hesabın var mı? giriş yap

  • geçmişlerinde onca vukuat varken nasıl kendilerini memleketin sahibi, bizi de sahip oldukları memleketlerine kasteden düşman bellediklerini anlamadığım beyandır.

  • cumhurbaşkanı erdoğan, atatürk havalimanı'na yaptığı ziyaretten sonra açıklamalarda bulundu. saldırının yaşandığı alana giden erdoğan, burada yetkililerden bilgi aldı.

    havalimanındaki bir taksicinin sosyal medyada, saldırının ardından şoförlerin yaralılardan ve yolculardan çok fazla para aldığına dair iddiaların hatırlatması üzerine, erdoğan, şu açıklamayı yaptı:

    "biliyorsunuz ben bu sosyal medyaya karşıyım. bundan dolayı da bana çok saldırı da oldu. ben bu twitter'a falan hepsine karşıyım ve bunları paylaşmıyorum. kendim de kullanmıyorum. benim adıma kullananlar var, o ayrı mesele. o ahlaksızlığı yapanların ahlaksızlığı kendi üzerinedir. bunları hiç takmayın" ifadesini kullandı.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…hepsine_karsiyim.html

    sosyal medyaya karşısınız tabi çünkü bütün pislikleriniz sosyal medya sayesinde ortaya çıktı, çıkıyor, çıkacak ve yayılacak. havuz medyası sizin sırtınızı sıvazlayıp, pisliklerinizi sürekli örtbas ettiği için, twitter ve facebook sayesinden haberimiz oluyor her şeyden.

    karşısınız çünkü olumsuz eleştiri duymak, okumak istemiyorsunuz.

    karşısınız çünkü insanların sosyal medya sayesinde nasıl haberleşip birlik olduğunu, size karşı omuz omuza mücadele verdiğini gördünüz.

    karşısınız çünkü yeni bir şeyler okumaya, öğrenmeye, paylaşmaya, yardımlaşmaya tahammül edemiyorsunuz. istiyorsunuz ki herkes bir başına olsun, cahil olsun, kandırmak kolay olsun.

  • " telefonnumdan alınacak her bilgi iyi niyetli olsa dahi 1. 2. 3. 4. kişilerle paylaşılmasına ve kullanılmasına rızam yoktur."

    5. kişiler, yine yaşadınız la köfthorlar....

  • öldürülen mühendis arsanın sahibini bile tanımıyordur. sen borçlan, borcunu ödeme, icralık ol, banka malına el koysun sonra da birisi bankadan o malı alınca çekip vur. mühendis parasıyla mal alıyor çalmıyor çırpmıyor adamın ne suçu var? alah bilir geride kimleri bıraktı. o zaman borç taktığın adam da gelip seni mi vurmalı? nerede kaldi hukuk? bir daha bırak hapisten çıkmayı güneşi bile göremezsin umarım.

  • başlık: beyler ezan doğuda ığdırdan başlayıp

    1. en son izmirde okunuyo ya hani ordan nereye geçiyo la

    (boyle buyurdu pic ?, 09.07.2011 14:34)

    2. tekrar ığdıra geçiyo panpa hiç mi snake oynamadın amk

    (aynstayn benim ?, 09.07.2011 14:35)

  • başlama düdüğü
    sıkıcı ve ortada geçen 0-0'a giden bir maç
    penaltı
    selçuk şahin
    bitiş düdüğü ve kapanış

    not: at fav'a, maç günü oku, fenerbahçenin deplasman maçlarında zaman kaybetme.

  • aslında şimdi yazaklarımı çok rahat liverpool, arsenal veya ne bileyim fever pitch başlığına da yazabilirdim. aslında bu şimdi yazacaklarım olduğu zaman bu ligin ismi premier league bile değildi. ama murat kosova'nın "işte premier league bu!" cümlesinin içini çok iyi doldurduğunu düşündüğüm bir hadiseler topluluğundan söz edeceğim için, bu başlığa yazmakta karar kıldım.

    1988/89 sezonu

    yazının başlığına bakınca aklımıza fenerbahçe'nin 103 gollü, rekor sezonu gelir ve benden de zaten bu tip bir yazı çıkar ama aynı sezonun ingiltere'sini yazmak istedim.. çok absürd bir sezondu ve esasen pek çoğunuzun yakinen bildiğine emin olduğum bu sezona dair bir iki ayrıntı vermek istiyorum...

    önce elimizde neler var bir ona bakalım? ya da neler yok?

