ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gece saat 00.48'de ameliyathanede otopsi yapmak
gabon'lu öğrencinin karabük'te sır ölümü
-
böyle bir olayın üstünden dahi dalga geçen suserları gördükçe sözlüğün kalitesinin nereye geldiğini daha iyi görüyorsunuz.
ucunun nereye dokunduğu ortaya çıkacaktır elbet.
acil olarak tv'ye geri gelmesi gereken programlar
-
bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..
-ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
+haha evet uyuyo..
-ay ne istiyorsun?..
+şarkı istiyorum.. tarkan'dan
-neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..
demre'den sürgün edilen polisler
-
trafik uygulamasında bir araç durdurulur, arabada ak parti demre ilçe başkanının torunu vardır. polisler ile tartışır.
sonuç olarak 11 polis demre'den başka ilçelere sürgün edilir. bu ülkede kimse işini kanunlara göre yapamaz hale geldi. insanlar korku imparatorluğu altında o kadar ezildi ki, bırakın konuşmayı nefes almaktan korkar hale geldiler. sürgün edilmek madden ve manen çok zordur. allah yardımcıları olsun.
(bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=wvg9tzpxv8e1dqige1iz4g)
vedat milor
-
ben bu adamı çok seviyorum. sevdiğim için de kendisini uyarmak istiyorum: bak vedat abi, gözünün yağını yiyeyim şu yöresel ustaların hiçbir şey anlamadığı muhabbetleri kısa tut.
gidiyorsun rizeli kuru fasulyeciye virginia'daki hububat üretiminden bahsediyorsun, diyarbakır'daki paçacı fazıl'a fransa'nın güneyinde koyunun yanağını nasıl pişirdiklerini anlatıyorsun, çanakkaleli balıkçıya "italyan köylerindeki ancelotti dolması da buna benzer" diye muhabbet açıyorsun, urfalı kebap ustasına marsilya sığırların beslenme saatini anlatıyorsun. allahını peygamberini seviyorsan kısa tut şu muhabbetleri ya da hiç açma... adam yöresel adam vedat abi, ateşin harında dura dura yaz sıcağında zebani siniri yapmıştır o. bir de "televizyoncular gelecekmiş" stresi... valla bir gün milano danası, lancaster koçu, paris billuru derken konuştuğun ustaya/tükkan sahibine balatayı contayı yaktıracaksın. tamam izleyiciler öğrensin diye de açıyorsun bu muhabbetleri ama karşısındaki ustayı da düşün. sen "kosta rika'da koyunun kellesini meşe odunuyla tütsülerler", "güney carolina'yda koçun yağlı kısmını ekmek arası ederler" derken sırf kibarlıktan "doğrudur efendim" diyen adamın dramını düşün. düşün ve insafa gel.
vedat abi seni seviyorum ama tehlikedesin bunu bil...
kobe bryant'ı 3 günde unutmak
-
sabah öleni, öğlen gömüyorlar kardeş sen ne diyorsun.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
öğretmen: oğlum sen okuldan sonra çalışıyormuşsun, kolay gelsin, bir sıkıntın olursa haberim olsun. ne iş yapıyorsun?
çalışan öğrenci: inşaatta çalışıyorum hocam.
yanındaki öğrenci: iyi mala vurur hocam.
öğretmen: belli oluyor doymamışsın.
saniyelik salaklıklar
-
dolmuşta giderken, şoför "metroda inicek var mı?" dediğinde, "yoooooooook" diye bağırmak.
semra göçük düzeltme'nin araçla gezip kaza yapması
-
araç sahibinden aldığım bilgiye göre sonuç: "avukatlarım aracılığı ile semra hanım ile "tüm zararımın" karşılanmasına ilişkin uzlaşmaya vardık.
taraflar anlaşmamızda "içeriklerin kaldırılması" ile ilgili madde de yer alıyor. o yüzden buradaki içerik kaldırılmıştır."
3 ağustos 2014 akit atatürk paylaşımı
-
şöyle bir şey.
nasıl da mutlu not yazmışlar.
"kutsalımıza saldırıyöörleeer" diye inleyip durup gururla böyle bir şey paylaşmak...
bu adamlarla aynı ülkede yaşıyoruz lan. inanılmaz.
başarısız çapkınlık hikayeleri
-
18-19 yaşındayım o zaman. bir gün sürekli takıldığımız bilardo cafe'de üç arkadaş oturuyoruz, muhabbetteyiz. derken cafeye üç kız geldi bir masaya oturdu. cidden çok güzellerdi ama. fena. neyse dedik tanışalım bir şekilde ama nasıl. hiçbirimizin de gidip konuşmaya yemiyor.
madboy: kola gönderelim. hayırdır falan diyeceklerdir illa, zaten deyişlerinden anlarız, ters giderse, kapıdan ilk girenlere kola ısmarlayacaktık, öyle bir karar almıştık sebebi bizde saklı, siz girdiniz size ısmarladık deriz.
-: meyve suyu gönderelim kola belki içmezler ama meyve suyunu kesin içerler. bazı insanlar var ya kola içmez.
garson osman abi çağrılır.
madboy: abi şu arkadaşlara üç meyve suyu sana zahmet. neli olduğu farketmez. sana diyecekler biz istemedik şu arkadaşlar gönderdi dersin.
osman abi: tamam.
osman abi gitti meyve suyu yapmaya. o sıra kızlardan biri kalktı lavaboya gitti. gitti gelmez. o sıra osman abi masaya meyve sularını bıraktı. kızlar o lavaboya giden söyledi hesabına buna bir şey sormadılar muhabbetlerine devam ettiler. osman abi bekliyor hayırdırı ama diyen yok. osman abi'ye ayrıl yaptım kaşla gözle. dedim içimden lavabodaki gelir der hayırdır diye çağırırlar nasıl olsa. geldi o da oturdu. o da sandı herhalde masadakiler söyledi yine bir hareket yok. dedim osman abi al parasını bizi karıştırma.