ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk gençliğinin starbucks'a döktüğü para
-
helali hoş olsun, harcayın aslanlarım benim. sümeyyenur'ların talhacan'ların benzin paralarına gideceğine harcadıklarınız, aslanlar gibi ecnebinin cebine gitsin. havalarda uçuçsun latteler, makiyatolar.
yarı karayipli kız ve türk annesi
-
gülmekten yerlere yatirmis olan videodur. yari karayipli yari türk olan bir kiz video cekmeye calisirken türk olan annesi olaya müdahale ediyor.
eminim bircok kisi kendi annesini görecektir video'daki kadinda.
türk anneye sahip olan yarı karayipli kızın komik anları
edit: * kizin youtube sayfasini bulmus. bir video daha var cektigi. hannah francis
18 şubat 2024 icardi'nin ahlaksız hareketi
-
videoyu izlemedim ama ankaragücü kesin haksızdır amk
acun ılıcalı'nın korsan yayın açıklaması
-
hahaha, korsan yayın yapan siteler, ana yayıncılardan daha kaliteli yayın yapıyor amk. bein connect defalarca kopup bağlantı hatası verirken selçuksports 5 farklı yayın açıyordu.
fubtolun gelişmesi için değil, kendi gelişmeleri için istiyorlar. futbol yayınlarını şifresiz yapın bakalım gelişiyor mu :)
emrullah gülüşken için isveç'e uçak gönderilmesi
-
isveç'e vergi veren türkiye ile bağı kalmamış adama yapılan yardımdır. kızının avrupa'da ölmek daha iyi tarzı bir twiti vardı. bu adamlara mı yardım ediyorsunuz şimdi? bakın her şeyi geçtim yatağa düşene kadar beklemişler üstüne isveç'ten kalkan kurtarma uçağına gitmemişler ve siz ayaklarına özel uçak gönderiyorsunuz . devletin parasını böyle çarçur edip bir de utanmadan oyun konsoluna, makyaj malzemesine vergi getiriyorsunuz. daha kendi vatandaşınıza maske dağıtamadınız ama sorsan ortamlarda büyük devletiz. aferin size.
edit: arkadaşlar bahsettiğim olayların hepsi adamın kızının twitter hesabında var. herkese tek tek cevap veremem. bahsettiğim ilk twit çok daha önce atılmış. birkaç gün önce açılan konuda linki paylaşılmıştı daha sonra silindi. ss alan varsa paylaşabilir.
edit2: özelden iltica konusunda çok fazla mesaj aldım. evet herkes hangi profilde insanların isveç'e iltica edebileceğini az çok biliyor. zulüm gördüklerini iddia ettikleri bir ülkeden yardım istemek de ayrı bir yüzsüzlük gerçekten.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: moskovadayım az önce diskodan geldim soruları
1.alayım piçler
8.hangi moskovadaydın ? spartak ? cska ? dinamo ? torpedo ? fc ?
1 haziran 2015 çomü alkol skandalı
-
ülkeye bak, nereden nereye geldi.
bizler 90'lı yıllarda yıldız'da barbaros kampüsünde elimizde bira kutuları ile üniversite şenliğinde sorunsuz takılırdık. ne müslüman gençlik denen oluşum ne de herhangi başka bir dini fraksiyon bakmazdı, görmezdi bile. kimsenin de umrunda olmazdı.
şimdi ise çöpte bulunan bir bira kutusu için rezillik deniliyor.
yazık.
10 ocak 2012 bilkent üniversitesi math101 finali
-
http://images.cheezburger.com/…081-fd14d36f49d2.jpg
// türkçeyken iğrenç oluyor bu gavur eğlencesi ama dayanamadım
telefon alarmını hiç ertelemeden kalkan adam
-
yaklaşık 4.5 senedir benim bu kişi.
aslında her şey kafada bitiyor, düzenli spor da şart tabii.
sabah 6.15 gibi uyanıyorum. zaman ayarlı kahve makinesi aldım, alarmla beraber kahvem hazır oluyor.
hızlıca kahvemi yudumlarken akşamdan hazırladığım spor çantamla fitness merkezine geçiyorum.
bu kısım çok kritik, en az 5 km koşmadan güne başladığımda, gün içinde bitkin oluyorum.
koşu bandında ter atarken çin ve abd piyasalarında gece neler olmuş hızlıca tahlil ediyorum.
spor sonrası da vitamin bar'da cornflakes’imi yerken gün içinde atılacak e-mailleri hazırlıyorum.
saat zaten 8.30 oluyor bu vakte kadar ve ofise geçiyorum.
güne erken başlamak, zinde uyanmak çok önemli ve tamamen motivasyon meselesi, abartılacak bir durum yok...
...demek isterdim ama snooze’un dibine vuruyorum sabahları, neredeyse uyku sürem kadar snooze ediyorum. heil snooze.
debe edit: yoğun talep üzerine kahve yapan çalar saat
tek başına interrail'a çıkmak
-
yıllar boyunca interraile çıkmayı çok isteyip kimseyi ayarlayamamış olmanın ya da kendini yurtdışında dolaşarak keşfetmek istemenin nihai bir sonucudur.
ilk defa yapılacaksa akılda soru işaretleri olması muhtemeldir. ama ne olursa olsun, insan bu işin içinden beklediğinin çok daha fazlasını alarak çıkacaktır.
