hesabın var mı? giriş yap

  • cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi doların ne kadar olacağını nerden bilmektedir?

    doların ne kadar olması gerektiği cumhurbaşkanlığı iletişim ofisinden mi belirlenmektedir?

    cumhurbaşkanlığı iletişim ofisinin serbest piyasaya müdahele etme yetkisi var mıdır?

    piyasa manipülasyonu suç değil midir?

    seçimden sonra 40'ı geçerse cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi tekzip yayınlayacak mıdır?

    istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.

  • -allahım sen bana ve aileme sağlık, para, mutluluk ver.
    iç ses: ama bu çok bencilce oldu allah bencilleri sevmez daha genişletmem gerek.
    -allahım sen bana ve ülkemdeki tüm insanlara sağlık, para, mutluluk ver.
    iç ses: başka dil konuşan insanlar var, onları eklemezsem allah kızar.
    -allahım sen bana ve dünyadaki tüm insanlara sağlık, para, mutluluk ver.
    iç ses: bilim çocukta gördüğüm uzayda da yaşam olabilir mi ki?
    -allahım sen bana, dünyadaki insanlara ve uzayda yaşayanlara da sağlık, para, mutluluk ver.
    iç ses: evet bu güzel oldu, iyi geceler.

  • sebebi şu videoda bahsettiği "birbirini nakzeden iki önerme ile başka bir önermenin birleşiminden istediğin sonucu çıkarabilirsin" mantığını felsefesinde istediği sonuca varabilmek için gönlünün keyfine göre kullanması, yani bir bakıma matematik bilmemesi yahut bildiği halde şarlatanlık yapmasıdır.

    şengör videoda "bunu zaten matematikçiler biliyor" dediği için matematikçilerin ne bildiğini açıklamaya çalışma gereksinimi duydum. işsiz misin diye mesaj atmayın çünkü işim bu.

    başlayalım:

    şengör'ün videoda bahsettiği bu olaya matematikte hepdoğru (totoloji) ya da hepyanlış denir ve gerçekten de bu tür önermelerle gönlümüzün keyfi nasıl bir sonuç isterse öyle bir sonuç bulmamız mümkündür.

    öncelikle önermeler mantığı bilmeyenlerin bertrand russell'ın papa olduğunu kanıtlaması yazısından konu hakkında yüzeysel de olsa fikir sahibi olmasını şiddetle öneriyorum. önermeler mantığına hakim olanlar ise yazıyı hiç okumadan devam edebilir.

    şimdi diyelim ki totoloji, yani her zaman doğru olan bir önerme yaratmak istiyoruz.

    bunun için basitçe q = ( p v p' ) şeklinde bir q önermesi, yani celal şengör'ün tabiriyle birbirini nakzeden iki ifadenin birleştirildiği bir önerme tanımlarız.

    bu durumda q önermesinin değeri p önermesinin ne olduğuna bakılmaksızın her zaman, ama her zaman doğru olur. buna totoloji denir.

    eğer biz her zaman doğru olan bir önerme yerine her zaman yanlış olan bir önerme oluşturmak istersek de basitçe q önermesinin değili olan q' önermesini, yani de morgan yasası gereği p' ^ p önermesini kullanmış oluruz.

    eğer biz q önermesini gönlümüzün keyfine göre herhangi bir önerme ile veya bağlacı ile birleştirirsek bu iki önermenin birleşmesinden ortaya çıkan üçüncü önermenin daima doğru olacağından emin olabiliriz.

    örneğin r = ( q v p ) durumunda r önermesinin p ne olursa olsun doğru olacağını biliriz.

    bu durumda basit bir totoloji tekniğinden yola çıkılarak oluşturulmuş bir önerme kullanarak ciltlerce felsefe kitabı inşa edebiliriz ve biz bu kitabı totoloji üzerine inşa ettiğimizden dolayı ne dersek diyelim dediğimiz şeyin doğru olduğunu öne sürebiliriz.

    yani mesela hegel = ( q v r v t v y v u v ı... ) şeklinde sonsuza kadar gidebiliriz ve hegel önermesi her zaman ama her zaman doğru olur çünkü zaten q önermesi totoloji olduğundan her zaman doğrudur.

