ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
eşittir: gecenin bir yarısı tüplü televizyondan duyulan "çatırt!" sesi.
sıcak süt içerken kaymağın ağza gelmesi
-
babamdan dayak yemesem de dayak gibi laf işitme sebebim: "patolojik sesler çıkarma hayvan herif".
(bkz: doktor çocuğu olmak)
makine mi makina mı sorunsalı
-
bence en güzel şöyle çözülür:
makini: avuçiçine alınabilenler ve daha küçükleri.
makine: avuçiçine sığmayacak kadar olan ama bir insanın kaldırabileceği ağırlıkta (20 kilodan hafif) olanlar
makina: 20 kilo ya da daha ağır olan ama bir tondan hafif olanlar
makino: 1 ton ve üstü ağırlıktakiler.
makina mı makine mi
thy hostesinden gelen mektup
-
hasbelkadar bir iş sahibi olan ve her insan gibi işine sahip çıkan bir çalışanın mektubudur.
çalışanların haklarından bihaber dallamalarca eleştirlebilmektedir.
beğenmediğin amerikada nba oyuncuları greve gitti.
git son ütücü ol mu dedin.
insanda ar olur, insanda haya olur.
he bebeğim o bıraksın işi, giy eteği git sen çalış.
18 şubat 2015 istanbul metrobüs kuyruğu fotoğrafı
-
sanki metrobüs ölmüş de insanlar cenazesine gelmişler gibidir.
nasıl bilirdik? kötü bilirdik.
kilo vermek
-
4 ayın sonunda 39 kilo vermemi, dolabımda bir bahar temizliği ile kutladım bugün.
dolabımın yaklaşık %70i çöpe gitti bugün. kalanların yarısı da atmaya kıyamadıklarım, birine veririm dediklerim ve bol da olsa daha giyiliri olan şeyler. üstüme normal olan kıyafetim çok az. iç çamaşırından ayakkabıya kadar her şey çöpe gitti. (ayaklarım da ufaldı biraz, şişi indi zaar) şu an sadece iki çift ayakkabım var. biri spor ayakkabım, diğeri de kışlık botlarım. ayağıma giymeye çorap yok. hepsini attım. kıçıma giymeye don kalmadı sadfghfdfs hepsi çöpte. kabanlar, kazaklar, ceketler, elbiseler, pantolonlar, pijamalar... hepsi gitti.
kelimenin tam anlamıyla, üstüme giyecek hiçbir şeyim yok. iyice kıvama gelene kadar alışveriş yapmamaya karar vermiştim üstelik. ama artık dondur çoraptır alıcaz mecbur. buna rağmen, aşırı mutluyum. işte kilo vermek böyle bişey.
niye kıyafetlerini çöpe attın diye darlayanlar için edit: size ne arkadaş, size ne? ister çöpe atarım ister saklarım istersem yakarım istersem makasla kırpık kırpık yaparım yaa, babamın oğlu musunuz arkadaş "niye çöpe attın birine versene" diye hesap soracak kadar? ki zaten kalan kıyafetlerin bir kısmını "birine vermelik" olarak ayırdığımı belirtmişim. ki o birine vermelikler, hiç giyilmemiş olanlar. millet sırf fakir diye benim giye giye sündürdüğüm kıyafetleri kabul etmek zorunda mı? donumdan çorabıma her haltımı attığımdan bahsediyorum, eleman mesaj yazıyor niye birine vermedin diye. eski donumu mu vereyim lan bu kadar mı sapıksınız? manyak mısınız arkadaş? çok meraklıysan git sen dolabındaki eskilerini ver bi fakire. emin ol yer bezi yapıyorlar.
birine hayır yapılacaksa, gidilip yeni alınır verilir. "al ben bunları giydim giydim paraladım, şimdi de sen giy" diye giyilmiş kıyafet verilmez insanlara. ayıp denen bişey var yaa...
ciddi ciddi tesadüfen var olduğunu düşünen insan
-
halbuki matematikten anlasa, topraktan yaratılıp, yılan görünümlü şeytanın kandırması ile yasak elmadan yediği için cennetten dünyaya sürüldüğünü görebilecekti. saf işte..*
abiyi bilgisayar oyunu oynarken izlemek
-
teknik olarak abiyi değil oyunu izliyorsunuz tabi. yani şimdi yaşınız küçük 7-8 falan. bilgisyardan ve oyunlardan pek bi bok anlamıyorsunuz, anlasanız bile abiden dolayı size sıra gelmiyor. siz de yanına usulcana sandalye çekip izlemeye koyuluyorsunuz. böyle zor yerlerde heyecanlanmalar, gerektiği vakit co-pilotluk yapıp abiyi oyundaki olası tehlikelere karşı uyarmalar.. sağdan adam geliyor dikkat et tarzında efendime söyliyim.. işte böyle yani..