hesabın var mı? giriş yap

  • gebelik testi yapmayın, yapıyorsanız da ortada delil bırakmayın. acayip bir gıybete neden oluyor zira. üçüncü katta kimin hamile olduğunu çözmeye çalışan bir sürü kadın var şu an ofiste.

  • 90'la başladı, 78 oldu, 65'e indi derken 50 deniyor. bu gidişle sinovac'ın coronavirüsü tetiklediği açıklanırsa şaşırmayacağım.

    edit: evet arkadaşlar brezilya'daki bulgulara göre bu aşı çok ağır ve ağır vakaları (hastaneye yatırılmanızı gerektirenler) %100, orta ve hafif vakaları %77, çok hafif vakaları %50 oranla engelliyormuş. yani muadilleri kadar etkili olmasa da genel olarak işe yaradığı sonucunu çıkarabiliriz.

    ancak burada anadolu ajansı'nın her seçimde akp'yi %90'la başlatıp akşamında %50'ye (kimi zaman %40'a) çekmesi misali her yeni açıklamada oranın daha da düşmesi komik.

  • öğrendiğimde ufkumu 2 katına çıkaran şeylerden biriydi benim için (ufkum dar olabilir kusura bakmayın yıllar oldu öğreneli ama o günlerde çok etkilenmiştim), enteresan denebilecek bir kaçını yazayım..

    -ölüm saati hesaplama,
    -böbreklerde süzülen kanın konsantrasyonunu zaman değişkeni ile beraber hesaplama,
    -arteriyel ve venöz kanın dokulardaki konsantrasyonları,
    - mikroorganizmaların maksimum konsantrasyona hangi zaman aralığında hangi sıcaklıkta geleceği (bunu biliyoruz biz zaten diyebilirsiniz ama hayvan veya doku deneyleri için bu zaman dilimlerini tutturmak önemlidir)

    integral de bu işlemlerde ara ara haliyle devreye giriyor.. benim kafama tek takılan bu olaylar üzerinde kafa yorup hem matematiksel bağıntısını hem işin işleyişini kovalayan insanların varlığı. iyi ki varlar. canlarım benim.

    debe editi: bu kadar çöp içerisinde okuyan birilerinin olmasi çok güzel teşekkür ederim.

    o konsantrasyonunu ölçeriz dediklerimi kanda veya dokudaki üre, glikoz, oksijen gibi bileşenler... olarak düşünebilirsiniz.

  • sanırım 1969 yılı idi.deniz gezmiş’in anneannesi faika hanım , ankarada oğlu cavit bey’in evinde kalıyordu...kanserdi . hasta ziyaretine gitmiştim.deniz’i özlediğini,ölmeden görmek istediğini söyledi..o sıralar deniz, sbf’de saklanıyordu.bu fakültede okuyan kuzeni osman ile araları yoktu.bu yüzden nenesinin bu arzusunu iletmediğini anladım.sbf’ye gittim. deniz’e haber salındı. öğrenci derneğinde bekliyordum kendisini.kısa sürede geldi. anneannesinin durumunu aktarıp,”son defa görmek ” dileğini ilettim. biraz durdu. gözleri doldu. ”abi,çok özledim ninemi.ben de görmek istiyorum.ama buradan çıktığım anda polis beni yakalar” dedi.o dönemde polis fakülte ve yurtlara dekanın talebi olmadan giremiyordu.ama fakülteyi de dışardan nerdeyse kuşatmıştı.bir çare bulunur dedim.bir süre daha konuştuk. ayrıldım. arkamdan “nenemin ellerinden öperim.kendisini göreceğim” diye bağırdı.

    deniz ninesini gördü mü bilemiyorum.ama benim kendisini son görüşüm imiş…

  • türkler olarak genelde zaten bir ya da iki çocuk sahibi olduğumuzdan, onlara koyacağımız isimler bizim için en değerli kişi ya da kavramlara ait.

    on çocuğumuz olsaydı belki birine koyardık ama... kısmet.

    edit: anadolu'nun dilleri elbette zenginliğimiz. mesela romeika.

