ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
akp'ye oy vermeyenler bu gece rahat uyudu mu
-
(bkz: al abi bi snickers ye)
kedisi yüzünden çıldıracak düzeye gelen yazar
-
bakamayacaksanız doğurmayın kardeşim
kadıköy'de bikini giyen kadınla yaşanan polemik
-
görüntü kalitesi düşük olduğundan dolayı bu olayı kınıyorum.
edit: olum favlamayın şu entryi. kendimi sapıkların lideri gibi hissediyorum. amacım sadece gözümle görmediğim bişeyi yargılamamaktı…
aylar sonra gelen edit: başlık yine hortlamış yine bütün sapıklar toplanmış. kadın yine gündem olcak bi şey yapmış. ama bu sefer çekim kalitesi iyi. hadi yine iyisiniz küftehorlar.
acemi asker komutan diyalogları
-
silah dağıtımı (g3 ve kasatura) yapılmıştır. biraz saf bir çocuk olan kemal' in kasaturası çaktırmadan alınıp saklanmıştır. kasaturanın yokluğunu farkeden kemal, etrafındakilere sormuş ama cevap alamamıştır.
kemal: (haykırarak) gomtanım! kılıncımı çalmışlar!
biz: puahaha.
uzman çavuş: gülmeyin lan ibneler, kim aldı senin kılıncını?
kemal: bilmiyom gomtanım.
uzman çavuş: verin lan adamın kılıncını!
asansör parası haksızlığı
-
hukuka göre, kanuna göre değerlendirilmesi gereken husus.
şöyle ki; kat mülkiyeti kanununa göre apartmandaki giderlere kat malikleri arsa payları oranında katılmak zorundadırlar. kanunda maalesef; zemin katta oturanlar asansör masrafına katılmak zorunda değildir" yazmadığı için apartmanda asansör kullanılsın veya kullanılmasın kat malikleri bu masrafa ortak olmak zorundadırlar (neye göre: kanuna göre). eğer bu masraftan kaçılırsa, açılacak bir dava sonucu, kat mülkiyeti kanununa göre bu masraf, yükümlülükten kaçınan kimseye mahkeme tarafından rücu edilecektir. duruşmada zemin katta oturulmadığı için bu masraftan kaçınıldığı belirtilen savunma geçersiz olacaktır. muhtemelen hakim de hak verecektir ama hakimi bağlayan kanun olduğu için kanuna göre karar alacaktır.
bunun çözümü, yukarıda bahsedildiği gibi, diğer kat maliklerinin bir araya gelerek "yahu bu zemin katta yer alan daireler asansör kullanmıyor ki bu vatandaşlardan asansör masrafı alalım. kanun burada tam adaleti temsil etmemiş. biz de adaleti göz ederek zemin kattaki dairelerden asansör masrafı almayalım veya cüzi miktar alalım" demeleridir.
yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus bu kararın çoğunluk ile değil oy birliği ile alınmasıdır. ve bu oy birliği toplantıya katılacak olanlardan değil toplantıya katılsın veya katılmasın tüm maliklerin bir araya gelmesi ile oluşmalıdır. çünkü kat malikinin kanuni hakkıdır, ve bu hak diğer maliklerin ortak kararı ile sınırlandırılamaz. kanun önce gelir.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
hasan iki salak osman dört.
maç skoru gibi.
honda türkiye fabrikasının kapatılması
-
fabrikayı cami yapalım.
georges melies
-
ilk bilimkurgu ve ayni zamanda ilk renkli filmi la voyage dans la lune filmini cekmistir. düssel dünyasini öykülestirmesi ve kurgudaki yaraticiligi nedeniyle sinemanin babasi sayilir. tek hatasi kamerayi konudan uzak tutmasi, kamera ve olay arasindaki uzakligi sabit tutmasi, cekim ölceklerine yer vermemesidir. melies'in bu eksigini ingiliz james williamson tamamlamistir.
melies'in sinemada denedigi yöntemleri toparlarsak
gözden yitirme: makinenin durdurulmasi ile olusur
ikaame: kisinin ya da esyanin baska bir kisiye ya da esyaya dönüsmesinden olusur. bu teknik ilk escamotage d'une femme au theatre robert houdini(robert houdini tiyatrosu'nda bir kadinin ortadan kaybolusu)(1896) filminde kullanildi.