    80'lerin sonunda ilk olarak günümüz ingiliz futbolunu domine etmekte olan manchester united'ın esamesi yok mesela. son olarak 1967'de şampiyon olan kırnızı şeytanlar, 26 senelik acı bekleyişlerinin 22. senesindeler henüz..

    yine günümüz ingiliz futbolunun en önemli takımlarından chelsea, 88/89 sezonunda bir alt ligde yine günümüzün bir başka ingiliz fenomeni manchester city ile kıran kırana şampiyonluk mücadelesi vermekte.. nihayetinde mutlu sona ulaşacaklar ve bir daha düşmemek üzere premier lig'e, o zamanki adıyla division 1'e yükselecekler..

    ancak yazımızın konusu ne chelsea, ne de diğer manchesterlar..

    80'ler denince ingiliz futbolunu domine eden, bugünlerde yaşı 40 ve üstü olan bir çoğumuzun halen gönülden bağlı olduğu bir liverpool gerçeği var.. liverpool, geçen sene 11 maç üst üste kazanıp, son 3 haftada 2 maçta 5 puanı bırakmasaydı, çeyrek asır sonra biz orta yaşlı liverpool'luları mutlu edebilirdi.. ancak olmadı.. oysa 80-90 arasına tam 7 şampiyonluk sığdırmıştı..

    şu halde efsane 89 sezonunun bir aktörünün liverpool olduğunu görebiliyoruz.. peki diğer(ler)i kimdi?

    liverpool kentinin bir diğer takımı everton'ın söz konusu 10 yıllık dönemde 2 şampiyonluğu var, bir kere de aston villa'nın..
    günümüzün hadi 1. sınıf demesek te, kalbur üstü addedilebilecek takımları..

    arsenal'e henüz değinmediğimi farketmiş okur kardeşlerime sabırları için teşekkür ediyorum. koyu bir arsenal taraftarı olan, günümüz edebiyatının babalarından nick hornby, arsenal maçlarıyla özdeşleştirdiği, otobiyografik eseri fever pitch'te der ki: "küçük takım taraftarı olmak belki de en iyisi, en azından yerini biliyorsun.. ama arsenal gibi bir takıma aşıksan, hayat sana normalden çok daha büyük kötü sürprizler verebiliyor..."

    arsenal'in 1. lige yükseldiği 1920 senesinden beri hiç düşmediğini, 1971'e kadar geçen sürede ise 8 şampiyonluk aldığını düşünürsek.. londra merkezli en başarılı futbol takımı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.. özellikle 1930'ları domine eden arsenal, 1971 şampiyonluğunu, bir önceki olan 1953'ten tam 18 sene sonra almıştı.. 18 senelik bir hasret..

    bu yazıda mercek altına alacağımız 1989 sezonuna geldiğimizde, arsenal bu kez de 1971'den bu yana şampiyon olamıyordu. yine nick hornby'nin deyişiyle, bir sanat eseri icra eder gibi kaybediyorlardı..

    1988/89 sezonu yine liverpool'un favori olduğu bir sezondu.. bir önceki sezonda double double yapmışlar (fa cup + şampiyonluk) ve 88'i show yaparak bitirmişlerdi.. john barnes, john aldridge, ıan rush, peter beardsley ve emektar kenny dalglish'ten oluşan forvet hattı ne demek istediğimizi anlatır herhalde. kaleci bruce grobbelaar, defansta steve nicol, steve staunton, ortada jan mölby, ronnie whelan, steve mcmahon ve nicholas tanner.. kesin ismini atladığım da vardır....

    lige bu beklentilerin aksine çok kötü başladılar.. 9. hafta sonunda 3g 3b ve 3m ile ancak 12 puan toplayabilmişlerdi.. bu 3 mağlubiyetten belki de en absürd olanı kendi sahalarındaki newcastle united mağlubiyetleriydi. nitekim, newcastle sezonun tamamını toplam 7 galibiyetle, ki işte bu 7 galibiyetten biri deplasmanda liverpool'a karşı ve ancak 31 puanla sonuncu olarak tamamlayacaktı...

    ve sezon başında arsenal, son 18 senede bir kez bile şampiyonluk ve hatta 2.lik bile yaşayamamış arsenal*, pek kaale alınmıyordu. ancak sezona, görece iyi başladılar. sonunu getirememesiyle ünlü arsenal yine de pek ümit vermiyordu. 9. hafta sonunda 5g 2b 2m hiç fena değildi yine de..