    "iki önermeyi neden veya bağlacıyla bağlıyoruz, onun yerine ve bağlacıyla bağlayalım işte, zaten hegel ve bağlacıyla bağlıyor" diyenler olacaktır.

    bunun sebebi tüm önermelerin bir normal önermeye eşdeğer olması ve normal önermelerin de tümel asal önermelerin veya bağlacı ile birleştirilmesinden ibaret olmasıdır.

    bunun ne anlama geldiğini kavrayabilmek için normal önerme ve tümel asal önerme dediğimiz şeyleri açıklamamız gerekir.

    tümel asal önerme dediğimiz şeyler matematiksel açıdan tutarlı, yani mantıksal çelişkilere ve paradokslara izin vermeyecek biçimde inşa edilen önermelerdir. bir önermenin çelişki içermemesi için totoloji ve hepyanlış içermemesi gerekir. bunun yolu şu şekildedir:

    n bir doğal sayı ve her i = 1,2,3,....n için q(i) ya bir temel önerme ya da bir temel önermenin değili olsun. ayrıca herhangi bir temel önermenin hem q(i) hem de q(j) önermelerinde aynı anda bulunmadığını varsayalım. yani i değerlerinden herhangi biri ile j değerlerinden herhangi biri aynı olamaz. bu durumda q(1) ^ q(2) ^ q(3) ^... q(n) önermesi tümel asal önerme olur.

    bu durumda bir tümel asal önerme iki eş temel önermeyi yahut herhangi bir önermenin hem kendisini hem de değilini, kısaca totoloji veya hepyanlış içermez.

    yani mesela p(1) ^ p(1) bir tümel asal önerme değildir.

    aynı şekilde p(1) ^ p(1)' de bir tümel asal önerme değildir.

    tümel asal önermeleri q(1) ^ q(2) ^ q(3) ^... q(n) şeklinde tanımladığımız için p(1) v p(2) önermesi de bir tümel asal önerme olamaz.

    bu durumda herhangi bir tümel asal önermenin değerini her durumda doğru yapabilmek için tek koşul tüm önermelerin doğru olmasıdır. yani siz mantıklı bir sonuca varmak isterseniz birbiri üzerine inşa ettiğiniz hiçbir önermenin değeri yanlış olmamalıdır. çünkü tümel asal önermelerin yapısı gereği eğer tek bir yanlış önermeniz bile olursa bütün sisteminiz çöker ve siz saçmalamış olursunuz.

    bu şekilde herhangi bir önerme doğru diye o önermeden istediğimiz sonucu çıkaramayız ve yabancıların "mathematical rigour" dedikleri üstün keskinlikte çelişkisiz önermelerle hareket etmek zorunda kalırız.

    normal önerme dediğimiz şeyler de şu şekilde tanımlanır:

    birbirinden farklı tümel asal önermelerin birbirleriyle veya bağlacı ile birleştirilmesiyle oluşan önermeye normal önerme denir.

    bu durumda şu sonuca varırız:

    eğer bir normal önermenin doğru olmasını istiyorsak o önermeyi oluşturan bütün tümel asal önermelerden tek bir tanesi bile doğru olsa normal önermemiz doğru kabul edilir.

    normal önermeler matematiksel açıdan tutarlı önermelerdir çünkü veya bağlacı aslında "bu önermelerin içinden en az biri doğruysa genel önerme doğrudur " demekten ibarettir. eğer o şeylerin içlerinden biri bile doğru değilse önermemizin değeri yanlış, biri bile doğruysa da doğru olur.

