hesabın var mı? giriş yap

  • gelin itiraf edelim. okul bitti bir şekilde işe başladık. kimimiz kpss ile atandı aileden uzak şehirlere gittik kimimiz özel sektörün cazibesi ile uzak şehirlere, ülkelere çalışmaya gitti. ilk zamanlar her şey çok güzel. cepte para var, özgürlük var. bir kaç ay sonra yavaş yavaş sorumluluk binmeye başladı üstümüze. yemek yapmak, bulaşık yıkamak, ütü yapmak, ev temizliği vb. işler uzayıp gidiyor. bir sonu yok.

    o an işte hanginiz; "amk ben bunları yapmak için mi onca sene okudum!!!!" demedi? ben dedim. ama sonra evlendik barklandık. evin sorumluluğunu iki kişi paylaşmaya başladık. eşimizde çalışıyorsa çift maaş olduk. gelir seviyemiz ve yaşam standardımız yükseldi. ama aramızda bazı hayvanlar evin bütün sorumluluğunu kadına yükleme yolunu seçti. ana evi rahatlığını yaşamaya devam etti. halbuki o kadın onca sene öküzün birine hizmet etmek için mi okumuştu?

    bence boşanma davasındaki bazı laflar cımbızlanmış ve haber değeri taşıması için uğraşılmış. yoksa kimse "ben boğaziçi mezunuyum sarma sarmam" "ben odtü mezunuyum ütü yapmam" demez. sanmıyorum. bence "ben bunca sene bu öküze hizmet etmek için mi okudum" demiştir.

  • 36. dogum gününü kutlayan bekar bayan arkadaşın, neden hala evlenemedigi konusunda bir sohbet açılmıştır. arkadas yaşadıgı ilişkilerden bahseder ve annesiyle şöyle bir diyalog geçer;

    -tamam benim de hatalarım oldu bıdıbıdıı
    -ah suzan ah
    -noldu anne?
    -keşke seni ilk isteyene verseydik
    -aa ne alakası var şimdi anne?
    -e ondan başka isteyen olmadı be yavrum.

  • farsça kökenli "rast" sözcüğü "düz, doğru ve sağ" anlamlarına gelir. rast sözcüğü günlük hayatta sıkça kullanılan "işin gücün rast gelsin" ifadesiyle de karşımıza çıkar. bu ifafedeki rast da "doğru, düzgün" anlamına gelir. sağ sözcüğü de ikinci anlam olarak bu ifadeyi tamamlar. rastlamak sözcüğü de buradan gelir.

    ingilizcedeki "right" sözcüğü de bu dilin akrabası olan farsçadaki ile aynıdır. aynı anlamlara gelir. yani "all right" nasıl ki "her şey tamam, yolunda" anlamına geliyorsa, aynı zamanda yön olarak "sağ"ı karşılar.

    yine farsça kökenli "çap" sözcüğü de yukarıda bahsettiğimiz rast sözcüğünün anlamsal olarak karşıtıdır. yani "aykırı" ve "sol" anlamlarına gelir. aslında bu iki sözcükten de anlaşılacağı üzere alışılagelmiş yola ve düşünceye "rast" yani "sağ" , alışılanın dışında aykırı düşünceye ise "çap" yani "sol" denmiştir. siyasî taraflar da böyle oluşmuştur.

    çap rast sözcükleri birleşerek çaprast yani "çapraz" sözcüğünü oluşturmuştur. çatışma, zıt yönlerde olma, eğik olarak birbiriyle kesişen, çift taraflı, karşılıklı anlamlarına gelmiştir.

  • plastik şişe doğada 5000 yıl sonra yok oluyormuş. 1.si kim o kadar bekledi de gördü amk, sallamayin. 2.si dün attım, sabah yoktu.

  • -456 buyrun.
    -istanbulda oturan japon bir arkadaşımın telefon numarasını öğrenebilir miyim??
    -tabi buyrun-
    -yoshimitsu tabakasan
    -kodlar mısınız acaba
    -tabi. şimdi bi kare var içinde güneş gibi birşey var.......

