hesabın var mı? giriş yap

  • bugün hanımla pazara gittik. semiz otunun kilosunu sordum. pazarcı 15 lira dedi. pahalı olduğunu söyledik hanımla. pazarcı “al ya ne olacak” gibisinden bir cümle kurdu. sonra almadan ilerledik. arkamızdan “ cebinizde otuz bin liralık telefon var” gibisinden cümle kurdu. valla otuz bin dedi. yanlış duymadım. adamlar, ilkel tek argümanları olan “cebinizde şu kadar liralık telefon var” argümanına bile zam yapıp semiz otuna fiyatı uygun muamelesi yapıyorlar. ilginç hadise.

  • jim carrey’nin röportajlarını, ödül törenlerinde (ödül aldıktan sonra ya da bir ödülü açıklarken) yaptığı konuşmaları ya da talk show’larda ettiği lafları dikkatli bir biçimde dinlediğinizde, kendisinin yalnızca bir komedyen olmadığını ve hep bir arayış içinde olduğunu görürsünüz.
    jim carrey, bu arayışına 2016 yılındaki altın küre ödülleri’nde net bir şekilde değinir.

    sunucu: karşınızda yakında gösterime girecek true crimes filminden, iki altın küre kazanan jim carrey.
    jim carrey: teşekkürler.
    ben iki kez altın küre kazanan jim carrey.
    ben yatmaya giderken öyle herhangi bir insan gibi yatmam.
    ben, iki kez altın küre kazanan jim carrey olarak ihtiyacım olan uykuyu alırım.
    ve rüyalarımda öylesine rüya görmem. hayır. ben üç kez altın küre kazanan aktör olmayı görürüm.
    çünkü ancak o zaman yeterli olabilirim.
    ve sonunda bu gerçek olur.
    ve bu korkunç arayışa, sonunda beni tatmin etmeyeceğini bilsem de son verebilirim.

    jim carrey’nin bu arayışa nasıl başladığını ise jim and andy belgeselinden öğreniyoruz. belgesel, jim carrey’nin andy kaufman’ı oynadığı man on the moon filminin bir nevi kamera arkası. belgeselde jim carrey’nin andy kaufman’a nasıl dönüştüğünü izliyoruz. jim, kendini o role o kadar kaptırıyor ki yönetmen milos forman da dahil setteki herkes onu andy diye çağırıyor.
    işte jim carrey’nin anlam arayışına başladığı o an:

    "mutlak kafa karışıklığının, mutlak hayal kırıklığının, tüm hayallerimin gerçek oluşunun ortasında bir yerlerde; oradaki herkesin sahip olmak istediği her şey elimde bulunup mutsuz olduğum o anda…"

    yazının tamamı: jim carrey'nin anlam arayışı

  • bankaya gittim ve kredi cekmek istedigimi soyledim. kredi notum dusuk oldugu icin banka istedigim meblağı vermedi. bankaci arkadas cikista guvenligin silahini ani bir hamleyle alip bankayi soyabilecegimi soyledi. yilda bir iki kere boyle olaylar yasiyolarmis zaten. ve bende bankayi soydum.

    (bkz: uzgunum anne oglun bir gerizakali oldu)

    edit: arkadaslar gerizekalimisiniz??? ilk basta insan gibi kredi istedigimi soyledim ama vermediler... ben ne yapabilirim??

  • muhaliflere inat başaracakmışlar.

    füzenin arge ekibi odtülü solcular mı yoksa imamhatipliler mi bir araştırın önce.

    siz hiçbir şey başarmıyorsunuz, sadece bize köstek olmadığınızda ortaya füzeler helikopterler tanklar çıkıyor.

  • - evet beyler şimdi hep beraber biraz gaz alıyoruz.

    + ne diyelim başkanım?

    - sen 300-500 göçmen yakaladık de, sen sınırları kale gibi koruyoruz de, sen bu arkadaşlar misafir zaten gidecekler de. hadi bakalım.

    + ama başkanım ümmet, himmet, ensar falan filan!

    - şişti olm ortam kör müsün, onu sonra söyleriz.

  • oryantallik konusunda kimin dansözlere taş çıkaracağı hakkında herkesin bir intibası olduğunu düşünüyorum.

    ahmet'ciğim, senin dönme hareketin enerjiye çevrilebilseydi, tek başına ülkenin enerji ihtiyacını karşılayabilirdin.