ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan markalar
-
(bkz: mavi jeans)
eskiden iyiydi bu. kaliteli şeyler üretirdi ve yıllarca giyilirdi. 2 sene önce bunlardan aldığım kazakların çoğu şu anda çöp durumda. kolları ve yakaları pörsüdü.
tişörtleri de 2-3 senede soluyor.
ryan giggs
-
hocası ferguson ile arasında şöyle bir diyalog geçmiş diyolar
+hocam 38 yaşıma geldim artık bıraksam şu futbolu.
-ne 38 i la 37 yaşındasın sen.
+nası hocam yaaa 73 lüyüm ben.
-oğlum doğduğunda bir yaşında mıydın alla allaaaa. 38 inden gün alıyosun.
+37 yim yani.
-37 sin tabi la. koş vur bakiim şimdi şu topa, akşam final var hadi.
+taam hocam hehe.
özlem tekin vs şebnem ferah
-
şebnem ferah bu başlığı okur üzülür, özlem tekin'in s.nde olmaz.
1 kg muzun 18 lira 99 kuruş olması
-
ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.
evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.
bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.
tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.
o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...
bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.
kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.
şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.
ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.
bir türk kadınının taciz günlüğü
-
geçen ay karım iş arkadaşlarıyla kadıköyde bir restauranda yemek yiycek, akşam saat 7'de de ben gelip arabayla alıcam. neyse trafik mrafik derken geç kalıyorum. karıma da telefon ettim sen de yola doğru yürü ara sokaklarda uğraşmayalım diye. neyse saat 7 buçuğa yaklaşırken gelebildim. baktım hanım hızlı hızlı yürüyor noluyo diye bakarken baktım 3 kişilik it sürüsü bizim hanıma bakıp bakıp gülüyor bişeyler konuşuyo, en sonunda biri ıslık çaldı, birisi vay yavrum modunda laflar atıyo. nevrim döndü ne oluyo lan diye üstlerine koşarken bunlar kaçmaya başladı. 1.90 boyunda kaslı maslı adamım tırstılar büyük ihtimalle.
şimdi soru şu ben orda olmasaydım ne olacaktı? bütün kadınların başına koruma mı dikicez başlarına bişey gelmesin diye. daha önce sözlükte defaatle söylemişimdir. bi müddet kadın hakları konusunda çalıştım. mağdurelerin ağzından öyle hikayeler duydum ki mesleği bırakma noktasına geldim. bazı geceler uykum kaçar hala. taciz tecavüz ayrı, şiddet ayrı. burnu kesilmiş üzerinde kızgın demir izi olan kadınlar. siz bunları tahayyül edebiliyo musunuz?
hala gelmiş "hikaye, kezbanlar ilgi çekmek için yapiyur" diyen adamlar var yahu. ha şu var tecavüz iftirası atan kadın da çok gördüm. ama onların konuşmasından dahi ayırt edebiliyosunuz. tecavüze uğramış kadınların ses tonundan, olayı anlatırken girdikleri ruh halinden dahi anlayabiliyosunuz.
sokak ortasında gasp ve tecavüz
-
bu gaspçılardan, sapıklardan kendini korumak için biber gazı taşıyorsun, polis el koyuyor. yasakmış. böyle olayları görüp duydukça bisturisiz, çakısız sokağa çıkamaz oldum. onlar el koysun, ben yenisini alırım. ki bir gece vakti ara sokakta ufacık bisturi sayesinde artık tacizden mi tecavüzden mi ölümden mi kurtulmuşluğum var, adamın elini parçaladığım için gerisini yaşamadığımdan bilemeyeceğim. başka bir vakit de sustalının şak sesinden korkup depar atan piçin tekinden kurtulmuştum kaçmasa bıçaklardım ama normal gündüz saatinde de mi elimde baltayla mı gezeyim ne yapayım, bu ne biçim ülke? hayır bir de saldırgana kesici delici aletle karşılık verdiğinde ''orantısız güç'' bilmem ne geyiğine, cezayı sana veriyorlar. ulan benim etim ne budum ne? hayvan gibi adamla bilek güreşi mi yapayım yani bu mudur orantılısı?
hanımlar alın çakınızı yanınıza. özellikle kendinizi güvende hissetmediğiniz yerlerden geçerken, montun ceketin cebinde elinizde hazır bekletin. olur ya saldırıya uğrarsanız, soğukkanlılığınızı koruyabilirseniz eğer adamın dış bacak, kol, karın boşluğu gibi yerlerine saplayın çekin. o acıyla kıpırdayamaz zaten biraz. hemen kaçıyorsunuz. beklemeyin. çakınız büyük olmasın. beş-altı santimetrelik olanı yeterli. yaratık ölür mölür başınıza kalır sonra kıymetlenir, insan yerine koyup size ceza keserler.
edit: kalçanın riski ve olası mahkeme durumunda cezası daha azmış.
ayrıca şu da var, böyle bir insan zannetmiyorum ki gidip sizden şikayetçi olsun. ama diyelim ki şikayetçi oldu. birincisi sizi nasıl bulacaklar? ikincisi haydi kamera falan vardı, oradan buldular. adamın ne bok yemeye çalıştığı da ortada olacak zaten. ceza alınsa dahi paraya çevrilme ihtimali yüksekmiş, bana öyle bi bilgi geldi. ve şahsen tecavüze falan uğramaktansa ya da ölmektense mahkemelerde uğraşmayı tercih ederim.
mehmet barlas'ın başbakana cesur sorusu
-
-başbakanım ne tarafa yatırıyorsunuz?
+sağa. soldan ne zaman hayır gelmiş ki? bu arada kemal bey de istifa etsin.
mng kuryesinin kargoyu kayınbiraderine vermesi
-
mng kargo bugün sabah bana bir mail atmış.
"kayıp kargo tazmin talebi için yapılan inceleme uygun bulunmamıştır."
hiçbir gerekçe bile gösterilmedi.
artık bu olay emsal niteliğinde. bu yazıyı burdan okuyan bir kuryenin kargonuzu çalmaması için hiçbir sebep kalmamıştır.
tek kelimeyle rezillik. ne diyeceğimi bilmiyorum. aşırı sinirliyim.
tuğçe kazaz'ın yazacağı kitaba isim önerileri
atatürk'ün kazandığı önemli bir savaş olmaması
-
dedelerinize koydu ya olum zamanında, hala çıkaramadınız.
debit: change.org da dmd hastalarina karsi global bir imza kampanyasi ve 3.395 imzaya ihtiyac var. bir cocugun gelecege dair umudu soz konusu.
https://www.change.org/…s_share&utm_medium=copylink
debit 2: kösreli ortaokulu kitap kampanyası