hesabın var mı? giriş yap

  • başlık altı saçma sapan komiklikli entryler dolmadan yazayım: hic gerek yok fikir beyan etmenize, zira komik değilsiniz. yazar thy'nin bir müşterisi olarak firmanın en çok talep gören domestik hatlarından birindeki bir soruna dikkat çekmiş. bu sorun son senelerde birçok müşteri tarafından da dile getiriliyor. benim de başıma geldi çok kereler. insanlar sabahın köründeki bir uçağa diğer şehirdeki iş toplantısı için binip uçakta yapacağı kahvaltıyı bekliyor olabiliyorlar. kimse uçağa sandviç yemek için binmiyor evet, hosteslerin de garson olmadığının bilincindeyiz. fakat bir şeyi yapacaksan düzgün yapacaksın, eleştirmedikçe, dile getirmedikçe de düzelmiyor çoğu şey.

  • maldır, evet malım. o akbilin ücretini almadım hiç. saçma belki ama hep aynı şeyi söyledim ısrar edenlere, hatta ısrar etmeyenlere de söylüyorum: "aynısını siz de başka birine yaparsınız, ödeşiriz." kendimce aptalca bir kural yarattım askıda akbil gibi, tek ben biliyorum mesela bunu, bir tek ben uyguluyorum belki. olsun ama, söylüyorum denk geldiğim herkese. e mallık tabi ne yapalım, hayat işte...

  • kulanıcı deneyimi olarak doğru hareket eden atm'dir. parayı alıp gidip dalgınlıkla kartı unutma ihtimali yüksektir, ancak kartı önce alırsan parayı almadan oradan ayrılmazsın, çünkü para çekmek için geldin oraya.

  • #65569608 bu entry'i tamamlamak gerekirse yazar anne ve babasını nazi kamplarında kaybetmiştir. -e harfi eux yani 'onlar'ın temsilidir. yazarın deyimiyle ''bir gün hayatımın nasıl bir roman olduğunu anlayacaksın''

  • damien sayre chazelle
    fransız-amerikalı film yönetmeni, senarist ve yapımcı.
    görsel

    whiplash için en iyi uyarlama senaryo dalında akademi ödülü'ne aday gösterildi.

    en büyük ticari başarısı, 14 akademi ödülü'ne aday gösterilen ve en iyi yönetmen dahil altı ödül alan ve onu 32 yaşında bu ödülü kazanan en genç kişi yapan la la land ile geldi.

    old-school sinemacılığı benimsemiş olsa da çağa yenik düşmedi, yenilenen izleyici potansiyeli ile kavga etmedi ve streaming çıkışını netflix orijinal dizisi the eddy'yi (2020) yöneterek yaptı.

    chazelle, 2010 yılında yapımcı jasmine mcglade ile evlendi; 2014 yılında boşandılar.

    ekim 2017'de princeton üniversitesi mezunu ve eski mckinsey & company danışmanı olan aktris olivia hamilton ile nişanlandıklarını açıkladılar ve çift 22 eylül 2018'de evlendi. kasım 2019'da doğan bir oğulları var.

    2018'de apple tv+'ın yönetmene isimsiz bir drama dizisi yapılması için doğrudan dizi siparişi verdiği bildirildi, ancak henüz başka bir bilgi yayınlanmadı.

    aralık 2022'de chazelle ve hamilton, paramount pictures ile bir anlaşma imzaladı.

    chazelle ilk uzun metrajlı filmi guy and madeline on a park bench'i harvard'da sınıf arkadaşı justin hurwitz ile bitirme tezi projesinin bir parçası olarak yazıp yönetti.

    film prömiyerini 2009'da tribeca film festivali'nde yaptı ve festival çevresinde çeşitli ödüller aldı, ardından varance films tarafından sınırlı gösterim için seçildi ve eleştirmenlerin beğenisine açıldı.

    mezun olduktan sonra chazelle, müzikal la la land'i yapmak içini nihai hedefiyle los angeles'a taşındı.

    chazelle, hollywood'da "writer-for-hire" olarak çalıştı; yazdığı projeler arasında the last exorcism part ıı (2013) ve grand piano (2013) bulunmakta.

    ayrıca yönetmenlik niyetiyle 10 cloverfield lane (2016) taslağını yeniden yazması için j. j. abrams'ın bad robot productions tarafından projeye getirildi, ancak sonunda chazelle bunun yerine whiplash'ı yönetmeyi seçti. (filmin senaryosunu yazdı)

    chazelle daha sonra universal pictures için first man (2018) filminde gosling ile yeniden bir araya geldi. josh singer'ın senaryosunu yazdığı biyografik film, yazar james r. hansen'in astronot hakkında yazdığı first man*'a dayanıyor.

    temmuz 2019'da variety tarfından duyurulan, 1920'lerin hollywood'unda geçen (bkz: babylon/@justin mcleod) adlı filmi ile ödülleri toplamakta.

