hesabın var mı? giriş yap

  • güneydoğu anadolu yöresinde birçok baharat (karabiber, kırmızıbiber, tarçın, kekik) ve bilumum kuruyemiş kırıntılarının (karpuz çekirdeği kabuğu, ceviz ve antep fıstığı gibi) karıştırılmasıyla hazırlanan bir yiyecek (kahverengi renkli, toz halinde bir şey bu; hani neye benzediğini merak edenler olursa diye söylüyorum).
    bu şey kahvaltılarda zeytinyağı ile birlikte sunulur (ekmeği önce zeytinyağına sonra da bu karışıma banarak yersin; gerçi ben hazzetmem ama hazzedenler bilirim).
    ayrıca bu yöredeki kuruyemişçilerde 500 gramlık paketler içinde satılır (ne de biliyormuşum be).

  • ahlak bekçileri gelmeden önce yazayım.
    önce direkt savcılığa yanında güvendiğin bir avukat (mümkünse feminist bir kadın) ile git.
    siteye mesaj at ve dava açacağını söyle. ve davanı da aç ciddi ciddi.
    pezevenklere yer sağlamanın bedelini ödesin ibneler.
    ondan sonra o bilgim yok diyen ibneye de ayrı bir dava aç.
    çok genişlemeden sadece savcılık ve bir avukat ile yaptıkları şantajları bir taraflarına sokarsın onların.

    korkma. ciddiyim korkma.
    burada gelip sana ahlak dersi verecek ibneler geceleri o sitelerde ezik ezik gezen piçler. kim kime ahlak dersi verecekmiş herkes kendine baksın.
    dediğim gibi çok duyurmadan ve korkmadan savcıya git.

    edit: ülkemizde görme engelli insanlarımız için rehber köpek uygulaması için lütfen destek olalım.

  • oldu yav fil falan besleyelim evleri yıka yıka yürüsün madem. fil yani sonuçta bu, doğasında yürümek var niye önüne ev diktiyseniz artık.

    edit: tanım yapıldı
    tanım : bir hayvanın diğer bir hayvanı bir insanın evinde yemesi olayı

  • yav yürü git be dayı.. kız bir pantolon bir beyaz body giymiş ''anadan üryan dolaşıyorsun,beni tahrik ediyorsun'' diyorsun ya...
    kadının kıyafetinin depremle ne ilgisi var be.. kafayı yemişsin,sağa sola sataşmaya yer arıyorsun.
    senin kafa yapının içine edeyim küfrettiriyorlar ya...

  • ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.

    evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.

    bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.

    tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.

    o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...

    bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.

    kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.

    şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.

    ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.

  • plaj yönetimini kutluyorum.

    haftaya işim olmazsa bir uğramak zorunluluk oldu benim için. içeride de yiyip, içip sağlam bir hesap bırakırım. böyle mekanların çoğalması için desteklemek gerekiyor.

    teşekkürler tirmata.

  • hibernasyon veya estivasyon değildir. derin uyku diyelim biz.

    genelde bilimkurgu konusunda işlenen "uzun süreli uyku" durumu olarak geçer. hypersleep de olan bir kişi uyandırılana kadar sürekli uyku halindedir. bilinci kapalıdır, "uyandırılana" kadar bu evresini korur. bu uyku durumu yılları bulabilir.

    hypersleep geçiren gibi cryonics gibi "tıbben ölü" değildir. yani nefes alır, idrar üretir, kan dolaşımı devam eder. yani beslenmeye, suya ihtiyacı vardır.

    hypersleep denen nane neden önemlidir?

    birincisi, cryonics teki gibi ölü vaziyette bekleyip "tekrar çözülmeyi" beklemediği için hypersleep den tekrar dönmek hayli kolaydır. bu sayede eğer o gün tedavisi bulunamamış bir hastalık geçiriyorsa eğer (patojenler -bakteri, virüs gibi- değil, fizyolojik ve histolojik bir hastalık gibi örn. parkinson, alzheimer, kanser) kişi hypersleep evresine geçirilerek hastalığın ilerlemesi hayli yavaşlatılabilir hatta tamamen durdurulabilir. çünkü metabolizma oldukça yavaş çalışmaktadır ve zararı oluşturan şeyin gücü, azaltılır.

    ikincisi, sosyolojik ve psikolojik bir karar olabilir, kişi bulunduğu çağı beğenmeyebilir, savaşlar olabilir, depremler bulunabilir vs. ya da bir mahkum, hypersleep evresine geçirilerek toplumdan yıllarca uzak tutulabilir.

