hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    uzun zamandır beklenen final geldi çattı. doctor strange'in deyimiyle "we're in the endgame now" diyebiliriz. öncelikle söylememiz gereken şey bu filmin avengers: ınfinity war'dan çok farklı bir film olduğu. russo kardeşler bazı elementleri iki filme dağıtmış vaziyette. avengers: ınfinity war, thanos'un bakış açısından, aksiyon dolu bir yolculuktu. avengers: endgame ise avengers gözünden çok daha fazla hikaye ve karakter odaklı bir film. üst üste ikisi izlendiğinde, bütün elementlerin iki filme nasıl başarılı şekilde dağıtıldığı görmek mümkün. bu bağlamda avengers: endgame'den, avengers: ınfinity war'daki aksiyon temposunu beklemek haksızlık olur. avengers: endgame, temposunu karakterleriyle ve olay örgüsüyle kazanan bir film.

    ikinci aradan çıkarmamız gereken mevzu ise avengers: endgame'in seçtiği zamanda yolculuk mantığı. filmin içinde de denildiği gibi back to the future tarzı bir zamanda yolculuk ile karşılaşmıyoruz. kişi ana zaman çizgisinde geriye gidiyor. orada kilit bir noktayı değiştirdiğinde paralel evren açılıyor. o yüzden değişimler ana zaman çizgisini etkilemiyor. açılan yeni paralel evrende değişiklikler olmaya devam ediyor. örnek verirsek 1970 yılında space stone'un alınması bir sorun yaratmıyor. paralel evren açılması gerekmiyor. hele bi'de yerine konulursa mis. ama 2012 yılındaki space stone sıkıntı. loki alıp onu kaçıyor. peki loki'nin bu hareketi ana zaman çizgisini etkiliyor mu ? hayır. böyle bir kırılma olduğu için paralel evren açılıyor. loki artık yeni evrende taş ile istediğini yapabilir.

    back to the future mantığıyla devam edersek nebula'nın nebula'yı öldürmesi de çok kişide soru işareti oluşturdu. oraya baktığımızda şunu görüyoruz. avengers: endgame zamanda yolculu teorisine göre kişinin kendisi ile karşılaşması ya da öldürmesi o kişinin günümüzdeki haline etmiyor. zira o noktada da işler paralel evren durumuna geliyor. yani 2023 yılının (decimation 2018 yılında oluyor. aradan beş sene geçiyor. filmdeki olaylar 2023 yılında geçiyor.) nebulası'nın, 2014 yılının nebulası'nı öldürmesi konusunda sorun yok. çünkü paralel evren oluşmuş vaziyette. ölen paralel evrenin nebulası oluyor. o yüzden bu ölümün 2023 nebulası üzerinde hiç bir etkisi yok.

    iki temel noktayı atlattıktan sonra filmin kendisine odaklanabiliriz. yavaş ve karakter odaklı bir giriş yapılması bu film için çok doğru bir tercih olmuş. uzun zamandır tanıdığımız karakterlerin statüko değişimlerinin güzel anlatılmasının yanında, decimation'ın ardından geçen beş yılın dünya üzerindeki etkileri gösterilmiş. sürecin karakterlerimiz üzerindeki hem fiziksel hem de zihinsel değişim aceleye getirilmeden tek tek anlatılmış. bu da karakterlerin kendi içlerindeki finale giderken duygusal etkinin çok yukarı çıkmasını sağlamış. dediğim gibi bu film avengers: ınfinity war'dan daha farklı bir film. o film her saniyesi aksiyon doluydu. benzer bir tempo bekleyen seyirci filmin ilk bir saatinde bu derece düşük tempo (aksiyon anlamında) görünce minik bir hayal kırıklığına uğramış olabilir. lakin filmin finalinde duygusal anlamda bu kadar işlenen öykünün bize çok şey kattığını söylemek gerekiyor. ilk bir saat böyle bir anlatım tercih etmemiş olsalardı bu kadar etkileyici bir finalle karşılaşamazdık.

