ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 ayrı ölü dil bilen insan
-
sümerce, akadca, asurca, babilce ve hititçe gibi 5 ölü dilin yanısıra ingilizce, almanca, fransızca ve italyanca da bilen, uzmanlık alanı, 5 bin yıllık kil tabletleri (bugüne kadar 10 bine yakın tablet) okumak olan ve 200’e yakın da uluslararası makale yayımlayan türkiye’nin sayılı sümerologlarından veysel donbaz. haber
polise kimlik soran güvenliğin darp edilmesi
-
şuna itiraz eden polisin zekası olsa, "ulan ben kimlik göstermeden polisim diyerek geçebiliyor olsam, bunu herkes yapabilir, böyle saçmalık mı olur" diye düşünür. kimlik göstermenin ayıp bir şey değil aksine toplum güvenliği için şart olduğunu bilir..
eğer altında başka bir olay yoksa, bu şekliyle polis şunu istemiş oluyor, "sivil de olsam, üniformalı da fark etmez, ben polisim diyorsam inanmak zorundasın! neden bilmiyorum ama inanmak zorundasın işte?!".
ne bu şimdi?!
hapisteki adamın millete vekil olması
arayanı soranı olmayan insan
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"eğer kadroya alınmayan alex yerine, kadroya alınmayan öğretmenlerin konuşulduğu bir ülke olsaydık; şu an bambaşka koşullarda yaşıyor olurduk"
kilosundan utanmayıp bikini giyen kadın
-
vücudu halı kaplı olduğu için kilosunun belli olmadığını zanneden erkeklerce eleştirilir.
(bkz: eğleniyor muyuz beyler)
kış lastiği
-
sevgili kış lastiği, adam 150 bin tl' ye mercedes alıyor, ama seni almıyor.
ne yapacaksın işte. türk halkı böyle
edit: 2020 de fiyat güncellemesi 450 bin tl ye mercedes alıyor
edit : 2021 biterken en ucuz mercedes 800 bin galiba değil mercedes, lastiği alacak para kalmadı
patek philippe sky moon tourbillon
-
(bkz: zafer çağlayan bunu beğendi)
ekşi itiraf
-
akşam yemeği için marketten 250 gram kıyma almıştım. eve gelirken kapının önünde duran sevimli yavru kediye birazını vereyim dedim, baktım annesi de geldi ve her ikisi de verdiğim kıymayı iştahla yediler, kedileri o halde görünce dayanamadım ve kıymanın hepsini onlara yedirdim. çok sevindiler, benim de içimi huzur kapladı. akşam da makarna yedim.
türk sinemasının temel sorunu
-
sanata değer verilmeyen bir ülkede bir seyler için çabalıyor olması
özgün senaryo eksikliği( konular klişe ve basit)
yönetmenlerin oyuncu değil model tercih etmesi (iki oyuncu koçu tutmayla oyuncu olunmaz)
görüntü yönetmenlerin yüzeysel davranması (kaçırılan detaylar)
ve türklerin en büyük laneti kibiri. herkesin kendini bir şey sanması.
sonuç: yeniyetme bir yüze başrol verilir. o dünyayı kazanırken sette çalışan o kadar emekçi üç kuruşa onun kaprisini çeker. yönetmen parasini cebini attığı için aldırmaz, yapımcı zaten zengin hiç sallamaz. sırf duyar kasmak için iki duayen oyuncuya rol verilir. birileri ünlü olur bu filmde. biz sinemaya gider, söylene söylene çıkarız. sonra başa döner konu. sahi türk sinemasının temel sorunu ne?
ssg.jpg
makyaj sevmeyen erkek
-
"sevmiyorsa yapmasın", dediğim erkektir. bence de erkeklere makyaj yakışmıyor, hoş olmuyor, doğal halleri daha güzel. ama sevgilim illa istiyorsa yine de karışmam, kendi makyajı sonuçta, sevgilisi de olsam beni ilgilendirmez.
cihangir social
-
tam aksine gidilip, hatta zirve düzenleyip hayvanlar gibi yiyip içtikten sonra, "biz yediklerimizi beğenmedik" denip beş kuruş para vermeden çıkılması gereken mekandır.
en kısa sürede batasıcalar.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
mahal yurt odası. seneyi sorma ama en baba öğrencide bile laptop yok, bi milenyum öncesi anlıycan. cd yazmak falan uu lüks ötesi.
bilgisayar formatlanmış, film izlemek dışında sadece çok gerekli programlar yüklenecek diye karar alınmış ama nedense hiç bir yerden office cdsi bulunamamış. ödev yapmaya gelenler kafa ütüler şimdi..
ertesi gün eleman büyük bir heyecanla elinde disket olduğu halde odaya dalar.
"abi tak şunu".
kesin ödev yetiştirecek, başka da bilgisayar yok ama "office yok kardeş".
"abi sen tak".
notepad dosyası falan herhalde diye taktım.. disket sürücü şöyle bir kasıldı. içeriğe baktım..
hatırladıkça hala utanıyorum lan :/
4 tane şortkat! word, excel, access, power point..
"abi tıkla!"
ben kitlendim, öldürsen tek kelime edemem ama eleman dürtüyor bi taraftan "abi hadi tıklasana!!" diye bağırıyor vecd ile. "wörde tıkla. bi de şu agzesi öğretsene bana".
iyilik yapmış haspam. hafta sonu abisindeyken masaüstünde gördüğü office kısayollarını diskete kopyalamış getirmiş ve hala tıkla diyor. tıkladım ama neden çalışmadığına inanamadı. anlattım, anlamadı. ağzının üstüne vurdum, idrak yolları açılır gibi oldu ama kafasını ranzanın kenarına bir kaç kez çarptığımda gözlerinde ışığı gördüm diye hatırlıyorum. ben hava almak için dışarıya kaçarken dönüp baktım, monitörü yalıyordu en son..
la hep mi beni buldunuz?
(bkz: #15983755)