalları da kesmiş tabii, kaşları inceltmiş, saçlar fönlenmiş... hayat çok enteresan gerçekten.

  • kesinlikle insanlarla iletişime geçmektir.mesela;
    otobüs şoförüne günaydın deyin, o da size geldi yine tipine soktumunun bakışı atsın süper oluyore.

  • "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    -tutunamayanlar-

  • dinlerin, tiranlığın ve hatta roma imparatorunun bile, tarihsel devinimden ve iktisadi yasalardan daha güçlü olamayacağını bizzat deneyimlemiştir. söz gelimi, m.s. 301 yılında diocletianus, fiyatlardaki aşırı artışa karşı, bütün madeni paraların üzerlerinde yazan değerlerinin iki katı değerinde olduğunu ilan etti. söz konusu önlemler başarısız olunca, ücretlerin ve fiyatların arttırılmasını yasakladı, yasağa uymayanlar idam cezasına çarptırıldı. buna rağmen, fiyatlar ve ücretler dizginlenmek şöyle dursun, karaborsa, kıtlık ve ayaklanmalar ortaya çıktı.

    aşikar olan ise, köleci üretim ilişkilerinin artık ömrünü doldurduğu gerçeğiydi. zira, üretim sisteminin devamlılığı için, sürekli savaşlar yaparak köle edinmeye çalışan roma devleti, büyük bir orduyu beslemek zorunda olduğu kadar, mevcut kölelik düzeninin devamlılığı ve kölelerin zapt edilebilmesi için de ek güvenlik maliyetlerine katlanmak zorundaydı. ayrıca, karın tokluğuna çalıştırılan kölelerin, yaptıkları işin karşılığında hiçbir şey almamalarına bağlı olarak verimsiz çalışmaları ve su değirmeni gibi kimi teknolojik yeniliklerin bilinmesine rağmen, buğday öğütmek için köle gücünden yararlanılması gibi durumlar, mevcut üretim sisteminin, üretici güçlerin gelişimi sürecinde o dönemde gelinen nokta itibariyle artık tıkandığını göstermekteydi.

    sonuç olarak yüzyıl dahi bitmeden roma imparatorluğu güçsüz düştü ve 4. y.y. başında şiddetlenen barbar akınları, soydaşları köleleştirilen kavimlere bağlı askerlerin saldırıları ile roma topraklarında yüzyıllardır sefa içinde yaşayan köle efendilerini kan, gözyaşı ve tecavüz içeren bir trajediyle karşı karşıya getirdi.

  • eger gercekten geldiyse ilk 11 soyle sekillenir:

    ---------------muslera
    mariano--maicon-denayer--linnes
    ---------ndiaye-----fernando----
    feghouli----belhanda---gary/tolga
    -----------------gomis

  • kaçak sarayın karşısına onun on katı kadar büyük ve ihtişamlı bir saray inşa ettirip içine esed ailesini yerleştirirdim. esed'e bayıldığımdan değil, maksat trollük olsun.