hesabın var mı? giriş yap

  • bim'in internet sitesinde yazana göre ibrahim halit çizmeci adlı vatandaş. bir yerden de giriş yapmak lazım tabii yatırımcı olarak ama ileride bir toplantı oldu mu adamı yerin dibine sokuverirler valla.

    - bence şirketin politikasında değişmesi gereken şeyler var.
    + ibrahimcim şimdi boş ver politikayı da çayları tazelesen diyorum.
    - ayıp oluyor ama mustafa bey yine konuyu 10 tl. ye getireceksiniz değil mi?
    + abi valla o kadar sempatiksin ki, payını verip yollamıyorum hususi, toplantılara neşe getiriyorsun allahıma.

    http://www.bim.com.tr/…skileri/ortaklik-yapisi.html

  • pistonunu aşagi bastirmak yerine yukari çekerek altta kalan kahve tanelerinden kurtulabileceginiz ve bekleme surecinde suyun tanelere daha fazla temas etmesinden kaynaklı tatsal değişimi minimuma indirebileceginiz, hatta 10bin dolar ederindeki clover'a (#13328604) yakın sonuçlar elde edebileceginiz her eve lazim kahve hazirlama aleti.

    ters çevrilmiş french press metodu da denilen bu yöntem şu şekilde yapılır:

    a) french press'in tepesindeki kapağı söküp çıkarın. sadece filtreyi tutan piston kalsin. pistonu bu boş french press haznesinin içine tabana degmeyecek şekilde yerleştirin. ardından french press için uygun kalınlıkta ogutulmuş kahveyi filtrenin ustune gelecek şekilde haznenin içine dökün. klasik french press ile kahve demlemenin aksine burada öğütülmüş kahve filtrenin altında degil, ustunde olmalı. dikkat edilmesi gereken nokta filtrenin saga sola sallanmamasi, duz ve dik durması.

    b) kaynama derecesine gelmiş suyu (ama kaynamayan, kaynadıysa 20 saniye kadar bekleyin) ogutulmus kahvenin tamamına yedirmeye ozen gostererek yavaşça dökün. haznenin tamamını suyla doldurmamak önemli, en az 1 parmak boşluk kalmalı, zira piston yukari çekilecek aşağı itilmeyecek. 1 dakika kadar hiç ellemeden bekleyin. demlenen kahvenin bir kismi filtreden aşagi dogru suzulmeye baslayacak. 1 dakika sonra bir çubuk yardımı ile ortadaki filtreye ve pistona degmeden ustteki kahveyi karıştırıp, tanelerin iyice suyla temas etmesini saglayın. bunu tamamladıktan sonra 1 dakika daha bekleyin.

    c) filtreyi dikkatlice ve mutlaka dik olacak şekilde, yavaşça yukarı dogru çekin. burada yavaş çekmek önemli zira pistonu yukarı çekerken, pistonu bastırırken oluşandan daha fazla basınç oluşacak ve daha fazla kuvvet gerekecek. aniden yada çok guçlu çekmek etrafa kahve saçılmasina, bir yaninizi yakmanıza sebep olabilir. *mumkunse bunu ilk yapışınızda lavabonun uzerinde yapın. filtrenin tamamını kahve taneleriyle beraber çıkarın, fench press içinde hiç kahve tanesi kalmadığını goreceksiniz. cam hazne agzina bir miktar kahve tanesi bulaşacaktir, kahveyi fincana dokmeden evvel silerek temizleyin.

    http://img509.imageshack.us/img509/3351/fp1dy1.jpg

  • bugs bunny'ninde dediği gibi güller kırmızıdır menekşeler ise mor....peki kan dediğimizde neden aklımıza kırmızı renk gelir.

    bunun nedeni kan içinde bulunan hücrelerimizin(alyuvarlar-eritrositler) kırmızı renk almasından kaynaklanır ve bu görünüm, bu hücrelerde bulunan hemoglobin1 adı verilen bir protein sayesindedir. fakat bu küçük protein yapısal farklılık göstererek farklı renkler sergileyebilir ve bizde doğada yaşayan canlılarda kırmızı, mavi, yeşil ve mor dahil olmak üzere çeşitli renklerde kanlar görebiliriz.

    kırmızı kan:
    insan ve çoğu omurgalı canlıda kırmızı renkte kan bulunmaktadır. bunun nedeni yukarıda da bahsettiğim gibi alyuvarlarımızda bulunan hem grubu proteindir, bu protein içerisinde demir ihtiva ederek hemoglobin adını alır. sonuç olarak dışarıdan gözlemlediğimiz bir kırmızı renk oluşur ayrıca kanımızı kokladığımızda ve tadına baktığımızda ağzımızda ki metalik tatta bu yüzdendir.

    mavi kan:
    bu kan rengi daha çok omurgasız canlılarda bulunur. bir kaç örnek verecek olursak salyangozlar, örümcekler, ahtapotlar ve kalamar bu grup içinde yer alır. bu grubun kanlarında insandaki gibi hemoglobin bulunmaz bunun yerine benzer bir protein olan hemosiyanin bulunur. bu değişiklik kanın demir yerine bakır ihtiva etmesinden kaynaklanır ve bizde bu durumu kan renginde gözlemleriz.

