hesabın var mı? giriş yap

  • her boku zaten istanbul'a kurun dediğim olaydır.

    adım atacak yer kalmadı farkında değil mi kimse. -disneyland benzeri yapacağız, -istanbula yapalım. -hollywood gibi stüdyolar kuracağız, -evet evet istanbula kuralım. -silikon vadisi, -hemen istanbulda yer arayalım. ulaşım yok, yeni yol yok. kurun anasını satayım.

  • sözlükte kalabilecek yazarların kriterlerini öğrenir öğrenmez balık haline koşup ahtapot aldım bi tane, vaktim kısıtlıydı pişirmeden yuttum. sörf tahtası pahalıydı, deponun tahta kapağını söküp koltuğumun altına kıstırdım koşarak venice beach'e gidiyorum. allahını seven varsa yerini söylesin bu venice beach'in. sörf yaparken karakter geliştirme dersleri alıcam. lütfen bana bir şans daha ver sözlük.

  • "başımıza gelmese gerçekten bizde inanmazdık belki, bu iddialar doğruysa vah ki ne vah ülkemize"
    iddiaları sunan sensin doğruysa diye niye soruyorsun ?
    300 usd ye anlaş telde haluk ile görüş sonra dön adamlara 600 usd den fatura iste bu kadar ucuz kurgu olmaz ya.
    şöyle bir hikaye yazın bir dahakine "fatura açığımız var sen 300 yerine 400 usd al bizde 600 yaz" daha ikna edici olur.

  • başlık tuttu madem, son zamanlarda doların neden yükseldiğine ilişkin bir şeyler yazayım şöyle anneye anlatır gibi:

    şimdi bu dolar dediğimiz amerikan parası, abd merkez bankası (fed) tarafından basılan bir ödeme aracı. dünyada ne kadar dolar olacağına fed karar verir. nasıl bizim merkez bankamızın belirli hedefleri ve misyonları varsa (fiyat istikrarı en önceliklisi) fed'in de kendi öncelikleri ve tutturmak istedikleri hedefler var.

    şimdi bu fed, kriz zamanlarında piyasayı canlandırmak için, işsizliği azaltmak ve büyümeyi sağlamak için bir karar aldı. dedi ki, alın size dolar, ama faize de koymayın, faizleri de düşürdüm dedi (0 ila 0.25), gidin bu parayı harcayın, yatırım yapın, paradan para kazanın dedi. bunları yaparken de hem büyürüz hem de yatırımlarda o kadar insan çalışacak işsizlik azalacak gibi bir plan yaptı. dolayısıyla, yıllarca piyasaya ucuzdan dolar saldı.

    peki bu dolarlar nerelere gitti? altına gitti, kendi iç piyasasına gitti, başka ülkelere gitti, başka ülkelerin borsalarına girdi. bu başka ülkeler kimlerdi? yabancı yatırımcıya ihtiyaç duyan ülkeler, gelişmekte olan ülkeler. türkiye gibi ülkeler. bu para yağdı türkiyeye. ucuzdan dolar oh mis. yabancı elinde dolarla geldi türkiyeye, bozdurdu dolarını, tl ile borsaya girdi, tlden faize koydu falan fistan.

    peki yıllarca süren bu dolar sağanağında bizim ne yapmamız gerekiyordu ve ne yaptık?

    biz bu likiditeyi bulduğumuzda yapmamız gereken şey yapısal bir takım iyileştirmeler ve uzun vadede bize para kazandıracak teknolojik gelişmeler ve know-how barındıran yatırımlar yapmalıydık. boylece piyasada para kalmayınca da ürettiğimiz katma değerli ürünleri satabilir, ülkeyi büyütebilir ve orta gelir tuzağından sıyrılabilirdik. eğitime bilime teknolojiye yatırım yapsa idik, bir güney kore gibi teknoloji üreten firmalarımız, ne bileyim hindistan gibi uzay araştırmaları gerçekleştirecek bilimsel altyapımız falan olabilirdi.

    ne yaptık bunları yapmadık da? ev yaptık. gökdelen diktik. harcadık. dolarları gömdük inşaata gömdük lüks araçlara gömdük iphone 6 lara. lan bu ucuz likiditenin bir sonu olabilir diye düşünmedik hiç..

