hesabın var mı? giriş yap

  • geri alamadıkları yüzde 1 milyon doğrudur ama yanlışlıkla ödeme kısmı yüzde 1 milyon yanlışlıkla değildir.

  • ölü bedenin korunması için uygulanan bu iki işlem, sıklıkla karıştırılıp birbirinin yerine kullanılsa da aynı şey değildirler. dahası ikisi arasındaki fark, yalnızca bir adlandırma farklılığıyla da sınırlandırılamaz. bunu özellikle vurgulamak gerekiyor; çünkü birçok metinde tahnit, mumyalamanın osmanlıcası olarak geçmekte. oysa ne tahnit osmanlıca ne de mumya türkçe. ferit devellioğlu, "osmanlıca-türkçe ansiklopedik lûgat"'ında şunları yazar:

    tahnit: (arapça) ölüyü, bozulmaması için muayyen formül dahilinde ilaçlama.
    mumya: (farsça) tahnit edilmiş, hiç çürümemek üzere ilâçlanmış ölü.

    kaldı ki bu sadece türkçe'yle sınırlı bir kavramsal farklılık değildir. ingilizce'de de buna benzer bir ayrım bulunur ve tahnit embalming ile, mumyalama ise mummification ile karşılanır.

    gerek türkçe'deki gerekse de ingilizce'deki bu kavramsal farklılıktan da anlaşılacağı üzere bunlar aynı şey değildir. ikisi arasındaki temel farkları maddeler halinde sıralayacak olursak:

    1- tahnitleme, mumyalamayı da kapsayan bir genelliğe sahiptir. yani mumyalama, tahnitleme yöntemlerinden birisidir. mumyalama dışında onlarca tahnit yöntemi bulunur ve bunlar tarih boyunca ve kültürden kültüre değişiklik göstermiştir. bilinen en ünlü tahnit, lenin'in naaşına yapılandır ki 1924'den bu yana belli aralıklarla sürekli tahnitlenmektedir. ancak bunun dışında birçok örneği vardır. mesela, halen istanbul'da gösterilmekte olan body worlds sergisinde kullanılan da plastination adı verilen bir tür tahnitlemedir. ha bir de cryonics adı verilen ve sonradan tekrar diriltmek üzere ölülerin olduğu gibi dondurulduğu bir yöntem var ki, işte buna tahnitleme demek biraz zor. ancak bütün bu farklı yöntemlere rağmen, eski mısır'da uygulanan tahnit yöntemi olan mumyalama, hakkında üretilen çeşitli filmler, romanlar ve hikayeler nedeniyle daha bilinir olmuştur.

    2- tahnitlemede amaç, ölü bedenin bozulmasının geciktirilmesi yoluyla daha uzun süre muhafaza edilmesi, sanitizasyonu ve hatta teşhiridir. mumyamadaki amaç ise, ölü bedenin ölümden sonraki yaşam için muhafaza edilmesidir.

    3- tahnitlemede ölü bedenin iç organlarına dokunulmadan çeşitli kimyasal maddeler* zerkedilirerek* bozulma/çürüme geciktirilir. mumyalamada ise iç organlar dışarı çıkarıldıktan sonra beden sarılarak korumaya alınır.

    4- tahnitleme daha "insani"dir. mumyalama ise vahşicedir. beyin burun deliğinden ya da göz oyularak falan çıkarılır ki bak anlatırken bile içim ürperdi.

    5- tahnitleme modern yöntemlerle halen uygulanmaya devam etmektedir ancak mumyalama -en azından eski mısır'daki haliyle- artık uygulanmamaktadır.

    yukarıda tahnitlemenin kültürden kültüre değiştiğini söylemiştik. ancak islamiyette ölü bedenin gömülmesi zorunlu kılındığından, islami kültürün egemen olduğu coğrafyada bazı istisnalar dışında pek rastlanmaz. yine de amasya, aksaray ve niğde'deki müzeleri gezenlerin görebileceği gibi anadolu selçukluları kedilere varıncaya kadar mumyalamışlardır. osmanlı'da da tahnit bilinmekteydi. mesela macaristan'da ölen kanuni, tahnitlenerek istanbul'a getirilmiştir.

    bütün bu örneklerin dışında türkiye'de hakkında çok az şey bilinen ya da en az dillendirilen önemli bir tahnit işlemi daha vardır: (bkz: atatürk'ün naaşının tahnitlenmesi)

  • çok yakın bir geçmişte, kuzenimi eşi ile birlikte, eviyle kaza yaptığı mesafe arası bir km olmayan bir kazada kemerlerini takmalarına rağmen kaybettik. geriye iki evladı annesiz babasız kaldı. ne saçmalıyorsun sen, trollüğün de bi edebi adabı var. trollük ile üç beş fav kasıcam diye yapmadığınız şaklabanlık kalmadı, sözlüğün içinden geçtiniz, bsg artık ya.