    örnek:

    a = 1
    q=1
    p=0
    r=0

    bu durumda d(a) = ( d(q) v d(p) v d(r) ) dediğimiz zaman "a önermesinin değeri q önermesinin, p önermesinin ve r önermesinin değerlerinden en az bir tanesine eşittir" demiş oluruz ve bu doğrudur çünkü a önermesinin değeri q önermesinin değerine eşittir.

    şimdi celal şengör'ün hegel'e salak demesinin sebebine gelelim.

    hegel şengör ve popper'e göre salaktır çünkü hegel normal önermelerin totoloji içerebileceğini iddia eder ve normal önermeler totoloji içeremez çünkü normal önermeler tümel asal önermelerin veya bağlacıyla birleşmesinden oluşur. eğer normal önermeler totoloji içerirse bu tümel asal önermelerden en azından bir tanesinin totoloji olduğu anlamına gelir, ki bu tanım gereği mümkün değildir. şengör'ün tabiriyle zırvadır.

    peki hegel'in normal önermelerin totoloji içerebileceğini iddia ettiği nereden çıktı?

    çünkü zaten her önerme aslında bir normal önermeye eşdeğerdir. yani eğer herhangi bir önerme ortaya atıyorsak mutlaka ve mutlaka değer çizelgesi bu önermeninki ile tamamen aynı olan ve tümel asal önermelerden oluşmuş başka bir önerme de bulunmak zorundadır. bu durumda eğer birbirini nakzeden iki ifadenin birleşiminden, yani totolojiden yola çıkar ve bunun üzerine her haltı doğru olan bir felsefe inşa edersek, bu durumda değer çizelgesi bu felsefe ile tamamen aynı olan bir normal önerme de bulunmak zorundadır.

    yani basitçe hegel'in mantığına göre bizim canımız neyin doğru olmasını isterse o doğrudur.

    mesela canımız zfc aksiyomatik sistemince 2+2=8 denklemi doğru olsun isterse o zaman 2+2=8 doğru olur.

    evet, o cilt cilt kitaplar bu kadar saçma bir mantık üzerine kurulu işte.

    neden?

    çünkü mantığın ne olduğunu bilmeden mantıksal çıkarım yaparsak saçmalıklar üzerine kolaylıkla ciltlerce kitap yazabiliriz.

    peki neden her mantıksal önerme için o önerme ile eşdeğer çizelgeye sahip bir normal önerme bulunur?

    bu saatte onun kanıtını burada açıklamaya üşendiğim için direkt olarak ali nesin'in önermeler mantığı isimli kitabından kanıtın görselini bırakıyorum.

    birinci sayfa

    ikinci sayfa

    dipnot: matematikte teorem ve kanıtlarda kullanılan totolojiler, yani daima doğru kabul edilen şeyler vardır ve bu şeylere "aksiyom" denir. biz aslında matematiği aksiyomlar üzerinden inşa ederiz ancak bu aksiyomlar aşırı derecede basit, tamamen sağduyu ve mantık ile oluşturulmuş, kişinin perspektifiyle ilişkili olmayan şeylerdir. yani siz eğer felsefe yapacaksanız kendi görüşünüzü destekleyebilmek için ortaya aksiyom atıp bu aksiyom üzerinden sonuçlara vararak gerçeklik budur diyemezsiniz çünkü eğer ortaya aksiyom atıp gerçeklik budur derseniz yaptığınız şey felsefe değil din, ortaya aksiyom atıp bu aksiyom neticesinde şu sonuçlara varılabilir derseniz de yaptığınız şey yine felsefe değil matematik olur. yani hegel'in totolojilerini aksiyom kabul edersek yine aynı mantıkla gerçeklik dediğimiz şeyin hegel'in keyfi ne isterse o olacağını kabul etmiş oluruz.

  • yakın zamanda başıma gelen bir rezaleti sizlerle paylaşmak istiyorum.