  • deniz suyunun izotonik olduğunu sanan bir profesör. halbuki deniz suyunun hipertonik olduğu tıp fakültesini bırak, ortaokulda öğretilen bir bilgi. mesleği itibarsızlaştıran oytun'a, karatay'a alıştık ama artık her yerden yeni bir bilgisiz çıkıveriyor.
    muhtemelen izotonik deniz suyu diye satılan burun spreylerinin, deniz suyuna saf su eklenerek izotonik yapıldığından haberi olmadığı için denizdeki suyu da izotonik sanıyor.

  • otomobil lastikleri daha doğrusu kara yolu taşıtları için lastikler, sizin hayata tutunmanızı sağlayan temel öğelerin başında gelir.
    ortalama ağırlığı 1200 kg olan, büyük çoğunluğu metal, diğer kalan kısmı ise plastik, fiber vs gibi diğer malzemelerden oluşan orta halli bir otomobilde bu muazzam kütlenin yer küre ile bağlantısını ve kontrolünü sağlayan en önemli eleman lastiklerdir. her ne kadar diskler, fren, balata, hidrolik gibi diğer öğelerin varlığını inkar etmesek de şu noktada kütleyi taşıyan ana etmenden söz edeceğim.
    lastikler genel olarak yazlık ve kışlık lastik olarak iki ana kategoriye ayrılırlar. her ne kadar 4 mevsimlik lastik, her mevsimin lastiği, karda da gider çölde de mantalitesinde lastikler piyasada bulunsa da itibar etmemeniz ısrarla önerilir.
    öncelikle lastik tercihinde bulunurken piyasadaki lastik markalarının üretildiği ülkelerin genel iklim şartları ile ülkemiz iklim şartlarını kıyaslayınız. çünkü herkes doğal olarak kendine göre üretir, sonra dünyaya ihraç eder. mantık basit.
    her lastik markasının kendine özgü belli başlı karakteristik özellikleri bulunmaktadır. michelin lastikler yumuşaklığı ile bridgestone lastikler dişlerinin aşınmaması özellikleri ile dikkat çekerler.
    aracınıza lastik alırken en çok dikkat etmeniz gereken nokta; ihtiyaçlarınıza hitap etmesi durumudur. sürekli belirli bir güzergahta tin tin gidip gelen bir durumdaysanız çok aşırı kaliteli bir lastik almak mantıklı bir tercih değildir. öte yandan işiniz gereği şehir içi şehir dışı sürekli gezmek durumunda kalıyorsanız kaliteden vazgeçmemeniz gerekir. lastik bayisine gittiğinizde mümkün mertebe üretim tarihi en yeni olan yani en taze lastiği isteyiniz. bu elzemdir. ilgili lastikçi her ne kadar 5 ile 10 arası bir rakam geveleyip raf ömrü zırvalıkları sıralarsa sıralasın asla bu kuraldan ödün vermiyoruz. taze lastik uzun ömür demektir. ikinci aşamada ise aracınızın üreticisinin önerisi olan ebatlarda lastik almayı muhakkak tercih ediniz. minik bir ebat farkı bile size sürüş kalitesinde ciddi değişiklikler olarak geri dönebilmektedir. lastiği satın aldınız ve aracınıza taktırıyorsunuz. bu noktada çelik sibop taktırmak uzunca bir süre lastik havalarında sibop kaynaklı sorunlardan kurtulmanız anlamına gelir. belki ilk maliyet sizi korkutabilir ama kesinlikle uzun vadede değecek bir tercihtir. aracınızın lastiklerini mümkünse son teknoloji bir rot balans cihazı olan bir yerde taktırın. çünkü tüm ayarları mükemmel yapılmış bir araçta lastiklerin aşınması da aynı şekilde düzgün olacaktır. lastiklerinizin; tercihen haftada bir kere, mümkün mertebe soğukken yani çok yol yapmamışken