hesabın var mı? giriş yap

  • - nezamangeliceksingeçolduhadigelhemen
    - gelicem birazdan. 0'a basinca boşluk oluyodu hani?
    - a m a n b e
    - annegelmiyorumbenvazgeçtim.

  • kendinize saygı duymak istiyorsanız, size yapılan hiç bir saygısızlığı affetmeyin.. insanlar her saygısızlık sonrası daha da cesaretlenir size karşı, saygı sizin kişiliğinizdir, çizgilerinizdir. çizgileri olmayan insanlar saygı görmezler.
    ego hep bize kötü bir şey gibi sunuluyor, oysa ki kararında ve yönetilebilir bir ego her insan için olmalıdır.

    ayrıca, dozunda kötülük her insan için gereklidir..

    debe editi: çok fazla soru geldi, dozunda kötülük nasıl oluyor diye,
    bir insana kızmanız gerekiyorsa kızacaksınız, ayrılmanız gerekiyorsa ayrılacaksınız, siz bunları yapmazsanız bu enerji karşı tarafa geçer ve onlar hadsiz bir şekilde bunu yapar.

    zorunlu edit: bu entrynin debeye girmesi çok şaşırttı beni, çok fazla insan mesaj attı ve cevap veremedim.
    size zamanı olmayanın mutlaka başka birine zamanı vardır, size saygı duymayanın başka birine saygısı vardır.
    net olun ve size saygısı olmayan insanları şutlayın hayatınızdan, pollyanna olmayın.

    ve unutmayın herkes her şeyi bilerek ve isteyerek yapıyor, cezasız bırakırsanız yaptığının doğru olduğunu düşünür ve tekrar tekrar yapar..

  • ...\......./... <- sevgilimiz bu olsun. (f(x))
    ....).....(....
    ...(.......)...
    ....\...../....

    ........|y.....
    ....\...|.../.. <- belli x1 ve x2 noktalarındaki türevini alırsak;
    .....)..|..(...
    ....(...|...)..
    .....\..|../...
    -------------------- x
    ........|......
    ........|......

    ...|....|y...|.
    ...|\...|.../|. <- y'=f'(x)= ax+b şeklinde birinci dereceden bir fonksiyon olacağından
    ...|.)..|..(.|. türevin grafiği bu şekilde olacaktır. şekli koordinat düzleminden çıkartırsak;
    ...|(...|...)|.
    ...|.\..|../.|.
    -------------------- x
    ........|......
    ........|......

    ....................
    ..|.............|... <- sevgilimizin yeni şekli bu olacaktır.
    ..|.............|...
    ..|.............|...
    ..|.............|...
    .....................

    şu halde, sevgilinin türevini almak çoğu zaman tercih edilen bir eylem değildir.

  • muhtemelen ekşi sözlükten haberin vardır. yoksa da yarın sabah uyandığında telefonunda onlarca çağrı bir sürü mesaj görecek "fundacım internet seninle yıkılıyor" diye arkadaşlarından haber alacaksın.

    işte burayı açıp baktığında görmen için yazıyorum funda esenç. sen saf kötü bir insansın,ettiğin hakaretler sinir harbinden değil, muhtemelen kendinden aşağı gördüğün hatta kendin gibi 3 5 tiple bir araya geldiğinde "ıyy varoş şekerim bunlar" diye aşağıladığın insanı bilerek ve isteyerek tahrik etmek amacıyla hakaret ediyorsun. işte bu yüzden çok kötü bir insansın.

    halkla ilişkiler firmasında müdürmüşsün ya,muhtemelen kısa bir süre sonra mahkeme kararıyla bu girileri sildireceksin. inandığım tüm değerler üzerine yemin ederim ki, sen sildirdikçe tek başıma bile olsa buraya senin ne kadar kötü bir insan olduğunu yazacağım. 200 lira para verdi diye karşısındaki insana "koca kıçını büyüteceğine aklını büyüt, sokak süprüntüsü ben çingeneler ile muhattap olmam" dediğini bıkmadan usanmadan tekrar tekrar tekrar yazacağım.

