hesabın var mı? giriş yap

  • - kuzen italya'dan gelecek yarın sabah onu alacam havaalanından...

    - kuzenimin sevgilisi gelecekmiş bugün...

    - bizim kuzen de kısa film işleriyle uğraşır...

    - tatilde kuzenlerin yazlığına gideceğim...

    - kuzenle çok eğlendik yaa

    kim abi bu kuzen herkes kuzenini anlatıyor diye sordum kendime. ne güzel kuzenler bunlar. kuzenler ne kadar karizmatik, ne kadar eğlenceli ve sempatik. herkesin ne kadar orijinal kuzenleri var.

    kuzen ben de halamgilin oğluna denk geliyor. kendisi traktör gibi heriftir. belki de sırf bu yüzden ona hiçbir zaman kuzen demedim. adam ozan arif, cengiz kurtoğlu dinleyip, kartal'la tur atardı şehrin sokaklarında; hala kurtlar vadisi izler mesela. son yıllarda artık geçim derdinde; göbeği de saldı. amcamgilin oğlu versiyon kuzen de öyle adam direksiyonun koynuna girmiş bıçkın şoförler gibi servis çekiyor sultanbeyli'de. kimseye de eyvallahı yok sorsanız.

    o yüzden bende kuzen filan yok, halaoğlu dayıoğlu var. bi milletin kuzenlerine bakıyorum; bi' benim amcaoğluna bakıyorum başım dönüyor şerefsizim.

  • istanbul'un en iyi plazalarından birinde en iyi şirketlerin birinde çalışıyorum diye hava atarken;
    çalışanların yüzüne konuşamıyorum, arkalarından sözlüğe entry girerek hatta başlık açarak giydiriyorum diye de eklerseniz havanıza hava katabilirsiniz.

  • kanyon,1971 yılında ilk kez keşfedilmiştir.çok etkileyici fotoğradları mevcuttur,insanın gidesi gelir,gidemez. (nereye gidiyor zaten,önce dünya'da bulunan grand canyon'a gitsin de sıra mars'a da gelir elbet)

  • urfa'nın bu durumu pek sürdürülebilir görünmüyor. bu ilde sıkıyönetim ilan edilip tüm silahlar toplanmalı ve aşiretlere sıkı kontrol getirilmeli. başka türlü düzelmeyecek.

  • *ilişkilerimde acaip istikrarlıyım. nasıl başlarsa başlasın her seferinde terk edilmeyi başarabiliyorum.
    *kimseden vazgeçemedim, her terk eden adamı özlüyorum.
    *tek sevdiğim adamı, eski gerçek sevgilimi unutmaktan çok korkuyorum, onu beklemek hayat amacım gibi çünkü. unutunca kimsesiz ve yalnız hissetmekten korkuyorum. çok hastalıklı bir düşünceymiş bu.
    *ilk kez yirmi üç yaşında öpüştüm, gerçekten aşık olduğum adamdı, o adamla evleneceğimi sanmıştım, (aptallık) terk edince döner sandım, şimdi nişanlanmış istisnasız her gün açıp nişanlısıyla fotoğraflarına bakıyorum, dönse istemem, ama içim acıyor yine de. iki yıl oldu. kız da aynı motora benziyor.
    *her ilişkimden sonra pişman oluyorum, hiç iyiki demedim.
    *aşık olduğum üç adamın da ismi aynı (hep istikrar)
    *neredeyse hergün ağlıyorum. zorlanıyorum yaşamakta. ama öyle mutlu görünüyorum ki, korkuyorum kendimden.
    *yeni doğan bebekleri görünce hep ağlıyorum, nasıl bir hayatı olacak kimbilir diye, çekeceği acıları düşünüp...
    *çok sevgilim olmadı ama hiçbiriyle bir tek fotoğrafım bile yok. çünkü hiçbirisi fotoğraf çektirmeyi sevmezdi, hep öyle söylerlerdi. ama başkalarıyla kare kare fotoğraflarını görüyorum zaman sonra. bunu hak etmek için sadece her seferinde seviyorum.
    *etrafımdaki anneler, ya da teyzeler beğenip birileriyle tanıştırmaya kalktıklarında kendimi çok beceriksizmiş gibi hissediyorum, özellikle bu yüzden bu tarz ilişkilere gelemiyorum.
    *yazdıklarımı okuyunca kendime acıdım.

  • toparlanmayı tarif ediyorum
    - sağ elinizin işaret parmağı ve orta parmağı ile "v" yapın
    - bu pozisyonda avuç içinizi kendinize çevirin
    - hiç bozmadan parmak uçlarınız yere bakacak şekilde elinizi bükün

    her şeyi doğru yaptı iseniz eliniz bir kobra gibi yüzünüze dönmüş olmalı
    şimdi püf noktası geliyor
    baş parmağınızı iki parmağın arasından geçirip yumruğunuzu sıkın.

    tebrikler! , berat'ın tarif ettiği toparlanmayı görüyorsunuz.