    ilk devre biterken puan durumunun ilk 4 sırası şu şekilde idi:

    1- liverpool 38 p
    2- everton 37 p
    3- arsenal 36p
    4- man utd 35 p

    2. yarı, yeni yılın ilk günü man utd deplasmanına gitti liverpool ve 3-1'lik mağlubiyetle döndü. 1 ocak günü.. şubat ayında oynadıkları maçların yarısını kazandılar, yarısında berabere kaldılar.. ve sonra liverpool fırtınası başladı.. mart ve nisan'da oynadıkları her maçı kazandılar.. 9 maçlık galibiyet serisi.. liverpool vitesi yükseltirken diğerleri neler mi yaptı?

    arsenal, nisan sonuna kadar olan dönemde iki kez kaybetti ama bir iki de beraberlik dışında harika form tuttular. bu hafta gider, diğer hafta biter derken mayısa gelindiğinde puan durumu çok enteresan bir hal alacaktı. bir cümle diğer iki takıma değindikten sonra hemen bu puan durumunu nakledeceğim.

    everton ve man utd belki de tarihlerinin en kötü 2. yarı performansını gösterdiler ve lig bittiğinde everton 8. ve man utd ancak 11.ydi diyim siz anlayın. yani nisan bittiğinde artık yarışta kalan iki takım vardı.. arsenal ve liverpool.

    mayıs ayına enfes başladı arsenal. ligi 4. bitirecek olan norwich'i 5'lediler ve son hafta, son maçta küme düşecek middlesbrough'yu deplasmanda çok zor maç sonunda 1-0 yendiler.. önlerinde 3 maç vardı..

    tarih 06.05.1989.
    puan durumu:
    1. arsenal 72p
    2. liverpool 67p

    arsenal'in 1 maç fazlası vardı yalnız.

    arsenal'in kalan maçları:
    derby united (evinde)
    wimbledon (evinde)
    liverpool (deplasman)

    liverpool'un kalan maçları:
    wimbledon (deplasman)
    qpr (evinde)
    west ham (evinde)
    arsenal (evinde)

    averajları da verelim, arsenal +36, liverpool +32 averajda

    arsenal açısından işler şöyle enfes, evindeki 2 maçı da kazanırsa, 78 puan yapıyor, bu durumda, liverpool, kendileri ile oynayacaklar maçlar dahil seri halde kazanması lazım.., son maçta yenilmeseler yetiyor..

    liverpool için de yine şöyle enfes, kalan 4 maçını kazan ve yine şampiyon ol.. hatta fa kupasını da kazandığını dikkate alırsak, arka arkaya 2. double double işten değil..

    13 mayıs 1989
    arsenal içerde derby ile, liverpool deplasmanda wimbledon ile..

    arsenal kendi sahasında, 18 sene sonra şampiyonluğa bu derece yakınken, kaybediyor.. 1-2 yeniliyor ve binlerce taraftarı gözyaşı içinde terk ediyor stadı.. liverpool ise, wimbledon deplasmanında ölüp ölüp diriliyor ama 2-1 kazanıyor..

    puan durumu:
    1. arsenal 72p (avg +35)
    2. liverpool 70p (bir maçı eksik) (avg +33)

    16 mayıs 1989
    liverpool eksik maçında qpr'ı 2-0la geçiyor..
    puan durumu:
    1. liverpool 73p (avg +35)
    2. arsenal 72 p (avg +35)

    17 mayıs 1989
    arsenal kendi sahasında wimbledon ile berabere kalıyor!!
    puan durumu:
    1. liverpool 73p (avg +35) (1 maçı eksik)
    2. arsenal 73 p (avg +35)

    liverpool'da büyük mutluluk, arsenal'de büyük hüzün var. nick hornby'nin dediği gibi, bir sanat eseri oluştururcasına kaybediyorlar.. sonunu getiremiyorlar.. bir umut west ham maçlarını beklemekteler liverpool'un..

    23 mayıs 1989
    liverpool 5 west ham 1

    puan durumu:
    1. liverpool 76 p (avg +39)
    2. arsenal 73 p (avg +35)

    26 mayıs 1989

    ligin final haftasına girilirken tabela bu şekilde.. liverpool kazanır, berabere kalır veya tek farkla yenilirse bile şampiyon. maç liverpool'da.. 1974'ten beri, son 15 senede, arsenal, liverpool'da maç kazanamamış.. 13 maç yapılmış, 10'u liverpool, 3ü berabere.. 26 gol atmış liverpool, 7 gol atabilmiş arsenal...