havalarını ölçün. yol performansı, lastik aşınması, güvenlik gibi pek çok konuda önem taşır. doğru lastik basıncı aracınızın yakıt depo kapağında ve kullanım kılavuzunda yer alır. ülkemiz lastikçilerinde hava ölçtürmekten ziyade pakkens marka lastik hava ölçüm aparatı alarak bu işi benzinliklerde bizzat kendiniz takip etmeniz önerilir. doğru hava düzgün yol tutuşu demektir. bir de lastiklerinize hava yerine nitrojen bastırmak çoğunlukla uzun yol yapan araçlar için önem arz eder. geldik en önemli konuya. lastik ömrü nedir? lastik ömrü kimilerine göre 40000 km veya 5 yıl, kimilerine göre diş derinliği bitene kadar, kimilerine göre 50000-60000km olarak belirlenebilir. ancak burda en önemli etmen siz, aracınız, yaptığınız total yol ve lastiğin alındığı tarihtir. alındığı tarihten itibaren kontak kapatmadan gezen bir otomobil için 4 yıl lastik ömrü komik olacaktır. bunu belirleyecek olan yukarıda yazılan faktörlerdir. 4 yıl ve 40000-50000 km baremini dolduran otomobiller için en önemli faktörlerden birisi diş derinliğidir. diş derinliği yasal sınırın altına düşmüşse muhakkak değiştirmelisiniz. diş derinliği güzelse bu lastikleri mümkünse trafiğe kapalı bir alanda ani fren yaparak test etmeniz önerilir. ani frende her zamanki alıştığınız yola yapışma efektini hissetmeniz mühimdir. bunda bir zayıflama görüyorsanız lastik değişim zamanı gelmiştir. benzer şekilde gün ışığında lastiklerinizi çok yakından inceleyerek yüzeyinde ve yanaklarında mikrokılcal çatlaklar görmeniz gerekir. bu mikro çatlaklar artık lastik hamurunun bayatlamaya başladığını ve eski performansını veremeyeceğine dalalet eder. öte yandan diş derinliği çok iyi, mikro çatlakları olan, üretim tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş bir lastik takımı; uygun şartlarda kullanım ömrünü doldurmasına rağmen ülkemiz şartlarında kullanılabilirlik kriterleri hala uygun lastik olabilmektedir. lastik bayatlamasında gördüğüm bir önemli husus ise taze lastiklerin simsiyah olan renginin bayatlama esnasında gitgide boz-gri bir renk almasıdır. bu da sizler için bir nevi indikatör olabilir. bayat lastiklerde rastlanan en önemli sorun özellikle yağışlı ve ıslak zeminlerde kauçuk hammadde bayatlaması nedeniyle kızaklama durumudur. işten eve gelgit yapan bir kişi iseniz ve maddi durumunuz elveriyorsa, lastik değişim aralığı(diş derinliği yasal sınırın üstünde olmak kaydıyla) 5 yıl-50000/60000 km olarak tarafımca tecrübe edilmiştir. bu rakamların üzerine çıkacağınız her değer lastiğin dolayısıyla otomobil ve sizin yola, hayata tutunmanızı engeller. maddi durumlar nedeniyle çıkma lastik alan arkadaşları ise anlamakta hala zorlanırım. dört teker dönsün yeter modunda gitmek ölüme gitmektir. son bir hatırlatma olarak lastik tamir spreyi alın ve sürekli aracınızda bulundurun. kullanmak zorunda kaldığınızda ne büyük kolaylık olduğunu daha iyi anlayacaksınız. ilerleyen zamanlarda diğer lastik tecrübelerimi aktarmaya devam edeceğim. kazasız sürüşler dileğiyle.

  • 'devletin malı deniz, yemeyen keriz' gibi vecizeler üretmiş, rüşvetçi, ikiyüzlü, dedikoducu halktır.