    karakterlerden bahsetmek gerekirse benim en sevdiğim karakterlerden biri bu filmde thor'du. bu filmde birlikte mcu boyunca en iyi işlenen karakterden biri olduğunu yine gösterdi. çeşitli eleştiriler görülebiliyor bazen avengers: endgame thor'u ile alakalı. ben bunları kesinlikle paylaşmıyorum. thor'un bir geçmişine bakmak lazım sanki. thor: the dark world'de annesini kaybetti. thor: ragnarok'un başında babasını, devamında ablasıyla savaştı ve asgard'ı kaybetti. avengers: ınfinity war başladıktan sonra kardeşini kaybetti. onu kalan asgard halkının yarısının katliamı takip etti. bütün hırsıyla thanos'u aradı ve sadece intikam istedi. ama onu da bulamadı evrenin yarısını kaybetti. elinde son bir umut kaldı; taşları tekrar kullanmak. thanos'un yanına gittiklerinde taşların yok edildiğini öğrendi. işte artık tüm umudunu kaybetti. amacını kaybetti. thanos'un da daha önce dediği gibi kafaya nişan alıp işi bitirdi. böyle bir adam dibe vurur. kendisini içkiye ve yemeğe vurması beni şaşırtmadı. böyle bir thor görmek yaşadıkları düşünülürse normal. geri dönüşüne bakıyoruz. bütün bu üst üste gelen kayıpların ilkine döndü yani annesine. onunla konuştuktan sonra kendisine geldi. tekrar amacına kavuştu. böylece çember muhteşem şekilde tamamlandı. bir çok filme yayılan son derece başarılı bir thor hikayesi izledik aslında.

    mcu'nun en başında gördüğümüz ıron man sadece kendi hikayesini bitirmekle kalmadı 22 filmlik devasa the ınfinity saga hikayesini de bitirdi. en net final yazılanlardan biri kesinlikle oydu. aradan geçen beş yılda aile babasına dönüşmesi hem finalin vuruculuğu açısından hem de karakter gelişimi açısından önemliydi. steve rogers ile olan ilişkisinin de iyi şekilde toparlandığına inanıyorum. başlangıç karakteri olduğu için ve ilk ıron man filmi mcu'nun genel tablosunu çizdiği için ıron man filmi ve ıron man karakteri herkes için çok önemliydi. "ı am ıron man" ile başlayan "ı am ıron man" ile bitti. olabilecek en iyi sonlardan bir tanesiydi.

    captain america özellikle russo kardeşlerin mcu'ya girişi ile birlikte olması gereken noktaya vardı. steve rogers her zaman avengers ve marvel evreninin en önemli lider karakterlerinden biri olmuştur. sinemada da böyle yansıtılması çizgi roman severler için son derece keyifli. film boyu nasıl bir lider olduğu defalarca gösterildi. mjolnir'e layık olması ve avenger assemble narası gibi çizgi romanlardaki mühür anlar en sonunda mcu'da da kendisini gösterdi. avengers: age of ultron'da mjolnir'i kaldıramamıştı. bunun ne büyük sebebi ise sakladığı tek büyük sırdı. tony stark'ın ailesini bucky'nin öldürdüğünü söylememek onu layık kılmamıştı. captain america: civil war'da bunun ortaya çıkması mjolnir için en büyük engeli kaldırdı.

    finalde yaşlanması ve geçmişte yaşaması da karakter için muhteşem bir final kararıydı. steve rogers her zaman "man out of time" olmuştur. özellikle bu sinemada bolca hissedildi. onun hakkında seri boyunca barış için savaşsa da savaşsız yaşayamaz denmişti. işte artık savaş bitti. gerçekten savaş bitince o da olması gereken noktaya geri döndü. kalkanın sam'e geçmesi konusunda da şöyle bir durum var. çizgi romanlarda ilk bucky'e geçiyordu. lakin bucky, captain america olduğunda steve rogers öldü sanılmıştı. ıron man ve black widow süreçte son derece önemli rol oynamışlardı. mcu'da artık ikisi de ölü. sam kalkanı aldığında ise steve rogers'ın vücudundan süper asker serumu çıkmış ve yaşlı bir adama dönüşmüştü. bu bağlamda çizgi romana uygunluk açısından yeni captain america'nın sam olması bana daha uygun geldi.

