hesabın var mı? giriş yap

  • servis arkadaşım olmuştu kendisi ortaokulda bir süre. sürekli birilerini döverdi, kabadayı müsvettesi, şişko bir tipti. her akşam ağzı açık ve şapırdata şapırdata pastırmalı, sucuklu sandviç yerdi serviste. bok gibi kokardı servis sayesinde. adam psikolojimi bozdu, pastırmadan-sucuktan sayesinde nefret ettim. şimdi de siyaseti bok etmekle meşgul. türkiye'yi chp'den soğuttu.

  • tatilya projesinde yer almış olan adamın konuşmasını izlemiştim. tatilyanın neden battığını hatırladığım kadarıyla şöyle açıkladı:

    + türk ailesi çocukları için hiç bir şey yapmaz. tatilya projesi amerikan aile yapısına göre tasarlandı, her çocuk için iki yetişkinin de geleceği düşünüldü, neredeyse şehir dışına yapılması da sorun olmayacaktı çünkü aile taa beylikdüzüne kadar gitmeye çekinmeyecekti.

    oysa anladık ki türk ailesi çocuğu için o kadar uzağa gitmez. türk ailesi alış veriş merkezine kendi ihtiyacı için gider çocuğunu da avm'deki ufak oyun parklarına bırakır, kendi ihtiyacı yoksa sadece çocuğu için gitmez.

  • beyler bu bir futbol maçı değil bu bir gövde gösterisi.

    bu normal bir maç değil “ben senden büyüğüm” mesajı.

    şampiyon olmuşsun bir haftadır alkol alıp parti düzenliyorsun, takım antrenman yapmıyor, şampiyon olmuşsun odaklanacağın bir şey kalmamış çıkıp 3 atıyorsun.

    devre arasında getirdiğin dünya yıldızı çıkıp 2 tane gol atıyor. galatasaray bu italyan aygırını getirirken sen bek oyuncusu alıyordun. fark var.

    çakma yıldızlarla kendinizi avutun, maç sahada oynandı.

  • 2 sene boyunca her gun okul cikisi, uskudar iskelesindeki bufelerden 2 liraya tavuk doner-ayran yedim.

  • ronaldo havale yapmış kendisi de iş bankası müşterisi ya o yüzden.

    başarısız kurgu denemesi.

  • ekonomik kriz yoksa reis niye "iki aya kalmaz toparlarız" diyor o zaman. neyi toparlıyor bu adam? sen koskoca ülkenin başkanına şizofren mi diyorsun lan yoksa.

    edit: ekleme

    edit:bu entry başlık taşınmadan önce başlığı açan kişinin şu entrysine cevaben yazılmıştır. her ihtimale karşı şunu da
    şuraya koyayım da.

  • o zaman arkadaş bile olmadığımız, 2. kez görüştüğümüz - başbaşa değil, aynı ortamda olmak sadece- bir şekilde yan yana oturduğumuz bir anda, " elindeki dikiş izleri de nedir? geçmiş olsun" dediğimde, memnuniyet, çokça da şaşırma ifade eden şekilde bakmıştı bana ve :
    "bunca yıldır arkadaşlarım bile farketmezdi.. sen nasıl farkettin, şaşırdım.." dedi.
    aradan yıllar geçti..
    bir akşam kendi evimizde, kucağımızda bebeğimiz varken dedi ki, "işte o soruyu sorduğun gün var ya, o an ben senle evleneceğimi biliyordum.. buraya kadar geleceğimizi biliyordum.. o an hissettim, sen benim eşimdin"..
    bir erkeğe yara izinin hikayesini sormak, tüm hayatınızı değiştirebilir, hikayeniz olabilir...