hesabın var mı? giriş yap

  • böyle ahlaksız namusuz dolandırıcılar da türedi piyasada.öncelikle ecem hanıma geçmiş olsun diyorum.

    eğer hala gerçek bir enerji yüklemesi yapan biri arıyorsa benimle iletişime geçsin.

  • bos vaktinde megafon u yaparak patates sogan terorune imkan tanimasiyla da eksi hanede puan toplamistir.

  • bir ağacın yaşam süresidir. insan ömrünü ikiye-üçe-beşe-ona katlayabilir.

    bazı ağaçların ortalama ömürleri:
    şeftali: 30 yıl
    vişne: 40 yıl
    ayva: 50 yıl
    kiraz: 60 yıl
    kavak, söğüt: 100-150 yıl
    fındık: 150-200 yıl
    armut: 300 yıl
    zeytin: 400-500 yıl
    ceviz: 500 yıl
    kayın: 900 yıl
    çınar, sedir, meşe, ıhlamur, köknar: 1000 yıl

    dünyanın en yaşlı porsuk ağacı zongulduk'ta yaşıyor. 4113 yaşında. bronz çağında filizlendiği söyleniyor. koruma altına alınmış geçen senelerde.

    dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri isveç'te yaşıyor. 9500 yaşında. "old tjikko" ismini vermişler bu ağaca. işte old tjikko.

    tek bir kök ile büyüyerek koskoca orman oluşturan, abd'nin utah eyaletinde yaşayan "pando ağacı"nın en az 80.000 yaşında olduğu söyleniyor. hatta bu pandonun yaşının 80 bin ile 1 milyon yıl arasında olduğu tahmin ediliyor...

  • evet takside de değişim olacak, bugün taksi plakası sermaye için bir spekulasyon aracına dönüşmüş durumda. bir plaka başına bugün 3 milyon tl sermaye bağlanıyorsa ve bunun karşılığında sadcece bir adet (2, gece mesaisi) şoför istihdam eidiliyor ise bu sermaye istihdam artışı ve cari açığı azaltan üretim ve hizmet için kullanılamıyor demektir.

    en kısa zamanda 90'lardan beri gerçekleşmeyen taksi plaka ihalesi açılmalı ve plaka sayısı en az ikiye katlanmalı. aplikasyon çıkartılmalı ve isteyen yolcu eğer taksi boş ise aynı gzergahtan bekleyenleri taksiye alıp ücreti paylaşabilmeli, yollarda boş gezip boşa mazot yakan taksilerin birim zamandaki geliri arttırlmalı, maliyeti daha çok yolcuya paylaştırılmalı.

    bunun adı komunizm değil "gelecek" , uyanın.

  • imar affı, ehliyet affı, genel af falan filan derken sokakta ölsek, suçlusu yine biz olacağız artık ülkede. öyle bir aflar cenneti.

  • çay toplamayı bilen rizeli genç olarak gülümseyerek okuduğum boş açıklamadır.
    istanbul'da yaşıyoruz, her sene annem daha çok politik nedenlerle (hiç sormayın bu kısmı) gidip gelir köye kendi keser 50 yaşına geldi hala devam ediyor.
    geçen sene çocukluktan beri gitmediğim köye gittim hem gezi hem çay için.
    bu çay toplama işi yapılacak iş değil onu anladım. bayırda ayakta zor durarak iki büklüm güneşin altında saatlerce çay kesmek, sonra sırtında bu çayı bayırdan yukarı taşımak adeta ölüm. hayır para da etmiyor değmiyor emeğine kesinlikle. bunu yapana kadar millet çok daha az emek harcayarak şehirde aynı parayı kazanıyor böyle olunca köyde hasat edilmeyen nice çaylık boş kalıyor. bakan millete laf edeceğine koşulları iyileştirsin, kimse tarım stratejik iş para kazanmasak da üretmek için köle gibi çalışalım demez.

  • her işte olduğu gibi bunda da kesinlikle almanları tek geçerim.

    adamlar napıyor doğumgünlerinde? kendi pastasını kendi yapıp getiriyor işyerine. burada böyle bir adet var bir de, daha hiç dışardan pasta alana denk gelmedim. erkeği de kadını da kendisi yapıyor mis gibi kekini ya da torte denilen yaş pastasını.
    getirirse ne ala, ofisindeki herkese mail atar "pasta getirdim 13.00'de buluşup yiyelim" diye. herkes yer, kahve içilir, sohbet muhabbet. budur bu kadar.
    getirmezse kimse de vay efendim niye getirmedin demez. doğumgünü çocuğu tebrik edilir, belki bir kart alınır herkes imzalar iyi dilekleriyle. hediye, pasta falan yok yani.
    ha eğer bu şahıs özel bir parti vermeyi uygun görürse evinde, dışarda vs ve ofis arkadaşlarını da davet ederse, işte o zaman 3-5 euro bişi toplanıp bir hediye alınır. adamlar çok düşünceli oldukları için, dandik zevksiz kravatlar, altın kolyeler vermek yerine genelde ya bir mağazanın alışveriş çekini satın alırlar ya da doğumgünü çocuğu sportif biriyse spor salonuna/havuza 10 kerelık giriş kartı gibi bir şey alırlar.

    almanlıktan aldığım tadı hiç bir şeyden almadım valla.

  • tgb, vatan partisinin gençlik örgütüdür. vatan partili bir tanıdığım var. 70 yaşlarında. eski bir arkadaşımın babası. doğu perinçek'le falan bir sürü fotoğrafı var. çok eski dava arkadaşı.

    neyse, bu amca facebook'ta ekli bende. geçtiğimiz günlerde facebook durumunda bir şey paylaşmıştı.

    işte, "ankara'nın bilmem ne mahallesinde aydınlık bulamıyoruz, dağıtımında mı sorun var, gazete okuyamıyoruz" gibi bir yazı.. bunun altına biri yorum yapmıştı, bu olayı görünce aklıma o yorum geldi. yorum mealen şöyleydi;

    "aydınlık bulamıyorsan sabah gazetesi al, sonuçta aynı şeyleri yazıyorlar."

  • -tea!! to everyone from me
    -i don't want
    -fine, don't give it to şakir
    -what you mean with şakir?
    -isn't your name şakir? did you change it?
    -how could you dare to me that say şakir?
    -what should i say? for example, should i say mahmut? şakir.
    -you are gonna say şakir big bro, şakir uncle
    -those days were past, şakir
    -what you mean past?
    -past is mean past. we both have minibuses. i'm your brother now, şakir