maket kullanma: gercek boyutlarinda verilemeyen esyanin verilmesi ve film hilesiyle büyük izlenimi vermekten ibarettir. melies'in yaptigi filmlerde genellikle tablolar, minyatürler kullanilmistir. bu yöntem de bunlara hayat vermistir
üste bindirme: iki cekimin ayni pelikül üzerinde gerceklesmesini saglar. bu yöntemle de rüya ve kabus sahnelerinde rüyayi görenin gördügü rüya ile birlikte görülmesinde kullanilmistir basit olarak.
coklu cevirim: aygitin mercegi kapatilarak, ayni kare icinde cesitli cevirimlerin yer almasi saglanir.
karartma: görüntüyü silerek ya da belirsiz hale getirerek yeni bir cekim acilisi saglar.
george melies'in filmleri 5 ayri grupta incelenir. bunlar: pericelik, sonradan düzenleme güncellik, gösterisel tarihsel dram, sirf fotografa alinmis tiyatro ve güldürüdür.
filmlerinden bazilari söyle:
christ marchant sur les eanux(sular üzerinde yürüyen isa)
cendrillon(kül kedisi)-cinderella
la petit chaperon rouge(kirmizi pelerinli kücük kiz)-kirmizi baslikli kiz(walt disney)
barbebleu(mavi sakal)
la voyage dans la lune(aya seyahat)
les voyages de gulliver(gulliver'in gezileri)
voyages a travers l'impossible(olanaksizliklar boyunca geziler)
boules de savons animees(canli sabun balonlari)
les lac enchante(büyülü göl)
illusions phantasmagoriques(fantasmagorik düsler)
les quantre cents daces de diable(seytanin dörtyüz yönü)
le manoire du diable(seytanin yurtlugu)
le royaume de fees(periler ülkesi)
le labouratoire de mephistopheles(seytanin laboratuari)
la danseuse microscopique(miniminicik dansöz)
robinson cruzoe
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
torpille gittiğim bir görüşmede geçen diyalog.
-evli misiniz?
-hayır.
-düşünüyor musunuz? yani nişan söz falan?
-henüz öyle biri yok.
-(müdür gülümser ve başlar) bizim burada da bi hatun var...
oha mınakoyim çöpçatan mısın müdür müsün.
param var arabadan anlamıyorum arabası
-
param yok ama arabadan anlarım arabası toyota'dır. gerisini bilmem.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
eurovision'da puan vermeyen ülkelerin turistleri bana sormayacak mı sultanahmet nerede? diye, karaköy'e yollamazsam adam değilim!
vikings
özgecan aslan
-
sözlükten bazı arkadaşlarım bilirler, iki tane kızım var, büyüğü sudeniz işte, 7 yaşında.
evden çıkacağı zaman ne giyeceğine karar vermek için bir on, on beş dakika düşünür. gelir sorar, baba bu oldu mu falan diye. yedi yaşında bir kız çocuğu güzel görünmek istiyor. kimseye kuyruk sallama derdi yok. sevgilisi yok. fingirdeşmeye değil cimnastiğe, yüzmeye falan gidiyor.
şimdi kızım büyüyor, büyüyecek daha. sürekli büyüyor, kaygılanıyorum. ergenliğinden itibaren maruz kalacağı şerefsizlikleri düşündükçe elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. biliyorum, öngörebiliyorum tacizin hangi boyutlarıyla karşılaşma ihtimali olduğunu.
özgecan' da yedi yaşındaydı bir zaman. çantasında biber gazı taşıyacak kadar tanımıştı içinde yaşadığı ahlakı yüksek, bununla övünen toplumu. olmadı. olamadı. yaşayamadı daha fazla.
sizler, kadınların gönlü olmasa süslenmez diyenler, sizler dişi köpek kuyruk sallamazsa diyenler, sizler evinde otursaydı ne işi var üniversitede diyenler; hepiniz katilsiniz. hepinizin elinde özgecan'ın kanı var.
bunu bilin de, yine ne diiyorsanız demeye devam edin.
benden uzak durun, ailemden uzak durun, sevdiklerimden ve onların ailelerinden.
inandığınız her neyse belanızı versin. o allah değil bence. sahiden inandığınız bir şey varsa tabii.