ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tolga çevik
-
ekşi sözlük'te günün talihlisi. şimdi 3233512361064 yazar arka arkaya sabah kadar onu komik bulmadıklarını yazacaklar. aynı tanımın 1001 haline şahit olacağız ahali. hazır mıyız?
(bkz: lets go)
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
bir gün netten tanıştığım bir arkadaşımla istanbul film festivali'ne gitmek için plan yaptık. messenger üzerinden telefonlarımızı aldık. film günü için sözleştik.
ertesi gün taksimde buluşmadan bir saat önce son durum nedir diye aradım, telefonu meşguldü. herhalde işi vardır dedim, yola çıktım. taksim'e gelirken yine aradım yine meşgul, ardından üç dört defa daha ard arda aradım hep meşgul. 5-6 aramadan sonra ekildiğime kanaat getirdim. içimden de ertesi gün msn'de atacağım nutuku planlamaya başladım. sorumluluktan girdim, insana saygıdan çıktım, aklıma geldikçe sinirlendim, sinirlendikçe tasarladığım cümleler sertleşti.
bir yandan da sinema salonuna yürüyorum. o arada tanımadığım bir numara aradı, "naber napıyorsun ben geldim sinemaya" diye. bir anda dumur oldum kafamdaki tüm kurgu iptal oldu. sonra aradığım numarayı tekrar kontrol ettim. meğer msn'de görüp kaydettiğim numara kendi numarammış.
bazen böyle mallıklar yapıp üstüne sinirlenebiliyorum kusuruma bakmayın :/
yüksekova'da gergedan böceği bulundu
-
biz onu imralıya tıkmamış mıydık zaten dediğim haber.
edit: bu entry, 'dünyanın en değerli böceği kürdistanda bulundu' başlığına, pkk sevici bi arkaşa ithafen girilmiş, önce arkadaş gitmiş sonra başlık taşınmış, gül gibi entry'im piç olmuştur.
atakule
-
bedensel engellinin ve zihinsel ozurlunun toplumdaki yerini kanitlayan utanc abidesi. ( yillarca uzak kalmis oldugum felcli ablami ankara ya gittigimde ici acilsin, ozel bir gun olsun diye atakule nin restoranina eski anilari yad etmek, yeniden kavusmanin sevincinde sevgiyi sicakligi paylasmak uzere goturdugumde, asansore binip yukari cikana kadar her sey cok guzeldi lakin asansorun bittigi yerde restoran bolumune gidebilmek icin bir suru merdivenin tirmanilmasi gerektigini gorunce caresizlik icinde geri donusumuz yuregimize coreklenen bir acinin esliginde son bulmustu.) onca murekkebi yalayip o koca kuleyi dikme planlarini cizen zihniyetin engelliler adina gostermis oldugu aciziyet ve koca bir ayipin ankara nin gobeginde butun gorkemi ile arz i endam ettiren heyulasidir.
arda turan'ın sabah 5'te kalkıp 8 km koşması
-
hakikaten yılda birkaç milyon euroya yapılcak iş değil.
hastası olunan sözler
-
bildiğim en geçerli fizik kanunu: seni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.
23 nisan 2015 dolar kuru
-
4.00 olmadı da diyelim ki 3.35 oldu. o da olumlu.
aşının sol koldan yapılması
-
aşı uygulamaları istenmeyen etki takibi yapılabilmesi için tercihen sol koldan uygulanır.bakanlığın sağlık kurumlarına gönderdiği uygulama talimatında bu şekilde yazıyor.
hastanede check-in yapmak
-
facebook'da, foursquare'de* yapılan süper bir olay.
altında da şu tarz yorumlar görülür genelde:
-ayy noldu hayırdır inş? geçmiş olsun..
-sağol cnm ya önemli bir şey değil, anlatırım sonra..
yaran diyaloglar
-
arkadaşımın sigarayı bırakmak istemesi ve sigarayı bırakma hattını aramasıyla olaylar gelişir:
arkadaş:merhaba ben sigarayı bırakmak istiyorum
adam:tamam ablacım
arkadaş: (ablacım mı?)
adam: günde kaç paket içiyorsun?
arkadaş: 3 günde 1 paket
adam: aman sen de, fazla bir şey içmiyormuşsun ki bırakmasan da olur
arkadaş: (nasıl ya?!) ama ben bırakmak istiyorum, kendi çabalarımla olmuyor
adam: e tamam ablacım, o zaman yapacağım şey günde 3 tane içmeye başla, sonra 2'ye düşür, sonra günde 1 tane iç, zaten kendiliğinden bırakırsın. hangi marka içiyorsun?