    çevremde 1. derece yakınım herkes vodafone hat kullanıyor. işin eğlencesi bu kişilerin hepsini ben ikna edip vodafone'a geçirdim. çünkü yeni taşındığımız yerde diğer hatlar çok iyi çekmiyordu ve fiyat olarak da o dönem vodafone hepsinden daha ucuzdu.

    neyse ailemden iki kişi 164 tl değerinde sınırsız bir tarifeye geçtik topluca. hepimizin geçişi arasında bir kaç ay fark var. ama hepimiz aşağı yukarı aynı dönemde geçtik ve 2 yıllık taahhüt ile başladık yeni hattı kullanmaya.

    aradan belirli bir zaman geçti ve beni süreki vodafone'dan arayıp, taahhüdünüz bitiyor, acilen yeni bir taahhüt seçmezseniz 450 lira gibi bir bedel faturanıza yansıyacak ve taahhütsüz devam edeceksiniz diye gazlamaya başladı vodafone.

    benim de bir arkadaşım vodafone bayiisi; aradım bu elemanı. dedim kanki böyle böyle. taahhüdüm bitiyormuş. bari işlemi sen yap da üç beş kuruş kazan. arkadaş da bana aynen şu cümleyi kurdu:
    - doğrudur abim. seni sınırsız trifeden devam ettirelim. aylık 339 liraya yeni taahhüdünü onaylıyorum. gelen sms kodunu bana söyle dedi.
    dedim ne kadar pahalılanmış. neyse yapacak bir şey yok galiba. her şeye bu kadar zam gelmişken, hatların da böyle olması normal heralde dedim. onayladım.

    o ay faturam geldi. üstüne telsiz vergisi falan derken 349 lira fatura geldi.

    neyse 1 ay sonra eşime de benzer tacizler gelmeye başladı. eşim çok profesyonel bir arşivci olarak dedi ben bunu bir düşüneyim. açtı sonra eski mesajlara baktı. zaten bu tarifeye 9 ay önce geçmiş. mesajda da şey diyor; 1. dönem kampanyanız kapsamında 12 ay 164 lira, 2. dönemde de 170 lira mı ne işte tam hatırlamıyorum. ama daha taahhüt süresi var yani. mesajda da yazıyor.

    sonra aynı arkadaşı aradım ben. dedim ki;
    - bro böyle böyle. bizim hanımı da arıyorlar. ama mesajlardan bulduğu kadarıyla bizim hanımın daha 1. dönem yani ilk senesinden 3 ay, ikinci senesinden de 12 ay toplam 15 ay daha taahhüdü var. nedir bu durum?

    arkadaş da dedi ki;
    - abi vodafone öyle milleti yemliyor. inananları kekliyor, yeni tarifeye geçiriyor.
    - e beni de böyle keklemiş olmasınlar ya ben bi mesajlara bakayım
    - abi sen onay verdin bi kere, geçti o iş geri dönemezsin
    dedi.

    daha bu olay sıcağı sıcağına iken, kardeşim ve asker arkadaşımı da yanımda vodafone arayıp darlamaya başladı. aynı hikaye.
    - taahhüdünüz bitmek üzere, acilen bir taahhüt vermezsen taahhütsüz şu kadar para ödeyeceksin diye.

    aynı şekilde kardeşim ve arkadaşım da eski mesajlara baktı ki; yok öyle bir şey. taahhüt falan bitmiyor. arayanlara da fırça atıp kapattılar.

    sonra ben sinirlendim ve vodafone'u aradım. dedim böyle böyle. beni taahhüdün bitiyor diye aradınız. dolandırdınız. benim eski taahhüdümü geri aktif edin, aradaki farkı da bana ödeyin. şikayet ettim yani.

    aradan bir gün geçti, vodafone bayisi arkadaşım beni aradı. dedi abi sen beni şikayet mi ettin? dedim abi ne alakası var senle. ben vodafone'u şikayet ettim. işlemi sen yaptın ama beni arayıp sen gazlamadın ki taahhüdün bitiyor diye.
    - e abi biz sana daha taahhüdün var demediğimiz için vodafone bu suçu bize atıyor.
    - abi sizin böyle bir ekranınız varsa, bana bunu zaten söylemen gerekirdi. madem sen de bu işe alet oldun, yapacak bir şey yok. o zaman seni de şikayet etmişimdir. kusura bakma dedim.

