ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
"dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu pizzayı* alsın aklımızı, belki böyle beğenir bizi el alem."* bu not üzerine ekstra ücret istemeksizin pizzayı nefis kenarlı yapmış, birkaç tane de sos göndermişler. mizaha kıymet veren little caesars üsküdar şubesi çalışanlarına selam olsun.
sade maden suyuna limon sıkan tip
-
sağlıklıdır. limon aromasını sevip, limonlu maden suyunun içindeki gereksiz şekeri vücuduna sokmak istemiyordur.
öpüşürken düşünülen şeyler
-
- oha öpüşüyorum.
(ilk öpücüğümde aynen bunu düşünmüştüm.)
can yayınları
-
bugün fuarda 13 yaşında bir çocuğa hırsız muamelesi yaparak üstünü arayan rezil yayınevi. ayrıca herhangi birşey bulamayınca tehditler savuran kendini bilmez personellerinin olduğu yayınevi. isimleri aldık ve gerekli işlemleri yapacağız. kendilerinden aşağıdaki sorulara cevap vermelerini istedim.
1.emin olmadan küçücük bir çocuğa böyle bir muamele yapma hakkını nereden buluyorsunuz?
2.böyle birşey olsa dahi herkesin içinde arama yapmak üst aramak hakkını nereden buluyorsunuz?
3.gerçek anlaşıldıktan sonra özür dilemek yerine tehdit etmek nasıl bir davranıştır?
4.personel seçerken hangi özelliklere bakıyorsunuz nasıl bir eğitim veriyorsunuz?
yurt dışı çıkış harç pulunun 150 lira olması
-
yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.
10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.
dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
_
yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.
saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...
edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.
haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?
kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek
-
feminizmi yasam bicimi haline getirirsiniz... kısacık saclarınız yoksa da maskülen hareketleriniz, kadınsı tavırlara karşı gıcığınız vardır...
bir erkekle yemege cıktıgınızda hesabınızın onun tarafından ödenmesi sizi deli eder. "saat gec oldu evine bırakayım seni" cümlesini duydugunuzda siniriniz tepenize cıkar. kücük kız cocugu muamelesi görmekten nefret edersiniz. size göre, siz diger kadınlardan farklısınızdır... cünkü digerleri, diger kadınlar, onlar, gece gec saatlerde eve bırakılmaktan hoslanırlar. hatta "odana gir pencereden bana el salla" diyen bi erkek beyaz atlı prensleridir.
birgün karsınıza o cıktığınga hayatınızdaki tüm kavramlar tepetaklak oluverir. cok da tenha olmayan bir sokaktan geçerken "tekin degil buralar, istersen koluma gir" dediginde hayatınızda ilk defa bir erkegin sizi koruyan tavrı hoşunuza gider. sizi taksiye bindirdiginde taksinin plakasını alması sizi rahatsız etmedigi gibi icinizi garip bir güven duygusu kaplar. eskiden eve sağsalim gittiğini haber vermek, erkek arkadasa, hatta erkek egemen topluma hesap veriyor olmak kategorisine girerken artık sırf onun sesini duymak icin bile yapılabilecek birseydir.
kısacası, siz de artık o hep elestirdiginiz sıradan kadınlardan, sıradan insanlardan oldugunuzu fark edersiniz. sadece acıga cıkması biraz uzun zaman almıstır. sadece bu kadar sevebileceginiz biri gec cıkmıstır karsınıza...
gün olup, kırık kalbinizi elinize alıp cekip gitseniz bile ona tesekkürü borc bilirsiniz.
"saol sevgilim, bana sıradan biri oldugumu fark ettirdigin icin..."
21 kasım 2009 beşiktaş fenerbahçe maçı
-
link ölmüş editinin de editi: http://inciswf.com/1269236582.swf
swf'ler ölüyor, yuutup adresini koyayım da "neymiş bu ya" merakını gidermiş olayım.
https://youtu.be/acqwx1itcto
1993'te çekilen hd new york videosu
-
çekimlerinin ne kadar özenilmiş, kurgusunun ne kadar güzel olduğunu düşünürken bir yandan da beni bir huzur, hüzün ve sükunet hali aldı. bir de o zamana ve oraya özlem duydum. bunun adı:
(bkz: fernweh) almanca'da "uzaklara gitmeyi özlemek" anlamı olsa tam manası "hiç gitmediğin bir yere özlem duymak" bu kelimenin. işte bu videoyu izleyince tam da bu hisse kapıldım. üstüne bir de sözlükten iki kişinin orayla ilgili anılarını okuyunca iyice garip oldum.
o videodaki herkesi, hepsinin hikâyesini merak ediyorum. o çocukların şimdiki hali nasıl, neredeler? köpeğini gezdiren siyahi abi hala hayatta mı? o kamerayı eliyle kapatan abi neler yapıyor? yeşil gömlekli adam ve yanındaki kısa boylu sevgilisi evlendiler mi ayrıldılar mı? bu düşüncelerden alamıyorum kendimi.
bir de fark ettiniz mi bilmiyorum ama çok klasik giyinen ve klasik stile sahip olan insanlar hariç herkesin kılığı kıyafetinden bunun başka bir döneme ait olduğunu anlıyor insan. video sanki dün çekilmiş gibi 1080i 60fps olsa bile...
ilk türk atom bombası için isim önerileri
-
parçacıklı öldürgeç olması muhtemel isim.
üç camili ve 53 mescitli üniversite
-
daha 3 ay önce, iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde kablosuz internet olmayan, kablolu internetin bağlı olduğu tek bilgisayarın da bir takım aksaklıklar yüzünden internete giremediği üniversite.
yerler filan hep parlak granit ama, valilik binası gibi.
(bkz: türkiye)
ulysses
-
okudum ben, olay irlanda'da geciyor..
charizard'ın magmar'ı gökten yere çarptığı sahne
-
charizard'ı bir nevi "canı isteyince deli top oynayan efsane şımarık futbolcu" statüsüne getiren sahnedir.
harry'yi yanlış kızla evlendirdim
-
annemin gelecekteki beyanı olabilir. sinyallerini veriyor doğrusu.