hesabın var mı? giriş yap

  • -hürrem sultan 1 2 3
    osmanlı tarihinin en çok merak edilen kişilerinden biri: hürrem sultan. günümüzde çoğu osmanlı padişahından daha fazla tanıyor. sevecenliği, güzelliği ve cilvesiyle kanuni’yi kendisine bağladığını muhteşem yüzyıl dizisinden izledik. büyüyle padişahı kendisine bağladığını söyleyenler bile var. yaptığı entrikalarla devlete yön verdiği, şehzade mustafa’nın ölümüne sebep olduğu çok kere yazıldı.

    -kendisiyle ilgili bilgiler çok net olmamakla beraber 1506 yılında doğduğu düşünülmektedir. asıl adının roxelane olup rus asıllı olduğu tahmin edilmektedir. muhtemelen kırım türkleri’nin yaptıkları seferlerden birinde köle alınmış, 1520li yıllarda kanuni’ye sunulmuştur. sürekli neşeli ve güler yüzlü olmasından dolayı kendisine hürrem ismi verilmiştir

    -pek çok tarihi kaynakta hırslı, kıskanç aynı zamanda mütevazı ve sakin olduğu yazılmıştır. çocukları ve kendi geleceği için planlar yapmış, uzun yıllar bunları gizliden gizliye uygulamıştır. cihan hakimi osmanlı padişahı kanuni’yi kendisine aşık etmesi aralarındaki mektuplaşmalardan anlaşılıyor. kanuni-hürrem ilişkisini daha iyi anlayabilmek için kanuni ile hürrem’in nikahlandığını bilmek gerekir. padişahların eşleri ile nikah yapmadıklarını düşündüğümüzde: kanuni, osmanlı geleneğinin dışına çıkmıştır. bu nikah at meydanı’nda yapılan görkemli bir düğünle taçlandırılmıştır.

    -kanuni-hürrem ilişkisi kanuni’nin annesi hafsa sultan’ın ölümüyle daha da bütünleşmiştir. hafsa sultan’ın kanuni’nin ilk gözdesi mahidevran sultan tarafını tutması güçleri dengelemekteydi. hafsa sultan’ın 1534’te ölmesi, hürrem sultan’ın saraydaki etkisini gün geçtikçe artırmasına imkan vermiştir.

    -osmanlı geleneklerine göre şehzade sancağa gönderildiğinde annesi de beraberinde giderdi. manisa’ya gönderilen şehzade mustafa - mahidevran örneğinde olduğu gibi. ancak hürrem bu geleneğe uymayıp sarayda kanuni ile beraber kalmıştır. hürrem sarayda kaldığı sürece, seferde olan padişaha saraydaki gelişmeleri mektuplarla aktarmıştır.

    -hürrem sultan’ın mehmet, beyazıt, selim ve cihangir isimli dört erkek şehzadesi ve mihrimah adında bir kızı olmuştur. kızı mihrimah’ı rüstem paşa ile evlendirmiş, sonrasında sadrazam olmasına çalışmıştır. oğulları arasında denge kurmaya çalışmış, bu dengeyi sadrazam olan damadıyla desteklemiştir.

    -hürrem sultan’ın temel kaygısı kanuni’ye yakın olmak ve oğullarından birinin padişah olmasını sağlamaktı. buna engel olabilecek tek isim şehzade mustafa’ydı. şehzade mustafa, manisa sancakbeyliği sırasında halkla yakın ilişkiler kurmuş, asker tarafından sevilmişti. mustafa’nın yükselişi hürrem sultan’ın oğulları için iyi değildi. çünkü o dönem uygulanan kardeş katli gereği padişah olan şehzade diğer kardeşlerini öldürmekteydi.

    -mustafa’nın sarayda ki destekçisi sadrazam pargalı ibrahim paşa’ydı. pargalı, kanuni’nin şehzadeyken tanıştığı, kız kardeşi hatice sultan ile evlendirdiği aile içine aldığı biriydi. kanuni üzerinde tesiri de olduğu bilinen makbul ibrahim paşa, hürrem sultan için ortadan kaldırılması gereken biriydi. pargalı’nın öldürülmesini sadece hürrem sultan’ın üzerine yüklemeyelim. ibrahim paşa’nın bazı yanlış davranışlarının da gözden düşmesine sebep olduğu söylenmektedir.