  • basit bir tanımla başlayalım: elmas; karbonun elementinin belli basınç ve sıcaklık altında 4 adet kovalent bağ yaparak elmas-kübik kristal yapısına sahip olacak şekilde meydana gelen bir yapıdır. yani karbon elementinin oluşturduğu allotroplarından biridir.

    esas çelişkili olan ise karbonun aynı zamanda dünyanın en yumuşak malzemesi olan grafit olarak da kristallenmesidir. diğer allatroplara baktığımızda mekanik ve elektronik anlamda çağ atlatan bu ürünleri grafit, grafen, elmas, fulleren ve karbon nanotüp gibi isimlendirildiklerini görürüz. şurada nanotüpleri anlatmıştık.
    (bkz: karbon nanotüp/@karanlikruya)

    --- spoiler ---
    grafit ve elmas
    --- spoiler ---
    grafit ve elmas karbondan oluşmasına rağmen grafit dünyadaki en yumuşak maddelerden biri, elmas ise en sert maddedir. 1-10 arasında değer alan ve sertlik sıralaması yapmamızı sağlayan mohs skalasında "10" ile temsil edilir. element aynıyken bu fark neden kaynaklanır? bunu atomların uzay dizilimine bakarak kolayca yorumlayabiliriz:
    şekil: grafit vs elmas (wiki)

    şekilde; solda görüldüğü üzere tek elmas atomu 4 bağ yapmıştır ki karbonun yapacağı maksimum sayıdır (4a grubu=4 bağ). 4 elektronda güçlü kovalent bağlarla birbirine tutunur ve güçlü bir 3 boyutlu iskelet oluşturur(buna sp3; yani s'den 1; p'den 3 elektron). hiç bir köşeden bağlara zarar veremezsiniz, bu yüzden çok serttir.

    --- spoiler ---
    görsel ve aşındırıcı özelliğiyle elmas
    --- spoiler ---
    elmas görsel niteliğiyle veya sertliği sebebiyle bir şeyleri kesmek için de kullanılır. örneğin testere, taşlama veya kesici matkap uçları elmasla kaplanır. yapı malzemeleri satan dükkanlarda çok ucuza bulabilirsiniz.

    --- spoiler ---
    elmas pahalı bir takıyken nasıl oluyor da ucuza satın alınabiliyor?
    --- spoiler ---
    burada mesele kristal şeklidir, kaplama olarak kullanılan elmas birkaç mikron kalınlığında sadece yüzeye kaplanırken, takı olarak kullanılan elmas doğal yollarla elde edilir. kristal yapısı mükemmel görünmelidir. oysaki yapay olarak bir elması -çalışmalar yapılıyor olsa da- bu formatta üretmeniz zordur.

    üstte verdiğim şekilde sağdaki grafite baktığımızda karbon atomlarının düzlemsel olarak birbirine 3 adet bağ ile bağlandığını görürüz ki buna sp2(s'den 1, p'den 2 elektron) hibritleşmesi diyoruz. haliyle 1 elektron bağ yapamamıştır ve düzlemler arası zayıf van der waals bağlarıyla birbirine tutunur. bunun fiziksel sonuçları nedir?

    a) van der waals kuvvetleri fizikseldir ve mekanik kuvvetle kırılır, örneğin bir kalem ucu yaparsanız düzlem tabakaları halinde kağıda iz bırakabilirsiniz. makro boyutta çizgi olarak görünse de yeteri kadar büyütürseniz; şeklinde altıgenlerden oluştuğunu görürsünüz.
    (bkz: geçirmeli elektron mikroskobu/@karanlikruya) *

    b) 4 elektronu olan bir yapının 3 elektronu bağ yapar da 1 tanesi açıkta kalırsa ne olur? bu elektron iletkenlik sağlar. yani grafit, aynı bakır gibi iletkendir. eskiden amd işlemci kullananlar bilir, çarpan kilidini kırmak için kalem ucuyla işlemci üstüne köprüleme yapardık. o zamanlar kalem ucu nasıl iletken diye hiç düşünmemiştim. hey gidi. günümüzde kalemler grafit-kil karışımından yapılsa da (2si de düzlemsel dilimli yapıya sahiptir), iletkenlik kısmından grafit sorumludur.

    gördüğünüz gibi aynı elementin 1 bağının yerinin değişmesi o maddenin özelliklerini tamamen değiştirmektedir.

    referans ve ileri okumalar için:
    william d. callister jr., david g. rethwisch, "materials science and engineering: an introduction, 10th edition", wlley, 2018.