hesabın var mı? giriş yap

  • bugun gittik akademi sinemasina, biraz gecikmeyle, biletleri falan aldik, yergöstericiye verdik, herif yirtti, geçin istediiniz yere oturun bombos dedi, bizde girdik içeri, zifiri karanlık içersi, oturduk bi yere, arkadan bi ses:
    -çok isabetli seçim. dedi
    sinemadaki öbür iki kişinin önüne oturmuşuz...

  • tanrı bir dini bulup benimsemezi isteseydi, bunu bulabilecek ilk insanlar muhtemelen onlardı. hastane koridorlarına sıçan insanlar değil. bu yüzden bence ibret alınacak vaka budur, 1 milyonluk mercedesi iade etmek değil.

  • izledikten sonra insan bir kendine bakıyor bir allie'ye bakiyor, bir sevgilisine bakıyor bir noah'a bakiyor ve nerede hata yaptigini dusunmeye basliyor. iste boyle bir film.

  • ben okumadım ama geçen bi arkadaş anlattı, adam kendimi ifşa ediyorum diye başlık açıp fotoğrafını koymuş, alttaki entry'ler;

    enrty: kafan olmasa yakışıklı adamsın.

    entry: hacı bu tiple allaha dava açsan kesin kazanırsın.

    entry: isyan etme kardeşim, allah seni tipinle sınıyor.

  • adaletin aklı başında insanlara korku, ite uğursuza güven verdiğini gösteren video.

  • oturdukları yerden kasıt nedir? ayağa kalkıp bütün gün elimizde bilgisayar yürüyelim mi napalım amk ya?

  • bu nedir amk ya?

    daha nasıl alternatif belediye gaspetme yöntemleri icat edebilirler acaba?

    mahmut'un prostatı var, belediyeyi bize verin.

    hasan'ın çükü bamyaymış onu da bize verin.

    mustafa'nın şekeri var..

  • hastanelerin yataklı polikliniklerinde gözlenen durumdur. özel, devlet fark etmez. enfeksiyon sebebiyle 40 derece ateşlenen yavrun saatler sonra uyuyakalmışken gece 3'te tangır tungur içeri girip ışığı yakarlar, bir de üstüne hadi annesi ateşini ölçelim fıstığın diye bağırırlar. haydi bakalım sabaha kadar uyut uytabilirsen tekrar. bak normali bunun nedir biliyor musun girersin içeri sessizce, anneye fısıldayıp ateş ölçeceğim dersin anne kalkar yardımcı olur işini yapar gidersin. odaya girerken bir koçbaşınız eksik arkadaş.

  • ilk olarak sindrella kompleksine nazire başlık olarak açılmak istenmekle beraber, bilumum örnekle dallanıp budaklanan amma velakin sistematiğe indirgendiğinde basitleşen, eeeh bir de sözlükte aratınca çıkan, sıklıkla erkeklerde görülen modern hayat sendromu.
    sendrom, kompleks, sistematik eeeh eytere beah dedirtebilir. ama hangimiz şu akıp giden zamanda, şu globalleşen dünyada, interaktif hayatta, bir sendromdan bir kompleksten bir alerjiden bir nezle bir gripten muzdarip değiliz? tabi ki aslında mağara adamlarından farkımız yok kendimize yeni kompleksler icad etmeye şimdilerde meraklıyız. amma velakin
    olayı bir de modern zamanlarda ask müessesesi yönünden değerlendirmek istiyorum.
    erkeklerde bu sendromun tezahür etmesi sıklıkla şu emarelerle başlar:
    - erkek büyümek, boyunduruk altına girmek istemez. bu sabittir. lakin boyunduruk tabir edilen bağlantı oldukça geniş bir skalaya yayılmaktadır bu erkek vatandaşların gözünde. kimi evlilikten korkarken, kimi günü birlik iltifat etmekten tırsar. kimi kadının one night stand'den sonra en ufak isteğini "aha bu benimle evlenmek de ister şimdi" diye algılar. çünkü kendi yetişkin olamamıştır, medeniyetten sorumluluktan, paşa paşa derdini karşısındakine anlatmaktan depar alarak kaçar.
    - kimi kadınları hır gür cıkarmaya meyilli insan evlatları adleder ama kendinin ne bok yediği kesinlikle önemli değildir. her halükarda kendisi mantıklı, kadın mantıksızdır. bu adamcıklara "i don't want to be yelled at persons" diyoruz. yani mızmız çocuklardan farkları yoktur. "yaa bana bagırmasınlar" der dururlar. hiç bir anda zaman ve mekan çizelgesinde nerede durduklarını sorgulamazlar. çünkü haklıdırlar. çünkü büyümek, bencilliklerini sindirmek istemezler.
    külkedisi ablalarla bu peter pan abiler absürd sınırlarını zorlayan ilişkilere ve bitişlerine imza atarlar.
    - bir de bu sendromun pozitif versiyonu vardır. erkekler büyümezler ama çocukluklarını sempatik bir şekilde aktarırlar. sorumluluktan kaçmak için değil hayatı güzel kılmak için kullanırlar. işte bu tip adamlar insanı mutlu ederler.

    bu da böyle bir sendromdur nazarımda..