    -bir de rüstem paşa var. diyarbakır beylerbeyi iken mihrimah sultan ile evlenip saraya damat olmuştur. bu evlilik siyasi kariyerini güçlendirecektir. sadrazamlık yolunda hürrem sultan’ın da desteğiyle hızla yükselecektir. hürrem sultan, ittifakını güçlendirmiş, yönetim üzerindeki ağırlığını dolaylı yoldan desteklemiştir.

    -taht için aday şehzadeler: mustafa, mehmet, beyazıt, selim. yaşça en büyük ve tecrübeli olan mustafa’dır. ancak kanuni’nin mehmet’ten yana olduğu düşünülmektedir. sancağa gönderildikten kısa süre sonra ölen mehmet, planları alt üst etmiştir. hürrem ve rüstem paşa’nın beyazıt’tan yana olduğu söylenmektedir. hürrem için kesinlikle padişah olmaması gereken kişi mustafa’dır. ittifaklar görseli

    -şehzade mustafa’nın öldürülmesinde hürrem sultan’ın rüstem paşa ile sahte mektuplar hazırlattığı söylenir. mustafa’nın kanuni hayattayken taht için hazırlık yaptığı dedikodusu yayılır. iran şahı ile işbirliği içerisinde olduğu gösterilir. bu olaylar kanuni’nin oğluna cephe almasına ve sonunda öldürülmesiyle sonuçlanır. şehzade mustafa’nın öldürülmesinin ardından oluşan tepkiyle rüstem paşa sadrazamlıktan alınmıştır. daha büyük bir ceza verilmesini ise hürrem sultan ve mihrimah sultan önlemiştir.

    -1547 yılında başlayan gelişmeler hürrem sultan’ın osmanlı siyasetindeki önemini göstermektedir. iran’dan kaçıp osmanlı’ya sığınan iki prens politik sebeplerle desteklenmiştir (burhan-ı ali ve elkas mirza). hürrem sultan kendi açısından bu prenslere yardım etmiştir. 1548-1549 yılında padişahın elkas seferi’ne çıkması sağlanarak kendi şehzadelerini daha göz önüne almıştır. şehzade selim, olası saldırıda payitahtı korumak için edirne’ye gönderilmiş, şehzade beyazıt ise padişahla beraber sefere çıkmış, halep’te konaklamıştır. şehzade mustafa ise bu seferin dışında amasya’da bekletilmiştir.

    -hürrem sultan 15 nisan 1558’de sevgili eşinden sekiz yıl önce vefat eder. naaşı süleymaniye cami avlusuna defnedilir. kanuni tarafından türbe yaptırılır. ölümünden kısa bir süre sonra oğulları selim ve beyazıt arasında taht kavgası yaşanır. 1559 yılında selim ve beyazıt arasında konya’da yaşanan savaştan sonra beyazıt dört oğluyla beraber iran’a sığınır. iran’la yapılan mektuplaşma sonucu beyazıt ve dört oğlu zehirlenerek öldürülür.

    -hürrem sultan’ı sadece saray entrikalarıyla hatırlamak doğru olmaz. istanbul’dan edirne’ye, mescid-i aksa’dan mescid-i haram’a kadar osmanlı toprağında pek çok hayır eseri yaptırmıştır. kanuni ile olan mektuplaşmaları hareme yeni bir üslup getirmiştir. kızı mihrümah sultan,torunları hümaşah sultan ve ayşe sultan da mektuplarını onun stilinde ve üslubunda yazmışlardır. içli, tatlı dilli ve çekici ifade ile yazdığı mektuplarını şiirlerle de süslemiştir.

    buraya kadar okuduysanız tarihi meraklı birisiniz sanırım. tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum, youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
    entry videosuu

    kaynakça
    • dudu şirin oluk, kanunî sultan süleyman’ın hayatındaki üç kadın: hafsa valide sultan, hürrem sultan, mihrimah sultan.
    • ayşe özakbaş , hürrem sultan.
    • şehri kartal, haseki hürrem sultan yapıları.

  • tabiki korkusuz korkak. hala çözemedim hangi kafanın ürünü olduğunu. senaryodan oyuncu kadrosuna, mekanlarından felsefesine kadar, her şeyiyle bir sır küpü. izledikçe gülüyorum.

    ustalara saygı kuşağı babında bir sahneyi yazayım.

    mülayim, işe gitmek için evden çıkmıştır ve sokakta yürümektedir. karşıdan ise bir adam gelir.