--şimdi gelelim elimize neler geçer tek başımıza interrail yaparken...
-istemediğiniz kadar insan tanırsınız. avrupalılar zaten genellikle tanışkan insanlar, hele bir de buna yalnızlığınız ve foreigner'lığınız eklenince biraz da sempatikseniz sizinle yakından tanışmak ve zaman geçirmek isteyecek bir sürü insan olacaktır. gerek trenlerde, gerek istasyonlarda, gerek sokakta canınız istemediği sürece yalnız kalamazsınız.
-sonsuz, daha doğrusu paranızın izin verdiği kadar özgürsünüzdür. yanınızda "ay bugün trende uyuyamam, ay bugün dışarı çıkmayalım, ay bugün burger'da yemek yiyelim" diyen kimse yoktur. eğer maceracı ve rahat bir yapıya sahipseniz, hele bir de global ticket aldıysanız, kendinizi bir günde 3 şehirde, ya da haftalar boyunca aynı şehirde görebilirsiniz.
-kişisel olarak acayip gelişirsiniz. kim ne derse desin, evinizden kilometrelerce uzakta, bambaşka dillerin konuşulduğu ülkelerde, yalnız başınıza yol bulmak bile oldukça komplike bir durumdur -ki sizin çok daha fazlasını yapmanız gerekir. döndüğünüzde arkanıza bir bakar, ve öyle bir "oh be!" dersiniz ki, kendinize bile inanamazsınız.
--tabi hemen gaza gelmeden dezavantajları da var pektabi bu meselenin, onları da bir betimleyelim.
-para para para: çok para harcamanız gerekebilir. daha doğrusu eşit zamanlı bir çok kişili interraile göre daha çok para harcarsınız. ne kadar acıklı değil mi... ama durum şu;
* yeterince güveneceğiniz birini bulmadıkça sokakta uyuyamazsınız
* 1 alana 1 bedava tarzı indirimlerden yararlanamazsınız
* locker'lardan tren biletlerine, her türlü hedeye çuvalla para ayırmanız gerekir.
* metrolarda %70'lere varan çoğul öğrenci indirimlerinden yararlanamazsınız.
hesaplarıma göre tek kişilik interrail 4 kişilik bir grupla çıkılandan yaklaşık 30% daha pahalıya geliyor
- sarhoş olamazsınız ya da uyuşturucu kullanamazsınız. daha doğrusu kullanabilirsiniz, ama arkanızdan sizi toplayacak kimse olmadığı için biraz hatta baya tehlikelidir.
-çok düşük bir ihtimal, ama belki türkçeyi özleyebilirsiniz. yine de ben bu durumda almanyaya gitmenizi ve sokakta karşılaştığınız ilk esmer insana "naber abi" hatta "selamünaleyküm" demenizi öneririm. tutuyor.
birkaç küçük tavsiye de vermek istiyorum doğal olarak..
1- kesinlikle müzik için ipod ya da telefon yerine diskman kullanın. pili uzun gidiyor, çok rahat oluyor.
2- gitmeden önce gideceğiniz şehirin dolaşılacak yerlerini, barlarını, restoranlarını, ulaşım sitilini, herşeyini öğrenin. internet kafeler kısmen pahalı, ama bu uğraşı sona bırakırsanız patlayabilir. kendinizi gecenin bir saati işsiz güçsüz tiplerle dolaşırken hissedebilirsiniz.
3- rahat olun, presentable ve flexible olun. gavur milleti sizin ülkenize ve insanlarınıza binbir hakaret yağdırabilir, ya da hasından bir şerefsiz olabilir. her zaman en kaliteli insanları bulamayabilirsiniz. sabredin, üstelemeyin.
4- yardıma ihtiyacınız olduğu anda en yakınınızdaki insana ingilizce olarak sorun. anlamazsa türkçe olarak sorun. yine anlamazsa işaret diliyle anlatın. genellikle türkçenin açamadığı kapı yok. (evet, türkçe'nin... bir fransıza sorun, "telefon kartı var mı, hemen cevap veriyor, cevap anlaşılmıyor sadece."
5- herkesle tanışın, yolda insanlara merhaba deseniz bile size gülümserler. sonra arkadaş falan olursunuz, fena mı olur.
6- istediğiniz yere damsız girebiliyorsunuz, unutmayın. kavalyesiz de girebiliyorsunuz, onu da unutmayın.
7- falan filan.
ateistlerin yardım kültürünün olmaması
-
ateistler yardım derneği adı altından milleti kandırıp soymak yerine, çevresindekilere, yardıma ihtiyacı olanlara ve sevdiklerine yardım etmeyi tercih ettikleri için böyle oluşumları içine girmemişlerdir. zaten ateist bi platformun kurulmasının ölüm fermanına eşdeğer olduğu ülkelerde bu hepten çılgınlık olurdu.
gezi'ye rakip 2 milyon metrekarelik şehir parkı
-
sevgililerin öpüşemeyeceği bir park.
bir de rakip park ne demek?
ayrıştırılıcılığınıza parkları da mı eklediniz ?