ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buzdolabında internet olması
-
(bkz: facebook hesabını dondurmak)
köpeklerin saldırısıyla korkudan bayılan kadın
-
bir afrika ülkesi olan türkiye'de gerçekleşen olay.
bir insanın bu görüntülere normal demesi için süzme beyinsiz olması lazım. lan yeter artık, madem çok seviyorsunuz alın evinize kendi organlarınızı keserek yedirin can dostlarınıza.
genç kadını hüngür hüngür ağlatan ev sahibi
-
kiracı hatalı. konu belli ki kirayla ilgili değil, merdiven boşluğuna koyulan ayakkabılarla ilgili. neredeyse bir ayakkabı reyonunu dolduracak kadar ayakkabı var merdivende.. belli ki ev sahibi daha önce defalarca uyarmış ama merdivene ayakkabı koymaya devam etmişler. ki merdiven de daralıyor haliyle..
kiracının üslubu da hiç doğru değil. evsahibine "deli karı" diye hakaret ederken, evsahibi ise evin içini gösterip ayakkabıları kastederek "buraya koy yavrum" diyor.
köydeki gibi ayakkabı falan dışarda kalsın diyorsanız apartmanda oturmayacaksınız, köye döneceksiniz.
ekşi yazarıyım dendiğinde gelen tepki
-
-adın ne ?
-söylemem.
çatısında metallica amblemi olan apartman
-
efendim bu apartman mersin'dedir, karşı apartmanımdır. nedir, nedendir bilinmez böyle bir hareket yapmışlardır. kendi oturduğum apartmanın çatısına mgla logosu yaptırmak suretiyle misillemeyi düşünüyorum.
görsel
görsel
çok kişi nerede olduğuyla alakalı yeşillendirdi. ziyaret etmek isteyenler için kuzeykent'te, servet tazegül kapalı spor salonunun karşısı.
lan inşaatın adı da nirvana'ymış, yeni farkettim.
görsel
murphy yasaları
-
bir insan işler ters gittiğinde gülümseyebiliyorsa aklına suçu üzerine atacak birisi geldiği içindir...
pişman olmak isteyenlere tavsiyeler
-
insanlara hemen güvenin.
31 ağustos 2014 türkiye abd basketbol maçı
-
ntv'nin gerçekleri sakladığı maç. halk tv'de milli takım önde. halk tv'yi açın.
birini tanımanın en iyi yolu
-
siz çok neşeli, çok üzgün ve beş parasızken nasıl davrandığına bakmaktır.
neşeli olduğunuzda gıcık olup, üzgün olduğunuzda normale dönüyorsa sizi çekemiyordur.
dertlerle boğuşurken uzaklaşıyorsa, dost demek çok ayıp, iyi gün organizmasıdır.
beş parasızken ilişkiyi maslahatgüzarlık seviyesine indiriyorsa beş para etmezdir.
insanlara "sizi daha uzaktan tanımak istiyorum" demek en temizidir.
amerikan sinemasında stop it enough tokat üçlüsü
-
bir filmi dram yapmanın en kısa yolu filmin bir yerine aşağıdaki diyaloglardan birini serpiştirmektir.
çocuk histerik bir şekilde anasıyla konuşur.
çocuk: danowan babam değil anlıyor musun, hiç bir zaman da olmayacak anne.
anne: jashua, stop it. (dolu gözler)
çocuk: babamın ölmesine sen sebep oldun sırf bu adamın damarlı borusunu emmek için.
anne: joshua enough! (dolu ve kanlı gözler)
çocuk: ayrıca cümle alem biliyor bu adamın kelebek misali sikip kaçtığını anne.
anne: çota!
danowan: joshua, allah senin belanı versin lan.
yaran diyaloglar
-
köydeki dayım annemi ziyarete gelir. yemekler yenir, çay içilir ve sohbet başlar;
- karar vedüm koyun alacam.
- neden ki dayı.
- iyi para bırakıyor. bünyamin emminin oğlu almış yedi sekiz ay sonra verdüğü paranın üç katı kazandı.
- ha şu hakan mı? tamam da sen nasıl bakacaksın ki? bağ bahçe nolcak?
- yoo ben bakmayacam, anlamam zate. hakan ilgilenecek.
- ona kaç para vereceksin?
- görürüz illa ki, verürüz bir şeyler.
- valla ne diyim, hayırlısı olsun dayı.
- amin. sen ilgilenmiyon mu? okul okudun, anlamiyo mu bu işlerden.
- ahah istanbul'da hayvan mı beslenir dayı?
- ne hayvanı la.
bizim köyde bile herkes kriptoyu konuşuyormuş. dayım da coin alacakmış.
bir halı sahada yaşanabilecek en saçma olay
-
maçın sonları. korner çizgisi yakınlarında toplaşmış bir faul pozisyonu üzerine tartışıyoruz. allahtan korner bölgesinde toplanılmış ve maç durmuş vaziyette çünkü büyük bir cayırtı eşliğinde sahaya bir araba uçarak dalıyor. tel örgüler şahin marka arabanın zemine inişini nispeten yavaşlatsa da büyük bir facia ucuz atlatılıyor. arabadan boş bira kutuları eşliğinde zar zor çıkardığımız eleman maçın kaç kaç olduğunu soruyor.
stephen hawking'in eğri oturup doğru konuşması
-
simdi dogruya dogru bir olay.
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
rahmetli babam, bir gün akşamüstü eve gelmiş, arabayı park ediyormuş. tam o sırada, apartmandan çıkan komşumuz, babamı " gidiyor " sanıp, " abi, beni de .......... 'ye bırakır mısın ? " deyince. babam hiç bozuntuya vermeden, sanki yeni çıkıyormuş gibi yapıp, komşumuzu istediği yere bırakmış.
bırak akbil için para almayı, komşuya " ben yeni geldim " diyemeyecek kadar nazik bir adamdı benim babam.
vefat ettiği günün gecesi, onunla ilgili eşten dosttan bunun gibi onlarca anı duydum. onlarca kişinin babamı anlatırken, gözlerinin nasıl parladığını, " o'nun gibisi yoktu " deyip ağladıklarına şahit oldum. babam bu " mallık " ları yüzünden çok sevildi.
trilyoner olsan ne yazar, önemli olan sen öldükten sonra, arkandan nasıl konuşulduğu. " bırak şu pezevengi " de denir " o'nun gibisi yoktu " da denir. ben, bizzat tanık olduğum için; babamın gibi cenazesi olamayacak kişiler için üzülüyorum. yazık çok yazık.
zorunlu edit: başlığın orijinal hali " başkası için akbil basıp parasını almayan mal " şeklinde idi. aslında ben o " mal " kelimesine kızıp, bu entry'i yazmıştım. lüften entry'i okurken, orijinal başlığı göz önünde bulundurunuz.
bana seneler sonra bu açıklamayı yapma gereği hissettiren ferrarisi olmayan adam'a, vita es morte'se ince görüşleri için minnetarım. ayrıca yaklaşık üç yıldır, mesajla başsağlığı dileyen, babam hakkında güzel yorumlar yazan herkese teşekkür ederim. etkilendiyseniz siz de güzel insansınız. tüm bu dualarınız, enerjiniz babama malûm olur inşallah.