hesabın var mı? giriş yap

  • bunlar bilgisayar kullanmak dışında herhangi bir skill'i olmayan "customer support ablalar". çok güzel mail forward ederler. ama gerçekten çok güzel ederler. ellerinde latte ofis rutini videosu çekerler. onun dışında da yaralı parmağa bile işemezler.

    ayrıca bu yeni moda olmadı. bu tür ofis rutini videolarını global şirketlerde çalışan yabancılar çekiyorlardı. şirketin imkanları, geliştirdikleri işler ve projelerdeki rollerinden bahsederlerdi... bizim kezbanlar ise bu konsepte bayıldı ve ithal ettiler.

    ama sıkıntı şu ki; bizimkiler bi boka yaramadıkları için ortaya 60 saniyede habire yiyip içilen kepazelikler çıkmaya başladı. paso yiyorlar. baklava, börek, kebap... ellerine ne geçerlerse ağızlarına sokuyorlar amk. adına da "ofiste bir günüm" diyolar.

  • itiraf: çocuk doğduğunda kokmasın veya kıllı olmasın diye yapılan işlemlerin doğru olduğuna inananlardanım. üç kızkardeşiz. annem biz doğduğumuzda yüzümüze un sürmüş ki tüylü olmayalım. kaşlarımızı kalemle çizmiş ki düzgün ve gür görünsün. kokmayalım diye de kollarımızın altını tuzlamış. yani benim canım annem güzel olmamız için elinden geleni yapmış. ne yalan söyleyeyim, yaptıkları da boşa gitmemiş. üçümüz de birbirimizden güzeliz. ne kıllıyız ne de kötü kokuyoruz. üstelik yay gibi de kaşlarımız var.

    meali: kizkardeslerim de ben de cok guzeliz ama hafiften evde kaldik galiba.ucunuze ucumuz bayram etsin cukumuz tadinda olan beylerden mesaj bekliyorum acilen.

  • otobüse binerken mecidiyeköy'de bir numara yok. bir güzel uyudum. sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik(!)” *

  • izmir depreminde umke ekibi olarak denizli'den izmire geldik. deprem alanına gideceğiz ama ekip aceleyle çıktığı için yemek yiyemedik. yol üzerinde köfteci yusuf yazan yere girdik. şefim, bize en hızlı ne oluyorsa getiriver dedik. üzerimizde umke forması olduğu için yardım ekibinden olduğumuzu anladılar. bize getirdikleri köfteyi hızlıca yedik. hesabı istedik.
    sizler iyi ki buradasınız. bunlar, müesseseden diyerek tüm ısrarlarımıza rağmen para talep etmediler. ne yalan söyleyeyim, duygulandım. böylesine ince, temiz düşünen vatansever firmalara şahit oldukça duygulanıyorum.

    köfteleri lezzetli, yanında getirdikleri salata, meze, meşrubatı bitirmekte zorlandık. daha önce hiç gitmemiştim ama bundan sonra sürekli uğrayacağım.

  • pucca isimli internet fenomeni ve yazar escobar twiti yüzünden yedi yıl hapis cezası aldı.

    seversiniz , sevmezsiniz.

    bu ülke fikri olanlara cehennem, kadın dövenlere, tecavüzcülere, hırsızlara, dolandırıcılara cennet.

    ülkemizde hukuk tacizcilerden çok fikirlere ceza verir.

    pucca'nın uyuşturucuya özendirmek gerekçesi ile aldığı yedi yıl cezayı biz defalarca şikayet ettiğimiz torbacıya aldıramadık.

    adam bağımlıyım, içiciyim deyip ceza almıyor

    pucca

  • "sen ne büyükmüşsün hey atatürk" başlığına sahip yazı.

    "hey atatürk" ne lan? uzaktan arkadaşına mı sesleniyorsun? bir kemalist söylese, samimiyetine inanırsın. mustafa kemal'e o kadar yakındır ki, hey mustafa bile der içtenlikle. samimi buluverirsin.

    "ey atatürk" diyeceğine... bu adamları yazar yapıyorlar işte..

  • tanıdığını zannetme gafletinden bir an önce kurtulmaktır en doğru yol..

    tecrübelerin sana ne derse desin; bu güne kadar gördüğün diğer insanlarla kıyaslayarak ve aklınca kategorize ederek "tanıdım" sandığın kişi bir muammadır..

    en saftorik, en sıradan, en tipik görünenin bile içinde nice evrenler ve sonsuz kere sonsuz olasılıklarla dolu potansiyel saklı.. unutmayasın, zübde-i âlemdir o çözdüğünü zannettiğin kişi.. gel vazgeç bundan, sen de kurtul, o da kurtulsun..

    kendine ve muhatabına güzellikle yaklaş, saygı göster yeter be gülüm..

    "tanımak" da neymiş..?
    ve ne kibirli lafmış meğer..

  • iyidir iyi toplu engelleriz kafamız rahat olur.

    t: sosyal medyada dayanışma hareketi gibi gereksiz bir olay.