hesabın var mı? giriş yap

  • yoğun kar yağışı sebebiyle kapanan adana-gaziantep otoyolunda akşam 18:00 dan beri burada mahsur kalmış durumdayız. karayolları jandarma vs kimseye ulaşamıyoruz. binlerce insan burada mahsur kaldık yakıtı biten araçlar var. donmak üzere olan, hasta olan yüzlerce insanlar var. allah'ını seven acil bişeyler yapsın nerede bu devlet!!

    edit: bakın sevgili yazar arkadaşlar sesimizi hiç bi mecradan duyuramıyoruz lütfen destek verin. çocuğu karnında öldü kadının burada. şeker hastası yaşlı insanlar var, bunların düzenli yemek ihtiyaçları var. yüzlerce çocuk yüzlerce insan donmak üzere, araçların yakıtı bitti.

    edit-2: saat şu an 02:00 ve bu saate kadar devlet kanadından veya gönüllü kuruluşlardan herhangi bir yardım ulaşmadı. 159 karayolları telefonlara cevap vermiyor. insanlar birbirine yardım ederek geceyi atlatmaya çalışıyor. çoğu araba rölantide çalışır vaziyette araç içi ısıtmasını yapamıyor insanlar donmak üzere ve maalesef çığlık sesimizi duyan yok. acil müdahale gelmezse bu büyük yüklü araçların tamamı sabaha kara gömülecektir. eşim ve kirazla(kedimiz) biz bu geceyi atlatırız fakat durumu vahim olan yüzlerce aile var. 2022 yılında bu rezaleti bizlere yaşatan devletimize allah zeval vermesin!

    edit-3: saat 04:25 öncelikle sevgili sözlük yazarları hepinize ilginiz için teşekkür ederim. maalesef bu saat oldu hala herhangi bi yardım veya ilerleme yok. instagramdan canlı yayın yaptık birebir insanlarla konuştuk. çocuğu kalp ameliyatından çıkıp burada saatlerdir mahsur kalan insanlara şahit olduk. ambulansın, içinde hastasıyla beraber mahsur kaldığına şahit olduk. çocuk dolusu yolcu otobüslerine şahit olduk. şuan herkes sadece çaresiz bir şekilde gelecek yardımı gözlüyor.

    edit-4: saat 07:50 emrah yıldız adında biri valilik adına saat 05:54 te aradı yardım gelmek üzere diye aciliyetimizi sordu fakat hala gelen giden yok. maalesef tam 14 saattir burada mahsur kalmış durumdayız. açlığı bi kenara bıraktık tüm gece donduk soğuktan. bi insan evladı yok mu şu memlekette allah rızası için burada kendimi ölüme terkedilmiş gibi hissediyorum. lütfen yardım edin lütfen birileri sesimiz olsun donmak üzereyiz.

    edit-5: saat 14:40 kömürler-nurdağı-bahçe kısmı otoyol hala kapalı maalesef. yer yer gaziantep'e yakın kısımlarda insanlara yardımlar ulaştı bilgisini aldık fakat bu kısımlara herhangi bi yardım ulaşmış değil. bizde tamamen kendi imkanlarımızla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan gitmeye çalışıyoruz şuan fakat burada inanılmaz bi trafik var yaklaşık 2 saatte 20 km yol alabildik. otoyol açılmadan bu çile maalesef bitmeyecek.

    edit-6: dün ailecek çıktığımız bu yolculuk normalde 9 saat sürmesi gerekirken an itibariyle 33 saat ile çok şükür bitirdik. öncelikle gelen mesajlara ithafen şunları söylemek istiyorum. bugün saat 11:30 a kadar bahçe-nurdağ mevkiindeydim yaklaşık olarak 18 saat mahsur kaldık. bu süre zarfında kendi adıma, devlet kanadıyla yaptığım tüm görüşmeler maalesef sonuçsuz kaldı hepsinin arama kayıtları mevcut. ya gelen olmadı ya da sallayan olmadı. hiç bir kurtarma çalışması, yol açma çalışması veya herhangi bir ihtiyaç desteği ne aldım ne alana şahit oldum. sadece bugün saat 14:00 sıralarında 1 adet helikopter çalışmasına şahit oldum. öğleden sonra gaziantep'in 20 km mesafelik alanında kumanya dağıtıldığını duydum. ama bahsettiğimiz alan yaklaşık 140 km. maalesef devletimiz bütün afetlerde olduğu gibi yine sınıfta kaldı. ben şahsım olarak 11:30 a kadar yolun açılmayınca, kendi imkanlarımla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan yoluma devam etmeye çalıştım ve çok uzun araç kuyruklarına rağmen çok şükür varış noktasındayım. ama maalesef hala otoyol kapalı ve hala mahsur insanlar var. şimdi sadece şunu söylemek istiyorum eğer otoyolun tv lerde söylenildiği gibi açıldığını teyit etmek istiyorsanız gaziantep bölgesinden 156 jandarmayı arayıp, otoyolu kullanarak gaziantep'ten adana istikametine veya gaziantep'ten şanlıurfa istikametine gitmek istediğinizi bundan mütevellit yolun açık olup olmadığını sorun. her şey bu kadar basit. ne bana, ne sosyal medyaya, ne propagandacı diye itham ettiklerine ne de havuz medyasına inan. at gözlüklerini çıkar ve bunu kendi kendine yap ve gerçekleri kendin öğren.

