ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
başörtülü küçük kızın öğretmenini eleştirmesi
-
demedi demeyin. bu kız büyüyünce ya ateist olur ya da işid'e katılır.
bitmeyecek bir evliliğin 10 basit kuralı
-
1- yaparız hayatım.
2- gideriz hayatım.
3- çıkarız hayatım.
4- alırız hayatım.
5- olur hayatım.
6- nasıl istersen hayatım.
7- sen daha iyi bilirsin hayatım.
8- aaa çok iyi hayatım.
9- özür dilerim hayatım.
10- tabi ki hayatım.
iyi ki kafatasımızın olması
-
(bkz: keske beynimizin de olması)
sevgili dışında birine ithafen yapılmış şarkılar
-
elbette leonard cohen'a ait olan famous blue raincoat isimli şaheser. leonard abimizin, karısı ve en yakın arkadaşının birlikte olduğunu, aldatıldığını öğrendikten muhtemelen uzun zaman sonra, arkadaşına onu herşeye rağmen affedebildiğini söylediği mektup/şarkı.
türkiye'nin hala gruptan çıkma şansının olması
-
(bkz: hoca sözlüden 100 100 verse)
su gaz ve copla durdurulamayan genç
-
hahahaha elinde zarar verici bir cisim olmayan öğrencilere aslan kesilen polisin haline bak lan.
doktorlardaki internetten araştırdım alerjisi
-
ben de bir zamanlar vücudumdaki bir rahatsızlıktan dolayı çok endişelenmiş, internet üzerinden yoğun bir araştırma yapmış, olabilecek bütün hastalıkları incelemiştim. bunu, doktora derdimi anlatırken " şu şu hastalık belirtilerini okudum, bende de böyle belirtiler var bunun için size geldim. " dediğim vakit doktor kadın gülüp dalga geçmeye başladı. yok memlekette onlardan başka herkes doktormuş da, aslında onlara gerek yokmuş da vs. vs. ya bu nasıl şişirilmiş egodur anlayamıyorum. hem heryerde bas bas kampanyalar düzenliyorlar halkta farkındalık yaratmak adına. hastaya geç teşhis yapıldığında yine hasta kişiyi cahillikle, umursamazlıkla suçluyorlar. ama birşeylere ilgili olup araştırınca suç oluyor. sanki kendileri hep doğru teşhisi koyuyormuş gibi havalar...
tabi gerçekten aşmış doktorlar böyle davranmak yerine kişiyi dinliyor ve daha çok bilgilendiriyor. normal insan olan da böyle davranır zaten.
elin oğlu
-
- ramazan denince aklınıza ne geliyor?
italyan: pide!
rus: pide!
ispanyol: güllaç!
koreli: nihat hatipoğlu!!!
adsşlkasşldkadls
mark zuckerberg türkiye'de doğsaydı olacaklar
-
üniversite, yüksek, askerlik derken...
3-4 yıllık iş deneyimiyle birlikte kurumsal bir şirkette senior web developer falan olurdu şu yaşıyla. (bkz: alkış)
iş çıkışı mochasını içer, boş vakitlerinde twitter'da karı-kız kovalar ve her zaman aklında olan kendi şirketini açma hayali toplum baskısı sonrasında yapmak durumunda kaldığı evlilikle biterdi.
sonrasında ne bileyim... görümce, elti ne boksa işte onların evinde çoluk çocukla beraber beyaz çoraplarıyla bağdaş kurmuş vaziyette çay içerken, acun programlarına katıla katıla gülerdi.
kebapçıda görülen hürmet
-
ömür boyunca başka hiçbir yerde görülemeyecek hürmettir. öyle bir hürmettir ki insana kendini değerli hissettiren şeyler listesinde ilk üçe girer. "bi şey lazım mı abicim?, bi salata daha ister misin?, çay da alır mısınız abicim?". iki ay uzak kaldıktan sonra ilk defa gören annemden daha iyi bakıyolar. kebapçıdan bi çıkıyorum sanırsın bir paşa, bir şehzade.
ben bu hissi pizzacıda "hamuru incecik olsun mu?" sorusunda yaşayamıyorum. veya bir lira farkla kolanızı ve patatesinizi king boy ister misiniz? benim gururumu böylesine okşamıyor. ama bir "hemen yeniliyorum abi ezmeyi" beni mest ediyor. şimdi yolu adana kebapçılarına düşmemiş, kebap diye bir kısım et parçaları yedirtilmiş olan kitle ne diyor olm bu? diyebilir ama durum bu. diyeceklerimi buraların meşhur bir sözüyle sonlandırıyorum. "o yediğiniz abur cuburlar boy boy, şimdi bi acılı adana olacak idi oy oy."