    yıllar geçti ve 2013'e geldik.. fed yeni bir açıklama yaptı. dedi ki, artık ucuz para devri bitti. iyi kötü yıllarca saçtığım paralarla ekonomi biraz düzeldi. artık daha fazla para saçarsam bu sefer balonlar oluşur. doları hakettiği seviyeye yükselteceğim, faizleri artıracağım dolayısıyla yine tasarruf oranı artsın istedi. bu kararı neden aldı? çünkü 1) balonlar oluşabilirdi engellemek istiyor, 2) tasarruf oranları artmalı sermaye toparlanmalı. 3) fedin bütçesi trilyonlarca dolar oldu bunun bir sonu olmalı.

    sonuçta gezi eylemlerinden hemen öncesinde, tahvil alım programı adı verilen ucuz para saçma politikasını durduracağını açıkladı. bu bizim için ilk şok oldu. insanlar bu karara hemen tepki verdiler ve dolar yükselmeye başladı. bu duruma hemen müdahale edemediler bizim merkez bankamız. sonrasındaki süreçte siyasi gerginliklerle beraber beklentiler o kadar değişti ki dolar 2 liranın üzerini gördü. bizim merkez bankası da el mahkum doları düşürmek için faizleri 4-5 puan artırmak zorunda kaldı.

    faiz neden kötüdür? aslında faiz kötü değildir, ayarında faiz, enflasyona uyumlu faiz iyidir. çünkü sermaye toplanır. toplanan sermaye ile yatırım yapılabilir. faiz bu açıdan iyidir. ama olmaması gereken ve el mahkum istemeden yaptığın faiz artırımı kötü bir durumdur çünkü faiz yüksek olursa insanlar borç almak istemezler. borç almayınca da yatırım yapmazlar. yatırım yapmazlarsa her sene işgücüne katılan insanlar işsiz kalır. ya da mesela ev mev satın almamaya başlarlar. eldeki evler falan elde patlar. tayyibin şu an faiz indir diye yırtınmasının sebebi budur. amma kazın ayağı öyle değil işte. tayyibin dediği gibi kolay olaydı bütün dünya faizleri kaldıralım mis gibi yaşayalım küresel ekonomi coşsun di mi ne güzel lan hayat? tayyip rüya görüyor. gösteriyorlar.

    sonuç olarak, fed en sonunda bu faizleri, yukarda anlattığım sebeplerden ötürü artıracağını ifade etti. bu durumda neler oluyor bak:

    - yıllarca ucuz dolara alışmış ekonomiden yabancı elini çekmeye başlıyor. yani yabancı diyor ki, benim güvenilir merkez bankam da artık bana faiz vermeye başlayacak. dandik türkiyede ne işim var lan artık benim diyor. giderken dolarlarını alıyor ve içeride dolar azalıyor.

    - senin dolar türünde bir ton borcun var. o iphoneları alırken o range roverları alırken hayat çok güzeldi di mi? ucuz ucuz nasıl olsa öderim diye aldın doları bastın yine yabancı şirketlere. sahip olmadığın bir zenginliği öne aldın, önceden yaşadın. bu borç ödenecek illa ki. ve dolar da azaldı piyasada. ne yapacan? daha fazla tl vereceksin ki az olan dolardan elde edebilesin.

    - eğer teknolojik gelişmeler yapmış olsan, know-how değeri olan ürünlerin olsaydı onları satar yine dolar bulurdun ama parayla yaptığın betonları kimse almak istemiyor. güney kore gibi cep telefonu tablet gibi bişey üretebilseydin satar yolunu bulurdun şimdi ne yapacan?

    - bir de o kadar safsın ki, bu sahte zenginliği kendinden bildin. benim süper yeteneklerim ekonomiyi uçurdu zannediyorsun. ve halkımız da 90% embesil olduğu için büyük çoğunluk buna inanıyor. tayyip sayesinde oldu zannediyor yaşadığı sahte zenginliği. şimdi işler değişince de apışıp kaldı öyle. saçmalamaya başladın. kalan bir avuç yabancı vardı, onları da ürkütüyorsun. adamlar kuyruklarını kıçlarına alarak kaçıyorlar ülkeden lan ne işimiz var bizim bu sirkte diyerek.

    sonuç olarak, doların şu sıralar değerlenmesinin temel sebebi bunlar. eklemeler yapılabilir ya da bir hata yanlış varsa uyarın düzelteyim.

