hesabın var mı? giriş yap

  • bu yıl 1,317 milyon yolcunun garanti edildiği zafer havalimanı’na dört ayda 61 yolcu uğradı. yıl sonunda uçmayan yolcular için ödenecek garantiler ile şirketin 50 milyon avro'luk yatırımının tamamı ödenecek.

    zaytung haberi gibi değil mi? ama değil. dün birileri helallik istemişti. haram olsun!

    kaynak

    ek kaynak editi: t24

  • "milyarder olduğunu sandığı sevgilisi ile ayrılması" diye düzeltilmesi gereken haber(?) tanımlaması.
    şeyma'nın şu aşağıdaki başlığı açan arkadaşa teşekkür etmesi lazım;
    (bkz: şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması)

    ayrıca şu belli oldu ki şeyma'dan kurtuluş yok, birileri illa gündemimize sokacak bu kadını.
    bu arada acun da ne kadar sevinmiştir nafakadan yırtacağım diye. gerçi böyle olmasına da sevindim, şeyma'yı hayatımıza soktuğu için o nafakayı son nefesine kadar ödemek de onun cezası olmalı.

  • adam gibi cümle kuracak vaktim olmadığından rezaletli başlık açamadım. bana göre rezaletlerin en büyüğü. sabah facebookta gördüğüm komikli paylaşımı da yazayım burda dursun. ' öğretmen arkadaşım 4 aydır tatilde, öğretmen olduğunu unuttu şimdi iş arıyor'. ben de özel sektörde arefe günü işe gidiyorum füze fırlatmaya. hoş, telekom sektöründe insanların yıllık izninden düşüp gelmeyin deniyor. en azından bunu zorunlu yapsınlar. pendikten 1.5 saatte bağcılara gelip 3 saat mesai yapıp 1.5 saatte geri dönen adamları gördü bu gözler. kreşi, okulu tatil olduğu için 3 yaşındaki bebesini sırtına sarıp kod yazan kadın gördüm.

    dün servisçiye yarın sabah geliyoruz dedik, adam ama ben gelmiyorum dedi. ahahahha. o bile ben gelmiyorum diye atar yapabiliyor. şu dünyada memur olmak varmış yemin ediyorum ya.

    edit: sen de öğretmen olsaydın, sen de memur olsaydın diye mesajlar alıyorum. size dokunmayan yılan bin yaşasın arkadaşlar. sen de öğretmen olsaydın demek yerine burda ağlayacağına örgütlenin adam gibi hakkınızı arayın yazanları daha samimi buluyorum.

  • off hangi birini anlatsam bilemedim... anadolu lisesi hazirliktayim... kasim sonu falan, kabanim yok incecik bir hirka ile gidip geliyorum okula. o zamanlarda benim askeriyede pilot olan kuzenim bizim memlekette calisiyo. bize gelicekmis yemege (annem babam ayri, ben annemle yasiyorum, o da yemege gelirdi arada bize ). otobusten indim, yagmur yagiyo, eve yuruyorum. bi araba durdu, sen napiyosun bu yagmurda dedi, eve gidiyorum dedim, kaskati olmusum soguktan. bin arabaya cabuk dedi. bana cok guzel bi kaban almisti, ortaligi ayaga kaldirmisti. bu cocugun nasil kabani olmaz bana nasil soylemezsiniz diye. 1-2 yil sonra diyarbakir’da sehit oldu, bana hayatimin en buyuk travmalarindan birini yasatti orasi ayri. keske gorebilseydi bugunlerimi.

  • merhaba mirkelam bey. bundan 8 sene evvel, kadıköy'deki bir apartmanda sabaha karşı "tavla, tavla beni tavla, salla pulları zarları" şarkınızı son derece yüksek sesle dinleyen komşumun zilini çalmıştım. müzik yüzünden duymadı tabii, bir daha çaldım. elimi çekmedim zilden. sonunda müziği hiç kısmadan kapıyı bi kız açtı, içeriden dumanlar yüzüme yüzüme geliyordu. "buyurun?" dedi. "hanımefendi sabahın köründe bu nasıl bir ortam, lütfen müziği kısar mısınız?" demiştim. o da bana "mirkelam bizde kısamam ayıp olur" demişti. o anın şokuyla "ha pardon o zaman" dedim, hatta nedense özür falan diledim. ben şunu sormak istiyorum abi size: "o gün orada mıydınız?"
    teşekkürler.