    şu hayatta çok az insandan nefret ederim listeme paraşütle en tepeden indin.

    düzeltme editi: kendisi başlıkta da sıkça belirtilen halkla ilişkiler şirketinden uzun bir süre önce ayrılmış. bilgiyi veren `@proverb haste makes waste` ye teşekkür ederim

  • başlık: dünyanın en gerçekçi bilgileri

    @1- insanlar ağızları ve burunları kapalıyken konuşamazlar.

    @2- gözünüzü 10 saniye kapatırsanız, 10 saniye boyunca hiçbir şey göremezsiniz.

    @3- sıcak su soğuk suya göre daha sıcaktır.

    @5- kafanızı keserseniz ölürsünüz (evet her ikisini de)

    @6- eğer donunuzu indirmeden işemeye çalışırsanız donunuza işersiniz.

    @13- birinci doğru galiba beyler. diğerlerini de deneyeceğim.

  • millet olarak daha iyi olan herhangi bir şeye o kadar layık görülmüyoruz ki, bir örneğini daha yaşamış olduk. geçmiş olsun.

  • houston we have a problem

    hep astronotlar mı diyecek, biraz da obezler amerika'da bu cümleyi tekrar etmiş ve houston üniversitesi'nden sağlık ve performans profesoru dr. marc hamilton (phd), bu obezite olayına el atmış. nasıl?

    azıcık hareket oturmaktan evladır diyerek yola çıkmış hamilton. ve vücudumuzun 600 kasından birisi olan soleus kasını incelemiş. dizden topuğa kadar uzanan bu kasla, otururken yapılabilen soleus push up hareketi sayesinde metabolizmanın aktif halde tutulduğunu göstermiş. profesör bu hareketin kalori açıklı diyetler, if gibi oruçlardan daha etkili bir biçimde oksidatif metabolizmayı hızlandırdığını bulmuş. peki oksidatif metabolizma (om) nedir?

    om; oksijenin kan şekeri ve yağ metabolitlerini yakmak için kullanıldığı işlemlerdir. kasın aniden ihtiyacı olan enerji işlemleri için daha çok kullanılır, normalde çok devreye girmez, kısmen işler.

    işte soleus kası da doğru kullanıldığında farklı bir yakıt karışımı kullanarak sadece dakikalarla sınırlı değil, saatlerce oksidatif metabolizmayı yüksek tutabilme kabiliyetindeymiş; bu özelliği yeni keşfedilmiş.

    kas biyopsileri yapılmış, soleus'un minimal düzeyde glikojen depolarını kullandığını, bunun yerine yakıt olarak kanda hazır bulunan glikozu ve yağı çektiğini görmüşler.*

    hamilton diyor ki; “normalde egzersiz esnasında kaslar, daha çok glikojenleri kullanarak yakıtını sağlar. soleus'un ise glikojene dokunmadan bu işi yapması daha az yorulmamıza neden olur. yani bu kasın doğru kullanımı ile oksijen tüketimi artırılır; yorulmadan kandaki yağı ve şekeri yakarsın. bunu da sağlayan en etkin yöntem yürümek ya da koşmak değil; push up hareketidir.”

    soleus push up nasıl yapılır?

    oturmuşsun, kaslar rahatlamış, ayakların yere düz basıyor. ayaklarının önü yine yere basarken topuğu hafifçe yükseltiyorsun ve yere indiriyorsun. kalf kasın kısalırken, soleus motor nöronlar aracılığıyla etkinleştiriliyor. işte videosu.

    yürürken soleus kası minimum enerji harcamamız için tasarlanmışken, otururken aktive edildiğinde maksimum enerji için tasarlanmış.biz yıllarca boşuna kalbe ve beyne aşık olmuşuz; al sana gül gibi kas. tam aşık olunası hareketler bunlar.