  • türkiye'ye yakışan bir manzara.

    1.
    2.

    --- spoiler ---

    bir sehpa üzerine serilen gazetelerin üstüne konulan kebabı doktorlar afiyetle yerken arka planda ise ameliyattan çıkmış bir hastanın kendinden geçmiş görüntüsü yer alıyor. sosyal medyadaki görüntüler üzerine sağlık bakanlığı olayla ilgili soruşturma başlattı.
    --- spoiler ---

    edit: şunu bile savunanlar çıktı ya. neymiş efem, vakitleri yokmuş, yerleri yokmuş.
    delirdiniz mi yahu?
    az objektif baksanıza olaya.
    düşün bak, anan, baban kalp, beyin, kanser ameliyatından çıkmış, sen dışarıda dokuz doğuruyorsun, önünden "xyz kebap salonu" kutulu bir adam geçiyor ve yoğun bakıma giriyor.
    empati lan empati.

    edit2: kebabı yiyenler doktorlar değil hastabakıcılarmış ve kovulmuşlar. bu; durumun vahametini ortadan kaldırmıyor. sonuçta önemli olan kimin ne yediği değil, ybü'de neyin yapıldığı.
    kovulduklarına dair haber.

    edit3: uçan fotoğraf linklerini yeniledim.

  • benim neslim o kadar uzunca bir süre orijinal oyun alamamanın sorunlarıyla boğuştu ki şu anda gerek olsun olmasın, oyunu sevsin sevmesin steam indirim dönemlerinde varını yoğunu koyuyor ortaya.

    crack denilen o allahsız kitapsız dünyanın kahrını hayatımda bir tek sefer daha çekecek tahammülüm yok güzel insanlar. oynamayacak da olsam alırım, exe dosyasına bakar bakar eğlenirim.

    yapanın edenin yedi sülalesine dua ediyorum. büyük karanlıklardan kurtardılar insanlığı. hele son senelerde o cracklerin geldiği hali düşündükçe hepten aklım almıyor. dosyayı kopyala, interneti kopar, kod yaz, bilgisayarın saatini değiştir, balkon penceresini aç, tütsü yak.

    oyun mu oynayacağız, banka mı soyuyoruz.

    beni ve tüm sevdiklerimi bu beladan kurtardı ya yumurta satsın steam üzerinden alırım. kimse korsan ürün kullanmaz aslında şu sistemi her medya için yaygınlaştırsalar. güncel ürünü istediğin fiyattan sat, zaman geçtikçe fiyatı indir, paket yap, kampanya sun, arşiv hizmeti sağla vur gitsin.

    hırsız değiliz lan biz, sadece paramızın karşılığını istiyoruz.

  • kararına saygı duymam için o kararın sonuçlarının sadece seni bağlaması lazım. öyle olsaydı senin sefil hayatın ve fikirlerin umrumda olmazdı zaten. ama burda durum öyle değil. gerçi bu da belki yüz kere anlatıldı her yerde, hala anlamıyorsanız ya da anlamak işinize gelmiyorsa ümitsiz vakasınız.

  • şeriat is loading... başlıklardan biridir.

    kadınlar bitti sıra erkeklere geldi.

    benim şortuma gelip laf edecek bedevinin cesedini s....m.

  • en üzüldüğüm kısım, telefonu unutan hanım ama oradan oraya yürütüldüm diye adama trip atıp konuşmayan da hatun.

    bimiyorum iyi günde kötü günde diye akit yapıp, eşini herşeyden sorumlu tutmak çok içimi acıttı nedensiz…

  • kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
    (bkz: kuzenim yazmış)

    kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
    reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
    tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
    tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara

    sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
    bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
    istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
    jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara

    ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
    demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
    miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
    dolce vita hayata ayar verdin bharara

    garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
    oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
    havuz medyası seni paralelci sansa da,
    diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara

  • benimdir. bir alışveriş merkezinde okan bayülgen'in yanından geçerken adeta görmezden geldiğim eski sevgilimmiş gibi mağrur bir tavırla yanından geçmiş, tanımamazlıktan gelerek haddini bildirmiştim.