  • şu anlama gelmektedir:

    1- önce gerekli yere gidip o formu dolduracaksın ve sana her türlü özel harcamalarının hesabını soracaklar. misal ailenden, eşten dosttan, her neredense bir şekilde para almışsan ve onunla harcama yaptıysan sana gelirin var kardeşim senin diyecekler.

    2- bununla kalmayıp evine gelecekler. evet evine gelip evini inceleyecekler, ailenle senin özeliniz olan eşyalarınıza bakacaklar. ve yine ailenin, eşinin dostunun vs. aldığı şeylere bakarak onları senin gelirinin de hesaplanmasında kullanacaklar. yani onları senin gelirin olarak yazacaklar.

    3- bütün bunlar yapılan 26 yaşında, lisansüstü eğitimine devam eden, sadece babası çalışan ve ayda 900 tl alan 3 kişilik bir ailenin çocuğu bir öğrenci var diyelim. o öğrenciye diyecekler ki senin gelirin ayda 300 lira, o yüzden her ay 35 tl ödeyeceksin. bu uygulamayı savunan beyinsizler için tekrarlıyorum; o evde 3 kişi yaşıyor, eve giren para sadece 900 lira, evde çalışmayan 2 kişi var ve bunlardan biri hatırı sayılır miktarda eğitim masrafı (yol parası, lisansüstü eğitim olduğu için okuması gereken bir sürü kitap, okulda yeme içme parası... vs.) olan bir lisansüstü öğrencisi. ve sen o öğrencinin aylık gelirini 300 tl sayıp o gelir için o aileden her ay 35 tl keseceksin.

    daha bunun içinde ev kirasını saymadım, zaten sinema tiyatro falan ne haddimize vatandaş kısmı olarak. belki kira bedeli o 28 kriterden biridir, belki değildir. ama fark etmez. kira ödemediğini varsaydığım bu bahsettiğim durumda olan birinden her ay 35 tl alacak bu uygulama. bunu yaparken de vatandaşın özel hayatına zorla müdahele ederek özelini hiçe sayacak, seni birey olarak yok sayıp sadece ailenin bir üyesi kabul edecek, bunu da kendi zorunlu yükümlülüğü olan vergi/sgk sigorta primi denetimini doğru düzgün yapmayı beceremediği için yapacak. ayrıca bu bahsettiğim durumda olan biri 35 tl ödeyince de bütün sağlık hizmetlerini ücretsiz alamayacak. zaten bu ödenecek paraların büyük bir kısmı sağlık dışında yerlere aktarılacak, devleti soyanların iç ettiği paraları o 5 kuruş geliri olmayan öğrenciden çıkaracak... ve bütün bunlara rağmen hala daha bunu savunabilen beyinsizler/vicdansızlar var. ulan bu ülke hiçbir haltı haketmiyor be. daha da beter olalım anasını satayım.

    not: ayrıca aylık geliri 900 tl olan kişiden 106 tl alınacak. bir de aylık geliri 1800 tl olan kişiden de, 1800 tl üzeri herhangi bir miktar - mesela 30000 (yazıyla otuz bin) tl - olan kişiden de 212 tl alınacak. tam bir eşitlik abidesi çok şahane uygulama. allah padişahımız sayın recep tayyip erdoğan efendi hazretlerinden razı olsun.

    edit: bu entry üzerine gelen ailesi o kadar kazanıyorsa ne işi var yüksek lisansla, doktorayla, gitsin çalışsın, zaten yüksek lisans lüks... temalı mesajlar da devletin yaptığı bu zorbalıktan daha az vahim değil. yalnız ne hikmetse onların hiçbiri devletin böyle yaparak özel hayatı ve bireyi hiçe saymasıyla ilgili hiçbir şey diyemiyor. yeni bir tanım yapalım o halde bu zorba uygulamaya; yüksek lisansı lüks olarak görenlerin savunduğu uygulamadır bu.