hesabın var mı? giriş yap

  • hakemdi, var'dı bunları geçin. haklı olduğumuz yerler var ayrı konu.

    ben kendi adıma fenerbahçe'lileri tebrik ediyorum.

    as kaleci yok, sağ bekte ferdi oynuyor, takımın en iyi oyuncusu valencia yok, 5 maçta 1 puan almışlar, camiaları birbirine girmiş, sezon başından bu yana oynanan sistemden farklı bir sistemle maça çıkmışlar, 16. dakikada 1-0 yenik duruma düşmüşler, bu durumda 55 bin kişinin önünde sahada 10 kişiyken galibiyet golünü atıp kazanıyorlarsa ben o rakibi tebrik ederim.

  • hasta olan arkadasla baglanti kurdum en kisa zamanda bana tahlilerini yollayacak.

    bu konuda dunyada en kompetitif cerrah tampa florida'daki norman parathyroid center'in kurucusu jim norman'dir. adamlarin ununu bu hastaliklar ile ugrasan herkes bilir.

    eger metastatik ise dakarbazin ile kemoterapi mumkun. ayrica vincristin ve cyclophosphamide ile chemo da verilebilir.

    ayrica metastatik yayilim sinirli ise radyasyon, radio frequency ile ablasyon veya cerrahi debulking mumkun.

    ayirca hypercalcemia icin sensipar yeterli degil. denisumab yada zoledranic acid kullanmak gerek buna ek olarak.

    ama desigim gibi hastalik metastatik mi degil mi daha belli degil. hastaligin evresini ogrendikten sonra kendisi ile cesitli opsiyonlari konusucaz.

  • hicbir şey bulamazsam bile, fetoculere karşı dik duruşunu takdir ederim. allah sağlıklı uzun ömür versin.

    not: gs

  • normalde sosyal sorumluluk gerektirdiğini düşündüğüm konularda kendim destek veririm, ancak başkalarını buna yönlendirmem. ancak bu sefer durum benim için farklı, yeteneklerine ve direksiyon becerisine sonsuz güvenim olan bir arkadaşım için bir kampanya başlatıldı.

    berk, scirocco alabilmek için ehliyet kursuna başvurdu ve kursa katılmayı başardı. üstüne üstlük ehliyet sınavına girerek sürücü belgesi almayı da başardı. ancak hayalindeki scirocco'ya ulaşmak için yeterli parası yok. türkiye’de kredi için başvurduğu her bankadan red aldı. berk'e 1 dolar bile olsa bir katkıda bulunmanızı; fakat bu mümkün değilse bile paylaşımda bulunarak daha fazla kişiye ulaşabilmesi için yardımcı olmanızı isteyeceğim.

    konu berk'in ağzından aşağıda yazdığım gibi ve bizim yardımlarımızın önemini anlatıyor. biz yardımsever insanlar olarak ne kadar çabalamamız gerektiğini gözler önüne seren bir durumdayız: ''ne yazık ki türkiye'de araba sahibi olmak çok zor, destek bulmak gerçekten çok büyük bir problem. kime sorduysam bana scirocco alma çok yakar sadece haftasonları binebilirsin dedi. bunun bir önyargı olduğunu düşünüp uzanabildiğim her kuruma, bankaya, vakıfa ve şirkete gidip durumumu anlattım. bu süreçten öğrendiğim şey karşılıksız kredilerin olduğu ancak bana vermeyecekleri oldu. eğer aldığım scirocco ile ışıklarda gaz vermek ya da caddede yanlamak yerine profesyonel yarışlara katılacak olsaydım bana kredi vereceklerdi. oysa ben sadece kafe önüne park etmek için istiyorum.''

    arkadaşlar berk'in neredeyse her renk adidas eşofmanı ve aynalı güneş gözlüğü var. en sevdiği nargile elma nanedir. kendisinin hali hazırda kirli sakalı da mevcut. doğuştan esmer zaten. ve arabayı sizin sayenizde aldığında koltuğu sonuna kadar yatıracağına da söz veriyor.

    bunların hepsi berk'i değil beni bağlar. bu kampanyayı da asla silmeyeceğim. berk'e sormadan başlatıyorum bu kampanyayı çünkü kendisi çok üzülür. kimse sizden cebinizdeki iki lirayı zorla istemiyor. bütün gün sözlük başından twitter'dan birbirine sallayan tiplere de muhtaç değiliz.

    kampanya linki : buradan buyurun

    (bkz: buket'i amerika'ya yolluyoruz)

    (bkz: tuğçe yurtsever için burs yardımı)

    (bkz: oyku'nun macbook'unu yenilemesine yardim ediyoruz)

    (bkz: berk'in scirocco'su)

  • ulan bırak türkiye'de türklerin kurduğu şehri, ben hala tek başıma oyun kuramıyorum kendi bilgisarayıma. crack nedir ya. şu oyunu next next next diyerek kurdurtacak program bulamıyorlar mı hala. ben 3 yıl botsuz half-life oynamış adamım, gelmiş bana konya'yı vikingler kurdu diyor.

