ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocukluk dönemi sanrıları
-
sodayı alkollü içecek sanmak, saklanıp aileden gizli gizli içip içip yerlerde yuvarlanmak, kahkaha krizlerine girmek.
covid-19 testi pozitif çıkan yazarlar
-
hastalığı atlatalı 2 hafta olmuştur. belirtileri herkes yazmış. bende ve annemde mide bulantısı ile baş dönmesi de vardı, ayakta duramıyorduk hatta annem bi kaç defa baygınlık geçirdi.
yaşım 32,
16 sene sigara içip 10 ay önce bıraktım. hiç boğaz ağrısı ve öksürük olmadı.
nefes darlığı bayağı vardı. bence en kötü belirtisi bu.
yüksek tansiyon başladı 196/136 ya çıkmıştı bir ara. tabi büyük ihtimalle tansiyon daha önce de vardı ama ben bilmiyordum. kalp ritminde bozukluk oldu. bunun sebebinin kandaki potasyum yüksekliğine bağlı olduğunu söyledi doktor.
eğer nefes darlığı başlarsa insanlardan uzak kalın ve maskeyi çıkarın, odadaysanız pencereleri açın ve derince nefes alıp verin bu sizi rahatlatacaktır. kesinlikle panik olmayın.
hastalığı nerde bulduğumu hiç bilmiyorum. pazarcıyım ve pazarda kapmış olma ihtimalini düşük buluyorum nedense. çünkü sürekli gittiğim yer ve şimdiye kadar yakalanmış olmam lazımdı. kapalı ortamda yakalanmış olduğumu düşünüyorum ben.
siz yakalanırsanız geriye dönük 6 günü düşünün. bu günlerde gittiğiniz bir yerde kapmışsınızdır. virüsün ortalama 6 gün kuluçka süresi var.
ailemde benden sonra anneme geçti, eşim ve çocuğuma bulaşmadı, kendimizi onlardan izole de etmedik çünkü geç kalmıştık. aynı sofrada yemek de yedik ama hiçbir belirti göstermediler.
annemin düşen tansiyonu ve baş dönmesi, mide bulantısı - yüksek ateş olayını çözemediğimiz için pandemi hastahanesine kaldırdık ve 9 günlük tedavi sonrası iyileşti kendisi 50 yaşında (35 sene sigara içip benimle beraber 10 aydır sigara içmiyor)
hastalığın bedensel etkileri çok fazla ve yıkıcı ama daha büyük etkisi psikolojik olarak yıkımı. düşünüyorum, aynı hastalığı farkında olmadan geçirsem büyük ihtimalle daha hafif geçebilirdi. pozitif çıktığınız an moral olarak çöküyorsunuz ve sanki ölümcül bir hastalığa yakalanmış gibi hissediyorsunuz.
ayrıca normal hastalıkta 3 gün yatar kalkarsınız bunda 5 gün ölü gibi yatıyorsunuz ama hala iyileşemeyince iyice panik oluyorsunuz. hastalığın 5 gün çok etkili olduğu süre var ve bu süreyi bilip, korkmadan dinlenmek gerekiyor. her sabah kalktığınızda aynı şekilde uyanmak sizi korkutmasın. ben 10 günden sonra etkilerinden kurtulmaya başladım çünkü.
moral çok önemli. basında, sosyal medyada, her yerde sürekli panik ve korku pompalandığı için, pozitif olunca sakın bizim gibi moraliniz alt üst olmasın. kendinize 10 gün süre verin ve iyileşemezseniz tedavisine bakın.
bu süre boyunca sürekli ateşinizi, tansiyonunuzu ve şu parmağa takılan oksimetre ile kandaki oksijen değerinizi sabah - akşam ölçün. oksimetre 50,60 tl gibi bir şeydir. kandaki oksijen oranınınız %90 ın altına inmemesi gerekiyor. anneminki %92 ye inmişti ve ölçtüğümüzde anladık. bunun farkında bile değildi.
tansiyon, ateş ve oksijen oranı ölçümü ile kendi sağlığınızı en azından bu yoğunlukta gözlem altında tutabilirsiniz. bazıları da 37 dereceyi yüksek ateş sanıyor. 37,5 dereceden sonra hafif ateş başlıyor. aklınızda bulunsun. ateşi düşürmek için de baş, dirsekler, el ve ayak bilekleri damarları üstüne ıslak bez koyarak kısa sürede düşürebilirsiniz. tabi bezleri bi kaç kez tekrar ıslatıp koyarak..
düşük tansiyonlu yaşlı bir hastanız varsa, kesinlikle tuvalete falan yalnız göndermeyin. bayılıp başını bir yere vurma ihtimali yüksek çünkü. yanında sürekli biri olsun evdeyken bile. gece yatarken de gözlem altında tutun. özellikle geceleri yanında duramıyorsanız altına bez bağlayın ki kalkıp tek başına tuvalete gitmek zorunda kalmasın.
panik olmayın, milyonlarca insan atlattı ve atlatacak da. ben pazarda, markette her yerde maskeyle gezdim.. cebimde sıvı sabunla geziyordum ama çok sakınmak da bazen sizi bu hastalığa yaklaştırıyor.
edit: 2 aydan fazla süre geçti ve kalp ritmi normale döndü. nefes darlığı ve ritim bozukluğu hemen geçmeyebiliyor sabretmek lazım.