    arkadaş da daha diyor ki;
    - abi sen bu şikayetini geri çek. bizi yakma.
    hesaplıyorum 164 tl yerine 349 tl. daha taahhüdümün 10. ayındaymışım. arada 14 ay var. ayda 185 liradan 2.590 tl yapıyor. dedim ki;
    - abi kusura bakma ben böyle bir maliyete katlanmak istemiyorum.

    neyse aradan bir hafta geçti. vodafone'dan ses seda yok. tekrar aradım ben bunları. şikayet kaydım sistemde görünmüyor. yeniden kayıt oluşturdum. tabii ki bağlanmak için saatlerce uğraşıyorum falan sinirden ölüyorum o sırada. keriz gibi hissediyorum.

    neyse yeniden şikayeti oluşturdum. dedim bu taahhüdü yenilemezseniz de hattımı kapatın ben istemiyorum vodafone kullanmak. yani sinirden herkesin bildiği numaramı kaybetmeyi bile göze aldım.

    aradan bir hafta daha geçti, vodafone gelen merkezden biri beni aradı. durumu anlattı. dediğine göre beni yeni tarifeye geçiren bayiinin suçuymuş bu. seni uyarmaları gerekirdi. daha taahhüdün var demeleri gerekiyordu. ben de merak ediyorum:
    - e sizin kampanya servisi de beni günde 5 kez arayıp taahhüdün bitiyor diye gazladı. onların suçu yok mu diyorum.
    kadın sessizliğe bürünüyor falan.

    neyse uzun lafın kısası eski tarifeye geçişim sağlandı.

    fatura günüm geldi. bir de ne göreyim:
    yeni tarifeye geçmişim ama; o arada geçen 45 günlük fatura tutarını iade etmemişler. geri aradım.

    dedim hanım efendi, aradaki farkı iade edecektiniz? noldu o iş.
    kayıt oluşturdular falan.
    aradan 15 gün geçti. ses yok.

    bu gece yeniden aradım. sıfırdan kayıt oluşturdum.
    hiç kimse bir şeyden haberi yokmuş gibi dinlediler beni.
    en sonunda aradaki bütün farkları 300 tl olarak bana iade ettiler.
    önümüzdeki ilk ay 0, sonraki ay da çok az bir tutar fatura gelecekmiş.
    yani gelecek faturalarımdan mahsup edilecekmiş.

    ama bu haklarımı geri alana kadar sanıyorum vodafone'u 30 defa falan aradım.
    toplamda 3 saate yakın hatta kaldım. bir müşteri temsilcisine bağlanmak için beklediğim süreleri de dahil edersek belki daha fazla uğraşmış olabilirim.

    bugün müşteri temsilcisi de telefonda bana diyor ki; bir dahaki sefere daha hızlı bağlanmak isterseniz sesli asistana "hat iptali" diyin. hemen bağlar sizi.

    bu da bana ders olsun. bu da size örnek olsun.
    çevrenizde bütün vodafone kullananlara söyleyin de artık şu telefon şirketleri tarafından kazıklanmayalım.

    edit:
    öncelikle destek mesajı atan 100'e yakın kişiye teşekkür ederim. hepinize tek tek cevap vermeye çalışacağım akşam ama malum vodafone'dan eksisozluk'e giremiyorum. açılmıyor. vodafone başlığında görmüşsünüzdür. bir çok kişi sözlüğe erişemiyor. sadece wi-fi bağlıyken girebiliyorum.

