ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tesbih dar gömlek bilek üstü dar pantolon modası
-
bu modaya uyanın galerici ve nargile kafe işletmeci tanıdığı olma ihtimali %90 falandır. bir başka özellikleri passat meraklısı olmalarıdır. genellikle ses tonları stabildir. mesela 'kardeşim' sözünü hep aynı tonda söylerler. karadeniz müziklerinden hoşlananı da boldur. iyi tespihten anlarlar. günde minimum 12 bardak çay içebilirler.
muhteşem yüzyıl
-
pargalı : size bir rus esintisi hazırladım hünkarım..
süleyman : pezevenklikte sınır tanımıyorsun pargalı..
saat ve saat firması rezaleti
-
erişimin engellenmesiyle haberdar olduğum olay.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
ablam durakta adamın tekine bilmemne otobüsü geçtimi diye soracakmış, söze afedersiniz filan diye başlayacağına "efendimiz hede otobüsü geçti mi acaba" demiş salaktır.
işyeri diyalogları
-
oda hiç olmadıgı kadar kalabalıktır. misafirler için çay istenir:
oda: 615'e 12 çay.
çaycı: abla naptın yaa, mevlüt mü okutuyon?
bugüne kadar yenilmiş en boşu boşuna trafik cezası
-
tunalıda biri park ettiği yerden çıkıyor. çıkmayı beceremedi. ben de ikinci sırada az arkasında durup dörtlüleri yaktım. yanımdan polis geçti ne bekliyorsun dedi. "hanımefendinin parktan arabasını çıkarmasını bekliyorum oraya gireceğim" dedim. "hah tamam" dedi polis.
ikinci sıraya park etmişim gibi hatalı parktan ceza kesmiş.
asgari ücret 1300 tl olacak demedik
bilimin açıklayamadığı şeyler
cinlerin yatakta saldırısına uğrayan genç
-
"şu an içimde üç harfli yok ama giripte çıktığı zaman hopluyorum"
hangi üç harfliden bahsediyorsa artık.
debe editi: slogan bulamadım
microsoft'un güle güle windows xp reklamı
-
(bkz: ağlattın piç)
eski pazar günleri
-
akşamüstüne doğru bir sıkıntı başlardı... hala da olur böyle..
eski pazar günleri; en çok radyodan dinlenen futbol maçlarının sesi, ütülenen önlüklerin kokusu, yıkanmış çamaşırların ıslaklığı, son ana bırakılmış ödevlerin karın ağrısıydı. cenk koray ve telekutu, evet hayır yarışması, izmir marşıydı. bizimkiler dizisinin bitmeyen vasatlığının hükümdarlığıydı.. eski pazarlar, hafta sonuna sığdırmaya çalıştığımız hayatımızın özgür yanının ellerini yeniden bağlayan saatlerin adıydı. coşkumuzun ağır ağır sönüşüydü. doyulmayan oyunların, müthiş gevşemelerin sonuydu. toparlanma vaktiydi. zira pazartesi ağır misafirdir ayakta karşılanması gereken... istiklal marşı, ve sabahın köründe midenin kabul etmediği zorla yenmeye çalışılan kahvaltılar... henüz hakim olunmayan bir hayatın zorunlu kuralları...
herşeyin bir sonu vardırı en çok hatırlatan gündür pazar günleri bana hala...