    - merhaba mülayim abi.
    + merhaba canım. bu herifi de hiç sevmem.

  • bakın tamamen kimin şampiyon olduğu umrumda olmayan bir beşiktaşlı olarak söylüyorum rezalettir.

    tadic'e verilmeyen kırmızı ve bu penaltı direkt talimattır. burada fb ya da gs kollanıyor demiyorum direkt bu iki takımın mücadelesi ligin sonuna kadar gitsin isteniyor.

    utanmazlık ahlaksızlıktır bu. emek hırsızlığı resmen.

  • bilmeden yedikleri için veganlıkları bozulmamıştır. tövbe edip yine yollarına devam edebilirler.

    edit: ben work&travel dayken bir arkadaşım vardı fetöcüydü kendisi zaman gazetesinde staj yapıyordu, stajı bitince işe girdi orada, alkol içmez ama esrar çekerdi. orada bulunduğumuz süre boyunca pizza yemiştik üstündekini dana sucuğu sanmıştı o da mesela domuz sucuğu olduğunu bilmiyordu. sonra öğrenince "olsun bilmiyordum, müslümanlığım devam ediyor" diyerek hayatına devam etti. aynı durum bence bu veganlar için geçerli.

  • kalitesi giderek düşen fast food zinciri.

    öğrencilik yıllarımda part-time olarak yaklaşık 2 yıl boyunca bünyesinde yer aldım bu zincirin. o zamanlar daha farklıydı falan diyeceğimi sanmayın hemen. o zamanda kalite tavan yapmıyordu ama günümüze oranla daha idare edilebilir bir seviyedeydi. neyse değinmek istediğim konu o değil zaten. lezzeti, kalitesi, servis hızı, cartı curtu hepsi tartışılır. yazılan pek çok entryede hak veriyorum ama hak veremediğim ya da nasıl desem canımı sıkan asıl konu çalışanlarına hak etmedikleri laflar denilmesi. hemen " sen orada çalışmışsın tabi laf dedirtmiceksin" triplerine de girmeyin. işi yavaş yapan yok mu ? e tabiki var. ha senin istediğini bir değilde ikinci hatta üçüncüde anlayan yok mu? var tabiki. ama hepsi mi öyle ? sen genelleme yaparak gerizekalılar dersen ha bende orada bi dur arkadaşım bak o iş öyle değil derim sana. nasıl mı? dur anlatayım. restoranın açılış saatinden 2 saat önce gelirsin oraya. o yediğin hamburgerinin içindeki her şey hazır gelmiyor. hepsini açılış ekibi hazırlıyor. o soğanlar öle halka halka mı çıkıyor sandın? otur bir çuval soğanı ayıkla, onları makinada öle halka olacak şekilde kesmeye çalış ondan sonra geç karşıma bi konuşalım. iki saat boyunca tüm o malzemeleri hazırlamak zorundalar. geçen haftanın o gününe göre belirlenir miktarlar. dokuz kap domates diyorsa, o dokuz kap yapılacak sekizle kalmaz. yetiştirmek zorundasın. yetiştirdin mi açılışı eyvallah. aslansın kaplansın. ama daha dur bitmedi iş. restoran açılıyor hacım iş daha yeni başlıyor. sabah pek yoğunluk olmaz ama öğlen oldu mu hah sıçmalık vakti geldi demektir. o yoğunluğu senin en kısa sürede atlatman beklenir. servis hızı denen bişey var. bu süre 2.5 dakikadır. ( pişme süresi olan ürünler hariç misal fish royal, bean burger ) tepenede dikildi mi müdür hah çok güzel. o yoğunluk, o koşturma, o baskı, ha bide kasada açlıktan beni yiyecek bi müşteri. buyrun cenaze namazına. hadi o yoğunluğuda başarıyla atlattın. vallahi aslansın kaplansın. sıra senin ödülünde. yemek vakti! yarım saat içinde yemeğini yer girersin içeri. ha bu yarım saat içinde eğer ki olurda bi yoğunluk gelirse hayal olur o yarım saat.15 dakikada girersin 10 dakikada da. ama daha dur yine bitmedi. akşam üstü yine bi yoğunluk gelir. ha bu yoğunluklarında bi saati bi zamanı vardır. rush denir buna içerde herkes rush geldi diye bağırır. o rush varya senin canına okur canına. yok açılış değilde kapanışsın diyelim. tüm o yoğunluğu çekersin akşam restoran kapanınca bide o restoranın tüm alet edevatının yıkanmasını çekersin. ha bide sevkiyat geliyorsa vallahi zil takıp oynarsın. niye mi? o sevkiyat gecenin ikisinde üçünde gelirse sen oradan sabahın altısında yedisinde çıkarsında ondan. kendinden ağır kolileri taşımak zorunda kalırsında ondan. ertesi gün tekrar işe gelirsin o yorgunluk ve uykusuzlukla. sonrada biri geçer karşına sırf siparişini anlamadı diye yada yemeğini istediği sürede getirmedi diye yada şirketin ona dayadığı sos prosedürünü sanki kendi koymuşta uyguluyor diye sana gerizekalı der.