    yeşil kan:
    yeşil kana sahip olanlar sadece filmlerde gördüğümüz uzaylılar değildir. bu grubun içinde deniz solucanları, bazı sülükler ve solucanlar bulunur. bunun sebebi, klorokruonin isimli bir diğer proteindir. aslında bu proteinin yapısı insanda buluna hemoglobine çok benzemektedir. hatta kimyasal yapıları neredeyse tıpatıp aynıdır, fakat 1 adet vinil grubu yerine aldehit grubu bulunur ve bizde ufacık farkı, renk değişimi olarak gözlemleriz.

    mor kan:
    hemen hemen hepsi okyanusta yaşayan canlılardır; fıstık solucanları, ördek sülükleri ve kıl solucanları gibi. bu renk de, yine, bir diğer oksijen taşıyıcı protein olan hemoeritrin moleküllerinden kaynaklanır. bu molekülde de demir ihtiva eder ancak yapısal olarak daha farklıdır. kanın içinden oksijeni alındığında kan renksizdir, ancak oksijenlendiğinde parlak mor-pembedir. diğer solunum pigmentlerinin çoğu gibi, hemoglobinden çok daha az etkilidir, hatta oksijen taşıma kapasitesinin sadece dörtte birine sahiptir.

  • iki sene önce.
    cerrahpaşa'ya yatıyorum.
    teşhis kötü, tanı kötü..

    cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.

    gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.

    "volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...

    orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.

    şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.

    az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
    öyle güzel söyledi ki...

  • şaka gibi. enkazdan çıkan bir kıza mikrofon uzattı. kız kardeşim annem babam enkaz altında ama gelen giden ekip kimse yok dediği an mikrofonu kızdan çekerek oradan uzaklaştı. sen hayrola, oraya insanların dramını göstermeye mi gittin yoksa şikayet gelince iktidara yaranmak için kaçmaya mı? bu konuyu güncel tutalım. utanmaz kadın

  • "özel isimlere ve kuruyemiş'e gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır." kuralını akıllara getiren söz öbeği.
    .
    .
    .

    teşekkür editi: ilk debeye girişim yeni yılın ilk gününe denk geldiği için mutluyum (bu kadar terörün olduğu bir memlekette ne kadar olabilecekse?!) herkese teşekkür ederim.

    unutmamak gerek editi: (bkz: 22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi şehit etmesi)

    iyi dilek editi: yeni yıl başta ülkemizde olmak üzere, tüm dünyada bişeylerin değiştiği bir yıl olur umarım. herkese huzur, sağlık, sevgi* ve para dolu bir yıl diliyorum.

    edit 2018: evlendi.

  • hâlâ oynanabilen, şu anki hiçbir oyunun aynı keyfi veremediği efsane oyunlardır.

    http://emu-russia.net/en/ linkinde bulunan siteye girerek istediğiniz emulatoru ve romu indirip geçmişe kısa bir yolculuk yapabilirsiniz.
    sitede bulunan romlar orijinal atari dosyalarıdır, emulatorlar sayesinde istediğiniz oyunu orijinal olarak oynayabilirsiniz. hangi emulatoru indirirseniz o emulatoru destekler romları indirmeniz gerekmektedir. yani zamanında sega oyunları oynadıysanız sega, nintendo oyunları oynadıysanız nintendo oynatıcı ve romlarını indirmeniz gerekmektedir.

    ben ne bileyim abi bildiğin kara kutuydu işte diyorsanız, yani hangi emulatoru indirmeniz gerektiğini bilmiyorsanız oynamak istediğiniz oyunları arama kısmında aratın. arama sonuçlarının en üstünde hangi emulator ile oynatılacağını gösteren yeşil renkli bir yazı göreceksiniz (örn: sega genesis/megadrive veya nintendo entertainment system/famicom/dendy/ gibi oynatıcı isimlerini görececeksiniz). arama sonuçlarında oyunların sadece isimleri değil ekran görüntüleride gelmektedir böylelikle heh oynadığım oyun buydu diyip kolaylıkla indirebilirsiniz.

    ben hâlihazırda nestopia 1.40 emulatorunu kullanmaktayım. nes uzantılı dosyaları destekleyen oldukça küçük ve güzel bir oynatıcıdır. ayrıca dosya bölümünden çevirimiçi oyuna tıklarsanız sizinle aynı oynatıcı ve oyunu oynayanlarla karşılıklı olarak oynayabilirsiniz bile.

    nestopia'yı indirmek için;
    http://nestopia.sourceforge.net/

    bu da benden size hediye, içerisinde mario, bomberman, tetris, tank, roadfg, contra, ice man gibi oyunların bulunduğu klasik 1200 in 1 atari kasetimiz ;
    https://www.emulatorgames.net/…/nintendo/1200-in-1/

    linkini vermiş olduğum sitenin (emurussia) arama bölümü oldukça kapsamlı, oyunların orijinal isimlerinin yanı sıra atari kasetlerinde yer alan alternatif isimleri de yer almaktadır. örneğin orijinal ismi tecmo world cup soccer olan fakat farklı kasetlerde capatin maijd ııı, fıfa 97 ınternational soccer, goal 5 soccer gibi isimlerle kayıtlı bulunan oyununuzu alternatiflerden birini yazarak rahatlıkla bulabilirsiniz. benim şu ana kadar bulamadığım oyun olmadı, eğer aradığınız oyunu bulamıyorsanız emin olun sitede yer almadığından değil ismini yanlış yazmanızdan kaynaklanıyordur.

    edit: emurussia sitesi arşiv modunda gözüktüğünden sorun çıkarabiliyor, https://www.emulatorgames.net/roms/ adresinden de oyun indirilebilir.