    2 farklı galip gelemezlerse şampiyon olamazlar. esasen 2 fark gelince fark etmişsinizdir, her iki takım da 76 puan oluyor ve averajlar da 37.. böyle durumda şimdilerde ikili averaja bakılırken, o dönemde genel averaja ve eşitlikte atılan gole bakılıyor.. liverpool 65 gol atmış, arsenal ise 71.. hmmm.. 2 fark yetecek arsenal'e..

    80'den 89'daki o maça gelesiye dek 6 kez şampiyon olan liverpool, 74'ten beri yenilmemiş liverpool.. 2 fark yiyecek mi acaba?

    maç başlıyor ve arsenal saldırıyor. saldırıyor dediysek, ilk yarıda sadece 1 evet bir pozisyon var heyecan yaratan.. çizgiden topu çıkartıyor liverpool defansı. bunun dışında al gülüm ver gülüm, sıkışık, pozisyonsuz, sıkıcı bir maç.

    devre 0-0.

    2. yarı da benzer şekilde başlıyor.. ancak 53. dakikada, dönemin arsenal'inin en sevilen oyuncusu alan smith, duran top pozisyonunda arkadan sinsice çıkıyor, ofsayt taktiği yapan liverpool defansının arasından kafasını uzatarak durumu 1-0'a getiriyor.. tartışmalı bir gol, tüm liverpool oyuncuları hakemi sarıyor.. hakem de başta vermiyor golü.. yardımcısına gidiyor.. bir süre konuşuyorlar.. herkes nefesini tutmuş bekliyor.. en sonunda orta noktayı işaret ediyor.. evet gol.. 1-0 önde arsenal..

    yine nick hornby'den dinleyelim. öylesine umutsuz ki.. 1-0 öne geçince dahi mutsuz.. o esnada yanında olan arkadaşı, onun mutsuzluğuna anlam veremiyor. hornby, 2-0 lazım ama trajikomik şekilde 1-0 kazanıyoruz diyor. arkadaşı da, 2-0 kazanmak için mutlaka bir ara skorun 1-0 olması gerektiğini söylüyor :)

    arsenal bastırıyor ve tribünlerin pek tutmadığı thomas bir anda kaleci ile karşı karşıya kalıp son derece kötü bir şekilde vurarak belki de tüm umutları bitiriyor.. grobbelaar'ın kucaklarında eriyor cılız vuruş.

    dakika 90. sakatlık yüzünden oyun durmuş. sakatlanan ise yerde zaman geçiren liverpool'lu bir oyuncu değil. arsenal'den.. liverpool tribünleri şarkılar söylüyor. oyun başladı top liverpool'da.. saniyeler ilerliyor.. top bir türlü arsenal'lilere gelemiyor.. havalanıyor, düşüyor, yere inmiyor bir türlü.. inse de hep liverpool'lularda..

    saniyeler geçiyor, maç bitti bitecek.. liverpool atakta, barnes ceza sahasına giriyor.. o esnada hemen çizgide duran arkadaşına topu verse muhtemelen hakem maçı bitirecek.. içeri katediyor ama nigel winterburn topu kesiyor bir şekilde ve kalecisine veriyor.. kaleci hemen degaj.. kafayla indiriyor arsenal ve dakikalar önce bomboş topu kaçıran thomas'ın önüne geliyor gene top.. son saniye, son atak, son şut..

    thomas son adamı geçiyor, top bir ara ikisinin arasına sıkışıp sonunda thomas'ın önünde kalmaya karar veriyor.. ve grobbelaar açıyı kapamaya uğraşsa da, bu kez affetmiyor thomas.. son maç, son dakikanın, son saniyesinde bir mucize oluyor.. gooooooollll

    0-2 bitiyor maç.. arsenal, ıngiltere fubol tarihinin ilk aynı averaj'la biten sezonunun atılan toplam gol farkı ile (ve de sondur bu) ilk şampiyonu oluyor. 1971'den sonra 18 sene beklyerek bir mucizeye imza atıyorlar.. bunca yazdığım şeye rağmen belki de sadece şu linke tıklasanız da yeterli olacaktı.

    ancak bu öyle bir şampiyonluk ki, değil bu benim naçar cümlelerim, değil sözlüğümüzdeki değerli yorumlar* kitaplar yazılsa az..

    http://www.youtube.com/watch?v=bqmo3s2elpe

    baki hörmetler.

    edit: bir iki tapaj ve de hede hüde..