    yaran mı varda bu kadar gocundun diyenleri duyar gibiyim. evet var. banada dediler gerizekalı. hatta daha ağır laflar kullandılar. ben öğretmenlik okudum. karşıma bi eğitimci geçipte sırf yemeğini çabucak alıp gidemedi diye ( ürünün pişeceği ve bekletilebileceği söylenmesine rağmen ) “ben bir eğitimciyim sen ise ancak burada çalışabilen bi gerizekalısın” dediğinde kanıma dokundu. orada çalışan insanların her biri einsteindır demiyorum ama insandır diyorum. orada 3 çocuklu ailesini geçindirmeye çalışanda var öğrencilikte ailesine yük olmamak için çalışanda. orada kısaca ekmek parasını çıkarmaya çalışan insanlar var. onlara gerizekalı,embesil diyen sen insan mısın diyorum bende.

  • organ mafyası, çocuk tacizi, işkence, cinayet yetmiyormuş gibi bir de tuncer'in karısı emine var. hikayede kendisinin görevi bütün suçu gizlemek. "ne alakası var efendim tamamen iftira" diyerek her şeyi inkar ediyor.

    bir de skt'si geçmiş 400 koli gofretin ambalajını değiştirip yeniden piyasaya sürme olayı var ki çok orijinal bir fikir gibi geldi bana: "madem kötüyüz bunu da yapalım amk,hem hikaye bütünlüğünü bozmuyor." yani adamlar eleştirmenlerden tam not almak için her boku yapmış gibi.

  • bundan tam 9 ay evvel, benim de başıma kadıköy evlendirme dairesi'nde gelen şey..

    hem de nasıl biliyor musunuz?
    nikah başlayacak, salon tıklım tıklım, abim elinde kamerayla içeri girip beni çekecek.. ağzı 5 karış mutluluktan, kardeşinin nikahını izleyip kaydedecek diye..
    haber geliyor bana, "içerde biri var kameralı sokmayız" diyorlar..
    "nasıl sokmazsınız abimi" diyorum, "kamerayla giremez" diyorlar..

    bakın bu muhabbet, ben evet demeden 5 dakika önce arka odada nikah memuru önünde gerçekleşiyor.

    adamlar "sokamazsın kardeşim! ya parasını verirsin ya da çektirmeyiz" diye üstüme yürüyor.
    "ulan ben sizden böyle bir bilgi aldım mı sokamayız diye? para vermek zorundamıyım şu halimde size" diye diretiyorum..

    adamlar bağırarak "çektirmeyiz" diyerek merdivenlerden yukarı çıkıyor ve ben bu esnada arkalarından laf atıyorum.. durduğum yer, nikah masasının arkasındaki kapı.. yani kapı açıldığı anda tüm davetlilerin karşısına çıkacağım.

    sinirden yüzüm kıpkırmızı, elim ayağım titreyerek kapıdan çıkıyorum.
    masaya oturuyorum.
    "evet" derken yüzüm o kadar eblekleşmiş ki, eşim bile "neden bu kadar üzgün evet" dedin diye üzülüyor..

    bağırış çağırış en mutlu anlarımdan birini sktiler.
    sizin rantınıza da paranıza da yazıklar olsun.

    yıllar sonra ekleme: nikahımıza dair düzgün video kaydımız yok.