hesabın var mı? giriş yap

  • " telefonnumdan alınacak her bilgi iyi niyetli olsa dahi 1. 2. 3. 4. kişilerle paylaşılmasına ve kullanılmasına rızam yoktur."

    5. kişiler, yine yaşadınız la köfthorlar....

  • ''bizim heyecanımızı ve kararlılığımızı durduramayacaksınız'' nedir yahu? parti başkanı üslubu resmen komedi. talimatla oraya geldiğini şu cümleden bile anlayabilirsiniz.

  • çekimlerinin çoğu basmane'de gerçekleştiren sağlam bir zeki demirkubuz filmi. bir sahnesi çok komiktir. derya alabora haluk bilginere der ki:
    "-işim var şu çocuğa bak biraz..."
    haluk bilginer der ki:"tamaammm.."
    derya alabora haluk bilginer'i uyarır:"sakın kaybetme ha. dalgınsındır sen."
    bunun üzerine haluk bilginer der ki:"çakmak mı lan bu?"
    işte bu ufak diyalog yönetmenin ne kadar iyi bi gözlemci olduğunun minik ve mizahi bir kanıtıdır.
    (bkz: en sık kaybedilen şeyler)

    bunun yanı sıra fimde bir kır sahnesi vardır ki, haluk bilginer'in 7 dakikayı aşan tiradıyla unutulmazlar arasındaki yerini almıştır. bekir* bir yandan cigaralağını çeker, bir yandan hastalıklı bir aşkın ve hayatın geride bıraktığı 20 seneyi anlatır yusuf'a *. olağanüstüdür... tek kelimeyle olağanüstü...

  • siz aktrollere bakmayın, 2001 krizinde meyve sebze, ekmek ve diğer gıda ürünleri ytl karşılığı kuruşla satılıyordu. yine ytl hesabıyla 2001 krizdinde domates 25 kuruştu, kasa kasa alırdık. herkes evine şekeri, unu, her şeyi torba torba alırdı. muz kıtlığı hiç çekmedik. her şey boldu çünkü yaşadığımız halkın değil bankaların, siyasilerin kriziydi. şu an yaşadığımız iflas. devletin ve halkın iflası. ben böyle bir dönem hiç görmedim. savaşta olsak bu kadar batmazdık.

  • uzun yıllar bir depresyon halinde yaşadım. hem de belki en güzel yaşlarda yirmilerimde. ve bunu ben dahil kimse farketmedi. benimle aynı evde yaşayan insanlar da.
    hiç saçımı taramıyordum mesela duş almak bile büyük bir meseleydi. ne giydiğimi önemsemiyordum hiç kıyafet almıyordum.
    yolda önüme bakarak ve çok hızlı yürürdüm. ne hiç kimseyi görmek isterdim ne de görünmek.
    şimdi 30 yaşındayım. yeniden doğmaya çalışıyorum bu dünyaya. yeniden yürümeye. en zoru da kendimi sevmeye çalışıyorum. umarım bu sefer başarırım.

  • bim'in şanına yakışan yılbaşı paketidir.

    içeriği:
    le cola
    dağhan sucuk
    teatone ica tea
    3 kg'lık dost yoğurt
    peripella çıkolata
    12'lik bili bili yumurta

  • bir senedir kolejde gösterdiği performans ile bir anda draftin bir numara adaylığına yükselen çiçeği burnunda 1. sıra draft seçimi nba oyuncusu... ama benim çok acayip kuşkularım var bu çocukla ilgili.

    öncelikle lebron benzetmesi zannediyorum "hype" yüksekliği ile alakalı onun dışında oyunlarında pek bir benzerlik göremiyorum. yine de lebron hype'ının önünde zion hype'ının diz çöküp biat edeceğini düşünüyorum lebron'un lise maclari espn'de yayınlanıyordu! charles barkley ve draymond green oyun açısından daha mantıklı benzetmeler olsa da yine de ciddi farklar mevcut.

    beni en çok endişelendiren konu sakatlık ihtimali bu cüsse ile hareket ettiğiniz ve bu kadar yükseğe sicradiginiz zaman sakatlanma ihtimaliniz çok yüksek bu çocuk 130 kilo ve 100 cm yukarı sıçrıyor buna en yakın benzetme lebron kilo ve sıçrama yeteneği olarak. ama lebron bir anomali sakatlanmama konusunda ayrıca lebron'un injury prevention amacıyla zipladiktan sonra yere düşerken yaptığı birkaç çok önemli ve hayati hareket var (tek ayağının üzerine düşmemek hızlı birkaç adım atarak baskıyı azaltmak vs) bunların hiçbirisini yapmıyor zion. derrick rose'a benzetiyorum bu pervasizlik halini rose da çok daha küçük olmasına rağmen inanılmaz bir motorla ama biraz da umursamaz halde oynardı sakatlanmadan önce nitekim pervasizliginin sonucu olarak da defalarca sakatlandı. zion'un kolej maçında ayakkabısını patlatması bile bir gösterge nasıl bir momentum ile yere indiğine dair ayakkabı dayanamayıp patladı bu kütle yüzünden. bu konuda çalışacaklarını ve sakatlık ihtimalini düşüreceklerini düşünüyorum en azından ümit ediyorum.

    ikinci kuşkulu olduğum konu ise wingspan çocuğun boyu 2.01 ama hepimiz biliyoruz ki basketbolda wingspan yani kulaç açıklığı boydan daha önemlidir. zion'un kulaç açıklığı ise 2.08 mesela benzetilenlerden lebron'un 2.14 draymond green'in ise 2.17 kulaç açıklığı. eğer zion maks 4 numara pozisyonunda oynayacaksa çok da bir problem yaşamayacaktır kulaç konusunda ama small ball 5 i olarak düşünülüyorsa bence ciddi bir problem olacak bu konu üstelik kilosu ve cüssesi dolayısı ile kendisine daha uzunlar savundurulacak bir süre sonra ve asıl o zaman bu kulaç konusu problem olmaya başlayacak. draymond green yaklaşık 10 cm fazla kulaç açıklığı ve inanılmaz defansif içgüdüleriyle kisabeste pivot oynayabiliyor ama draymond green de milyonda bir denebilecek bir tıp başka benzeri yok gibi bir şey yine belki charles barkley.

    şimdi nba'in en iyi oyuncularına yani zion'un olması beklenen en iyi üç beş oyuncuya bakalım lebron, anthony davis, kevin durant, kawhi leonard, giannis, james harden steph curry... bunlardan steph curry ve james harden dışında hepsi genetik anomali ve üzerine tamamen yontulmuş bir yeteneğe sahipler. zaten zion'un bu kadar gündemde olmasına neden olan da yeteneklerinin yontulabilecek olduğuna inanılması.

    toplamda üç tane bana göre çok ciddi problemi mevcut ama nba şu ana kadar hiç böyle bir atlet görmedi bu yüzden herkes heyecanlı isminin tuhaflığı, temiz yüzlü oluşu, efendi bir karakter olması vs ise tam bir pazarlanabilir ürün yapıyor kendisini umarım bu bahsettiklerim problem olmaz kendisi için de biz de yıllarca bu anomaliyi izleriz.