hesabın var mı? giriş yap

  • mansur yavaş ankara'ya hizmet edecek, uzun da herşeyin karar vericisi, iyi geçinmek zorunda.

    en azından denemek zorunda.

    uzunla kapışarak istediklerini yapması zor.

    adamın derdi hizmet! kesin şu gizli akp'li mi geyiklerini de bırakın adam işini yapsın.

  • bir kere işin edebi boyutunu fazla düşünerek kendinizi yormayın, sinemasal anlatımlara ve yer yer klişelere dadanın. ama bu sırada "abi film gibi yazıyor" geyiğine kulak asmayın, aslında "dizi" gibi yazmanız gerekir. her bölümü bir dizi episodu gibi ele alın. dialog üzerine kurulu "hikaye çözümlemeleri" ile bölüm sonunda okuyucuyu sanki bir lost episodunun sonuymuş edasıyla diğer bölüme uğurlayın. ilan edilen hadisenin büyüklüğüne göre bir sonraki bölümde kalınan yerden devam edin ya da ilan edilecek diğer bir unsur barındıran başka bir sahneyi ele alın. hadisenin önemi arttıkça bir sonraki bölümde devam edilme olasılığı, tansiyon yaratılmasına dayalı olarak azalır.

    -sanırım bu noktada tek yapabileceğimiz christopher'la ilk bağlantıya geçen kişiler olmayı ummak.
    -üzgünüm bayan fletcher... ama christopher 3 saat önce idam edildi.

    bu noktaya gelindiğinde unutmayın ki bayan fletcher'la konuşan adam kadına anlamsız bir şekilde boş ümitler aşılamış onu "christopher'la ilk bağlantıya geçen kişi olmayı umalım" lafını sarfetmeye yönlendirmiş, christopher'ın hapiste olduğundan, idam edilme potansiyeli taşıdığından falan bahsetmeye zerre tenezzül etmemiş adeta bölüm boyunca "çocuğu koyma" ortamını yaratmaya çalışmıştır. tabi bayan fletcher'da bu şahsiyetsizliğe bu gerçek hayatta bıyık altından gülmeye tekabül edecek ana dair en ufak bir rahatsızlık gelişmez, "yahu neden en baştan demedin, iki saattir konuşuyoruz" gibi bir çıkış katiyen yaşanmaz. "böyle figürler gerçek değildir, ancak filmlerde olabilir" dendiğindeyse zaten yazımın genel karakteristiğini onaylamış oluyoruz.

    pierrot'nun kafasında tek bir soru işareti kalmıştı: "eğer tüm şüpheliler yakalandıysa çavuşun birimleri geri çağırmamasının sebebi ne olabilirdi?". cevabı öğrenmesi fazla uzun sürmedi.
    "bunu söylemek benim için çok kolay olmayacak jean...". çavuşun yüzündeki teslim olmuşluk pierrot için hiç de tanıdık değildi.
    "... ama 4 dakika önce hepimizin buradan ayrılmış olması gerekirdi.".

  • 12 saatlik hastanedeki gece nöbetinden sonra, eve gelir gelmez çocuklarına sevdiği yemeği pişirmeye üşenmeyecek kadar fedakar soğan kokulu ellerin sahibidir. aynı anda bu yemeğin yenmesini oturup uykusuzca seyreden pırıltılı, milyonlarca yıldızlı gözlerin sahibi. meleğin yer yüzünde insanda şekil almış halidir.

  • okuması zevkli, akıcı ve akılda kalıcı bir rezalet. 7/10

    sürekli geçtiğim bir güzergah olduğu için unutmam da mümkün değil artık.

    yol üstü tesisleri zaten amaç olarak "tuttuğunu öp" prensibiyle çalışırlar, uğrayanların yüzde 90'ı bir daha uğramadığı için çirkeflikte ve geçirmede sınır tanımazlar.