    karbonhidrat tükettikten sonra 3 saat içinde 600 kas bir araya gelir ve oksidatif metabolizmanın %15'ine katkıda bulunurken, soleus kasları vücut ağırlığının %1'i kadar bile değilken soleus push up esnasında bu oranın iki-üç katı hatta tüm oksidatif metabolizmayı sırtlanacak güçte. gel de sevme şimdi bu kası.

    debe editi:
    birkaç kişiden aynı soru gelince editlemek istedim. “huzursuz bacak yüzünden ya da stresle bacak sallamalarımız o zaman bizim yararımıza mı?”

    öncelikle çalışmanın detaylarına hakim değilim, yani grafiklerin paylaşıldığı makaleyi incelemedim. ben özet bir makale okudum takip ettiğim yabancı bir siteden. makalenin orijinal hali bu:

    https://www.researchgate.net/…c-t-hamilton-38174492

    ancak haddim olmayarak adamın çalışmasıyla ilgili yorum yapacak olursam;
    sorulardan anladığım kadarıyla huzursuz bacak sendromu (hbs), stresle bacak sallama ile karıştırılıyor. hbs'de daha çok geceleri ağrı, yanma, kramp, kaşıntı gibi şikayetler devreye girer. nörolojik bir rahatsızlıktır. bacak hareket ettirme isteği vardır ancak yatakta ya da gün içinde hocanın tariflediği şekilde push up mı yapıyorsunuz hareketlerinizi bilemiyorum. bu yüzden bu size kilo kaybettirir mi bilemem.
    stresle oturduğunuz yerde ayak sallamaya gelince;
    bu harekette hocanın videoda anlattığı şekilde topuk yere değmiyor stresle ayak sallarken. saniyede çok kez tekrarlanan hareket var ama tam tarifteki gibi değil. hareket onun tariflediği şekilde tamamlanmadığı için onun anlattığı oranlarda om devreye girer mi, yine emin değilim. belki çalışmada anlatmıştır ama ben makalenin tümünü indiremediğim için okuyamadım. ama neticede stresle de ortada yine bir hareket var ve 1>0 olduğuna göre yine bu dezavantajlı alışkanlığın avantajlı görünen taraflarını bulabiliriz.

    diğer bir soru “kaç set yapılmalı? günde kaç kez tekrarlamalıyız?”

    bunu da bilmiyorum arkadaşlar, ben makaleyi aşağıdaki link'ten okudum. orijinalini okumadım.

    https://neurosciencenews.com/…ups-metabolism-21471/

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • önemli edit: bazı yazarlar başlıktaki dolandırıcı nitelemesinden ötürü dava edilmem gerektiğini söylemiş. kolaya su katmak, kimyasallarla et tadı bile olmayan içerikler üretmek, 30-40 dakikada kuryeyle teslimat vaat edip 2 saatte getirmek, eksik ürün gönderip bu konuda vatandaşlara yardımcı olmamak, gramajı değiştirip gerekli bilgilendirmeyi yapmamak, yanıltıcı görsellerle alakasız ürünler satmak dolandırıcılıktır. dava korkusuyla insanları susturmaya çalıştığınız yetti, artık canımıza tak etti! susmayacağız, en önemli konu da olsa en saçma konu da olsa eleştirmekten çekinmeyeceğiz. avukat ordusuna güvenen şirketlerin insanlara zulmüne ses çıkartamazsak her hukuksuzluğu kabullenen bir sürüye dönüşürüz.

    kalitesiz ve küçük ürünler:
    yurtdışında fast food tüketen her insanın da belirttiği üzere ülkemizdeki fast food ürünleri tatsız, kalitesiz, kuru ve daha küçük porsiyona sahip. sağlık sorunu ve yeme bozukluğu olmayan vatandaşlarımızın dahi dert yakındığı konu satın aldıkları tek menü ile doymuyorlar.

