hesabın var mı? giriş yap

  • büyüdükten sonra ön yargıyla yaklaştığım, şimdi ise elimden düşürmediğim kitaplar. bir süre önce iş değiştirdim, yeni işimde çocuk kitaplarıyla da ilgilenmeye başladım. bu alanda daha iyi olabilmek için de makaleden ziyade çocuk kitaplarının içine dalmaya karar verdim. onları ve onları anlayabilen yazarları tanımaktı amacım. okuduğum kitapların arasına birkaç tane sıkıştırırım diye düşünüyordum. şimdi ise elimden düşürmüyorum. hayata dair karmakarışık problemleri yalın bir şekilde çözmeleri, biraz da abartmak gerekirse beni şoke ediyor. belki çocuklarla ilgili konular sınırlı görünebiliyor, hani anne babası boşanan bir çocuk, dışlanan bir çocuk vs. ama kitabı okumaya başladığımda aslında çok fazla şey söylediklerini görebiliyorum. bir de elimde taşımaktan ya da otobüste vs okurken görünmekten açıkçası utanıyordum. kocaman insanın okuduğu kitaba bak diyecekler sanıyordum. ama şimdi umurumda değil. resimleri, naifliği, insanı yumuşacık yapışı, gülümsetmesiyle çocuk kitapları artık benim için bambaşka. bir de aldığım kitapları elimde tutmuyorum. bitirdiğimde hemen tanıdığım ya da tanımadığım bir çocuğa veriyorum yaş grubuna göre. hem onlar mutlu oluyor hem de ben. bu kitapların isimleri (dedem bir kiraz ağacı, martıya uçmayı öğreten kedi, uçutmam bulut şimdi, walter'ın endişeye gerek yok giysisi gibi) de çoğunluklu şahane oluyor ve gerçekten edebi bir dile sahipler. ve bu kitaplarla uğraşmak bir o kadar zor. çocuğa bir meseleyi yalın, açıkça ve dolandırmadan anlatmak herkesin harcı değil. herkes ben de çocuk kitabı yazarım, ne var ki diye düşünüyor. ama onlara göre bir anlatım dili oluşturmak zorlayıcı. bu yüzden çocuk kitabı yazarlarının gözümde yerleri bambaşka. çok ciddi bir iş başarıyorlar. anladım ki yaş kaç olursa olsun bu kitaplardan vazgeçmemek lazım.

  • ne yazık ki aynı zamanda birçok öğretiyi yerle bir eden kazanımlardır:

    * kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
    * her önüne gelenin yarasına merhem olmaya kalkma,
    * inanmış görün ama her an tetikte ol,
    * güçlünün yanında yer al,
    * hayatın merkezine kendine koy.

  • bir de kızın adına filiz koymuşlar ya.
    aman tanrım. türk tipi varoşluk prim yapmıyor be, alıştık.
    bari filiz'i fiona'nın tipine yakın bulsaydınız, yok muydu şöyle 1.80 e dayanan bir kişi. ya bir bölümünde " benim etim ne budum ne, çok üstüme giliyirlir, dayanamıyorum. sırtımdaki yüklerle boyumun yarısı toprağa kaçtı" diye ağlayacak.
    bol bol gurur ve aforizmalar. ama biz çok fakiriz ühüüsü, ağlama filiz cicim tesellileri. oyuna gelme türkiye, kendine gel.

    halbuki shameless izlerken genelde çok gülüyordum. bunda insanları bol bol ağlatacaklar o müzikle.

    çamaşır makinesine sandalyeyi dayadı ya, orda midem kasıldı. yapmayın, yalvarırım.

  • (bkz: tuz)
    harbi lan bunu hangi manyak denizden ya da kayadan elde edince tadına bakıp beğendi? hadi beğenmeyi bırak yediğim şeye biraz dökeyim dedi? ulan yediğim her şeyde biraz eksiklik var o da bu dedi? harbi merak ediyorum.
    rakı ve viski konusuna hiç girmiyorum.

  • en az 20 dakika ve tempolu olmazsa bir işe yaramaz. yatıp yatıp devletten beslenince kilo alıyor tabi insan.

  • diyanet işleri başkanı'nın son tespitidir.

    https://twitter.com/…akis/status/676537001617858560

    ışid laiklik adına kafa kesiyor, el kaide laiklik adına ikiz kuleleri patlatıyor, hizbullah laiklik adına suikastler düzenliyor, boko haram laiklik adına kızları kesiyor, taliban laiklik adına milleti yakıyor, hamas laiklik adına israil şehirlerine roket yağdırıyor herhalde.

    iran'ın suriye'deki askeri varlığı da, suudi arabistan'ın yemeni işgali de hep laiklik için zaten.

    kaddafi'yi de laikler devirdi, şimdi libya'daki iç savaş da laiklik için çıkarıldı. libya'daki abd büyükelçisini laiklik yanlıları cayır cayır yakmıştı mesela.

    tunus'ta da arap baharı sonrası laiklik için katliamlar yapıldı.

    mısır'da da laiklik kavgası sürüp gidiyor. mursi laiklik getirecekti, karısı çarşaflı generaller mursi'yi de yine laiklik yüzünden devirdiler.

    ama bütün bunlar olurken, laiklik adına savaştıkları belli olmasın diye de allah-u ekber falan diyorlar. batının gizli oyunları işte. lozan'daki bor çıkarmamızı yasaklayan madde gibi...