  • türkiye'de gerçekleşmekte olan durum. kapalı alanda sigara yasağı olmasına rağmen, istisnalar hariç, neredeyse bütün meyhanelerde sigara içilmesine müsaade ediliyor. ne bakanlık, ne vatandaş, ne polis kimse müdahale etmiyor. bu konuda herkes başını kuma gömmüş durumda.

    olan benim gibi sigaradan hazzetmeyen insanlara oluyor. şimdi bi kaç sığ arkadaşın “madem sigaradan hazzetmiyosun niye meyhaneneye gidiyosun” diye yorum yapacağına adım gibi eminim. içki içiyorum diye sigara içmek ya da sigara dumanına maruz kalmak zorunda mıyım? ayrıca kurallara uyup mekanında sigara içirtmeyen meyhanelerin suçu ne? kurallara uymak mı?

    artık bu konu hakkında birileri harekete geçmeli. çünkü üç maymunu oynamaktan ben kendi adıma yoruldum. kapalı alanda sigara içirten meyhaneler alenen suç işliyor ve cezasız kalıyolar. toplum sağlığı için bunun önüne geçilmesi lazım.

    edit: başlığı altında yazılanlara görünce bu ülkeden bi bok olmayacağını anlıyosun. adama kapalı alanda sigara içmek yasak diyosun, toplum sağlığına zarar veriyosun diyosun, gelişmiş bir toplumda yasalara uyulması gerekir diyosun, adam "meyhanede sigara içmek benim keyfim yeaaaaa, karışmayın bi keyfimize de, sigara içmiyosan gelme meyhaneye" diye sığ bi cevap veriyo.

    o zaman ülkede herkes keyfine göre hareket etsin. mesela sen insanlara tokat atmaktan mı hoşlanıyosun, git sokakta gördüğün herkese tokat at. sonuçta bu senin keyfin. başkalarının sağlığı senin umrunda değil. neden böyle yapıyosun diyenlere de "bu benim keyfim yeaaaa, sen de sokağa çıkma o zaman" diye cevap ver, konu kapansın.

    sonuç olarak laftan anlayan dostlarıma anlatmak istediğim şu, kapalı alanlarda sigara içilmesi yasak. yasa diyorum yasa. yasaları keyfine göre delemezsin. delersen işte o da senin yıllardır eleştirdiğin sistemin çocuklarından bi farkın olmadığını gösterir bu. ha yarın yasa değişir, meyhanelerde sigara içilmesi serbest bırakılır o zaman saygı gösterilir tabi ki bu duruma. biz de ona göre meyhaneye gider ya da gitmeyiz. olay bu.

    debe editi: bu entryimin debeye girmesine çok sevindim. ilk başta başlığa girilen entryleri görünce insanların kural tanımaz düşünceleri beni üzmüştü. ama sonrasında düşüncemi destekleyenleri görmek ve çoğunlukta olduklarını anlamak iyi geldi. demek ki hâlâ ülkede yasaların korunması, uyulması gerektiğinin bilincinde olan, toplumun yararını gözeten bi çoğunluk var. ayrıca sigara içtiği halde empati yapan dostlarıma da teşekkür ederim. iyi pazarlar herkese.

  • lan gelsin bize 3 milyon suriyeli + 1 olur ne var. hatta lubna ve afrika da gelsin. kavimler gocu konusunda deneyimliyiz.

  • sedat peker’in iddialarıyla çalkalanması gereken bir içişleri bakanlığı varken gülşen’i hukuksuzca tutuklayan yargıya rağmen “yok kılıçdar aday olursa oy vermem, yok imamoğlu oyumu alamaz” gibi şımarıklıklarıyla artık yoran muhalif güruhtur.

    siyasal islamdan kurtulmak için, şeriat düzeninden önce son çıkışta bu şımarıklığı artık saçma bulmamız lazım.

    her gün yeni bir rezalet, her gün yeni zamlar, her gün yeni hukuksuzluklar gırla önümüze düşerken şuna oy vermem, o çıkarsa oyum reise demek; bu zehir altında eriyip gitmenin size müstehak olmasıdır.

  • uzun zamandır şöyle kallavi bir rezalet göremiyorduk. donanımhaber’den çok güzel bir jest oldu sözlüğümüze can geldi, neşe geldi.
    t: yine anadolunun ıssız kenarlarında bir şark kurnazının icraati.