    ekleme: @sia belirtti; petrolün yükselişiyle türkiyeye giren ve düşüşüyle türkiyeden çıkan bir arap sermayesi mevcut. ve bir de yolsuzluğun yarattığı etki var, yolsuzluk iddiaları bile güveni sarsıp doların yükselmesine yol açıyor. bunlara şeffaflığımız, ekonomik özgürlüklerde geldiğimiz nokta vs gibi sosyal / siyasal riskleri de ekleyebiliriz. hepsinde de daha kötü yerlere gidiyoruz.

    edit: çok fazla soru geliyor 1) kriz çıkar mı, 2) euro'da da aynı durum geçerli mi diye. bu yazıda ele alınan dolar idi, euro'nun da ayrı bir hikayesi var elbette. krizin çıkıp çıkmayacağı da kriz lafından ne anladığınıza bağlı. şöyle bir şey yazmıştım geçen hafta: #49447815

    edit2: bu yazı birgün gazetesinin 6 mart sayısı manşeti dahil birçok yerde kopyalandı, yayınlandı, araklandı vs vs. onedio haricinde kimse ne izin istedi ne de referans gösterdi. bu hırsızlık kültürü ile bu ülke gelişmez beyler. fırsatınız varsa çekin gidin bu ülkeden.

  • - uzan!
    - sıyır!
    - aç!
    - ayır!
    - dikel!
    - yan yat!
    - ıkın!
    - kendini sıkma!
    - al!
    - sil!
    - otur!
    - her gün sabah akşam iki kez sür!
    - 2 aya hala ağrıyorsa yanıma gel!
    + sağolun doktor bey
    - çık!
    - söyle sıradaki gelsin!

    hadi rektal tuşe yapıyor diye ciddiyetini bozmuyor diyeceğim ama,

    - aç
    - aaaaaaa de
    - nefes al
    - nefes ver
    - nefesini tut
    - acıyınca söyle
    - tamam toplan
    + neyim var?
    - grip. bronşite dön!(abartmak serbest nasılsa ehehehe)

    iki pastil, bir şurup, bir de burun damlası verecen hepi topu, karşımda kıdemli uzman çavuş taklidi yapmanın alemi ne amk.

  • peaky blinders o kadar garip bir aura'ya sahip ki dışarıdan bakınca konuya falan çok ihtiyacı yokmuş gibi duruyor. aile üyeleri karizmatik şekilde poz versin, bir takım olaylar olsun ama tommy hep insanları alt etsin, arada kötü adamlarla karşılaşılsın, bi de "by the order of peaky blinders" denilsin bölüm her türlü akıp gidiyor.

    ancak dizinin yaratıcısı steven knight sadece buna yaslanmamış üzerine güç dengelerinin sürekli değiştiği, sürprizler karşısında izleyicisine karşı ketum bir hikaye akışı yazmış. her ne kadar ara sezonlarda bu sistemin aksadığı noktalar olsa da dizi genel olarak başarılı bir seyirlikti. şimdi final sezonunu nasıl toparlamışlar bir bakalım.

    --- spoiler ---

    öncelikle tabi ki thomas shelby'den başlamak gerekiyor. senarist açısından bakarsanız böyle bir karakteri yazmanın hem çok avantajlı hem de çok zor olduğunu söylemek mümkün. çünkü thomas bu sezon da bahsedildiği üzere başının arkasında da gözü olan her türlü kötü durumdan sıyrılmayı başaran neredeyse hiç faka basmayan (bu olsa bile bir şekilde olayları kendi lehine çevirebilen) çok üstün bir karakter. bu nedenle seyirciyi etkilemek için karakteri bi yığın kompleks işin içine atıp sonra çok da açıklama yapmadan çözüme ulaşabilirsiniz. insanlar bu nasıl oldu diye sorduklarında da çünkü thomas shelby der geçersiniz ve kimse bu cevaba itiraz etmez. tabi bu biraz zayıf bir yazım olurdu normalde ama cillian murphy'nin karizmasıyla birleşince sistem bir şekilde işler hale geliyor.

    ancak temel noktalardan biri ana karakterin mükemmelliği üzerine kurulunca hikayeyi ilerletmek zorlaşıyor çünkü çatışma olmadan drama yazamazsınız. bu noktada güzel bir manevrayla tüm zaafları shelby ailesinin diğer üyelerine yazmışlar. dikkat edin mesela önceki sezonlarda hep tom plan yapar, işte arthur, polly ya da ada'nın yaptıkları yüzünden işler bozulurdu. final sezonunda ise daha bir veda havasını tercih ettikleri için bu çatışmayı azaltmışlar, bu nedenle aile üyeleri geri plana itilmiş. ada, daha aklı başında daha kontrollü olmuş, arthur çok az görünüyor, michael'ın yaptıklarının bir şekilde elinde patlayacağı belli, polly'i oynayan helen mccrory vefat ettiği için bu muazzam karakteri de göremiyoruz.