    popeyes pop burgere ait bir görsel görsel
    burger king whoppera ait bir görsel görsel

    fiyat:
    karşılaştırma yapmak adına büyük şirketlerin en bilinen ve tercih edilen menülerini tercih edersek;
    -bigmac türkiyede 160tl (5.24$)
    -amerikada eyaletler arasında farklar mevcut 4.50$ - 7$

    -whopper türkiyede 175tl (5.72$)
    -amerikada 4.20$ - 6.50$

    -kfc tavuk burger türkiyede 120tl (3.93$)
    -amerikada 1.75$

    görüldüğü gibi fiyatlar dolar bazında bile türkiye ile aynı ya da daha pahalı. ama ekonomi kötü, ama kur yüksek gibi söylemler boşa çıkıyor.

    maaliyet farkı:
    karşılaştırma yapılabilecek sektörün önde gelen şirketlerinde giriş seviyesinde çalışan ücretleri amerikada eyaletler arasında farklar olsa da 2000$ ile 2500$ arasında değişiyor.

    türkiyede ise asgari ücretin biraz üstünde maaş ödendiği tahmin edilirse çalışan maliyeti vergi ve sigorta ile beraber 25.000 türk lirası civarında. bu da yaklaşık 820$ ediyor. arada neredeyse 3 kat fark mevcut.

    et fiyatları ülkemizde daha pahalı olsa da diğer içeriklerin hepsi karşılaştırma yapılan bölgelerden daha ucuz.

    kira fiyatları karşılaştırması yapmak pek mümkün değil çünkü bölgeye ve şube büyüklüğüne göre çok değişken. öte yandan kur farkından ötürü burada büyük bir farklılık olduğunu sanmıyorum.

    hizmet:
    herhangi bir yemek satış sitesine girip yorumlara baktığımızda insanların sadece şikayet ettiğini görüyoruz. eksik ürünler, soğuk ve kötü hazırlanmış yiyecekler. kimi yanık kimi pişmemiş etler. 3 saati bulan teslimat süreleri... liste uzar gider. peki şirketler çözüm sağlama konusunda ne yapıyor? hiçbir şey yapmıyorlar. tüketim yapanlar mağdur olduklarıyla kalıyorlar. şubelerde yaşanan olaylar hakkında da pek çok şikayet mevcut. eksiksiz bütün şirketlerin şikayetvar üzerinde yüzlerce çözülmemiş şikayeti bulunuyor. oldukça kötü bir hizmet anlayışı mevcut ve bu artık şirketler adına normal, göz ardı edilebilir duruma gelmiş.

    mcdonaldsdan yapılan bir siparişin teslim edildiği durum görsel

    sonuç: tüm giderleri tl olan, kur avantajına sahip olmasına rağmen fiyatları amerikadaki eşdeğerlerinden daha yüksek olan bu şirketler daha kalitesiz, daha küçük içerikleri daha kötü bir hizmet ile müşterilerine sunuyor. bunları yaparken de çalışanlarını yoğun iş koşulları sebebiyle mağdur ediyor. müşterilerin geri dönüşlerine asla cevap verilmiyor ve hatalı eylemleri sonucu herhangi bir yaptırıma uğramıyor.

    dipnot: fast food ürünleri sağlığa zararlıdır ve az tüketilmesi gerekir. başlığın amacı kötü ve fahiş fiyatlı hizmet veren ünlü fast food şirketlerini eleştirmektir.

    kullanılan kaynaklar:
    amerikadaki menü fiyatları
    fikir oluşturması adına malzeme fiyatları
    tahmini çalışan ücretleri

    edit: amerikada ikamet eden bazı yazarların uyarısı üzerine kaynakta menü fiyatları yerine tekli burger fiyatları yazıldığı bilgisi geldi. bu bilgi üzerine gerekli düzenlemeler yapıldı.

  • son girişimde cevaplarda kaydırma yaptığım için ismail ağa cemaatine düştüğüm sınav.