    üçüncü ve bilimkurguda sıkça işlenen durum ise, uzay yolculuklarında kullanılmasıdır. şimdiki ön görülen yakıtsız (lazer itkisi) veya yakıtlı (fisyon, füzyon) teknolojileri ile uzay yolculukları en az bir 40-50 yıl alabilir. bu durumda, eğer uzay-zaman ile ilgili oldukça değişik yol kısaltan teknikler bulunmaz veya ışık hızına atlatabilecek tekolojileri geliştirilmezse (takyon, ucundan da olsa antimadde, warp drive) bu insanların lojistiğinin (besin, su, oksijen) ve psikolojik durumlarının (yıllarca sürecek bir yalnızlık, ayrışmalar vs.) ağırlığından ötürü insanlar uyutulabilir ve vardıkları yerde uyandırılarak, bu yüklerin azalması sağlanabilir.

    peki, hypersleep güzel birşey olmasına karşın, neden şimdi mümkün değil?

    birincisi, hypersleep evresine geçirecek herhangi bir kimyasal veya fiziksel bir etki henüz yok. anestezi ile her ne kadar insanlar uyutulabilse de bir yerden sonra bu kimyasallar insanlara zarar verebilir. günü geçtim aylar ve yıllar gerektiren bir süreçtir.

    ikincisi, bu kişiler nasıl uyandırılacaktır? ilk maddedeki sıkıntı aşılsa ve insanlar "koma" ya sokulsa da, bilinçleri nasıl getirilecektir? koma mekanizması bu konuda ilginç bir örnektir. koma daki bir insan bilinci kapalı bir şekilde yıllarca kalabilmesine karşın, şu an hiçbir tıbbi yöntem, bilinci yerine getirememekte.

    üçüncüsü, hypersleep geçiren bir insanın beslenmesi nasıl olacaktır? damar yolundan verilmesi gereken besinler ne olmalıdır? damar yolu sürekli açık kalan bir insanın kangren veya başka bir hasar almaması mümkün müdür?

    dördüncüsü, hypersleep geçiren bir insanın fizyolojik sorunları nasıl giderilecektir? ağır hastalar ve koma durumundaki insanlar hareket edemedikleri için organları ödem toplar ve canlı canlı çürür. sırf bu yüzden bu insanlar hareket edemeseler de bir şekilde hareket ettirilir. kaldı ki, beslenemeyeceği için sindirim, hareket edemeyeceği için kas ve iskelet sistemi oldukça zayıflayacaktır. uzayda 6+ ay kalan insanlar yer yüzüne döndüklerinde şiddetli kas ağrıları çekmektedirler, örneğin. (uzay yolcuğundaki hypersleep i düşünürsek)

    beşincisi, hypersleep geçiren insan, uyandığında hayli zorlanacaktır. çünkü uyuyarak oldukça zaman geçmiştir ve zaman algısını yitirmiştir. arkadaşları yaşlanıp ölmüş, ülkeler, devletler, toplumlar ve normlar yıkılmış olabilir. kaldı ki çok uzun bir hypersleep de insan yaşlanabilir de.

    hypersleep çok yönlü bir mevzudur anlayacağınız.

  • ios 13 ile gelen optimize şarj özelliğiyle cihaz, siz uykuya dalıp telefonunuzu şarja taktığınızda, sadece %80'e kadar şarj oluyor. son %20 ise uyanmadan kısa bir süre önce tahsil edilecek; böylece uyandığınız dakika %100 olmuş olacak. böylece lityum pilin teknolojisine ayak uydurulmuş olunuyor...

    sitesinde böyle yazıyor:”optimize edilmiş pil şarjı
    yeni bir seçenek, iphone'unuzun tam olarak şarj edilme süresini azaltarak pilin yaşlanma hızını yavaşlatmaya yardımcı olur. iphone, günlük şarj etme rutininizden öğrenir, böylece kullanmanız gerekene kadar% 80'in üzerinde şarj işlemini bitirmeyi bekleyebilir.”

    *ayrıca dark mode'a otomatik kullan (gece olunca aç, gündüz olunca kapat) seçeneğide gelmiş.

  • liyakata, yeterliliğe göre değil il, ilçe başkanlarıyla akrabalık derecesine göre işe alır, beline bekçi diye silah takarsanız bu hadiseler elbette şaşırtmayacaktır.