    hulk'ın yeni halini de beğendim. avengers: ınfinity war'da banner ağırlıklı görmüştük. avengers: endgame'de ise tamamen hulk görüyoruz. en önemi değişim ise banner'ın bu yeni hali ile özgüveninin tavam yapmış olması. bu halini çok beğendim. natasha ve clint ikilisi de filmin en güzel yanlarından. vormir'de ki fedakarlık sahnesi çok lezzetli bir sahneydi. natasha'nın kendisini feda etmesi en başından beri süren kefaret arayışının sonu oldu. karaktere uygun bir finaldi. black widow'un solo filmi gelecek. film elbette geçmişte geçecek.

    filmin son bir saati epik savaşa ayrılmış. bu savaş sahnesi bu tip filmlerden hoşlanan seyircinin uzun bir zaman aklından çıkmayacak ve tekrar tekrar izlemek isteyeceği bir sahne olmuş. kahramanlık, fedakarlık, duygusallık ne ararsanız var bu sahnede. decimation sonrası gelen çoğu karakter parlamak için minik bir an yakalamayı başarmış. filmin çok az bir kısmında yer alsalarda final savaşında herkes üzerine düşeni yapmış. russo kardeşler zaten çok karakterli film çekme olayını ciddi anlamda çözmüş vaziyetteler. hangi filmde kime ne kadar odaklanacaklarını, hangi sahnelerde kimleri ön plana çıkartacaklarını çok iyi biliyorlar.

    avengers: endgame'in zamanda yolculuk yapıp eski filmlere uğraması ise 22 filmin finali niteliğindeki bir macera için son derece nostaljik ve güzel olmuş. özellikle 2012 yılına dönüldüğünde olayların hemen ardından hydra'nın nasıl müdahale ettiği görmek ilk avengers filmini ve captain america: the winter soldier filmini bile sonradan geliştiren unsurlar olmuş. yine aynı şekilde savaş sırasında sanctum sanctorum savunmasını da görmüş olduk. ancient one'ı tekrar görmekte çok güzeldi.

    filmle ilgili acaba dediğim tek nokta thanos karakteri. bu filmde thanos'un ele alınışının hem iyi hem kötü tarafı var. aslında üst üste iki filmle aynı karakterin farklı motivasyonlarla ele alındığını görüyoruz. iyi tarafı avengers: ınfinity war filminin thanos'unun hala kazanmış olması. ölümünde bile kazandı. işin kötü tarafı ise avengers: endgame thanos'unun avengers: ınfinity war filmini yaşamamış olması. thor'la yaşadıklarını, scarlet witch ile yaladıklarını tecrübe etmiş olmaması.

    avengers: endgame'de en fazla beklediğim şeylerden biri de, en azından bir tane bile olsa cosmic entity görmekti. thanos'un artık evrene reset atacağım demesinin ardından eternity felan görebileceğimizi düşünmeye başlamıştım. ama olmadı. umuyorum gelecek filmlerde artık bunları görmeye başlarız. zaten sıradaki filmlerden biri the eternals. bu filmle birlikte mcu çok daha fazla gelişme imkanı bulacak.

    ağır ağır toparlarsak. 11 yılın ve 22 filmin ardından 3 phase'lik hikayemizi tamamladık. (spider-man: far from home son dakikada phase 3'e dahil edildi. o bilgiye de verelim.) ama bu kesinlikle bir final değil. marvel cinematic universe tüm hızıyla devam edecek. thanos'tan ve çok daha güçlü sayısız villain var marvel'da. avengers: ınfinity war ve avengers: endgame'den çok daha büyük filmler çekebilecekleri onlarca hikaye var. özellikle fantastic four ve x-men'in katılımı, marvel cinematic universe'e seviye atlatacak. ana kahramanlarımızın dışında doctor doom, galactus, kang, annihilus, molecule man, magneto, apocalype, onslaught, ımperial guard gibi villainları kullanabilecekler. dediğim gibi bu bir son değil. yeni bir başlangıç.

