ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürk'ün kurtuluş savaşı'na sonradan katılması
-
- başlayalı çok oldu mu?
- gel gel, daha birinci inönü...*
forrest gump
-
"sihirli ayakkabilari" ile kalplerimize gelip kuruldu. bir park bankinda oturup anlattiklarini dinledikten sonra, hala dunyaya ayni gozle bakabiliyor muyuz?
muhteşem yüzyıl
-
ben bu sarayda yaşasam hayatta hamamda yıkanmaya kalkışmam, odama leğenle su getirtirim, kırk gün yıkanmam pis gezerim yine de o hamama girmem. kimin öleceği kimin öldürüleceği belli değil. hamam değil harlem sokakları anasını satayım.
japon ve çinli'yi ayırt edemeyen beyinsizler
-
debe editinden sonra bir ekleme: başlık başa kalmış. bu utançla fazla kalamamış arkadaş belli ki ahahah.
dostum sen de japon'la koreli'yi ayırt edememişsin.
japon 3 aslında bir koreli. adı da song hye kyo.
bu durumda beyinsiz kim oluyor?
ekleme: japon arkadaşları olan biri olarak söylüyorum; onlar bile çinlilerle korelileri japonlardan ayırt etmekte zaman zaman güçlük çektiklerini söylüyorlar. sana n'oluyor demezler mi?
al bir fotoğraf daha.
ekleme 2: dostum japon 3'ü değiştirmişsin de bari edit yapsaydın. ayıp değil mi, insanı yalancı çıkarıyorsun. hem entry'yi değiştirdiğin de belli oluyor ahaha. kaçabilirsin ama saklanamazsın.
ekleme 3: senin çinli 5 de koreli çıktı yaa. onun adı da ju ji hoon imiş. hatta trt'de bir ara yayımlanan düşlerimin prensi (goong) adlı dizideki başrol. ahaha. tanıdık gelmesine şaşmamalı.
bak bu da kendisine ait bir görsel.
neymiş, google görsellere japon çinli falan yazıp önümüze çıkan ilk fotoğraflara atlayıp burada millete beyinsiz demiyormuşuz. millete öylece beyinsiz demek hoş olmuyormuş, değil mi?
debe editi: debeye ilk kez giriyorum. mutlu ve gururluyum ahah. buradan bana şükela veren herkese, sürekli kore dizisi yayımlayan trt'ye ve japon arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler!
kompozisyonun gelişme bölümünü girişten az yazmak
-
(bkz: giriş sıçış sonuç)
rise of empires ottoman
-
ilk bölümden belli oldu osmanlı istanbulu alacak gibi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"o degil de, profil fotografını polis amblemi yapmış bi sürü insan vardı..ne oldu onlara, gorev yerleri mı değişti?"
acaba yanlış insanla mı evleniyorum korkusu
-
bu korkuyu yaşayan insanın kesinlikle evliliğe kalkışmaması gerekiyor. yıllarca evliliğe hiç hazır olmayacağımı düşündüm. evlilik hep korkutucu gelmiştir bana (muhtemelen ailemde ve arkadaşlarımda gördüğüm muhteşem evlilikler nedeniyle). saçma sapan kurallar koyarım hep 32'den önce evlenmem, ilk erkek arkadaşımla evlenmem vs gibi. hepsi hikayeymiş arkadaş. meğer ben bu yaşıma kadar evlenmek istememişim. şimdi yırtınıyorum "o adam" tek taşla gelsin diye. gel gör ki ilahi adalet! bu seferde "o adam" ağırdan alıyor. az kaldı ben çiçek pasta çikolata alıp anasının kapısına dayanacağım "allah'ın emri..." diye. istiyorum ulenn istiyorum.
burdan herkeslere sesleniyorum. kimse panik yapmasın, gerçekten evlenmek istemeden evlenmesin, doğru kişi mi evlendiğim diye en ufak bir şüphe varsa bırakın gitsin. doğru kişi var, emin olun, kendinize güvenin.
kimle evlenilir:
- gerçekten güvendiğinle
- senden zeki olduğunu düşündüğünle
- seni asla yalnız bırakmayacağına emin olduğunla
- düşmene izin vermeyip elinden tutup seni yukarı çekenle
- seni ezmeyenle
- seni ağlarken güldürenle
- kavga ederken bile keyif aldığınla
- her an sarılmak istediğinle
- elini bırakamadığınla
- yanındayken dokunma ihtiyacı hissettiğinle
- üstüne yanlislikla kola döktugunde bile elini bırakmayanla
- herkesle gururla tanıştırdığınla
- hayal kurmayı sevdiğinle
- konuşmayı sevdiğinle
- saygı duyduğunla
- sana saygı duyanla
- birlikte zaman geçirmeyi sevdiğinle
- aynı evi paylaşmak istediğinle
- birlikte yaşlanmak istediğinle
- birlikte çocuk(lar) yapmak istediğinle
- ortak hayallere ve hedeflere sahip olduğunla
- kültür seviyesi seninkiyle denk olanla
- aşık olduğunla
- gerçekten sevdiğinle
- tipine bayıldığınla
- huyuna bayıldığınla
- seni defalarca etkileyebilen ve şaşırtanla
- defalarca seni kendine aşık edenle
- her durumda iyiliğini istediğinle
- ailesi şeker gibi olanla
- ailenin onayladığı kişiyle
çok uzun bir liste gibi görünse de hepsi oluyor.
doğru zaman, doğru insan var.
edit: ve aradigimi buldum.. o'nunla evlendim..
1.10 oranlı 4 maça 100 bin tl basmak
-
bu oranlar belirlenirken risk merkezleri yüzdesel kazanma oranını tespit edip kendi kazancını da katıp ona göre belirliyor. şöyle ki 1.10 oran veren bir takımın kazanma ihtimalinin yüzdesi yaklaşık % 85 civarı oluyor.
şimdi biraz matematik biliyorsanız bu dört maçın da birden tutma olasılığını hesaplayabilirsiniz. kabaca yüzde 52.
yani neredeyse garanti diye girdiğiniz bu bahiste bile yarı yarıya şansa ancak sahipsiniz. ama size vaadedilen kazanç yüzde 40 civarı bir miktara denk geliyor. bu tamamen aptalca bir risk.
ki bu bütün koşulların eşit olduğu maçlar için geçerli. bu dört maçtan birinde verilecek bir kırmızı kart, erken penaltı, hakem hatası gibi faktörler katılmadan sadece kağıt üstündeki şanslar.
neticede bu işleri para kazanma hırsıyla değil de keyif almak için yapan azınlığa pek lafım yok ama matematik bilgisi düşük insanlar o hırsla mutlaka ciddi para kaybedecektir.
wesley sneijder
-
sikini tuttu diye sığırları ayaklandıran futbolcu. ulan hep siz mi tutacaksınız, biraz da kendi tutsun yasdfsdfasdgf.