hesabın var mı? giriş yap

  • babamın bi kez anlattığı, benimse her aklıma geldiğinde içimi dağlayan anıdır.

    dedemi kaybetmişler, babam 6-7 yaşlarındayken. rahmetli babannem 5 erkek çocukla kalakalıyor. bi ara memlekete gidiyor, babam evde yalnız, ilkokul falan. para yok pul yok, aç kalıyor evde. ertesi gün okulda, derste öğretmeni anlıyor, bu çocuk aç. çağırıyor tenefüste, git bana tost yaptır diyor, bi tane de kendine yaptır. babam nasıl koşuyor, nasıl soluğu kantinde alıyor, hatırlamıyor bile. tıpkı 2 tostu birden nasıl yediğini hatırlamadığı gibi. yedikten sonra farkına varıyor, öğretmenin tostunu da yedik. bahçede dolanıyor, utancından geri dönemiyor. bi arkadaşıyla para yolluyor öğretmeni, git bunu halil'e ver diyor. babam bu kez 2 tostla geliyor gönül rahatlığıyla. öğretmeni dönüp, sen ye ben bişeyler atıştırdım deyip o 2 tostu da babama veriyor.

    yıllar sonra babam işi gücü eline aldığında ziyaretine gidiyor öğretmenin. babam hikayeyi hatırlatıyor. ikisinin de gözleri dolup sarılıyorlar.

  • çok, çok, çok sevdiğinizde yapacağınız aptallıktır. kesinlikle özgüven kaybıdır ve yapılmamalıdır.
    telafisi zor yaralar açar.
    neden özür dilediğinizi bile bilmezsiniz.
    ama dilersiniz...
    bir şeyler daha fazla karışmasın diye...
    azıcık huzur olsun diye...
    daha fazla ağlamamak, kanamamak için...
    daha fazla çirkinleşmesini ve ilişkinizin yıpranmasını önlemek için...
    ama en çok da belki ben özür dilersem, hatalı olduğunu anlar, utanır diye...
    hatadır, aptallıktır.
    çünkü anlamazlar ve utanmazlar!

  • "kocam çok iyi biridir, onunla bir problemim yok" dediğin adamı 2 yıl aldatmandan problemin kimde olduğunu anladık biz zaten.

    tanım : ruh hastası beyanı.

  • düz yolda yürürken bile düşen insanoğlunun, uzaya gitmeyi becerse de evrimsel açıdan daha on fırın ekmek yemesi gerektiğini gösteren astronottur.

    o kuyruğu bırakmayacaktın ey insanoğlu. denge için kuyruk şart.

  • naylonun icadından önce, çoraplar suni ipek, pamuk veya en popüler seçenek olarak ipekten yapılırdı. ancak ipek kullanımı birkaç problemi beraberinde getiriyordu. ipek oldukça hassastı ve bu nedenle de yırtılmaya ve kaçmaya eğilimliydi. ikinci ve belki de en önemli problem ise japonya'nın ipek ihracatında tekel olmasıydı.

    1930'ların sonunda japonya, amerika'nın ipek arzının yaklaşık %90'ını tedarik ediyordu. o yıllarda abd, dünyanın en büyük ipek tüketicisiydi ve ithalatının kabaca dörtte üçü çorap imalatına kullanılıyordu. japonya ve abd arasındaki gerilim, japon yayılmacılığının ardından artarken, amerika, ipek yerine alternatifler aramaya başladı.

    naylon, 1930'ların ortalarında amerikalı kimyager ve mucit wallace carothers tarafından icat edildi. carothers, ilk başlarda araştırma özgürlüğü vaadi altında dupont tarafından işe alındı ve polimerlere odaklanmayı seçti.