    --- spoiler ---

  • senyoraj devletin para basmak suretiyle elde ettiği gelirlerdir. senyoraja hükümranlık hakkı da denir
    senyoraj:
    1- elde edilmesi ve uygulaması en kolay gelirdir.
    2- devlet senyoraj ile çok kısa sürede gelir elde edebilir.
    3- aşırı para basmak suretiyle kamu geliri sağlanması halinde ekonomik denge bozulur.
    4- senyoraja sıklıkla başvurulması halinde enflasyona neden olur.
    5- monetaristlere göre senyoraj, parasal tabanı arttırmak suretiyle elde ettiği reel gelirdir.
    6- monetaristlere göe senyoraj enflasyon vergisidir.
    7- kamu maliyesi yaklaşımında ise senyoraj, merkez bankasının hükümete sıfır nominal faizli borç vermesidir.

  • (bkz: kutsal demlik)
    (bkz: bertrand russell)

    "eğer ben dünya ve mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı."

  • videonun özeti:

    en son çıkıp konuşan çocuk hayatı boyunca ekonomi sınıfı bile uçmayacak, videonun ilk 11 dakikasında oynayanların yüzde 90'ı ise akşam 6'da "ulan çıkarayak toplantı koymasalar", "yağmur başlamadan köprüyü geçsek" kaygılarıyla hayatlarının 25-30 yılını geçirecekler.

    iyi ki doğdun nezih barut, çok yaşa vahşi kapitalizm.

  • böyle düşünen insanlara gaz vereceğini düşündüğüm bir yazıyı izninizle paylaşmak isterim.

    --- spoiler ---

    amerikalı bir iş adamı meksika’nın küçük bir kıyı kasabasında iskeleye oturmuş denizi seyretmektedir. bu sırada bir balıkçı teknesi kıyıya yaklaşır. teknenin içinde bir balıkçı ile birkaç tane de ton balığı vardır. amerikalı, balıkların kalitesini övükten sonra bu balıkları tutmanın ne kadar sürdüğünü sorar.
    meksikalı “çok az sürdü.” diye yanıtlar.
    bunun üzerine amerikalı “o zaman niçin denizde daha uzun kalıp daha fazla balık tutmuyorsun? ” diye sorar. “peki geriye kalan zamanda ne yapıyorsun?” diye sorularını sürdürür.
    balıkçı ailesinin ihtiyacı kadar balık tuttuğunu anlatmaya çalışır.
    amerikalı sormaya devam eder “peki geriye kalan zamanlarda ne yapıyorsun?”
    balıkçı yanıtlar:
    -geç yatarım. çocuklarımla oynarım. karım maria ile öğle uykusuna yatarım. her akşam kasabanın merkezine inerim. dostlarımla şarap içerim. biraz gitar çalarım. dolu ve meşgul bir hayatım var bayım.
    amerikalı balıkçıyı alaylı bir tavırla süzdükten sonra konuşmaya başlar. ”harvard’dan derecem var. sana yardımda bulunabilirim. bunun için balık tutmaya zaman ayırmalısın. kazandıklarınla daha büyük bir tekne almalısın. bu büyük tekneyle kazanacağın paralarla, daha başka tekneler alabilirsin. böylece bir balıkçı filosu kurabilirsin.”
    balıkçının dikkatle dinlediğini gören amerikalı konuşmasını tam gaz sürdürür.
    “tuttuğun balıkları bir aracıya satacağına doğrudan onları işleyenlere satarsın. sonunda kendi fabrikanı açarsın sonra da bu küçük kasabadan ayrılır önce mexico city’e ardından los angeles’e oradan da new york’a taşınıp kendine ait bir firma açıp onun başına geçersin.”
    balıkçı sorar “peki bayım tüm bunlar ne kadar sürede olur?”
    “15 veya 20 yıl.” diye yanıtlar amerikalı.
    balıkçı sorar “sonra ne olacak bayım?”
    amerikalı gülerek konuşmaya başlar “hikayenin en güzel kısmı da bu ya.” der ve konuşmasını sürdürür “zamanı geldiğinde şirket hisselerini halka satar, milyon dolarların olur. çok zengin olursun.”
    balıkçı “sonra ne olacak bayım?” dedikten sonra amerikalı yanıtlar “sonra emekli olursun. geç yatacağın, akşamları bir şarap evinde, dostlarınla şarap yudumlayacağın, gitar çalacağın, küçük bir sahil kasabasına taşınırsın.”
    --- spoiler ---