  • ümit özdağ twitter'dan erdoğan a türk milletine yakışır bir şekilde cevap vermiştir

    "sayın erdoğan, türkiye babanın çiftliği değil. vatanımızı paylaşmayacağız. paramızı paylaşmayacağız. ülkemizi daha fazla soydurmayacağız. gelecek seçimler bir referandum olacak. tek soru, erdoğan ve sığınmacılar gitsin mi? zafer partisi hem sizi hem sığınmacıları yollayacak."

    twit

  • "hayal kırıklığı yaratan film"miş.

    daha düzgün teaseri bile çıkmayan film için hayal kırıklığı diyen tipler var, allah akıl fikir versin.

    belki ben affleck harika bir iş çıkaracak, gitmeden nasıl karar veriyorsun ki birader buna?

    al işte çok uzağa gitme, heath ledger resmen döktürdü joker rolünde, daha filmi izlemeden jack nicholson'dan sonra hayal kırıklığı olur diyen sizin gibiler, filmden sonra oscar adaylığını konuşuyordunuz heath ledger'in.

    düzün eleştiri yapmayı bir türlü öğrenemiyoruz maalesef, anladığım bu...

  • tam bir zeka göstergesi cümle. bunu edenlerin zeka seyıyesi debil kıvamındadır.

    yahu kafe dediğin kaç tane. toplam masa sayısı nedir? ülkede kaç kişi var. kaçı bu masaları dolduruyor.
    ekonomik kriz var deyince millet aç yattığımızı sanıyor sanırım. karı koca çalışıp dışarda yemek yemenin hesabını tutarsan, pahalı bulup vazgeçiyorsan ekonomik kriz var demektir.

    insan gibi yaşamak lüks, eğitim almak eşeklik gibi görülen ülkede bu tipler de normal...

  • william blake'in ingiliz romantik dönemini en iyi temsil eden eserlerinden birisi, bir şiir koleksiyonudur. ayrıca sanayileşmekte olan dünyadaki insan hayatının metaforudur bu eser. iki bölümden oluşmaktadır ve ilk bölümdeki hemen her eserin ikinci bölümde karşılığı bulunur. ilk bölüm olan "songs of innocence" bir insanın henüz teknoloji ile tanışmadığı, hayatın kötülüklerini öğrenmediği dönemini sembolize eder. "little lamb" şiiri bu masumiyetim en belirgin şiirlerinden biridir. kuzucuk seni kim yarattı diye başlar ve tanrının ona verdiği güzellikleri sıralar. orijinal metni şu şekildedir :

    little lamb who made thee
    dost thou know who made thee
    gave thee life & bid thee feed.
    by the stream & o’er the mead;
    gave thee clothing of delight,
    softest clothing wooly bright;
    gave thee such a tender voice,
    making all the vales rejoice!
    little lamb who made thee
    dost thou know who made thee

    little lamb ı’ll tell thee,
    little lamb ı’ll tell thee!
    he is called by thy name,
    for he calls himself a lamb:
    he is meek & he is mild,
    he became a little child:
    ı a child & thou a lamb,
    we are called by his name.
    little lamb god bless thee.
    little lamb god bless thee.

    "songs of experience" , tecrübe bölümü ise insanın hayatın kötülükleri ile çarpıştığı, saflığı kaybettiği ikinci evresini temsil eder. "the tyger" şiiri kuzunun güzellikleri ve tatlılığının aksine bir kaplanın sertliğini, vahşiliğini ürkütücülüğünü anlatır.

    tyger tyger, burning bright,
    ın the forests of the night;
    what immortal hand or eye,
    could frame thy fearful symmetry?

    ın what distant deeps or skies.
    burnt the fire of thine eyes?
    on what wings dare he aspire?
    what the hand, dare seize the fire?

    and what shoulder, & what art,
    could twist the sinews of thy heart?
    and when thy heart began to beat,
    what dread hand? & what dread feet?

    what the hammer? what the chain,
    ın what furnace was thy brain?
    what the anvil? what dread grasp,
    dare its deadly terrors clasp!

    when the stars threw down their spears
    and water’d heaven with their tears:
    did he smile his work to see?
    did he who made the lamb make thee?

    tyger tyger burning bright,
    ın the forests of the night:
    what immortal hand or eye,
    dare frame thy fearful symmetry?

  • evet, kendi başlattığım hareket olmakta. sabah kahvaltı yaparken aklıma geldi bu olay ve müthiş bir panik halinde daha rönesansın türkiye'de tam olarak vuku bulmadığına binaen laptop'ımı alıp hemen işe koyuldum. adamlar kafadan 500 yılı bize taktı yahu bu farkı el birliğiyle çalışarak yaklaşık tahminimce 2-3 yılda tamamlayabiliriz. artık kimin elinden ne geliyorsa bir el atalım şu duruma daha reform falan var.

    bu da ilk eserim: meyveler ve akşamüstü