    büyük buhran sırasında amerika'nın mali beklentileri kötüleşirken dupont, carothers için araştırma özgürlüğü vaadinden vazgeçti ve onu 1934'ten itibaren yeni elyaflar üzerinde çalışmaya yönlendirdi. kendisine, ısı ve temizlik ürünleriyle temasa dayanaklı ve esnek yeni bir malzeme üretmesi görevi verildi. yaklaşık bir yıl içinde, ilkel bir naylon formu sentezlendi.

    naylon çoraplar, ilk kez 1939 new york dünya fuarı'nda amerikan kamuoyuna sunuldu ve büyük bir coşku ile karşılandı. ekim 1939'da, naylon çoraplar ilk kez wilmington, delaware'deki bir dizi mağazada satışa çıkarıldı ve 4.000 çiftin tamamı sadece birkaç saat içinde tükendi.

    bu ilk yerel pazar testinden sonra, 15 mayıs 1940'ta, naylon çoraplar, amerika genelinde satışa çıkarıldı. aynı gün, amerikalılar devrim niteliğindeki yeni üründen 800.000 çift satın aldı. dört gün içinde toplam satış sayısı 4 milyona ulaştı.

    naylon çorapların başarısı tartışılmazdı. form vermeye uygun, lüks, dayanıklı ve amerikan yapımıydılar. birçoğu için, amerikan bilimsel üstünlüğünü temsil ettiler ve sıradan amerikalılara japon mallarını boykot etmeleri için bir yol sundular. naylon çoraplar, sonraki yıllarda abd mağazalarının temel ürünü olmaya hazır görünüyordu. ancak ikinci dünya savaşı patlak verdi.

    aralık 1941'de japonların pearl harbor saldırısından sonra, amerika, ikinci dünya savaşı'na katıldı. ülke savaş ekonomisine doğru kayarken, savaş için gerekli olan tüm malzemeler ve mallar karneye bağlandı. naylon da bu malzemeler arasındaydı.

    ikinci dünya savaşı sırasında naylon, çorap olarak kullanılmak yerine, pasifik cephesi'nde kullanılmak üzere paraşüt, ayakkabı bağcığı ve ceketlerin yanı sıra, sivrisinek ağları ve hamakların imalatında kullanıldı.

    amerikalılar naylon çorapları sadece karaborsadan temin edebiliyorlardı. bazı kadınlar ipeğe geri dönmek yerine "bacak makyajı" kullanmaya başladılar.

    ikinci dünya savaşı yüzünden ortaya çıkan zoraki bir moda: bacak makyajı

    naylon, ikinci dünya savaşı'nda amerika için önemli bir kaynak olduğunu kanıtladı. bazıları naylonu "savaşı kazanan elyaf" olarak tanımladı.

    ikinci dünya savaşı sırasında naylon çoraplar piyasadan kalkmış olsa da, amerikalılar tarafından unutulmadılar. savaş bittikten sonra tekrar mağazalarda satışa sunulduklarında, talep o kadar yüksekti ki "naylon isyanları" diye anılan olaylar başladı.

    en çok aranan malzeme, ülkenin dört bir yanındaki mağazalarda bir kez daha satışa sunulunca kargaşalar yaşandı. yaklaşık 10.000 amerikalının san francisco'daki bir mağaza önünde naylon çoraplara kavuşmayı umarak kuyruğa girdiği ve bazılarının baygınlık geçirdiğine dair haberler basına yansıdı.

    bir pensilvanya gazetesi tarafından duyurulan bir başka olay, naylon çorapları kapışmak için saç baş birbirine giren birkaç bin müşteriden bahsetti.

    sonunda dupont, üretim sürecini modernize ederken, naylon çorap arzı talebi karşılayabilecek hale geldi. naylon çoraplar 1950'lerde külotlu çoraplar piyasayı ele geçirene kadar popülerliğini korudu.

    sonraki yıllarda naylon, mağazaların çorap reyonlarının ötesine yayıldı. spor raketlerinin iplerinden, diş fırçalarına, bavullardan halılara kadar birçok farklı üründe kullanıldılar ve halen kullanılıyorlar.

    naylon, devrim niteliğindeki insan yapımı bir malzeme olarak bir "sentetik devrimi" ateşledi. naylon, ticari başarı elde eden ilk sentetik elyaftı ve yeni bir "insan yapımı malzeme çağını" başlattı. wallace carothers ve dupont, polimerlerin paha biçilmez malzemeler halinde formüle edilebileceğini kanıtlayarak, polyester, spandex ve teflon'un icadının temelini atmış oldu.

    kaynak: historyhit

  • bulgaristan'dan bekledigim sevgilim gibi ayni. ver kardes ver, ihtiyaci var kizin.