    açık büfe de yapısı gereği sadece alana aittir, bir çatal da alsan doyasıya geçirme hakları var bu doğru. ama bunu kötüye kullanmadığın sürece dünyanın her yerinde açık büfeye ucundan salça olmaya göz yumulur. hatta çoğu yerde itibar adına istismar edilmesine ses çıkarılmaz. normal bir yerde tek kişi açık büfe alır diğeri menemen bir başkası tost bir diğeri de sucuklu yumurta ama karışık yerler ve sıkıntı olmaz. ama buradaki nüans masadaki herkesin çorbada tuzu olmasıdır ki örneğimizde de olay böyle.

    ben olsam ücreti ödemez, müdürü çağırırdım. müdür de olayı çözmezse,"madem ödüyorum ben de yerim" diyerek tüm açık büfeyi talan eder, 2-3 günlük yemeğimi o anda yer, hatta ekmek arası yolluk bile yapardım kendime. arkadaş aşırı kibarmış.

  • başıma sıkça gelen bir durumdur. oldukça ilginizi çeken bir konu üzerinde okuma yapmaya başlamışsınızdır. bak ben hiç bu açıdan düşünmemiştim, hay allah ya, çok doğru yerlere değinmiş dersiniz ve birden olan olur. dahi anlamındaki da ayrı yazılmamış, soru eki olan "misin" kelime gövdesinden ayrılmamıştır. işte o zaman size değişik gelen şeyleri dile getiren yazar, sizin için sümüğünü balon yapan bir bebeye dönüşmüştür. bunu sık yaşıyorum. içimde uyanan merak, okumamı heyecanla istese de bir nevi hastalık olan diğer imlacı taraf; yeter lan daha de nerede birleşik ya da ayrı yazılır bilmiyor diyen taraf galip gelip merakımı öldürür. üzücü bir durum, bunu harflerin yerleri karıştığında veya yanlışlıkla eksik yazıldığında hissetmem ama o "da" ayrı olmalı, soru eki gövdeden ayrılmalı, yalnış diye yazılmamalı arkadaş. ayıp oluyor ama.

  • zamanını vermeyi istemek, paylaşmayı istemek. hiç kimse gerçekten sevmediği birine zamanını vermez daha doğrusu vermek istemez. ölümlü bir canlının en değerli şeylerinden biridir zaman ve biz birini gerçekten sevdiğimiz zaman onunla paylaştığımız ona adadığımız zamanın lafını bile etmeyiz, oysa verip verebileceğimiz en kıymetli şeyi ortaya koyuyoruz. sevmediğimiz biri olduğu zaman da 1 dk bile boşa geçmiş gibi geliyor.

  • izleyicilerini ve dahi izlemeyenlerini bir konuda aydınlatma gereği duyduğum dizi: osmanlı'da bir sultanın evlendirilmesine karar verilmişse damadın evli olup olmadığı önem arz etmez. yani "rüstem'i mihrimah'la evleniriyorlar ooovv o zaten evli, hem de kızdan çok büyük" demenin bir mantığı yok. zira, bir padişah kızı ya da kızkardeşinin evlendirilmesi önemli bir mevzu ve enderundan yeni çıkmış genç ve yakışıklı adamlarla değil, devlete sadakatini ve hayattaki başarısını kanıtlamış, bu esnada da kıçının kılları ağarmış adamlarla evlendiriliyorlar, onların da yaş nereden baksan 40-50 hatta 60, bekar duracak halleri yok. lütfi paşa misal, şah-ı huban'dan önce evli ve oğulları var, bir sultanın kendisine yakın yaşta bir adamla evlenmesinin tek örneği olan hatice sultan - ibrahim paşa (ki hatice'nin de 2. evliliği ve ilk kocası gulyabani kadar yaşlı) evliliğinde de aynı olay var.
    insanların takıldığı nokta sanırım şu kuma meselesi, merak etmeyin padişah kızları hiçbir kadına kuma gidemez, eşlerinin yegane karısı olurlar çünkü evliliğe karar verildiği an söz konusu paşanın ne kadar eşi varsa hepsinden boşanıyor. tarihte "amaaan karılarını boşama, ne boşayacaksın, zaten dedem yaşında herifin tekisin, bari sen yokken oturur da dedikodunu yaparız" diyen sultan kızı var mıdır onu bilemem.

    yani üzülmeyin, nigar değil mihrimah'ın kuması olmak, aynı çatı altında bile yaşayamaz. xoxo nassip girl.