hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: koptum piçler okuyun

    1. ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere başbakanı churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş. radyo evinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş: “beni yarım saat bekleyebilir misin?” karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför: “özür dilerim sör, ama başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.” churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin uzatmış. şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş: “skerim churchill’i, sizi bekliyorum efendim.

  • erdoğan'ın dudaklarından dökülen ve son yılların en büyük gaflarından biri olan "iktidar olunca o parayı sizden söke söke alırlar" lafına karşılık harikulade bir açıklama. zaten kılıçdaroğlu son zamanlarda elini iyice yükseltti. erdoğan her geçen gün küçülüp sesi iyiden iyiye sinek vızıltısına dönerken muhalefet daha da güçlü kükremeye başladı. devam.

  • dışarıdan alınan her türlü paketlenmiş peynirin pabucunu dama atabilecek tat iddiasında, lezzetli bir mutfak hazırlığı. denemeli*.

    bir de ev yapımı peynir denince, benim aklıma nedense hep tv'den izlediğim heidi çizgi filminde, dağ başındaki dedenin ateşte kızarttığı mis gibi keçi peynirleri geliyor. imrendirici.

    gelelim malzemelere:

    10 litre keçi/koyun sütü
    yarım bardak üzüm sirkesi
    iki avuç kadar deniz tuzu
    10 litre sütün kaynayabileceği büyüklükte bir tencere
    bu tencerede rahatlıkla karıştırabileceğiniz kadar uzun saplı bir kepçe
    delikli kepçe
    büyükçe bir parça tülbent
    mümkünse bir peynir sepeti/kalıbı

    ve yapımı:

    1 10 litre sütü tenceremize alıp kısık ateşte yavaş yavaş ısıtıyoruz ki birden dibi tutmasın. sütü kaynayıncaya kadar ısıtacağız.
    (peynir mayası ile peynir yapmaktan en büyük farkı bu, çünkü maya ne de olsa canlı bir organizma olduğu için kaynamaya gelmiyor ve sütü yalnızca belli bir dereceye kadar ısıtmak konusunda daha dikkatli olmak gerekiyor)

    2sütün kaynamasını beklerken tuzu, sirkeyi ve peynir kalıplarının içine tülbentleri hazırlıyoruz. tülbentleri yerleştirdikten sonra kalıbın içini de hafifçe tuzluyoruz.

    3süt kaynadığında yarım bardak sirkeyi yavaş yavaş karıştırarak döküyoruz. ocağı ve tencerenin kapağını kapatıyoruz. çok değil, 5 dakika kadar tencereye dokunmuyoruz.

    4evet, 5 dakika sonra kapağını açtığımızda, delikli kepçeyle sütün nasıl kesildiğini görebiliyoruz.

    5kalıbımızı suyu süzülebilecek bir yere -mesela lavabonun içine - koyup, delikli kepçeyle aldığımız süt kesiklerini biraz süzdükten sonra kalıbımıza döküyoruz ve hafifçe tuzluyoruz. püf noktası, kalıba dökülenleri iyice bastırıp arada hava kalmamasını sağlamak.

    6aynı işlemi kalıbımız doluncaya kadar tekrar ediyoruz. süt kesiklerini döküp, biraz sıkıştırıp sonra da hafifçe tuzluyoruz. kalıbımız dolunca tülbentle üstünü örtüp serin bir yerde, kalıbın altından suyu süzülebilecek şekilde bekletiyoruz.

    7ertesi gün kalıbı ters çevirip peynirimizi çıkardığımızda böyle oluyor...

    8 bekledikçe dışı kuruyor, kabuğu sertleşiyor. kıvamı deri tulum değil de, daha çok teneke tulum gibi ama daha kar beyazı.

    9 afiyetle.

    kaynak: papatya papadopoulos

  • gezici arkadaşlar gaza gelmeyin 2013den beri 1 çivi bile çakmayan şimdi hiçbirşey yapmaz

    bu seçim daha çetin geçecek gibi görünüyor ekonomik olarak sıkıntıda olan halka o sıkıntıyı unutturacak tekrar kendilerine bağlayacak malzeme lazım

    %70 in sağ partiyi desteklediği bununda %55 in iktidar tarafı olduğu bir ülkede eğer sokağa çıkarsanız kaybeden olursunuz

    bu dünya kimseye kalmaz bugün o yaptırır yarın başkası yıkar bunu unutmayın

  • bu gözlemini de 1988 yılında yaptığı bir finlandiya gezisiyle perçinlemiş. amk kıyamet koptu lan o dönemden beri, sovyetler yıkıldı, berlin duvarı yıkıldı, iran-ırak savaşı bitti, abd ırak'a iki kere girdi, akp geldi, o gün daha doğmamış çocuklar hakkari'nin dağlarında ölmeye başladı. kuzey kore'nin devlet başkanı bile öldü lan, ama finlandiya illa ki aynı kalacak, çünkü engin ardıç en son o vakit gördü.