  • einstein bir gün bakkala girmiş o zamanlar einstein, kamyoncu sigarası olarak bilinen uzun marlboro içiyormuş. marlboro'nun fiyatı ise beş dolar elli centmiş. einstein, bakkalın 9 yaşındaki çırağına 10 dolar uzatmış. bakkalın çırağı ona;

    - "dayı, elli centin daha var mı?" demiş...

    einstein çocuğa;

    -"ne elli centi yiğenim? ben sana 10 dolar verdim." demiş...

    çocuk;

    -" dayı elli cent daha ver de, sana 5 dolar para üstü vereyim. boşuna bozukluk taşıma sen." demiş...

    einstein'ın gözleri dolmuş ve;

    -"sen bir dahisin ufaklık. paranın üstü kalsın, senin olsun. "demiş ...

    o çocuk kim miymiş? o çocuk yazları oxford'dan, amerika'da bulunan amcasını ziyarete gelen ve amcasının dükkanında çıraklık yapan stephen hawking'in ta kendisi...

  • şu pozu 90'larda bir başbakan verseydi, bin tane kepsi yapılır akp facebook gruplarında paylaşılır dururdu. yanına da erdoğan'ın obama'nın karşısında ayak ayak üstüne attığı bir poz...

    erdoğan, kraliçe'nin önünde iki büklüm olunca ise hiçbir aktroll'ün sesi çıkmıyor. adeta ölü taklidi yapıyorlar. ama ingiliz kraliyeti ilginç bir mesaj vermiş.

    o tablonun orada olacağını ve fotoğrafların bu açıdan çekileceğini bilenler ingilizler. her şey ayarlanmış. ve bu fotoğraf alınmış. yetmemiş, resmi hesaptan bu fotoğraf servis edilmiş.

    diplomasi, mesaj işidir. mesajlarını vermişler. açıktan bile değil, subliminal mesajlar bile hayvan gibi değerliyken, göz göre göre verilen bu mesaj erdoğan'ın karizmasına sağlam bir darbedir. geçmiş olsun.

    e ama tabi bunlar da kaç yüz yıllık hanedan aq. bunların entrikalarının okumak bile insanın iq'sunu arttırıyor, öyle alavere dalavere var bunlarda. bunlarla aşık atmak zor. kasımpaşa'ya benzemez bu işler reis.

  • arkadaş bunu yazmak için kadıncağızın ölmesini bekliyormuş herhalde aylardır. bu kadar seri biçimde bu başlığı açmanın başka açıklaması olamaz.

    "rakı mezelerinin şarkıcısı" diye bahsedilen aslen değerli bir sanatçının ölümüne üzülmenin dinle pek bir alakası olduğunu sanmıyorum. ama benden tüm dinci trollere tavsiye, sözlükte yazmanın dinde yeri yokmuş. girdiğiniz her bir entry için bi kazan kaynar su dökeceklermiş. cayır cayır yanacakmışsınız cehennemde. o yüzden bence bir an önce kurtulun bu illetten.