  • satın almak için ayakkabı modelleri bakınırken bir siteye denk geldim. sitede nba oyuncularının yanı sıra, eurolegue ve kadın basketbolcuları da kapsayan, hangi ayakkabıyı tercih ettiklerine yönelik geniş çaplı raporlar var.

    oynadığı pozisyona göre, en çok ribaund alan oyunculara göre, attığı sayıya göre vs. gibi daha bir çok farklı kategoride profesyonel basketbolcuların en çok hangi ayakkabıyı tercih ettiklerini görebilirsiniz.

    web sitesi: https://kixstats.com/

    edit: sitede adı geçen ayakkabıların fiyatları sokak basketbolcularına hitap etmiyormuş arkadaşlar. bakmakla yetineceğiz :)

  • başlığı sadece içimi dökmek için açıyorum.

    bundan 2 gün önce annemi telefon dolandırıcıları aramış ve telefonda korkutmuşlar. telefonuna gelen şifreyi onaylamasını istemişler ve büyük miktarda parasını almışlar. 2 gündür ağlıyor ve onu teselli edebilecek hiçbir şey söyleyemiyorum. banka, işlem onaylandığı için hiçbir şey yapamayacağını söylemiş. savcılık ve polis de "bu tür dolandırıcılıklar çok oluyor, yakalanmadığı müddetçe bir şey yapamayız" deyip yardımcı olamamışlar.

    bu başlığı para yardımı ya da rezalet başlığı olsun diye açmadım. o yüzden kişisel bilgilere, hikayenin ayrıntılarına girmeyeceğim. ilgili başlığı verip bitiriyorum.

    (bkz: telefon dolandırıcılarının yakalanmaması)

    giden para olsun, can yakıcı bir miktar olsa da sağlıktan önemli değil diye düşünüyorum. ama annemi bu kadar üzdükleri, emekli maaşından başka bir şeyi olmayan yaşlı bir kadını sabahlara dek ağlattıkları için öfkeliyim. onun başına sırf bu üzüntüden ötürü bir şey gelir diye kahroluyorum.

  • isviçre'de sahte rolex yapılmamaktadır. "italyan" diye satılanlar da uzak doğu yapımı olanların daha kaliteli olanlarıdır. kalite farkını belirtmek için sahte saat satanlar öyle derler. yoksa italya'da da sahte rolex üretimi yoktur.

    hakiki rolex saatlerin kasaları el yapımı olmaz. çok büyük preslerde basılarak üretilir. zaten o yüzden sağlam olurlar. sahte olanların içinde evladiyelik olanlar yoktur. çelik; "döküm" tekniğiyle üretilememektedir. sadece pres olarak üretilebilmektedir. sahte olan rolex saatler döküm kasalıdır ve çelik değildir. altın olanlarda dökümdür ve genellikle orijinali kadar keskin ve düzgün hatlı olmaz. hatları düzgün olsa bile üretim tekniği itibariyle o kadar sağlam olamaz.

    sahte olanlar ile hakikisi arasında büyük bir işçilik ve malzeme kalitesi farki bulunur fakat amatörlerin yaptıkları incelemede bu farkı anlamaları zor olur. en kötü taklitler genellikle quartz (pilli) olurlar. bunların saniye ibresi "tık-tık-tık" gibi duraklamalı bir şekilde hareket eder. oysa hakiki rolex'lerin hemen hemen bütün modelleri otomatik mekanizmalıdır ve saniye ibresinin hareketi "tıkı-tıkı-tıkı" gibi duraksamasız bir şekilde olur.*

    seri olarak üretilen rolex modelleri sadece çelik, 18 ayar masif altın ve bu iki malzemenin birlikte kullanılması ile üretilir. altın kaplama ve gümüş olanları yoktur.

    sahte olanları da hakiki olanlarıda internetten satılmaktadır. alıp almamanız güven meselesidir. bütün mücevherler gibi orijinal "garanti sertifikası" ile almanız, hem güven hem de satmak istediğinizde kolaylık açısından tavsiye edilir.

    ikinci el bir rolex almak isterseniz bütün dünyadaki yetkili servislerde bulunan çalıntı listelerinden küçük bir "seri numarası" kontrolu yaptırmanız, ileride problem yaşamamanız için iyi olur. türkiye'de de otap bayileri bu konu ile ilgileniyorlar.

    bu saatlerin tek dezavantajı 31 günden daha az çeken aylardan sonraki ayın ilk gününde tarih ayarını düzeltmeniz gerekmesidir. dijital saatlerin aksine rolex'lerde bunu hesaplayan ve düzenleyen bir mekanizma -doğal olarak- yoktur.

  • kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...