hesabın var mı? giriş yap

  • - baba bak elalemin babasi 276 bin yapiyomus dx-ball*'da sen hala 100binlerde surunuyosun eki eki..
    - nerdeymis sen nerden biliyosun?
    - sozlukte yaziyo iste.
    - e git sen de yaz benim babam 500bin yapiyo o zaman.. ne ki. konsantrasyonumu bozma..
    - hmm

  • 60'lı yılların ortalarında lsd ile yaptığı deneyler sırasında san franciscodaki caz atölyesinde bir gösteriye katılır ve ortalığı kasıp kavurur. seyirciler arasında saint john klisesi kurucularından franza king de vardır. coltrane'den inanılmaz etkilenen king sonralarda coltrane'i tabiri caiz ise tanrı olarak tanımlar. daha sonra ise tanrı sıfatı yerini gerçek azizliğe bırakır ve kendisi artık (bkz: st. john coltrane) olarak anılır. hala saint john kilisesi faaliyet göstermekte ve coltrane resmi azizler listesinde bulunmaktadır.

    not: afrika ortodoks kiliselerinin çoğunda seremoni ve törenlerde gospel müzik kullanılır.

    tanım : gospel, kilisedeki törenler esnasında org ya da piyano eşliğiyle, genellikle bir kadın vokalin söylediği doğaçlamalardır.

    edit: minortom arkadaşın uyarısı üzerine tam ayrımı yapmak adına bahse konu klise müziği gospel olarak düzeltilmiştir.

  • uzak mesafe iliskisi yasamayin.
    cesur olun.
    yeni insanlarla tanisin.
    sevgiliniz oldugunda hayatinizdaki insanlari uzaklastirmayin, iliski bittiginde bos cuval gibi kalirsiniz.
    mesleginiz ne olursa olsun kimseyi hor gormeyin, ezmeyin. ınsanliginizla ornek olun.
    herkesin soyledigi seylere kulak asmayin, yasayarak ogrenin.
    hayatınizda, hayatından memnun insanlar biriktirin.
    askerde aptal ayagina yatin.
    ustunüze vazife olmayan islerle ugrasmayin.

    hayatın bir şekilde tadını çıkarmaya çalışın, inanın yerinizde olmak isteyen çok kişi var.

  • devletin kaynaklarının temelini ne oluşturuyor biliyor musunuz? ülkede fakir zengin tüm vatandaşlardan, hemen hemen her vesileyle (telefon konuşması, ekmek almak vb.) toplanan vergiler.

    ne diyordu bu hükümet? kaynaklarımız kısıtlı, devletin malını çarçur edemeyiz, tasarruf etmemiz gerekli demiyor muydu? bu sebeple bir çok kamu kurumunda insanların maaşları donduruldu. hükümet kaynak sağlayabilmek için bir çok önemli kamu kurumunu, kit'leri satışa çıkardı. hatta satmaması gereken şeyleri bile (telekom gibi). gerekçe ne? kaynaklarımız kısıtlı.

    bu ülkede hastaların hatta kanser hastalarının bile ilaç masraflarının devlet tarafından karşılanmadığının haberlerini izledik tv'lerde. devlet kendisine düzenli prim ödeyen vergi mükelleflerine üç kuruşluk ilacı bile alırken kurban pazarlığına girmiyor mu? sebebi ne? devletin kaynakları kısıtlı.

    ülkemiz gelişmekte olan bir ülke, yani tam anlamıyla müreffeh değil. tam olarak batılı toplumların ulaştığı refah seviyesine ulaşamadık. batılı bir ülkede öğrenciye, hastaya, muhtaç durumda olanlara harcanan para miktarı ülkemizde harcanamıyor. bunun sebebi ne? ülkemizin yeterince zengin olmaması. arkadaşlar ülkenin kaynakları çok kısıtlı.

    hükümet zaten kaynak kısıtlılığından bir çok tedbir almadı mı? belli kesimlerden (özellikle ücretlilerden) alması gerekenin çok üzerinde vergi almıyor mu (gelir vergisi + dolaylı vergiler) ? bunun sebebi kaynakların kısıtlı olması.

    şimdi tüm bu kısıtlar altında iken ve ülke olarak maddi durumumuz kötü iken hiç de ihtiyaç olmayan böyle şaşaalı bir yapının inşa edilmesi hükümetin ve rte'nin samimiyetine gölge düşürmez mi?

    ak-saray'ın yapımı bana aylık geliri 3000 bin tl olan 5 çocuklu orta halli bir ailenin babasının sırf keyif için altındaki kendisine her halükarda yetecek olan arabasını (örneğin linea) satıp yerine yığınla kredi borcuna girerek yepyeni üst orta sınıf bir araba (audi a4 veya passat gibi) almasına benziyor. şimdi babaya böyle bir harcamayı neden yaptığını sorduklarında "aileyi daha iyi temsil etmem lazım, ben bu arabaya binerek ailenin itibarını koruyacağım" derse ne kadar aptalca ve bencilce bir açıklama olduğu anlaşılır. bu adama aklı başında her insan "yahu arkadaş senin daha küçücük bir sürü çocuğun (genç nüfus) var. sen halihazırda bunların eğitim, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını sağlayamıyorsun. bu arabayı alarak onlara harcayabileceğin ve onların hakkı olan büyük bir miktar parayı kendi keyfin dışında hiçbir anlam ifade etmeyen bir şeye yatırmaya hakkın yok". diye sormaz mı?