birçok pizzacının kapanacak olduğu gerçeği
-
akıl verirken önce aklınızı sorgulayın lütfen. elektrik yerine gazlı fırın tavsiye etmiş beyni uçkurunda olan arkadaş, gaz ucuzmuş gibi… odun diyip italya ile kıyaslamış. odun fırını kullanabilmek için güzel bir havalandırma sistemi ile birlikte fırının kurulabileceği geniş bir alan olmalı. tavsiye vermeden önce fazla alan işgal etmeyen 2 kapaklı buzdolabı büyüklüğünde elektrikli fırını neden kullanamıyoruz diye sorgulaman gerekiyor. işletmecinin bu hesapları detaylı yapıp akıcı bir şekilde bize aktarabilimiş olması tüm ihtimalleri değerlendirmiş olmasını düşündürüyor. şu aşağılayıcı her şeye negatif yaklaşan kişiliklerinizi bir kenara bırakın da insanları anlayıp mantıklı fikirler vermeye çalışın. ayrıca odunun tonu 2 bin türk lirasına dayanmış onu da belirtmiş olayım. bugünün şartlarında fırının enerji tüketimini hesaba katmasanız bile kaliteli malzemelerle hazırlanan pizzanın maliyeti 40 lirayı geçecektir. diğer ülkelerle kıyaslanamayacak kadar kötü bir haldeyken italyanları örnek göstereceğinize lütfen yalnızca darbe attığız yerle ilgilenin.
beyler şimdi format konusunda son durum nedir
-
"sözlükte format var mı yok mu lan" şeklinde histeri krizine girmiş yazar sorusu. garip garip başlıklar, eskiden olsa direk uçurulmaya sebep olacak entryler falan. anlamıyorum ben. hayır ben mağaradayken bir şey oldu da ben mi kaçırdım. neyse.
survivor all-star
-
taner'in şampiyon olduğu yıl muhakkak incelenmeli. işin içinde paralel bir mevzu olabilir. nasıl kpss'ler inceleniyor, bu da incelensin.
knorr türk halkının sağlığı ile oynuyor
-
gazeteci yazar fatih altaylı'nın ortaya koyduğu hakikattir..
knorr, türkiye'de farklı ve avrupa'da farklı ürünler satıyormuş.
içinde tavuk bile olmayan tavuksuyu çorbaları gibi.
--- spoiler ---
knorr’un aynı ürünü avrupa’da farklı, türkiye’de farklı içerikle sattığını, avrupalıların sağlığını korumakla kalmayıp, onlara daha kaliteli bir ürün sunarken türk tüketicisine içinde tavuk olmayan tavuk suyu bulyonu itelediğini yazdım.
epey bir mesele oldu.
her yerden ses geldi.
iki yerden çıt çıkmadı.
biri türk halkını kandıran knorr.
diğeri türk halkının kazıklanmasına ve belki de zehirlenmesine seyirci kalan tarım ve orman bakanlığı’ndan.
her ikisini de vurdumduymazlıklarından ötürü kutluyorum.
belli ki aralarında iyi bir konsensüs var.
belli ki söyleyecek, verilecek yanıt yok.
belli ki sükut ikrardan geliyor.
ve belli ki, aynı kaba pislemişler.
bizim yediğimiz kaba.
ama en azından biz görevimizi yaptık.
knorr konusunda halkımızı uyardık.
bundan sonra hala knorr kullanan var ise bile bile zehirleniyor, bile bile kazıklanıyor demektir.
ona da benim karışacak halim yok.
--- spoiler ---
kaynak burada
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
trabzon- artvin arası bir otobüste geçen anne- kız diyaloğu;
kız (5-6 yaşlarında): anneee çişum celdi!!!!!!!!!
anne: tut çişuni etme altuna, birazdan mole verceğuk o zaman edersun.
kız: ama çok çişum celdiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!
anne: tamam 5 daka kaldi sakin etme altuna he mi kizum
kız: anneeeeeeeeee ediyrum ediyrum ediyrumm bak ediyrum
anne: aman aman sakın
kız: ediyurrum ediyrumm !!!!!!!! ettuuuuuuuuuuuum!!!
anne:vuuuu ne ettun kizuuuuum (sinirli bi şekilde)
kız: şaka ettum (kihkih)
2 bin yıllık roma sütununu apartman süsü yapmak
-
bir sanat tarihçisi olarak; korunmuyorsa en azından yok edilmesinden iyidir dediğim olay. evet arkadaşlar öyle, en azından yok edilmemiş.
az kişi tarafından bilinen şaheser filmler
-
sözlük yazarlarının kafasını çokça bulandırmış filmlerdir sanırsam. kardeşim o saydıklarınızı izlemeyeni dövüyorlar.
çevresel determinizm
-
simdiki durumunuzdan cevrenizdeki biri veya bir sey sorumlu oldugunu savunan gorus. sebebi oydu, buydu, suydu gorusu. etki-tepki kuramina dayanir.
ayrica
(bkz: psisik determinizm)
2 mayıs 2021 antalya'daki otel partisi
-
ben de iki gündür, çalışma muafiyet belgesi almaya çalışıyorum.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: japonlarda l harfi yokmuş lan
1. oha şu anda aydınlandım ... amk l yok . lüleburgaz diyemiyo adamlar
2. satrançta at nasıl gidiyor bunlarda amk, tam bi kaos
hakan peker
-
görme engelli vatandaşlar için çıktığı programda reji onu çekmediği için programı terk etmiş olan sanatçı bozuntusu