  • pişirme tekniğine yeterince önem atfedilmeyen ama dönerle arasındaki en önemli farklardan biri buradan gelen et pişirme şeklidir.

    şimdi bu kebapta kuzu ya da keçi/oğlak eti kullanılması elbet başlı başına fark. etin marinasyonu, baharatlanması vb. de performansında çok önemli ama ;

    etin yüzeyini ateşe belli mesafede pişirdikten sonra doğrudan ince kesip yemek yerine şişe dizilecek kalınlıkta kesmek, cağ kebabındaki parçaların daha sulu olmasını sağlar. tabi ikinci pişirme süresi, parça boyutu kritik parametreler ama özetle ikinci pişirmede de parçalar kurutulmazsa ki iyisini yapanlar elbet bunu yapmaz çok lezzetli bir şey olur.

    yani iri parçaları şişleme ve tekrar pişirme başlı başına performansına etki eden son derece başarılı bir pişirme tekniğidir. bu kebabın bu kadar hararetli tartışıldığı bir mecrada bu konuya daha çok değinilmesi gerekir. hatta aramızda varsa ustaları etin içeriğine göre, baharat durumu, parça büyüklüğü, ateş kuvveti, mesafesi yorumları yapsa sabaha kadar okurum tadından yenmez.

  • böyle tatlı su milliyetçiliği yapanlara da kıl oluyorum. yarın ülke karışsa oğlunu alıp ilk uçakla avrupa ya da amerika'ya gider. hiç boş yapmasın.

  • hırsız iktidar olamasın diye teröriste oy vermek başlığında yapılmıştır.

    ''terörist teröristliği bırakacağını söylerken, hırsız hırsızlıktan gurur duyuyor.
    ve benim hırsızı cebimden uzak tutabilmemin tek yolu, hdp'nin barajı geçmesi.

    bu yüzden, oyum hdp'ye''

    şöyle açma sapan bir entry dünün en beğenilenlerine girmiş. tek özelliği hdp propagandası yapması.

    başlığı şükela modunda inceleyelim. beğenilme sırasına göre debe'ye giren entry beşinci sıradadır. birinci sırada ise bu entrye cevap olarak yazılan ''türkiye'de bazı tatlı su solcularının içine düştüğü durum. akp'nin iktidar olmaması için pkk yandaşı bir partiye oy vermeyi düşünüyorlar. peki onlara vereceğiniz oy türkiye'ye daha büyük zarar verecek desem? oyunun arttığı her yerde kuzey kürdistan'ın haritasını çiziyoruz diyen bir zihniyete oy vermek nasıl bir etik ürünüdür? bende solcuları etik sahibi insanlar sanırdım, bir düşünceye inanmaya inanmaya oy vermek etik midir? bunu kendinize sorun.'' entrydir. favori olarak da oldukça fazladır.

    haksızlığa karşı durmak isteyen insanların bu kadar küçük bir olayda bile haksızlık yapması iki yüzlülüktür.

    edit: başardık rohan süvarileri! atlarımızı karanlığın ve haksızlığın en dibine sürdük ve galip geldik. dün başlığı açtıktan sonra ssg sözlük yönetiminden ayrıldı ve ülkeyi terk etti! bu bizim zaferimizdir.

    şaka bir yana; sözlük ben dahil binlerce kişinin hayatında değişimlere neden olmuştur. teşekkürler ssg.