arkadaş: monte carlo
adam: eh be ablacım, sen de en kötü markayı içiyormuşsun
arkadaş: e peki hekim ile falan görüşmeyecek miyim?
adam: valla benim sana yapabileceğim bu kadar. istersen bir de 171 sigarayı bırakma hattını ara
arkadaş: ? ben nereyi aradım?
adam: orman yangınları 177
güneş kremi
-
ürün tavsiyesiyle başlayayım: derma e markasının spf 30 güneş kremlerinden memnunum. zinc oxide bazlı, parabensiz, parfümsüz, vegan, göz etrafında bile rahatça kullanılıyor. yüz için olanı yağsız, kuru ciltler için uygun olmayabilir yani, gerçi altına bir yağ/nemlendirici sürerseniz oladabilir. tatile gideceksem ya da güneş altında fazla kalacaksam spf 50 tercih ediyorum ama şu an genelde kapalı mekanlarda olduğum için spf 30.
güneş kremleri hakkında bilmemiz gerekenler ingilizce şurada güzel ve basitçe anlatılmış: sunscreen guide burada yazanlar ve kendi bildiklerimle özet olarak geçmek gerekirse...
- uvb cilt kanserine neden olan başlıca ışın, uva da kansere neden olabiliyor ama cildi erken yaşlandıran daha çok uva, sağlığa zararlı olan daha çok uvb.
- koruma faktörü olarak spf 2 uvb ışınlarından %50, spf 15 %93, spf 30 %97, spf 50 %98, spf 100 % 99 koruyor. hiçbir güneş kremi 100% korumuyor, güneş kremine güvenip saatlerce güneş altında kalmayınız.
- uva ışınları pencereden giriyor efendim. evde/ofiste genelde pencerenin yakınında oturuyorsanız ve erken kırışıklıklar edinmek istemiyorsanız kapalı alanda da güneş kremi kullanmanızda fayda var.
- zinc oxide ve titanium dioxide bazlı güneş kremleri mineral/fiziki koruyucular olarak geçiyor, zinc titanium'dan biraz daha iyi koruyor. ikisi de beyaz bir tabaka olarak güneş ışınlarını cildinizden yansıtıyor, etkisi sürdüğünüz anda başlıyor. beyaz bir tabaka bıraktığı için koyu tenli olanlarda biraz görüntü sıkıntısı yaratabilir. diğer güneşten koruyucular güneşin zararlı etkisinden cildinizin üzerinde kimyasal olarak koruyor, etkisi sürdükten yaklaşık 20 dakika sonra başlıyor. kimyasal güneşten koruyucular ciltte sivilce gibi problemlere neden olabilir, göz etrafı için de uygun değildir. zinc oxide ve titanium dioxide olanları göz etrafı dahil vücudun her tarafında kullanabilirsiniz.
- mineral güneş kremlerini sudan çıktıktan sonra, ya da çok terlerseniz terledikten sonra tekrar sürmeniz lazım. kimyasal kremleri her sudan çıktıktan sonra, suya girmeseniz bile her 2-3 saatte bir. (eğer güneş altındaysanız.)
- sık güneş kremi kullanımı d vitamini eksiklikliğine yol açabilir, ama güneşin zararları daha kötü. güneş kremi kullanırken yediklerinizden yeterli d vitamini aldığınızdan emin olmanız lazım. beyaz tenli birinin günde 10-15 dakika direkt güneş teması d vitamini için yeterli, işi biraz riske atmaya kararlıysanız 10-15 dakika güneş kremi sürmeden güneş altında durun sonra kremi sürün. yaz mevsiminde güneş altında kaldığınız zaman 10:00-16:00 saatleri arasında olmasın.
- güneş sadece cildi yaşlandırmak ve cilt kanseri riski yaratmakla kalmıyor, güneş lekeleri, ciltte ten rengi ton farkı, kılcal damar çatlakları, cildi inceltmek, cildi kurutmak..vb gibi başka zararlar da verebilir.
- koruma faktörlü nemlendiriciler güneş kremleri kadar iyi korumuyor. nemlendirme istiyorsanız ve güneş kremi yetmiyorsa, önce normal bir nemlendirici sürün, onun üstüne güneş kremi sürün.