    öte yandan bana salak mısın diye yazanlara da cevap vererek kendimi yoracak değilim. dön de bir kendine bak. sanki senin başına hiç gelmedi böyle dalgın ya da dikkatsizlik yüzünden bir dolandırılma meselesi. gelmediyse de tebrik ederim kardeşim. mükemmel zekanla mutluluklar!

    son olarak da:
    öncelikle şu konuya bir açıklık getirmek lazım.
    çoğu kişi vodafone yanımda uygulamasına neden bakmadın diyor. arkadaşlar. uygulama varsa açın bakın. orada aynen şu bilgiler vardı:
    1. dönem kampanyasının 10. ayındasınız.
    ne demek bu? 1. dönem ne demek abi?
    2 ay sonra bitiyor mu? sonra 2. döneme geçecek mi?
    2 ay sonra 2. dönem mi başlıyor? yoksa bu bir son mu?
    2. dönemde fiyatlandırma nasıl olacak?
    ben 12 ay mı taahhüt verdim? yoksa 24 ay mı?
    bakın bu bilgilerin hiç biri uygulamada yok.
    bu aleni bir şekilde vodafone'un adam kandırmak için bilgileri eksik vermesi ve yanlış yönlendirmesidir. eğer ki elimde mesajlar olmasa 1. dönemde ne kadar, 2. dönemde ne kadar ödeyeceğim hakkında en ufak bir bilgi edinemeyecektim.

    telefonla beni aradıkları zaman da zaten bana bu bilgiyi vermediler. taahhüdün bitiyor diye aradılar kaç defa. yani alenen dolandırıldım. şikayet ederken de burdan yürüdüm zaten. siz beni arayıp böyle dediniz dedim. kayıtları incelemişler ki, kimse biz sana öyle demedik demiyor. hatta "kampanya departmanı bazen böyle hatalar yapıyor" diye itiraf bile ettiler. bence hata değil bu. aleni dolandırıcılık.

    uygulamadaki eksik bilgi, telefonda yalan söyleyen bir personel üstüne de bayiide çalışan bir arkadaş(!). dolayısıyla kazıklandım. yani insanlık hali. hepinizin başına gelebilir. kaldı ki ben dalgınlığım (hadi sizin dediğiniz gibi salaklık olsun) sebebiyle düştüm. ananız, atanız, teknolojiden çok anlamayam akrabalarınız da dolandırılmasın diye yazdım buraya.
    neyse ki mesajları silmemişim ve geçmişe dönüp bakabildim. dolandırıldığımı anladım ve hakkımı aradım. günün sonunda geri döndürebildim ve hakkımı aldım zaten.

    bir de şunu yazayım: bir çok destek mesajı aldım ve aynı durumda bir çok kişi olduğunu gördüm. bir kişiye bile faydam dokunduysa ne âlâ...

    bayiideki arkadaş(!) konusunu da çok soran oldu: artık görüşmüyoruz. bu olaydan sonra zaten ben de bir daha aramadım. şikayeti geri çekmeyeceğimi söyleyince o da beni aramadı. onun da kendince savunması da şuydu:
    - dalgınlığıma geldi.
    tabii bana inandırıcı gelmedi bu. günün sonunda bana şikayeti geri çek diye samimi olmayan bir teklifte bulundu ve benim için bitti.

    kalın sağlıcakla.

    mesajla gelen ekleme: by @damaged
    selam dostum. beni de (diger herkes gibi gunasiri ariyorlar, son 10 senedir. 2013 yilinda vodafone’a gectim. aylik 19 liralik bir tarifem vardi. hicbir sey yapmadim. hic bir sey.
    hala ayni tarifeden ucretlendiriliyorum. bunu da istersen entry’ne ekle. yani kampanya bitince baska tarifeden ucretlendirileceksiniz külliyen yalan.

  • bir sürü kişi mühendis ve yazılımcı demiş.

    şirkette sadece bizim katta yaklaşık 80 tane erkek bilgisayar mühendisi var. 50 tanesi bekardır. kandırmayalım birbirimizi. niye bekarız biz o zaman ?