    aklım almıyor vallahi aklım almıyor. bencilliklerini, kıroca-çocukça heveslerini bile ülkeye hizmet diye yutturmaya çalışıyorlar ya bir şey diyemiyorum.

    allah aşkına çankaya'nın ne problemi vardı da milyar dolarlık yeri yapma ihtiyacı hissettiler.

    bu ülkede kanuna, hukuka, mahkeme kararlarına en çok uyması gereken hükümet değil mi? neden mahkemenin durdurma kararına rağmen hukuk sistemini ayaklar altına alırcasına, göstere göstere mahkeme kararlarına uymadı? başbakanın, hükümetin mahkeme kararlarını uygulamama gibi bir hakkı var mı? yok kesinlikle ama kesinlikle yok. burası bir hukuk ülkesi olsa adamı öttürürlerdi. inşaatın sahibi olan şahıs da çıkıp tv'den çatır çatır özür dilerdi. ama maalsef ne ülkemiz ülke ne de halkımız halk.

    not: belki anlatım basitçe ve örnekler biraz aptala anlatır gibi oldu ama kusura bakmayın. aklıma geldiği gibi hışımla yazdım.

    edit: muaviye yeni yaptırdığı sarayı nasıl bulduğunu ebu zerr'e sormuş. ebu zerr: eğer kendi paranla yaptırdıysan israf, devletin parasını kullandıysan haramdır demiş. rte çok dindar ya, hep dinden referans alıyor ya burada da muaviyeyi örnek almış anlaşılan.

    edit2: imla

  • dünyanın en iyisi olduğu bir konu var ki o da beklentilerin arttığı her zaman karşılaması. herhangi bir takımla ilk maçı mı ? kral yazar golü. eski takımına geri mi döndü ? ilk maçta 2 tane yazar. yenildiği maç sonrası rakip takıma, bir sonraki maç görüşürüz mü dedi ? o maç hattrick yapar maçı alır. bu konuda dünyada gelmiş geçmiş bir rakibi dahi yok ve bu onu çok özel kılıyor.

  • dünyada yaklaşık 1.500 tane potansiyel olarak aktif olan volkan bulunur. bir bilim insanı için bir volkanın aktif sayılması için son 10.000 yılda aktif olması gerekir. dünyamızda bu tanıma uyan yaklaşık 550 aktif sayılan volkan bulunmaktadır. volkanların sayısı tabii ki boyutlarından daha az önemlidir.

    volkanik patlamalar volkanik patlayıcılık indeksi (veı) kullanılarak sınıflandırılır. 1 vei'lik bir patlamada havaya en az 10.000 metreküp volkanik malzeme savrulur. her 1 puanlık vei değeri artışı püskürtülen malzemenin 10 kat artması anlamına gelmektedir. tarihte kaydedilen en büyük volkanik patlama 1815 yılında patlayan ve 92.000'den fazla kişinin ölümüne sebep olan, 7 vei değerine sahip tambora yanardağıdır.

    tambora'nın patlaması kuzey yarım kürede sıcaklığın 6 ay botunda 0.5°c düşmesine sebep olmuştur. 1816 yılı ise yine bu patlama nedeniyle "yazın olmadığı yıl" olarak adlandırılmıştır. yağış dengelerinin bozulması da eklenin 1816 yılında dünya genelinde hasatların başarısız olmasına neden olmuştur.

    dünyada vei değeri 7 ya da 8 olduğu bilinen 32 tane yanardağ bulunmaktadır. bunların hepsinin aynı anda patlaması insan dahil olmak üzere canlıların büyük bir çoğunluğu için yok olmak anlamına gelecektir.

    ilk patlamalar havadaki çoğu uçağın düşmesine, batı amerika, güney amerika, güney ve uzak avrupa ve uzak doğu'daki binaların çoğunun yıkılmasına ve gelişmiş dünyanın çoğunda elektrik şebekelerinin arızalanmasına sebep olacaktır.

    içme suyu kaynaklarının tamamı kül nedeniyle kirlenecek ve zehirli hale gelecektir. küresel olarak sıcaklıklar en az altı ay boyunca 15°c kadar düşecek ve sonraki 10 yıl, oluşan asit yağmurları nedeniyle tarım yapmak imkansız hale gelecektir.

    neyse ki tüm yanardağların aynı anda patlaması gibi bir ihtimal bulunmamaktadır. volkanlar yer kabuğunun altındaki lokal olarak biriken magma baskısı ile patlarlar. patlayan her volkan yer kabuğu üzerindeki stresi alacağı için diğer yanardağların patlama risklerini azaltacaktır.

    kaynak: bbc science focus

  • dandik ve az gramajlı etin üstüne patates ve sos basıp kaktırmak kolay olduğundandır. piyasadaki hatay dönercilerin %95i böyledir.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.