ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
içtim kapuçinoyu öptüm al pacino'yu
-
sabah kapucino icerken aklima gelip kendi kendimi yarmama sebep olan laf. (bkz: ictim $arabi optum arabi)
kıllı kol tekniği
-
daha bilgisayar öncesi zamanlarda icat edilmiş ve pozisyonu sebebiyle otoriteye sahip kişilerin işinize burunlarını sokmalarını önlemek için geliştirilmiş bir teknik bu.
joe adında bir tasarımcı keşfetmiş bunu, müşteriler yapılan tasarımda kendilerinin de payının olduğunu hissetmek için grafikere illa ki şunu değiştirelim, bunu büyütelim gibi taleplerde bulunuyormuş.
joe abimiz bakmış bu böyle olmayacak, reklam tasarımını müşteriye sunarken kendi kıllı kolunu da afişin bir tarafına koymaya başlamış. tabi müşteri kıllı kolu fark eder etmez bu kol burada ne arıyor, bu böyle olmaz diyormuş, joe da özür dileyip çok haklısınız efendim, sizin de gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor, bir önceki hayatınızda sanatçıydınız herhalde ayağı çekip sözlerini "o kıllı kolu çıkarıp baskıya geçelim o zaman" ile bitiriyormuş. müşteri bu sayede kendisini işin başında hissediyormuş ve projeye katkısını sağladığı için başka bir şeye karışmıyormuş.
işte bu yüzden bu tekniğin adı kıllı kol tekniği olarak biliniyor.
siz tabi kendinizi kıllı kol ile kısıtlanmış hissetmeyin, kendi durumunuza göre uyarlayınız.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"madem ışık sesten daha hızlı, nasıl oluyor da en öndeki aracın şoförü trafik lambasının yeşil yandığını arkadaki arabanın korna sesinden sonra görüyor."
bechdel test
-
bechdel testini sürpriz bir şekilde geçemeyen bazı filmler şunlarmış:
- the social network
- harry potter and the deathly hallows: bölüm ıı
- avatar
- orijinal star wars üçlemesi
- lord of the rings üçlemesi
- run lola run
- avengers
- breakfast at tiffany's
mathias rust
-
dunya tarihinin degisimini tetikleyen hamburglu pilot.gundem olusturmak yonunden kariyeri azalan bir logaritmik egriyi andirmaktadir.
- mayıs 1987 : hamburgdan kiraladigi cesna 172 tipi ucak ile finlandiya uzerinden yakıt ikmali yaparak moskova kizil meydana indi
- agustos 1988 : donemin sscb genel sekreteri gorbacov tarafindan affedilerek ulkesine gonderildi.
- kasım 1989 : askerlik hizmetini gerceklestirdigi askeri hastenede kendisini opmek istemeyen hemsireye bicakla saldirdi.
- ocak 1991 : askerlik hizmeti sirasinda yaptigi saldiridan dolayi 30 ay hapse mahkum edildi.
- ekim 1993 : tahliye edildi.
- kasım 2001: hamburg da giyim magazasindan kasmir kazak calarken yakalandi.
halen gecimini poker musabakalari ile saglamaktadir ve kiralayacagi bir ucakla kariyerine yeni bir baslangic yapmak istemektedir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
halam dan geliyor
‘yanlış insana değer vermek gömleğin düğmelerini iliklemek gibidir yanlış yaptığını sona gelince anlarsın’
altına enişteden yorum : evde ne yemek var ?
18 temmuz 2022 kyk faizlerinin silinmesi
o kadar strong bir presence var ki
-
- tayyar içimde o kadar strong bir presence var ki anlatamam.
- sıçarsan geçer hayatım...
- nasıl yani!?...
- sıç anlarsın...
kelebek etkisi
-
bunu yıllar önce keşfeden atalarımız konuyla ilgili türkü bile yapmışlardır
(bkz: bir of ceksem karsi daglar yikilir)
türkiye'de derece alanlar abd'de garson oluyor
-
bir tweet nedeni ile üç yıl hapis yatan profesör olmaktansa özgür bir garson olurum.
tanım: yanlış bulduğum tespit.
etil alkol satışlarında patlama yaşanması
-
kötü komşu adamı ev sahibi yapar derler.
peki kötü devlet adamı ne yapar?
kimyager yapar, hacker yapar, it yapar, çakal yapar.
pankreas kanseri
-
bir yorgunluk vardi uzerimde. arka arkaya bir kac gun surunce, "doktora gideyim" dedim kendime, "bu yogun tempoda bu sekilde dayanmak zor". bir hafta kadar oyalandim, ve sonra, bir gun girdim o lanet pahali hastaneye..
bir kac test yaptirdi doktor, sonra bir kac tane daha. ben "kimbilir ne bulacaklar?" diye dusunuyordum. ama daha cok, bir sonraki hafta yapacagim yurtdisi seyahatteydi aklim. zaten yorgundum, 5 gun toplanti, sonra geri donus, ve bir sonraki seyahat.
geldi doktor, elinde bir dosyayla, ben kapinin onunde, "buyrun" dedi, "konusalim".
sonrasi biraz bulanik. "soyleyebilirsiniz" diye cevap verdigimi hatirliyorum, "aileniz gelene kadar bekleyelim" dediginde. bir de "pankreas kanseri" dedigini. cok dinlemedim anlattiklarini, biraz da kacarcasina disari attim kendimi.
tanidigim bir hastalik degildi, ama okumustum daha once neler yapabildigini, ne kadar hizli etkiledigini. ailem sehir disindaydi, kardesim yurtdisinda.. kimseyi arayamazdim, aramak istedigime de emin degildim zaten. 4 gun evden hic cikmadim, televizyon acmadan, kitap okumadan, muzik dinlemeden, sadece camdan disari bakarak gecen 4 gun. isyerinden ariyorlardi, acmiyordum. (kovmus zaten patron beni, 3 gunun sonunda). ne yapacagimi bilmezce yurudugum 3-4 gun geldi sonra. butun gun, yavas bir tempoyla yuruyup, eve sizacak kadar yorgun dondugum gunler.. baska turlu uyuyamiyordum cunku.
sonra ne mi oldu? bir gun yururken, bir hastane gordum yolda, "ne yapabilirim?" diye sormak icin girdim, doktor soruyu yonelttigim anda "kocaman kanli canli adamsin sen, nasil olur, olmaz boyle sey" dedi, yeni testler, ve sonunda ortaya cikan bir enzim problemi. 3 ay hap kullandim, gecti. yilda bir kontrol dediler, onu bile yapmadim.
tanim mi lazim? vereyim: doktor dovduren hastalik