    benzer şekilde bu sezon villian'larda da bir geri plana çekilme durumu söz konusu. önceki sezonlarda tommy yine kendisine eşdeğer olabilecek karizmaya sahip alfie solomon ve luca changretta gibi insanlarla uğraşıyordu ve bu karakterleri canlandıran oyuncuların da katkısıyla ortaya muazzam etkileyici diyalog sahneleri çıkıyordu. bu sezon ortaya çıkan jack nelson ise yeterince karizmatik değil, ayrıca geçen sezondan kalan mosley'nin de dünyada büyüyen karanlığı yansıtacak bir ağırlığı yok. o nedenle dizi bu alanda biraz zayıf görünüyor.

    gerçi biraz önce konuştuğumuz gibi dizinin bu sezonki olayı veda üzerine kurulu. o nedenle sıfırdan bir düşman yaratmak istememiş olabilirler. çünkü diğer sezonlardan hatırlayacaksınız tommy düşmanlarıyla hiçbir zaman direkt mücadele etmiyordu. genelde daha güçlü bir grup bulup onlara gerekli şeyler sağlayarak kendi tarafına çekiyordu. ancak bu sistemde tommy'nin kurduğu yapı her an ayağının altından kayabileceği için hikayenin stres dozu da daha yukarıda oluyordu. bu sezon ise tommy artık tüm gücü elinde toplamış durumda. hatta rakipleriyle aynı güce sahip diyebiliriz. bu nedenle jack nelson'ın da kendisine bir şey yapamayacağı, michael'ın da kolay paket olacağı belliydi. bu tabi biraz heyecanı düşürse de sezonun genel konseptine bakarsak uyumlu bir kullanım olduğunu söyleyebiliriz.

    bir de veda konusuyla birlikte aslında çok elde patlayabilecek ancak 2023'te çekilmesi planlanan film ile anlam kazanan bir durum var. o da izleyiciye tommy'nin ölüyor olduğunu söylemek. şimdi bu aslında olabilecek bir konu. yani ana karakteri dizinin sonunda öldürebilirsiniz. ya da öleceğini söyler sonra işte kamerayı yavaş yavaş gökyüzüne çevirir jeneriği verirsiniz. bu tamam ama karakter önce ölecek dedikten sonra aa ölmeyecek demek normalde çok kötü bir kullanım. burada ise steven knight dizinin bitişini duygusal olarak kapatmak için karaktere düzgün bir veda hazırlamış. işte evini kendisinin yıkması, geride kalacak işleri insanlara emanet etmesi, o maddi varlıktan sıyrılıp dağlarda kökenlerine dönmesi hep bunlara işaret. yani film var diye dizi insanları oraya çekmeye çalışmıyor, konuyu kendisi içinde bitiriyor. bu tommy ölmeyecek meselesi de film için ufak bir fragman gibi olmuş. izlemek isterseniz aşağı yukarı böyle konular işlenecek demişler ama bir zorlama da söz konusu değil.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak diğer sezonlardaki kompleks yapı final sezonunda pek bulunmuyor. çünkü yeni şeyler eklemek yerine açık kalan hikayeleri kapatmayı tercih etmişler. seçim bu yöndeyse de dizinin uygulaması ile fikirler uyumlu olmuş ve istenen hissi yaratmış diyebiliriz.

    bir de kısa bi aradan sonra yine bi ufak inceleme videosu yaptık. onu da izlemek isterseniz linki burada.

    https://youtu.be/pcuvedxmkh0

  • tahminimce 1990'lı yılların sonuyla 2000'lerin başı arasında olan karanlık dönemdir.

    misal yıl 1998, babam diyor ki teybi arabada bırakmayalım, teybi arabadan inerken eve taşıyoruz.
    misal yıl 1999, mahallemizdeki osman amca teybini arabada bırakıyor, sabahleyin bir bakıyor ki teybin yerinde yeller esiyor.

    şimdi çok nostaljik geliyor kulağa.